Vedat Kitapçılık
Kargo Gönderim Saatleri;
Hafta İçi Saat 16:00 'ya kadar
Cumartesi Saat 11:00 'e kadar
Kartlarına Taksit
Seçeneklerimiz Vardır!
Banka Hesap Bilgilerimiz
Destek
HATTI
0212
240 12 54
240 12 58
Favori
Listenizde
Ürün Yok!
Sepetinizde
Ürün Yok!
Yeni Çıkan Yayınlar:      Nisan (43)      Mart (140)      Şubat (116)      Ocak (138)

Türk Medeni Hukukunda Temsil - ŞENER AKYOL

Türk Medeni Hukukunda Temsil - ŞENER AKYOL

- Vedat Kitapçılık

Sayfa Sayısı
:  
600
Kitap Ölçüleri
:  
16x23 cm
Basım Yılı
:  
2009
ISBN NO
:  
9786054002207

600,00 TL











Prof. Dr. Şener AKYOL İstanbul Hukuk Fakültesi′nden mezun oldu. "Grevin Hizmet Akdine Tesiri" başlıklı doktora tezini savundu ve doçentlik çalışmaları için 1966-1972 yıllarında Lozan ve Zürih Üniversitelerinde araştırmalar yaptı. "Tam Üçüncü Şahıs Yararına Sözleşme" doçentlik tezidir. 1972-1980 yılları arasında profesörlük takdim tezi olan "Üçüncü Şahsın İfayı Kendi Adına Talep Yetkisi\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\" - adlı monografiyi Bern Üniversitesi\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\′nde hazırladı. 1973-1980 yıllarında Union Internationale des Magistrats (Uluslararası Hakim ve Savcılar Birliği) da Türkiye\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\′yi temsil etti. İstanbul Belediye Başkanları Haşim İşcan ve Aytekin Kotil ile \\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\"başkanlık danışmam\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\" olarak çalışmıştır. 1980-1983 yıllan arasında Danışma Meclisi üyeliği yaptı ve 1982 Anayasasını hazırlayan Anayasa Komisyonu\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\′nun sözcülüğünü yürüttü. Danışma Meclisi üyesi iken Avrupa Konseyi\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\′nin Türkiye\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\′yi ihraç etme girişimine karşı zamanın dışişleri bakanının savunmayı ve savunacaklara yardımcı olmayı reddetmesi üzerine ülkesini tek başına savunmuş, olumsuz kararı engellemiştir. 1983 seçimlerinden sonra Türkiye ihraç edilmiş, bunun üzerine Başbakan Turgut Özal tarafından İçişleri Bakanı Ali Tanrıyar ile birlikte görevlendirilmiş, çalışmaları sonunda Parlamenterler Meclisi\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\′nin ihraç kararının kaldırılmasını sağlamıştır. 1980-1989 yılları arasında İktisadi Kalkınma Vakfı İkinci Başkanlığını yürütmüştür. Prof. AKYOL avukat sıfatıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\′nin 1984-1989 döneminde başlattığı kent yıkımlarına karşı önce \\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\"Perşembe Pazarı\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\", sonra \\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\"Unkapanı\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\" davalarını üstlendi. Binlerle sayılan bu davalar kent ve kentli yararına sonuçlandı. Ayrıca \\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\"süper emeklilik\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\" adı altında tesis edilen ayrıcalıklı sigorta yönteminden zarar gören onbinlerce mağdurun davasını yürüttü, olumlu sonuçlandırdı. 