Vedat Kitapçılık
Kargo Gönderim Saatleri;
Hafta İçi Saat 16:00 'ya kadar
Cumartesi Saat 11:00 'e kadar


Banka Hesap Bilgilerimiz
Destek
HATTI
0212
240 12 54
240 12 58
Favori
Listenizde
Ürün Yok!
Sepetinizde
Ürün Yok!
Yeni Çıkan Yayınlar:      Kasım (49)      Ekim (124)      Eylül (80)      Ağustos (71)

Yargı Etiğine Giriş Hukukçunun Hayat Felsefesi

Yargı Etiğine Giriş Hukukçunun Hayat Felsefesi



Sayfa Sayısı
:  
612
Kitap Ölçüleri
:  
16x23 cm
Basım Yılı
:  
2011
ISBN NO
:  
9786055412388

2.000,00 TL









ÖNSÖZ







* Dünyanın bütün uygar ulusları temel ahlak ilkeleri üzerinde anlaşabilirler.1
* Etiğin hiyerarşik sınıflandırılması, sağlam bir değerlendirme noktası mı? Etik, düşünülmesi mi
gereken yoksa yaşanması mı gereken bir kavram?
* Aslına bakılırsa, çok - nedenli karmaşık bir açıklama, bir olgunun var olabilmesi için birçok
etkenin bir araya gelmesi gerektiğini (bu yüzden de, söz konusu olgunun varlığının muhtemel olma¬
dığını) ileri sürmekten başka bir şey değildir.3
* Evrensel kural olacak şekilde davranış ve eylemlerde bulunan birisi ahlaklıdır.4










İlk başta şu hususu hem hatırlatmak hem de belirtmek isterim. HSYK′yı da bağlayan Bangalor Yargı Etiği İlkeleri içinde, 4.11 sayılı ilkede şöyle yazıyor: "Yargısal görevlerini tam ve eksiksiz bir şekilde icra etmek kaydıyla, hakim (...) hukuk, hukuk sistemi, adalet teşkilatı veya bunlarla ilintili diğer konularda yazı yazabilir". 2802 Sayılı Hakimler ve Sav¬cılar Yasası′nın 48. maddesi de benzer bir yazı yazma hakkı öngörüyor Bö metinlerde, yargıçlar sadece övücü yazılar yazabilir veya suya sabuna dokunmayan teknik görüşler dile getirebilir denmiyor. Metinde ayrıca, hakimin düşünce ve ifade hürriyetine sahip olduğu da vurgulanıyor. Bu hakları kısıtlayan yegane koşul, "yargıçlık makamının onurunun zedelen¬memesi" gereğidir.5 İşte ben de yargıçlık ve savcılık makamının onurunu zedelemeksizin ve hatta bu onuru daha yukarılara taşımak için 2802 Sayılı Hakimler ve Savalar Yasası′nın 48/1. maddesindeki (md 48/1: Hâkim ve savcılar, bilimsel araştırma ve yayınlarda bulu¬nabilirler. Davet edildikleri veya yetkili makamlarınca görevlendirildikleri, ulusal ve ulusla¬rarası kurul, kongre, konferans ve benzeri bilimsel toplantılarla meslekleri ile ilgili diğer toplantılara, görevlerini aksatmamak koşulu ile katılabilirler. Mesai gün ve saatlerinde bu tür toplantılara katılmak izne tâbidir.) haktan yola çıkarak bu kitabı yazdım.







