Vedat Kitapçılık
Kargo Gönderim Saatleri;
Hafta İçi Saat 16:00 'ya kadar
Cumartesi Saat 11:00 'e kadar
Kartlarına Taksit
Seçeneklerimiz Vardır!
Banka Hesap Bilgilerimiz
Destek
HATTI
0212
240 12 54
240 12 58
Favori
Listenizde
Ürün Yok!
Sepetinizde
Ürün Yok!
Yeni Çıkan Yayınlar:      Mayıs (38)      Nisan (73)      Mart (139)      Şubat (116)

Vergi Usul Kanununda Kaçakçılık

Vergi Usul Kanununda Kaçakçılık



Sayfa Sayısı
:  
298
Kitap Ölçüleri
:  
16x23 cm
Basım Yılı
:  
2008
ISBN NO
:  
9789944031042

1.120,00 TL









YAZARIN ÖNSÖZÜ





T.C. Anayasasının 2. maddesinde \"hukuk devleti\" ilkesi Cumhuriyetin temel niteliklerinden biri olarak kabul edilmiştir. Anayasa Mahkemesinin birçok kararında vurgulandığı gibi hukuk devleti insan haklarına saygılı ve bu hakları koruyan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, toplum yaşamında adalete ve eşitliğe uygun bir hukuk düzeni kuran ve bu düzeni sürdürmekle kendisini yükümlü sayan, bütün davranışlarında hukuk kurallarına ve Anayasa\′ya uyan işlem ve eylemleri yargı denetimine bağlı ve yargı denetimine açık olan, olan devlettir.



Anayasanın 5. maddesinde, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak, kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak, devletin temel amaç ve görevleri arasında sayılmıştır.



Yasa koyucular yasal düzenleme yaparken Anayasanın yukarıda yer verilen 5. maddesine uygun hareket etmek zorundadır. Ayrıca yasaları uygulayıcıların anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlü olma bilincinde, kişilerin temel hak ve hürriyetlerini sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayıcı olmayan, kullanımını, evrensel insan haklarının gelişimini ve hukukun üstünlüğünü amaçlayan bu yasal düzenlemelerin yapılması yasa koyucunun, uygulanması da memurlar ve diğer kamu görevlilerinin temel amacı olması gerekmektedir.



Anayasa\′nın \"Hak arama hürriyeti\" başlıklı 36. maddesinde de, herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı kimliğiyle iddia ve savunma hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. İddia ve savunma hakkı birbirini tamamlayan, birbirinden ayrılması olanaksız niteliğiyle hak arama özgüriünün temelini oluşturur. Önemi nedeniyle hak arama özgürlüğü, yalnız toplumsal barışı güçlendiren dayanaklardan biri değil aynı zamanda bireyin adaleti bulma, hakkı olanı elde etme, haksızlığı önleme uğraşının da en etkin aracıdır. Bu hakkın kullanılması, yerine getirilmesi olabildiğince kolaylaştırılmalı, olumlu ya da olumsuz sonuç almayı geciktiren, güçleştiren her türlü engeller kaldırılmalı, güçlü olan değil haklı olan her zaman kazanmalıdır.



Bu yoldaki tüm gayretler, ülke insanımızın refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak, vatandaşlarımızın evrensel temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, hatta bütün insanlığın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak amaç ve görevleri çerçevesinde - Avrupa Birliği üyeliği olsa da, olmasa da insanımız, ihtiyaçlarına uygun, katılımcı, halk odaklı, şeffaf, hesap verilebilir, yolsuzluktan uzak, sivil toplum kuruluşlarının yönetimine katılıp söz sahibi olduğu, bilgi edinme hakkının işlediği, hukuk güvencesine sahip olduğu tüm kamu hizmetlerinden memnun olmayı hak ettiği için- devam ettirilmelidir.



Hukukun üstünlüğü ilkesi bireylerin temel haklarının korunması konusunda gösterilen başarı oranında gerçekleşmektedir. Günümüzde Anayasalarda haklar alanının ayrıntılı olarak düzenlenmesi şeklinde ya da böyle bir düzenleme yoksa Anayasa Mahkemesinin ve yargı organlarının hukuk devleti ve demokrasi kavramları konusunda yaptıkları yorumlar ile verdikleri kararlar yoluyla bu koruma

gerçekleştirilmektedir. Anayasanın \"Mahkemelerin Bağımsızlığı\" başlıklı 138. maddesinde, \"Hâkimler görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler\" hükmüne yer verilmiştir. Hâkimlerin görevlerini bağımsız yapabilmeleri ve Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirken hak kaybına neden olabilecek, adalet duygusunu zedeleyen, hak arama özgürlüğünü engelleyen, adalet terazisinde hak açısından her zaman eşit olması gereken davacı ile davalı arasında adil yargılanma hakkına ters düşen uygulamalara yol açabilecek yasaları uygulamak zorunda da bırakılmamalıdırlar. Hukuk devletinde mahkemelerin bağımsızlığından anlaşılması gereken ilke de budur.