1962-2008 yılları arasında 46 yıl İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\′nde öğretim üyeliği, 2005-2008 yılları arasında da İstanbul Üniversitesi Senato ve Yönetim Kurulu üyeliği yaptı. Prof. AKYOL\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\′un yayınları: 1- Grevin Hizmet Akdine Tesiri 2- Tam Üçüncü Şahıs Yararına Sözleşme 3- Borçlar Hukuku, Genel Hükümler I 4- Borçlar Hukuku, Özel Borç İlişkiler 5- Banka Sözleşmeleri 6- Uygulama Örnekleri, Cilt I 7- Uygulama Örnekleri, Cilt II 8- Uygulama Örnekleri, Cilt III 9- İsviçre Federal Mahkemesi Kararları 10- Sigorta Hukuku (teksir) 11- Kıta Sahanlığı (Harp Akademileri için) 12- Hukukla Oynanmaz, Anayasa Değişse de Süleyman Demirel İkinci Defa Seçilemez 13- Dürüstlük Kuralı ve Hakkın Kötüye Kullanılması Yasağı 14- Medeni Hukukta Çelişki Yasağı 15- Temsil Teorisinde Ulak 16- Türkiye\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\′de Hukuk Devleti ve Demokrasi İlişkileri (1997) 17-İstanbul Kitapları (1995) 18- Medeni Hukukta Temsil 19- Know-How, Management, Joinl-Venture ve Büyük Çaplı İnşaat Sözleşmeleri § 1. TEMSİL VE TEMSİL YETKİSİ I. TEMSİL Bir şahsın hukukî işlem yapması birinci plânda eylem ehliyeti ile ilgilidir. Eylem ehliyetine sahip olan bir şahıs, hukukî işlemlerini bizzat yapabilir. Ne var ki, bir şahsın bütün işlemlerini bizzat yapabilmesi çok defa olanaksızdır. Yapılacak hukukî işlemlerin çeşitliliği, önemi, zaman ve yer bakımından çıkan zorluklar ve olanaksızlıklar hukukî işlem yapacak kişiyi aracı veya aracılar kullanmaya mecbur eder. Böyle bir mecburiyet olmaksızın da, hukukî işlem yapacak kişi aracılar kullanarak, onlar aracılığı ile hukukî işlemini yaptırır. Yapmak istediği hukukî işlemi bizzat değil aracılar eliyle yaptırmak isteyen kişinin iki yoldan birini seçmesi gerekiyor. O, ya kendi iradesini açıklayarak üçüncü kişi ile sözleşmeyi kuracak ya da bir temsilci’ye yetki verir, bu yetkiye “temsil yetkisi” denir. Temsilci, kendisine temsil yetkisini veren ve “temsil edilen” veya “temsil olunan” olarak adlandırılan şahsın adına ve hesabına davranarak, böyle davrandığını açıklayarak üçüncü kişi ile hukukî işlemi (genellikle sözleşmeyi) kurar. Bu sözleşmenin bütün hüküm ve sonuçları temsil olunana ait olur, sözleşmenin tarafı temsilci değil temsil olunandır. Böylece temsilcinin kurduğu sözleşme temsil yetkisi veren (temsil olunan, temsil edilen) ile üçüncü şahıs arasında kurulmuş olur. Temsilci, sözleşmenin kurulması ile devre dışı kalır. Yukarıda açıklanan sürecin tamamını oluşturan – Temsil olunanın temsilciye temsil yetkisi vermesi, – Temsilcinin üçüncü şahısla sözleşmeyi kurması, – Temsilcinin bu sözleşmeyi temsil olunan adına ve hesabına kurduğunu açıklaması, – Bu sebeple sözleşmenin hükümlerinin temsil olunanın şahsında doğması, – Böylece temsil olunanın “taraf” olması ve bu taraf olduğu sözleşmenin onunla üçüncü şahıs arasında doğmuş bir sözleşme addedilmesi biçiminde oluşan aşamaların tümü “temsil” olarak adlandırılır. Yukarıda açıklandığı üzere “temsil yetkisi” bu sürecin temel taşıdır. Aşağıda önce temsil yetkisi açıklanacak, daha sonra temsilin diğer konularına geçilecektir(1). ÖNSÖZ YERİNE 1. Önsöz bir ihtiyaca cevap verir: Önce, bu kitabımı eline alan ve önsözünü okumaya niyetlenen aziz meslektaşlarıma ve sevgili öğrencilerime teşekkür etmeliyim. Daha önce yazdığım bazı kitapların önsözlerinde hem başında bulunduğum “kürsü”(1)yü tanıttım, hem de bu kürsünün benden kıdemli hocalarına birer kitabımı armağan ettim, ithaf ettim. Bu iki davranış da birer “ilk” oluşturuyordu. Önsözü yakın mesai arkadaşlarımı tanıtma plâtformu olarak renklendirmek çok ses getirmiştir. Önceki on yıllarda kürsümüzün derslerini izlemiş olanlar Doç. Dr. İlhan Helvacı(2) ile Doç. Dr. Halil Akkanat hakkında güzel duygularını ve gözlemlerini bana duyurmuşlardır. 