Toplumda farklı insanların veya insan gruplarının yönetim üzerindeki iddialarının hepsi etik zemininde tartışılır, güç mücadelelerinin ve yönetimin adaletine ilişkin çekişme¬lerin hepsinin temeli etik üzerine yapılan akıl yürütmelerdir. İşte bu yüzden etik problem¬ler hakkında ciddi ve tutarlı bir yaklaşım ortaya koymayı denememiş bir filozof yoktur denebilir.6 Geçmişten günümüze filozofların ve felsefe uğraşı verenlerinin üzerinde en çok durdukları ve tartışmalara konu yaptıkları şey "ahlak felsefesi" olduğu gibi, iyi-kötü,doğru-yanlış gibi konular felsefe′nin en önemli konuları olmuştur. Kötülük, yanlışlar ve ihtiras mevcut olduğu sürece de bu durum böyle devam edecektir.
Daha sonraları meslek yaşamındaki etik sorunlar önemsenmeye başlanmış ve iş eti¬ği ve meslek etiği kavramları günümüzde etik felsefesinin en yeni ve önemli tartışma konuları olmuştur. Bu nedenle de pek çok kamu kurumu ve hatta özel teşebbüsler kendi iç bünyelerinde, gerek bireysel ve gerekse de toplusal ilişkilerin geliştirilmesi, kurum ya da teşebbüsün imajının geliştirilmesi, kurum, teşebbüs ve toplumun geliştirilmesi ve personelin davranışlarının ahlaki (etik anlamında kullanılmıştır) perspektife uygun belli bir seviyeye ulaştırmak amacıyla, yasaların düzenlemediği boşluk olan alanlarda etik uygu¬lamaların geliştirilmesi için çeşitli çalışmalar yapmaktadırlar.







İnsanın kendi hayatını düzene sokmak ve başka insanlarla ilişkilerinin çerçevesini belirlemek üzere ihtiyaç duyduğu ahlaki ilkelere ulaşma çabası insanlık tarihiyle yaşıttır. Çünkü etik, neyin meşru ve doğru kabul edilebileceğine dair bir çalışma sahasıdır ve bu yörıu/le hukuka şekil veren konumuyla önemli bir işleve sahiptir.7 20. yüzyılın ilk yarısı etik sorunların, siyasal ve ekonomik sorunların gölgesinde kaldığı bir dönem olmuştur. Hatta, "etik", on yıl öncesine kadar, ülkemizde pek bilinen ve kullanılan bir sözcük bile değildi. Sözcüğün, ülkemizde, son on yılda bu kadar yaygınlaşmasının ve duyulmasının nedenleri; dünyada yaşanan ve ne yazık ki hala yaşanmakta olan savaşların derinden hissedilen etkileri, bu etkilere bağlı olarak ortaya çıkan birtakım siyasal açmazlar ve so¬runlar, siyaset adamlarının verdikleri sözleri çabucak unutmaları, çevre sorunları, tıp alanındaki ciddi gelişmelerin yaratmış olduğu tartışmalar, gen teknolojisindeki yeni geliş¬meler ve basın yayın kuruluşlarında yaşanan kimi etik sorunlardır.8










Kamu görevlileri seçilerek ya da atanarak getirildikleri görevleri yerine getirirken kendilerini hukuka uygunluk, adalet ve dürüstlük ilkeleri çerçevesinde, güven verici bir şekilde hareket etmeye zorlayan idari sorumlulukla bağlıdır. Bu sorumluluğun esası kamu görevinin, seçilmiş ya da atanmış olsun kişisel bir kazanç ya da çıkar sağlamak amacıyla kullanılamamasıdır.9 Yurttaşlar, tüm kamu görevlilerinin görevlerini yerine getirirken en yüksek ahlâkî ölçülere göre davranmalarını ve kamu yararına uygun hareket etmelerini beklemektedirler. Kamu görevlileri yasa ve diğer mevzuat hükümlerine, bunların öngördüğü yaptırımlara uygun davranmak zorunda oldukları gibi, kamuoyu (halk-toplum) denetimine de tabidirler. Günümüzde kamu görevlilerinin, görevlerini ifa ederken kamuoyunun deneti¬mine tâbi olmaları, kamu hizmeti ifa etmelerinin doğal sonucu olarak kabul edilmektedir.10









