Vedat Kitapçılık
Kargo Gönderim Saatleri;
Hafta İçi Saat 16:00 'ya kadar
Cumartesi Saat 11:00 'e kadar
Kartlarına Taksit
Seçeneklerimiz Vardır!
Banka Hesap Bilgilerimiz
Destek
HATTI
0212
240 12 54
240 12 58
Favori
Listenizde
Ürün Yok!
Sepetinizde
Ürün Yok!
Yeni Çıkan Yayınlar:      Nisan (50)      Mart (140)      Şubat (116)      Ocak (138)

Yaptırımı ( Cezayı ) ve Sonuçlarını Ağırlaştıramama Kuralı ve Ülkemizdeki Düzenlemeye ve Uygulamaya Eleştirel Bir Yaklaşım

Yaptırımı ( Cezayı ) ve Sonuçlarını Ağırlaştıramama Kuralı ve Ülkemizdeki Düzenlemeye ve Uygulamaya Eleştirel Bir Yaklaşım



Sayfa Sayısı
:  
158
Kitap Ölçüleri
:  
16x23 cm
Basım Yılı
:  
2012
ISBN NO
:  
9789754646337

150,00 TL











ÖNSÖZ Yaygın anlatımıyla "aleyhe bozma yasağı kuralı", kişisel görüşümüze göre "yaptırımı (cezayı) ve sonuçlarını ağırlaştıramama kuralı", 2004/5271 sayılı Yeni Ceza Yargılama Yasası′nın istinaf, temyiz, yasa yararına bozma ve yargılamanın yenilenmesi (m. 283, 307/4, 309/4-b, 323/2) yollarında be¬nimsenmiştir. Bundan başka aynı Yasa′nın yasa yollarını düzenleyen altıncı kitabının genel hükümleri arasında savcının sanık yararına yasa yoluna başvurması durumunda da kuralın uygulanacağı (m. 265) belirtilmiştir. Ancak, ceza ve güvenlik önlemi biçiminde iki yaptırımı, yani "iki izlilik dizgesi"ni öngören bir hukuk düzeninde güvenlik önlemlerinin kural dışında tutulması düşündü¬rücüdür ve kanımızca dar bir görüşün ürünüdür. Her şeyden önce yasal düzenleme gözden geçirilmeli, karşılaştırmalı hu¬kuk gözetilerek kuralın kapsamı doğru belirlenmelidir. Evet, düzenleme, incelemede ayrıntılarıyla görüleceği üzere böyle. Ya uygulama? Yaptığımız incelemede Türk yargısının "yaptırımı (cezayı) ve sonuçları¬nı ağırlaştıramama kurah"nı algılamasında ve kurala yaklaşımında, dolayı¬sıyla uygulamada sorunlar yaşandığı, köklü değişikliklere gereksinme oldu¬ğu sonucuna ulaşılmıştır. İnceleme metni okunduğunda bunların ayrıntıları görülecektir. Ancak daha baştan bunlara kısaca değinmekte yarar vardır. Birinci olarak, hukuk uygulamasının sağlıklı olarak olabilmesinin ilk ko¬şulu şudur: Bütün yargı toplumu, özellikle de Yargıtay ve Danıştay gibi yük¬sek yargı organları, inceleme konusu kuralı 1929 yılından bu yana dayandır¬dıkları "kazanılmış hak" görüşünden arındırmalıdır. İkinci olarak, kuralın yanılgıya yaslanan bir lütuf, atıfet, iyilik, bağışlama olduğu, bu yüzden genişletilmemesi gerektiği yollu görüşten de vazgeçilmesi gerekir. Zira kuralın kapsamı ve uygulama alanı bütün ülkelerde gittikçe genişletilmektedir. Evet, kural, bozma sonrası mahkemelerin yeni hüküm kurarken özgür olmaları kuralına ayrıksı bir hükmü öngörmektedir. Ancak kural, her şeyden önce daha genel/kapsayıcı olan ve özgürlük kuralına öngelen bir başka kurala, yani "insan sürekli yanılan bir varlıktır" mantığına ve gerçeğine yaslanmaktadır. Bu nedenle insancı temelde gelişen hukuk düzenleri, özellikle yargılama yasalarını kotanrken, bu kuralı sürekli olarak göz önünde tutmak zorunluluğunu duymuştur. Üçüncü olarak, bu kuralın evrimi ve sanık yaranna düzenlenmiş bir ku¬rum olduğu gözetilmeli, bu yüzden de yorum ilkelerine göre sanık aleyhine yorumlanamayacağı unutulmamalıdır. Dördüncü olarak, kural, uygulamadaki görüşün tersine, uyarlama yargı¬lamasında ve infaz aşamasında da kaçınılmaz olarak geçerlidir. Altıncı olarak, bilindiği üzere, 2005/5320 Sayılı Yasa′nm 8. maddesine göre bölge adliye mahkemeleri kuruluncaya dek 1929/1412 sayılı Eski Ceza Yargılama Yasası′nm 305 ila 326. maddelerinin uygulanmaları sürecektir. Bu mahkemelerin yakında yaşama geçmeleri umulmaktadır. Ancak bu du¬rum incelenen konuda ulaşılan sonuçlara etkili olmayacaktır. Yedinci olarak, yeri gelmişken belirteyim ki, yıllardan