2. Hocalarıma Armağan kitaplar: Hocalarıma armağan ettiğim kitaplarım ise akisler uyandırmıştır. Kürsümüzün efsane başkanı Ord. Prof. Dr. Kemaleddin Birsen’e armağan ettiğim “Banka Sözleşmeleri” çıkınca (1995), yurtsever ve aydın iş adamı Borusan Holding’in yaratıcısı Sayın Asım Kocabıyık “Prof. Birsen benim de Hocam olmuştur. Teşekkürünüz için teşekkür ederim” mesajını iletmiştir. Kısacası, kitaplarımın “Önsöz”lerini bir önceki Hocalarıma saygı sunma aracı olarak ve genç bilim adamlarını tanıtmak için kullanmam bir ilkti, yararlı olmuştur. Armağan kitaplar dizisi şöyledir: Ord. Prof. Dr. Kemaleddin BİRSEN’e “Banka Sözleşmeleri”, 2001; Prof. Dr. Bülent KÖPRÜLÜ’ye “Medeni Hukuka Giriş”, 2006; Prof. Dr. N. Feyzi FEYZİOĞLU’na “Medeni Hukukta Çelişki Yasağı”, 2007; Prof. Dr. Kemal OĞUZMAN’a “Know-How, Management, Joint Venture ve Büyük Çaplı İnşaat Sözleşmeleri”, 1997; Prof. Dr. Ümit DOĞANAY’a “Üçüncü Şahsın İfayı Kendi Adına Talep Yetkisi”, 2007; Prof. Dr. Selim KANETİ’ye “Tam Üçüncü Şahıs Yararına Sözleşme”, 2008 armağan edilmiş; her kitapta armağan edilen hocamızın hayat hikâyesi, anıları, eserleri anlatılmıştır. Bu anıların ve yaşam hikâyelerinin “carrière académique” için, “akademik meslek çevresi” için bir zenginlik olduğuna inanıyorum. Gelecek kuşaklar önceki dönemlerin hocalarının hayat hikâyelerinden özgüven, çalışma ve yaratma arzusu ve hırsı, dar bir alanda sıkışmamayı, çeşidi ve kaynağı ne olursa olsun güçlüler karşısında hukuka dayanarak dik durmayı, hukukçu gibi düşünmeyi örnekleriyle görürler ve bunları akıl, bilgi ve vicdan süzgecinden geçirirler. 2008 yılının Haziran sonlarında Medenî Hukuk Anabilim Dalı Başkanı olarak ben ve Mukayeseli Hukuk Enstitüsü Başkanı dostum âlim Prof. Dr. Hasan Erman ile “Emekli Medenî Hukuk Hocalarına Saygı Günleri” düzenledik(3). Bu şenlik münasebetiyle üç-beş yıldır yaptırmaya uğraştığım Ebul’ûla Mardin kürsüsü hocalarımın yağlı boya tablolarını tamamlayıp Fakülteye teslim ettim. Prof. Mardin, Prof. Birsen, Prof. Köprülü, Prof. Feyzioğlu, Prof. Oğuzman, Prof. Doğanay(4), Prof. Aybay(5), Prof. Kaneti’nin güzel tabloları gelecekteki Fakülte dekanlarına ve genç medeniyeci kuşakların korumasına emanet edilmiştir. 3. Kitaplarımdaki üslûp ve metod: Bin dokuzyüz altmışlı yılların ortasına kadar ülkemizin mümtaz hukukçularının ya yanında idim ya onlarla temas edecek olanaklar yaratma gayretinde oldum. Hukuk hocalarının eski-yeni sistematik kitaplarını ve monografilerini okudum. Fırsat bulup görüştüğümde aklımda kalan veya notlarını aldığım konularda onların düşüncelerini sordum. Hocalarım beni bu yolda teşvik etmişlerdir. Kürsü Hocalarım Ord. Prof. Dr. Kemaleddin Birsen, Prof. Dr. Bülent Köprülü, Prof. Dr. Feyzi Feyzioğlu, Prof. Dr. Kemal Oğuzman’ın bastırdıkları kitaplarının düzeltmelerini yaptım(6). Düzeltmelerini yaptığım kitaplarla ilgili olarak kitabın yazarı olan hocalarımla konuştum. Bu konuşmalar hocalarımın bana zaman ayırmasına sebep oldu. Sadece düzelttiğim kitapla ve bu kitabın konusu ile sınırlı kalmayan bu sohbetlerin içinde benden önceki on, yirmi, hatta kırk yılın gizemli hikâyeleri de vardı. “İstanbul Hukuk Fakültesi”(7) uzun süre Ankara Hukuk Fakültesi ile ülkemizdeki hukuk eğitiminin merkezi olmuştur. Ben bu