İçinde bulunduğumuz süreçte kamu sektörüyle özel sektör arasındaki ilişkiler bir hayli artmış durumdadır. Bu bağlamda, kamu yönetiminde çıkar çatışması hallerinin ço¬ğunda aktörlerden birisi kamu görevlisi, diğeri de özel sektör kuruluşu olmaktadır. Bu noktada, kamu görevlilerinin etik ilkelere bağlılıkla yükümlü olması gerekliliğinin yanı sıra özel sektörün de bu konuda hassasiyet sergilemesi ve ilişkilerini etik ilkelere göre sür¬dürmesi gerekmektedir. Nihayetinde, kamu yönetiminde etik ilkelere bağlılık, sadece kamu görevlilerinin değil özel sektör kuruluşlarının da bir yükümlülüğüdür.11 Fakat, maale¬sef bu anlamda günümüzde büyük bir yozlaşma yaşanmaktadır. Nitekim Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Daire Başkanı Ahmet Pek,operasyonlarda kamu görevlilerinin de tutuklanmasına ilişkin olarak, "Yolsuzluk suçlarının hemen hepsinde kamu görevlisi bir şekilde bulunuyor. Kamu görevlisine bir şekilde dokun¬madan kolay kolay kamuda yolsuzluk olmayabiliyor. Bu yi! 500′ün üzerinde kamu görevli¬sine tutuklama oldu" demiş olmasından da bu durum gayet net olarak anlaşılmaktadır.12








Bu yozlaşma tarihin çeşitli dönemlerinde görülmüştür. Nitekim geleneksel Osmanlı toplumsal düzeninde önemli işlevler yüklenmiş olan Loncaların başında bulunan yönetici¬lerinin (Kethüda), kanun gereği etik değerlere bağlı kalmaları zorunlu tutulmuş, Kethüda¬nın, görevi esnasında, her hangi bir şekilde kötü bir tutum ve davranış içerisine girdiği tespit edilirse görevinden alınması yönünde yaptırımlar uygulanmış {Çadıra, M. (1997:123), Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve Ekonomik Yapısı, TTK Yayınları, Anka-ra.)P olması da bu tezimizi doğrular bir örnektir. Bu şekildeki yozlaşmanın doğrudan bir sonucu olarak, dünyada devlete duyulan güven gittikçe azalmaktadır. Kamu görevlilerinin küçük ihlallerden büyük skandallara kadar etik dışı faaliyetleri, devletin ve kurumlarının meşruiyetinin sorgulanmasına neden olmaktadır.14 Daha da kötü olanı, son yıllarda yargının ve özellikle de yüksek mahkemelerin, vermiş oldukları bir kısım kararlar dolayısıyla, kamuo¬yunda yoğun eleştirilere muhatap olduklarını görüyor olmamızdır. Eleştirilerin daha çok "yargının tarafsızlığı, güvenirliliği ve tutarlılığı" konularına odaklanmış olması, ister istemez dikkatleri bu kavramları da içine alan "yargı etiği" konusuna çekmektedir.15










Dünyada etik bir yaşam oluşturmak iddiasıyla yaygın ve etkili kampanyaların yürü¬tüldüğü, her sözcüğün, neredeyse etikle tamamlandığı ve bu abartılı yaklaşımları felsefe¬cilerin etik enflasyonu olarak nitelediği günümüz dünyasında ahlak dışı, insanlık dışı olay¬lar yaşanmaktadır. Sistemin niteliği olan kural tanımazlık ilköğretim çocuklarının davranış¬larına da sıçramış ve bu durum bu günün olumsuzluklarından öte geleceğin koşularının daha da kötüye gideceğinin işaretlerini vermeye başlamıştır.15 Son yıllarda giderek artan, hırsızlık, dolandırıcılık, gasp, sahtekarlık, inancı kötüye kullanma, rüşvet, hortumculuk gibi olaylar, toplumumuzu ahlaki yönden çöküntüye uğratmaktadır. Diğer yanda, rüşvet ye¬meyen kamu görevlisine "ENAYİ" gözü ile bakılması, telefon gaspı için insanların öldü¬rülmesine, kadınların yerlerde sürüklenmesine, yaralanmasına, yaşlı insanların gözünün kör edilmesine, "BANA DEĞMEYEN YILAN BİN YAŞASIN" mantığı ile bakılması derin bir insanlık acısı vermektedir. Yine gençlerimizin ve çocuklarımızın günlük hayatta gözlemle¬dikleri ve maruz kaldıkları "ŞİDDET VE MAFYA TÜRÜ" olaylara sessiz kalınması ve bilinç¬sizce benimsetilmesi üzüntü verici durumlardır.17 Çeşitli sebeplerle aile birliğinin bozulma¬sı, boşanmaların hızla artması, geleceğimiz olan çocukların ruhsal çöküntüye uğramasına yol açmaktadır. Bilindiği gibi bu örnekler, sayılamayacak kadar çoktur. Toplumumuz ahlaki bakımdan "ÇÖKÜNTÜ" yaşamaktadır. Yukarıda saydığımız "KÖTÜLÜKLER" in se¬bepleri ne olursa olsun mazur görülemez ve sessiz kalınamaz.18