beri ve özellikle son dönemlerde bütün dikkatler ve yönelimler Yargıtaym iş yükünün azal¬tılmasına odaklanmış, dahası bu eğilim bir saplantıya dönüşmüş bulunmak¬tadır. "İstinaf yoluna başvurma" bir haktır. Ancak bizde bölge adliye mah¬kemelerinin kurulması, bu hakkın yaşama geçirilmesi için değil, Yargıtayının işinin azaltılması amacıyla kurulmaktadır. Nedenler ile sonuç¬lar birbirine karıştırıldığı için söylentilere göre on beş yeni Yargıtay kurul¬maya hazırlanılmaktadır. Bu, ağır bir yanılgı olmuştur. Eğer istinaf yolu başarılı düzenlenirse, Yargıtayının yükü kendiliğinden azalır. Nitekim, Fran¬sa′da bu başarılmış; ikinci derece (istinaf) mahkemelerde sonuçlanan bin özel hukuk davasından sadece bir tanesi Fransız Yargıtayma gelmektedir. Bu arada zaman zaman "yaptırımı (cezayı) ve sonuçlarını ağırlaştıramama kura¬lının da, Yargıtayın işini azaltmak kaygısıyla kaldırılmasından söz edenler bulunmaktadır. Bu ağır bir yanılgıdır. Gelelim kitaba. Okuyucu, gerek öğretinin, gerek yargının görüşlerini iki ayrı kesimde bulacak ve değerlendirecektir. Kitabı kaleme alırken ilgili yargısal kararların bana ulaştırılması konu¬sundaki yardımlarından dolayı Yargıtay Ceza Genel Kurulumuzun Sayın Başkanı İhsan Akçin′e, Yargıtayımızm değerli yargıçlarından Cengiz Ota¬cı′ya ve Coşkun Halitoğlu′na, kitabın yayımlanmasında katkılarından dolayı Yetkin Basım, Yayım ve Dağıtım A. Ş. Yöneticilerine, özellikle Sayın Mu¬harrem Başer ve arkadaşlarına gönül borcumu ödemek isterim. Kasım 2011, Ümitköy/Ankara Sami SELÇUK İÇİNDEKİLER BİRİNCİ KESİM ÖĞRETİ (BİLİMSEL GÖRÜŞLER) I- YASA YOLU DAVASININ HUKUKSAL SONUÇLARI 19 II- KURALIN TARİHSEL GELİŞİMİ 21 III- GENELLİKLE KURALI BENİMSEMEYEN VE BENİMSEYEN HUKUK DİZGELERİ 22 IV- ANLATIM/ADLANDIRMA SORUNU VE TANIM 25 V- KURALIN HUKUKSAL TEMELİ 28 A- KURALA KARŞI GÖRÜŞLER 28 1- Kamu düzeniyle ve ceza yargılamasının amacıyla bağdaşmama 28 2- Yasaya karşı çıkma 28 ■3- s Görevin sınırlandırılması ve yargılama kurallarının bütünlüğünün bozulması... 29 B- KURALDAN YANA GÖRÜŞLER 29 1- Hükmün istek ve istenç (irade) içinde kalması zorunluluğu...29 2- Hükmün istek ve istenç ötesine (ultra petita) ya da dışına (extra petita) taşmaması zorunluluğu 29 3- Kazanılmış hak 30 4- Adalet/hakkaniyet 31 5- Toplumsal yarar 31 6- Yüze karşılık 31 7- Yasa yolundan umulan yarar 32 8- Gerçekçi ve tutarlı görüş 32 VI- KURALIN UYGULANABİLİRLİK KOŞULLARI 37 A- BİÇİME İLİŞKİN KOŞULLAR 38 1 - Kuralın ancak belli yasa yolu davalarında uygulanabilirliği ..38 ′ 2-′ Kuralın yasa yolu davasına başvuran belli kişiler açısından uygulanabilirliği 39 B- ÖZE İLİŞKİN KOŞULLAR 41 1- Genel olarak 41 2- Yasal normun kimliğini belirleme zorunluluğu 44 a- Suç (ceza) hukuku normlan 45 b- İnfaza ilişkin normlar.... 49 aa- Suç normu kapsamında kalan infaz normu ile salt infaz rejimine ilişkin infaz normunu ayırma zorunluluğu 49 bb- Suç normu olarak benimsenen üç kurum 55 aaa- Tekerrür 55 bbb-Erteleme 56 ccc- Koşullu salıverme 58 3- Kuralın dışında kalan durumlar 61 a- Yargılama hukuku normları 61 b- Yargılama giderleri, maddi yanılgılar ve kolluk önlemleri 61 c- Ödence ....62 C- KURALIN YARGILAMADA UYGULAMA YÖNTEMİ ....62 1- Yargılama aşamasında 62 2- Yaptırımın yerine getirilmesi (infaz) aşamasında: Uyarlama yargısı 63 VII- TÜRK HUKUK DÜZENLEMESİ VE YAKLAŞIMI/ UYGULAMASININ ELEŞTİRİSİ 64 A- DÜZENLEME 64 B- YAKLAŞIM/UYGULAMA 65 1- "Kazanılmış hak"ka dayanan görüşten vazgeçilmelidir 65 2- "Lehe hüküm aleyhe yorumlanamaz ilkesi" gözetilmelidir....66 3- "Yaptırımı (cezayı) ve sonuçlarını ağırlaştıramama kuralı"nın yanılgıya dayandığı görüşü dışlanmalıdır 66 4- Uyarlama yargılaması infaz aşamasında da geçerlidir. 66 İKİNCİ KESİM UYGULAMA (YARGISAL GÖRÜŞLER) Yargısal Görüşler 69-158