iki bilim ocağının hocalarına 1962 yılında asistan olduğum tarihten itibaren yakın durdum. Her iki fakültenin hocalarından, “sohbet” tarzındaki konuşmalarından “hukuk” olduğu kadar “eğitici”, “yaşanan tarih” ve “yöntem” öğrendim. Hocalarıma ve anlattıklarına büyük değer verdim. Yurtdışındaki Hocalarımı da ilk kitaplarımda teşekkürlerle andım, çünkü olağanı aşan çalışma temposu Lozan ve Zürih Üniversitelerindeki hocalarımın ilgisine ve itiraf ederim ki sevgilerine mazhar olmuştur. Şimdi müzeye çevrilmiş olan Lozan’daki Rumine Sarayı (Palais de Rumine) 1960’lı yılların ortalarında genel kitaplık idi. Sabahın sekizinden gecenin onuna kadar açık olan bu kitaplıkta 08.00-22.000 arasında küçük yemek araları dışında çalışmam; inatla, aralıksız çalışmam dikkat çekmiştir. Sadece iltifat celbetmemiş, olanakların açılmasını sağlamıştır. Genç bilimadamlarına ve bilimadamı adaylarına önerim: “Az çalışma ile yetinme”nin bir zaafiyet, hatta bir hastalık olduğuna inanmalısınız. Bizim kuşak kitap tasarılarını klasörlere doldurduğu notlarla oluştururdu. Yeni kuşak bilimadamları bilgisayarlarında kitaplarını tasarlamış olmalıdırlar, zamanla bu tasarımı zenginleştirip bir “telif” düzeyine eriştirmelidirler. Dileğim şudur ki, bilgileri genişledikçe ve derinleştikçe “monografi” yazmayı öne almayı denemelidirler. Yayınlarımıza bir göz atılacak olursa, sistematik kitaplarımda bile konuların öne çıkanları üzerinde daha fazla durulmuş olduğu gözlemlenecektir. Araştırmadan yazmadım. Elli yıl (öğrenciliğim dahil) bulunduğum kentin hukuk kitaplığını mesken edindim. En zevk aldığım ise, adını hukuka ve kanuna bağlatmış olan Kanuni Sultan Süleyman’ın kabrine ikiyüz metre mesafedeki İstanbul Hukuk Fakültesi Kitaplığı olmuştur. Münih Hukuk Fakültesi’nin “Juristische Seminar” kitaplığını da buradan anmam doğru olur(8). Bütün bu gayretler “okunabilir” kitap yazabilmek içindi. Bütün kitaplarımdaki üslûp ve metod, onların okunmasını kolaylaştırmak ve okuyucusuna yararlı olması amacına yönelik olmuştur. Hukuka, hukuk bilincinin gelişmesine, hukuk devletinin kurulmasına, hukukun üstünlüğü ilkesine hizmet etme kitaplarımın ve oradaki üslûbun temeli olmuştur. Hukuk kitapları hem hukuk öğretir, hem de “hukukçu” yetiştirir. Bu sebeple hukuk kitapları “hukukçu gibi düşünme”(9) yetisi kazandırma hedefini izlemelidirler. “Yasal düşüme biçimi” bir hukukçunun meslekî kimliğinin oluşmasında önde gelen niteliklerdendir. Hukukçu olmayı hedef edinen herkes, hukukun “egemen” kılınması yolunda bir savaşımcıdır. 4. Kitaplarımla ilgili bir-iki not: Bu notları “medarı iftihar” için değil, geleceğin araştırmacılarını yüreklendirmek için kaleme aldığımı açıklamalıyım. Know-how, management, joint-venture, leasing, franchise gibi sözleşmeleri ilk kez Türkçeye kazandırmak için “teksir kitap” çıkardığımda zamanın rektörü çağırttı. Makamına girince doğrusu gürledi demeliyim. Nereden çıkmıştı bu “l e s i n”? (böyle yazıldığı gibi telâffuz etti). Anlattım, bunlar “yeni icat” sözleşmelerdir, dünyayı sardı vs. vs. Rektörümüz matematikçi idi, delil istedi. Götürdüm, Almanca metinleri gürül gürül okudu. Sonuçta ben atılmaktan kurtulmuştum!... Kitapla ilgili bir başka macera doktora tezimle ilgilidir. Bazı sendikalar işçinin eğitimi için Fakülteler Matbaasından toplu alıp dağıtıyorlarmış. Çok zahmetimize katlanmış olan Matbaa Sahibi Mehmet Bey bu haberi müjde olarak anlatmıştı. Bir defasında da Bankong üzerinden