Bu nedenle kamu yönetiminde etik bilincin yerleştirilmesi ve dolayısıyla etik sistemi¬nin tüm unsurlarıyla kurulup etkili uygulamanın sağlanmasının zamanı gelmiştir. Etikle ilgili sorunların toplumda büyük tepkilere neden olması, artık bir etik altyapının oluştu¬rulması gerekliliğini gözler önüne sermiştir.19 Dolayısıyla ciddiyeti artmış olan etik çalış¬maların derinlik kazanması ve yaygınlaşması kaçınılmaz bir gereksinim olarak karşımıza çıkmış ve bu tür çalışmaların yapı ve içeriğinin düzenlenmesi ve sistemleştirilmesi de, ayrı ayrı ele alınması gerekli konular haline gelmiştir.20







Çağımızda ve özellikle günümüzde etiğe ilginin canlanmasında çeşitli etkenler rol oynamıştır. Ne var ki, bugün moda olan, felsefenin bir alanı, bilgisel bir alan olarak etik değildir. Moda olan, "meslek etikleri" denilen etiklerdir. Bunların en eskileri biomedikal etik veya bioetik ve basın etiğidir. Şu anda çeşitli meslekler ve hizmet alanları, kendi etiklerini geliştirme çabasındadırlar.21







Ancak siyasetten ticarete, inançtan eğitime her alanda erdemin egemen kılınması, dünyanın yaşanır duruma getirilmesi yönünde etik değerler bakımından her alanda düşün¬ce ve görüşler üretilmiş olmasına rağmen22 yargı etiği ile ilgili olarak bugüne kadar kapsamlı bir çalışmanın yapılmadığını, bu konuda akademik çalışmalarında yetersiz olduğunu, dolayı¬sıyla yargı etiği alanında uygulayıcı olan hukukçuların (yargıç, savcı ve savunman ve hatta hukuk danışmanı) etik davranışlar konusunda örnek alabilecekleri kuralların yetersizliği ve belirsizliği ile karşı karşıya kaldıklarını görüp üzülmemek elde değil tabi.










İşte, toplum vicdanında saygı uyandıran kararlar veren ya da vermesi gereken yar¬gıçlar, toplum vicdanında saygı uyandıran soruşturmalar yürüten ya da yürütmesi gere¬ken savcılar ve toplum vicdanında saygı uyandıran savunmalar yapan ya da yapması gereken savunmanların (avukatların) daha da çoğalması için her şeyden önce savunman, yargıç ve Cumhuriyet savcılarının uyması gereken etik kuralları netleştirmek bilincinden hareketle bu kitabı hazırlamış bulunmaktayım.









Kitapta öncelikle etik kavramı ve bu kavramla ilgili olabilecek diğer kavramların açık¬laması ile yargı etiği, bu anlamdaki değerler ve ilgili kavramların açıklaması, yargıç, savcı ve savunmanların uyması gereken etik kurallara ilişkin uygulamadan örneklere yer verilmiştir.
Toplum vicdanında saygı uyandıran kararlar veren yargıçlar,






Toplum vicdanında saygı uyandıran soruşturmalar yürüten savcılar Ve toplum vicdanında saygı uyandıran savunmalar yapan savunmanların çoğalması umuduyla,





Her zaman hasreti yüreğimi tutuşturan OĞLUM İSMAİL CALIŞIR′A en derin sevgile¬rimi iletiyorum.




Saygılarımla.



