Adil yargılanma hakkı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinin 1. fıkrasında birçok hak ve ilkede güvence altına alınmıştır. Bunlardan birisi de hakkaniyete uygun yargılanma hakkıdır. Burada önemli olan yargılama faaliyetinin tüm işlemlerinin bir bütün olarak hakkaniyete uygun olarak yapılıp yapılmamasıdır. Bunun gerçekleşmesi de iddia ve savunmanın eşit haklara sahip olması, silahların eşitliği ilkesi ile mümkün olmaktadır.



Avrupa insan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinin 1. fıkrasında bir temel kural vardır. Bu kurala göre, \"her şahıs... Bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının... Dinlenmesini istemek hakkına haizdir\". Bu kurala göre, herkesin davasının bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından hakkaniyete uygun bir biçimde görülmesi gerekmektedir. Davanın mahkeme tarafından hakkaniyete uygun bir biçimde görülebilmesi için, öncelikle davada taraf olan kişinin tüm iddialarını açıkça ortaya koyma hakkının tanınması gerekir.



Ortaya çıkan vergi ziyama bağlı olarak salınacak vergi, ceza, gecikme faizlerinden dolayı karşılaştıkları bir cezaya veya suçlamaya karşı mükelleflerin kendilerini savunabilmesinin ya da maruz kaldıkları haksız bir eylem veya işleme karşı haklılıklarını ileri sürüp kanıtlayabilmelerinin en etkili ve güvenceli yolu, öncelikle haklarını bilmeleri, bilgiye erişmeleri, sonra da yargı mercileri önünde dava haklarını kullanmak ve bu davalarda kullanılabilecek kanıtları mahkeme önüne getirebilmeleri büyük önem kazanmaktadır.



Bu temel saptama karşısında, daha kapsamlı bilgi ve belgelerle donatılmış idarenin kullanacağı savunma hakkı yanında, vergi mükelleflerinin hak arama özgürlüğünden tam anlamıyla yararlanmalarının sağlanması gerekir.



Bu amaca hizmet etme düşüncesiyle hareket ettiğim, okuyucuya elinin altında incelediğim konuya yönelik pratikte yaşanmış gerçek olaylara dair ulaşabileceği bol içtihat kaynaklı ve gerekli bilgileri sunma hedefli söz konusu eserimde, doğrudan okuyucuya bilgiyi verme düşüncesi ön planda tutulmuş, bu başvurularında veya davalarında kullanılabilecek örnek kanıtları sunmaya yönelinmiştir.



Her türlü eksiği yazarına ait olmak üzere hazırladığım bu mütevazı eserin sizlere sunumunda beni gönülden destekleyen sevgili eşim ve çocuklarıma candan teşekkürü bir borç bilirim.



Faydalı olması dileklerimle saygılar sunarım.


Ağustos 2008/ANKARA
Mehmet Kayhan



İÇİNDEKİLER 6



YAZARIN ÖNSÖZÜ 8


GİRİŞ 12



HUKUKEN GEÇERLİ BİR SOMUT TESPİT BULUNMAMASI 55
NAYLON FATURA 75
KANUNİ TEMSİLCİLERİN ÖDEVİ 107
RESEN VERGİ TARHI 114
VERGİ HATASI, HESAP HATALARI, VERGİLENDİRME HATALARI,
VERGİ HATALARINI DÜZELTME 118
İNCELEMEYE YETKİLİLER 122
İNCELEMENİN YAPILACAĞI YER 128
İSTİHBARAT ARŞİVİ 131
KIYMETİ DÜŞEN MALLAR 138
ENFLASYON DÜZELTMESİ VE YENİDEN DEĞERLEME 144
DEĞERSİZ ALACAKLAR 157
ŞÜPHELİ ALACAKLAR 161
AMORTİSMANA TABİ MALLARIN SATILMASI 169
CEZALAR 171
TÜZEL KİŞİLERİN SORUMLULUĞU 173
VERGİ ZİYAI 174
VERGİ ZİYAI CEZASI 179
FATURA VE BENZERİ EVRAK VERİLMEMESİ VE ALINMAMASI İLE DİĞER ŞEKİL VE
USUL HÜKÜMLERİNE UYULMAMASI 187
KAÇAKÇILIK SUÇLARI VE CEZALARI 195
ÖLÜM HALİNDE VERGİ CEZASININ DÜŞMESİ 198
VERGİ MAHKEMESİNDE DAVA AÇMAYA YETKİLİ OLANLAR 200
DURUŞMADA VERGİ İNCELEME ELEMANININ DİNLENİLMESİ 203
KİRA GELİRİ 207
ÖDEME EMRİ 209
YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN KARŞIT
İNCELEME YAPMA YETKİSİ 214
VERGİ YARGISINDA DAVA DİLEKÇE ÖRNEKLERİ 220
VERGİ DAİRELERİ VE MAL MÜDÜRLÜKLERİ İÇİN DİLEKÇELER 298