Avustralya’ya giderken Bankong Havaalanında onlarca metreden adımla seslenen bir öğrencim tesadüfen o sırada elinde olan bir kitabımı sallayarak bizim grubumuza erişti. Tam bir tesadüf olan bu durumun verdiği hazzı buraya kaydetmekten mutluyum(10). Azerbaycanlı idi ve eşine, çocuklarına Hocasını ve onun kitaplarını anlatmıştı. Keyifli bir anı olarak bu rastlantının hazzı devam ediyor. Bir başka kitap macerası Alman dostlarım François Ostwald(11) ve oğlu Michael Ostwald ile yaşandı. İstanbul’a bir gelişlerinde “Dürüstlük Kuralı ve Hakkın Kötüye Kullanılması Yasağı” kitabımın ilk basısını görürler. Tamamen kendi olanakları ile Almanca bilen yardımı ile içeriğini öğrenirler. Kitabı alıp Essen’e götürürler. Araştırmaları sonunda Almanya’da avukatlık yapan eski öğrencim Murat Aksoy’a(12) çevirmesi için başvururlar. Adımı gören sevgili Murat Aksoy “Hocamın rızasını içeren bir belge isterim” deyince haberim olur. Almanca Staudinger Şerhinin 1961 basısında Werner’in(13) dürüstlük kuralı ile ilgili sadece BGB § 262’nin şerhini tek ciltte ve 1553 sayfada yaptığını anlatarak, bunun yanında benim kitabın bir katkısı olamayacağını anlattım. Bu çeviri işini engellemek için çektiklerimi burada anlatmam zor, sonunda başardım. Dostlarımı külfetten kurtardım. Bir başka kitap hikâyesin bankalara devletçe elkonulması furyası sırasında yaşadı: Bir kez bankaya elkonulmuş ve hesap sahipleri Zincirlikuyu-Gayrettepe arasındaki TMSF binası önünde toplanmışlardı. Bir haber geldi: “Hocam ‘Banka Sözleşmeleri’ kitabınız akşam gazeteleri gibi TMSF binası önünde çığırtkan satıcıların elinde!.. “Şener Akyol Hoca yazıyor!” diye bağırıyorlar!...” İster istemez olay yerine gittim. Haber doğru idi ve komik değil gülünçtü. İki satıcı ile konuştum. Kitabı satabilmek için kitap ve benim hakkımda anlattıklarını buraya almıyorum. Değerinin 5-8 misli pahalı satılan bu kitabı alanlar, bu orijinal satıcı yönteminden haberim olmadığından emin olsunlar!... 5. Kitaplar ile ilgili açıklamalar: Madem ki söz kitaplardan açıldı, sözün önünde okuyucuya hesap vermeliyim: Aşağıda liste halinde sunulacak kitapların arasında bir tanesi “İstanbul Kitapları- 1995”dir. Neden bir tek “İstanbul” kitabı var, hem de başkalarının yazdığı kitaplardan sözaçan İstanbul ile benim aramda bizi birbirimize bağlayan bir ağ örülmüştür: Birinci olay: İstanbul Belediye Başkanı Haşim İşcan belediye başkanlığı döneminde kabul edilen grev, lokavt ve toplu sözleşme kurumlarına yabancılık çekince, Üniversite’den bir yardımcı ister. Zamanın iş hukukçusu hocaları doktora tezini grev konusunda hazırlayan genç asistanı (beni) Sayın İşcan’a gönderirler. Böylece İstanbul’un Belediye Başkanına “müşavir” oldum. İkinci olay: 1978 yılında eşi Av. Dürnev Kotil sınıf arkadaşımız olan ve bu bağlamda sınıflardan tanıdığım Aytekin Kotil belediye başkanı olunca beni başkanlık danışmanı yaptı. Bir kurul olarak çalışıyorduk(14) ki 12 Eylül 1980’de ordu yönetime müdahale etti. İstanbul ile üçüncü maceram 1984-1989 yılları arasında cereyan etti. 1984 yerel yönetimler seçimleri yapılmış ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına Sayın Bedrettin Dalan seçilmişti. Dalan İstanbul’u kökten değiştirecek imar değişiklikleri yapmak istemekteydi. Anlatımlarından özel mülkiyeti tanımayacağı, tanımamakta ısrarlı olacağı anlaşılıyordu. İtalya’da Rimini-Riccione arasında sakin bir otelde “tatil” adı altında kitap yazıyor, yazdığım kitapla