İÇİNDEKİLER















• 1. -ADALET ANLAYIŞI-5
• 2. -HUKUKSAL POZİTİVİZM VE DOĞAL HUKUK-5
• 3. -EVRENSEL ADALET ANLAYIŞI (YARGI ETİĞİNİN YOL GÖSTERİCİSİ OLMALIDIR)-5
• 4. -ETİK DAVRANMANIN ÖNEMİ-5
• 5. -HUKUKUN YORUMU VE YARGI ETİĞİ-
• 6. -HUKUKUN AMACI NE OLMALIDIR?-5
• 7. -HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜNÜN ETİK DEĞERİ-5
• 7. 1. -Hak Arama Bilinci Nasıl Geliştirilmelidir-5
• 8. -CESARET VE YARGI ETİĞİ-5
• 8. 1. -Ve Bir Şiir-5
• 9. -CEZA VE ETİK-5
• 9. 1. -Ceza Kanunları Kişileri Şefkat, Merhamete ve Kahramanlığa Zorlamalı mı?-5
• 9. 2. -Sonuç ve Temenniler-5
• 10. -MAĞDURLARIN YERİ VE YARGI ETİĞİ-5
• 11. -HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ VE YARGI ETİĞİ-5
• 11. 1. -Sonuç Olarak-5
• 12. -HUKUK DEVLETİ VE YARGI ETİĞİ-5
• 12. 1. -Sonuç Ve Temenniler-5
• 13. -ANAYASALAR VE ANAYASA MAHKEMELERİ-5
• 13. 1. -Sonuç Ve Temenniler-5
• 14. -DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ-5
• 14. 1. -Sonuç ve Temenniler-5
• 14. 2. -Düşünce Özgürlüğüne İlişkin Pozitif Normlar-5
• 15. -DEMOKRASİYE BAKIŞ-5
• 15. 1. -Sonuç Ve Temenniler-5
• 15. 2. -Demokrasi İle İlgili Özlü Sözler-5
• 16. -ETİK AÇIDAN ERKLER AYRILIĞI PRENSİBİ-5
• 16. 1. -Sonuç Ve Temenniler-5
• 17. -DEVLET ANLAYIŞI VE HUKUKÇULAR-5
• 17. 1. -Sonuç Ve Temenniler-5
• 18. -ASKERİ YARGI VE YARGI ETİĞİ-5
• 18. 1. -Anayasa Mahkemesi Kararı-5
• 19. -OMBUDSMAN KURUMUNA BAKIŞ-5
• 20. -YARGIÇLARIN ÜSTÜNLÜĞÜ ANLAYIŞI-5
• 20. 1. -Sonuç ve Öneriler-5
• 21. -DİL VE HUKUK-5
• 21. 1. -Sonuç ve Temenniler-5
• 22. -HUKUKÇU VE LAİKLİK-5
• 23. -KÜLTÜREL YAPI VE ETİK-5
• 23. 1. -Sonuç Ve Temenniler-5
• 24. -YASALAR VE YASAKÇI ANLAYIŞLAR VE UYGULAMA-5
• 24. 1. -Hukukun Devrimci Niteliğine Bir Örnek, Laik Cumhuriyetimiz-5
• 24. 2. -Sonuç Ve Temnniler-5
• 25. -YARGININ ÖZELLEŞTİRİLMESİ GİRİŞİMLERİ ÜZERİNE-5
• 25. 1. -Sonuç ve Temenniler-5
• 26. -SİYASAL PARTİLERİN KAPATILMASI SORUNU ÜZERİNE-5
• 27. -YÜKSEK YARGI ÜYELERİNİN SEÇİMİ-5
• 28. -YARGIYA AYRILAN PAY VE ETİK-5
• 29. -ETİK AÇIDAN YARGI VE KONFORMİZM-5
• 30. -YARGI ÇALIŞANLARI VE ETİK-5
• 31. -YÖNETİCİLERİN ÖRNEK OLMASI GEREĞİ VE ETİK-5
• 31. 1. -Sonuç ve Temenniler-5
• 32. -YURTTAŞLAR VE YARGI ETİĞİ-5
• 33. -YOKSULLUK VE ETİK-5
• 34. -ETİK BAĞLAMDA YARGIÇ-SAVCI-AVUKAT DİYALEKTİĞİ-5