ilgili monografileri topluca okuyordum. İstanbul’dan bir telefon geldi: “Acele İstanbul’a dönmelisin. İstanbul Belediye Başkanı İstanbul’u yıkıyor. İstanbul için, İstanbullunun sana ihtiyacı var!...” Çaresiz döndüm. Bana telefon eden İstanbul’un senyörlerinden biri idi. İstanbul’daki görüşmemize İstanbul’un önde gelen sanayici ve iş adamları da gelmişlerdi. Bana verilen mesajın özeti şuydu: “Çok yakınından öğrendik ki Belediye Başkanı Dalan, İstanbul’u yıkacak, onun yasadışı işlemlerine karşı İstanbul’u ve İstanbulluyu korumak ödevini avukat olarak sen üstleneceksin!” “Perşembe Pazarı” olarak bilinen Karaköy ile Unkapanı köprüsü arasında kalan caddenin her iki tarafındaki binalar imar planları yapılarak yıkılmak isteniyordu. İlk operasyon burada gerçekleştirilecekti. Belediyenin yıkımı sağlayacak plân değişiklikleri ile kamulaştırma işlemlerinin iptâli için İdare Mahkemesine, kamulaştırma bedelinin artışı için adalet mahkemelerine başvurup dava açmak gerekiyordu. “Perşembe Pazarı Davaları” denilen davalar her tapu için – 1/1000 ölçekli İmar Uygulama Plânının iptali davası, – 1/5000 ölçekli Nazım İmar Plânının iptali davası, – Kamulaştırma İşleminin iptali davası, – Kamulaştırma bedelinin tezyidi (artırılması) dâvası(15), – Kamulaştıran idare olan İstanbul Büyükşehir Belediyesinin açtığı kamulaştırma bedelinin indirilmesi davalarında taşınmaz maliklerinin savunulması, – Kanunsuz yıkımlar sonucu delillerin kaybolması tehlikesine karşı “tesbit davası” gibi davalardı. Perşembe Pazarı dâvaları devam ederken Unkapanı, Haliç, biraz sonra Kadıköy sahil yolu kamulaştırmaları yapıldı. Bunlara karşı da herbir taşınmaz için (daha doğrusu) her bir tapu için karşılıklı olarak 5-7 dava açılıyordu. Sadece Perşembe Pazarı’nda 960 tapu vardı ve ortalama her taşınmaz için 6 dava açılmış olsa 5760 dava açılmıştır. Bütün İstanbul’daki kamulaştırılan taşınmazlar düşünülürse onbinlerce İstanbullu’nun mülkiyet davasını üstlenmiştim. Bir-iki dava dışında davalar İstanbulluların istedikleri yönde sonuçlandı. Hem idarî kaza, hem adlî kaza inanılmaz bir süratle ve muhteşem isabetli kararlar verdi(16). Kısaca İstanbul, sadece benim izlediğim davalara konu olan taşınmazlardaki binaların yıkımının önlenmesi ile değil, kamulaştırmaların sayı olarak sınırlanması sonucu büyük yıkımdan ve büyük haksızlıktan, mülkiyet hakkı ihlâllerinden kurtuldu. 1984-1989 arasındaki bu dönemde basın yıkımlar, yıkıcı, yıkımları önlemek isteyen hukukçu hakkında yüzlerce yazı yazdı, haberler verdi. Fakat bu hukuk mücadelesine birden şiddet bulaştı. Evimin bahçe kapısı önünde ve gece kimliği ve niyeti kuşkulu iki genç belirdi. Sabah TRT Genel Müdürü Tuna Toskay’a Ankara’ya gittim. O beni Başbakanlık Müsteşarı Hasan Celâl Güzel’e götürdü. Orada Konya Milletvekili Mehmet Keçeciler vardı. Tehlikeyi anlattım. Sevgili Dostum Hasan Celâl Güzel, zamanın Emniyet Genel Müdürüne telefon etti. Olay orada ve o anda tatlıya bağlandı: Kurtulmuştum. Dördüncü olay: 1989 yerel yönetimler seçimleri yaklaşırken Sayın Hüsamettin Cindoruk telefon ederek büroma geldi ve Sayın Süleyman Demirel ile Sayın Erdal İnönü’nün Bolu Abant’ta toplanıp beni yaklaşan seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı göstermek istediklerini anlattı. Görüşme sonunda ben “Hoca” kalmak niyetimi söyledim. Bunun üzerine Prof. Dr. Nurettin Sözen, yanında Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ve Ergun Göknel olduğu halde büroma geldi: “Aday değilsen ben aday olacağım” dedi. Ben “aday değilim” dedim. İki defa İstanbul Belediye Başkanına müşavirlik yapmış, belediye başkanlık adaylığı teklifi almış; İstanbul’u kör, hukuksuz, vahşi yıkımdan kurtar- mış bir hukukçu olarak, kentime hizmet amacı ile “İstanbul Kitaplığı”nı yazdım. Bu kitabımın özel bir değeri vardır. Onu zenginleştirmek yeniden bastırmak istiyorum. 5. Yayın listem veya kitaplarım(17): 1. Grevin Hizmet Akdine Tesiri - 1969 2. Tam Üçüncü Şahıs Yararına Sözleşme - Birinci Bası 1976, İkinci Bası 2008. 3. Alacaklının Verdiği Üçüncü Şahsın İfayı Kendi Adına Talep Yetkisi - Birinci Bası 1981, İkinci Bası 2007 4. Sigorta Hukuku Ders Notu (Teksir) - 1978 5. Kıta Sahanlığı (Harb Akademisi İçin) - 1974 6. Medeni Hukukta Uygulama Örnekleri, Cilt I, Genel İlkeler, Şahıslar, Aile Hukuku 1984 7. Medeni Hukukta Uygulama Örnekleri, Cilt II, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Birinci Bası 1985, İkinci Bası 1992 8. Medeni Hukukta Uygulama Örnekleri, Cilt III, Borçlar Hukuku - Özel Borç İlişkileri - 1985 9. Medeni Hukuka Giriş - Birinci Bası 1995, İkinci Bası 2006 10. Dürüstlük Kuralı ve Hakkın Kötüye Kullanılması Yasağı - Birinci Bası 1995, İkinci Bası 2006 11. Borçlar Hukuku (Özel Borç İlişkileri), I. Fasikül - 1984 (Daha önce teksir edilerek öğrencilere dağıtılmıştır) 12. İsviçre Federal Mahkemesi Kararları - 1980 13. Borçlar Hukuku, Genel Hükümler I - 1995 14. Hukukla Oynanmaz. Anayasa Değişse de Demirel Aday Olamaz - 2000 15. Banka Sözleşmeleri - 2001 16. Know-How, Management, Joint-Venture ve Büyük Çaplı İnşaat Sözleşmeleri (Özel Borç İlişkileri), II. Fasikül - 1997 17. Medeni Kanun - Borçlar Kanunu ve İlgili Mevzuat, 3. Bası, Prof. Dr. Kemal Oğuzman ile birlikte çıkmıştır. - 4. Bası, Prof. Dr. Kemal Oğuzman ve (o sırada Doç.), Prof. Dr. Cumhur Özakman’a. Bu sonraki basım Şener Akyol, “Medeni Kanun - Borçlar Kanunu” olarak yayımlandı. 18. Türkiye’de Hukuk Devleti ve Demokrasi İlişkileri - 1997 19. İstanbul Kitapları (Teksir) - 1995 20. Medeni Hukukta Çelişki Yasağı - 2007 21. Temsil Teorisinde Ulak (Nuntius) - 2007 22. MedeniHukuktaTemsil - 2008 (Bu elinizdeki kitaptır). 6. Hazırlanmış fakat yayınlanmamış kitaplar: Hukuk Fakültesi’ne 1962 yılında asistan olarak intisap ettiğim düşünülürse okuyucularım, bir önceki sayfa ve sırada yer alan yayınlanmış kitaplarımın sayısını yeterli bulmayabilir; haklıdır. Doğrusu araştırma yapmak, okumak, konu konu yazım işini tamamlamakta gösterdiğim çalışmayı, kitabın basımevine tesliminde göstermekte zorlanmışımdır. 1970’lerden önce ve hemen sonra çalışılan “Eylemsel Sözleşme İlişkileri” için niyet 1970’li yıllarda düğümlenmiştir. “Sözleşmesiz Sözleşme Sorumluluğu” ile birlikte ve tek kitapta bu konuyu okuyucuma ulaştırmayı gerçekten çok arzuluyorum. Geciktim, fakat o günden sonra epey geliştirdim. Bunun dışında yazılmış, fakat küçük rötuşlara muhtaç ya da birkaç noktadaki tereddütlerim sebebiyle basımı geciken diğer kitaplar şunlardır: – Seyahat Sözleşmesi – Protentatio Contrario – Culpa in Contrahendo – Sözleşmenin Yorumu – Genel İşlem Şartları – Miras Hukuku – Medeni Hukukun Temel Kavramları – Haksız Fiil Sorumluluğu – Satım Sözleşmesi – Sebepsiz Zenginleşme Gelecekte değişik renkli çiçekler gibi bu konuların hukuk gülzarında yeşerdiklerini görmek rüyam olmuştur. 