• 35. -ETİK BAĞLAMDA SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI İLE YARGIÇVE SAVCI SENDİKALARI-5
• 35. 1. -Yargıç ve Savcı Örgütleri-5
• 35. 2. -Baroların Konumu-5
• 35. 3. -Sarı Sendika Anlayışına Düşmek-
• 36. -ETİK BAĞLAMINDA YARGIÇ VE CUMHURİYET SAVCILARI ARASINDAKİ İLİŞKİ-5
• 37. -SAVCILIK KURUMU VE ETİK-5
• 38. -BASIN AÇIKLAMASI VE YARGI ETİĞİ-5
• 39. -MEDYA VE YARGI ETİĞİ-5
• 39. 1. -Sonuç ve Temenniler-5
• 40. -DOKUNULMAZLIKLAR VE YARGI ETİĞİ-5
• 41. -ETİK BAĞLAMDA TOPLUMSAL YAPI-5
• 42. -DIŞINDALIK EĞİLİMİ VE YARGI ETİĞİ-5
• 43. -SANATLA İLGİLENMEK VE YARGI ETİĞİ-5
• 44. -GÜVEN DUYGUSU YARGI ETİĞİNİN TOPLUMA YANSIMASI OLMALIDIR-5
• 45. -HIZLI YARGI-İŞ YÜKÜ VE YARGI ETİĞİ-5
• 46. YOLSUZLUK VE ETİK-5
• 46. 1. -Sonuç ve Temenniler-5
• 46. 2. -Yolsuzlukla Savaşımda Kullanılan Temel Yasalar-5
• 46. 3. -40 Maddede Torpil Denilen Yolsuzluk-5
• 47. -ETİK DEĞERLER İÇİN KURUM İÇİ DENETİMLER-5
• 47. 1. -Sonuç ve Temenniler-5
• 48. -ETİK BAĞLAMDA UYAP SİSTEMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ-5
• 49. -HUKUK EĞİTİMİ VE YARGI ETİĞİ-5
• 49. 1. -Genel Olarak Eğitim ve Etik-5
• 49. 2. -Hukuk Fakülteleri ve Hukukçu Eğitimi-5
• 49. 3. -Hukuk Felsefesi Eğitimi-5
• 49. 4. -Sanat Yönü Eğitimi-5
• 49. 5. -Okuma Alışkanlığı-5
• 49. 6. -Hakim ve Savcıların Eğitimi-5
• 49. 7. -Yapılması Gerekenler-5
• 50. -KISACA HUKUKÇU NASIL BİR İNSAN OLMALIDIR-5
• 51. -KONUMUZ BAĞLAMINDA ANLAMLI SÖZLER-5
• 52. -SONUÇ VE TEMENNİLER-5
• 53. -KONUYLA İLGİLİ AFORİZMALARIM
• 54. -KONUYLA İLGİLİ MAKALELERİM-5
• 54. 1. -Anayasa Değişiklikleri Bağlamında Toplumsal Vicdanın Görevi-5
• 54. 2. -Bir Yurttaş Olarak Hukukçular ve Özgürlük Anlayışı-5
• 54. 3. -Cemaatler Demokrasi ve Hukuk-5
• 54. 4. -Dingin Ama Devrimci Bir Demokrasi Oluşturulmalıdır-5
• 54. 5. -Konfüçyüs, Sao-Çeng′i Niye İdam Ettirdi?(1)-5
• 54. 6. -Haklar Kataloğu-5
• 54. 7. -Hukukçu Gözüyle Düşünce Özgürlüğüne 40 Madde De Bakış-5
• 54. 8. -Hukukçular/Gerçekle Buluşmaya Programlanmış Akıldan Yürekler-5
• 54. 9. -Hukukçunun Demokrasi Manifestosu-5
• 54. 10. -Hukukun Ta Kendisidir-5
• 54. 11. -İdeal Anayasanın Ana Hatları-5
• 54. 12. -Öyle Bir Hukuk Olmalı Ki-5
• 54. 13. -Özgür Adamın Sözleri-5
• 54. 14. -Özgürlük Hukuku-5
• 54. 15. -Özgürlük Üzerine-5
• 54. 16. -Savcılar Bağımsız Olmalıdır-5
• 54. 17. -Yolsuzluk Üzerine Düşünceler-5
• YARARLANILAN KAYNAKLAR-5