6. Basım ve yapım aşaması: 1958’de İstanbul Hukuk Fakültesi’ne öğrenci olarak başladığımdan bu yana elli yıl olmuştur. Hukuk kitaplarının nasıl basılmakta olduğunu merak etmiş, kitapların “forma-forma”(18) basılıp dağıtıldığı nadir örneklerde matbaaya giderek basımevi personeline yardım etmeye çalışmışımdır. Öğrencilere üçer-beşer formalar halinde verilirdi. Bu yarım yüzyıl boyunca ilke olarak üç matbaacı ve yayıncı ile çalıştım. Son yayıncım Vedat Kitapçılık’ın sahibi Vedat Carbaş Beydir. Yaptığı işin kalitesi için çırpınan Vedat Carbaş, 2006/2008 Aralık’ında yedi kitabımı basmış oluyor. Müstesna ilgisi, yazar kaprislerine keyifli hoşgörüsü, bu kitabın ve evvelki kitapların basımını kolaylaştırmıştır. Vedat Carbaş’a ve kitabın dizgisini başarı ile yürüten Sami Abbas’a teşekkürler ediyorum. Son teşekkür borcum büro arkadaşım Av. Ayşegül Oğuz’adır. Ayşegül “kitap düzeltme”yi aşan ve “editör” boyutunda metne girmiş olan redaksiyon virüslerini temizlemiştir. Bu ilgiyi gelecek kitaplarımda da göstermesini beklerim. Prof. Dr. Şener AKYOL Girne (Kıbrıs), 1 Ekim 2008 İÇİNDEKİLER Önsöz Yerine III İçindekiler XVII GİRİŞ.................................................................................................................. 1 § 1. TEMSİL VE TEMSİL YETKİSİ 3 I. TEMSİL 3 II. TEMSİL YETKİSİ 4 III. BORÇLAR KANUNU’NUN TEMSİLİ DÜZENLEME BİÇİMİ 8 1. BK 32/40 8 2. BK 386/398’deki vekâlet sözleşmesine ait hükümler 9 IV. TEMSİLİN İŞLEYİŞ BİÇİMİ 10 1. Temsil örnekleri 10 2. Şahıslar temsil olunur, mallar temsil olunmaz 12 3. Zilyedliğin kazanılmasında temsil 12 V. TEMSİL HUKUKUNUN TEMEL İLKELERİ 13 1. Genel bakış 13 2. Bilgisayar temsilin yakın geleceğini değiştirecektir 14 3. Temsil yetkisi’nin varlığı 14 4. Açıklama ilkesi 15 5. Soyutluk ilkesi 15 6. Güven ilkesi 16 VI. TEMSİL HUKUKUNUN UYGULAMA ALANI 17 1. Yer bakımından uygulama alanı (Devletler Özel Hukuku Bakımından) 17 2. Maddi uygulama alanı 17 a) Maddî uygulama kavramı 17 b) Özel hukukta 18 c) Kamu hukukunda 20 VII. ÜÇLÜ İLİŞKİLER İÇİNDE TEMSİL 22 VIII.TEMSİL İŞLEM HAYATININ GEREKLERİNE CEVAP VERİR 26 a) Genel bakış 26 b) Gerçek kişiler bakımından 27 c) Tüzel kişiler bakımından 29 IX. TEMSİLİN TEHLİKELERİ 30 1. Temsilin tehlikelerine karşı alınabilecek önlemler 30 2. Sahte temsil belgeleri 31 X. TASARRUF İÇİN TEMSİL YETKİSİ 32 1. Tasarruf için verilen temsil yetkisinin tasarruf yetkisi sayılıp sayılmayacağı 32 2. Temsil yetkisi verilmesi bir hak devri anlamına gelmez 33 3. Tasarruf işlemi için yetki veren, şey üzerinde tasarruf yetkisini kaybederse 33 4. Tasarruf işlemi yapma yetkisi, tasarruf yetkisi verme anlamına gelir mi? 33 XI. TEMSİLİN CAİZ OLMAMASI 34 1. Genellikle temsilin caiz olması 34 2. Kanunla temsilin yasak olduğu durumlar 35 3. İşlemin mahiyeti gereği temsilin caiz olmaması 35 4. Bir hukukî işlemle temsille işlem yapmanın yasaklanması 36 XII. TEMSİL YETKİSİNİN MÜCERRETLİĞİ (SOYUTLUĞU) 36 1. Kural 36 2. Kuralın istisnaları 37 XIII. İSBAT 39 1. Hukukî işlemin temsil olunan ile mi, kendi adına mı yapıldığını ispat 39 2. Temsil yetkisinin sona erdiğini isbat 41 3. Diğer isbat sorunları 41 § 2. TEMSİLİN ÇEŞİTLERİ 43 I. İRADÃ� TEMSİL - KANUNÃ� TEMSİL 43 a) İradî temsil 43 b) Kanunî temsil 45 II. DOĞRUDAN TEMSİL - DOLAYLI TEMSİL 46 III. YETKİLİ TEMSİL - YETKİSİZ TEMSİL 47 IV. İÇ TEMSİL - DIŞ TEMSİL 47 V. AKTİF TEMSİL - PASİF TEMSİL 48 VI. TEK TEMSİLCİ -BİRDEN FAZLA TEMSİLCİ (Tek temsilci - Birden çok temsilci - Dayanışmalı temsil - Birlikte temsil - Alt temsilci - Ön temsilc