Vedat Kitapçılık
Kargo Gönderim Saatleri;
Hafta İçi Saat 16:00 'ya kadar
Cumartesi Saat 11:00 'e kadar


Banka Hesap Bilgilerimiz
Destek
HATTI
0212
240 12 54
240 12 58
Favori
Listenizde
Ürün Yok!
Sepetinizde
Ürün Yok!
Yeni Çıkan Yayınlar:      Aralık (80)      Kasım (60)      Ekim (124)      Eylül (80)

Türk - İsviçre Hukukunda İŞÇİNİN HUKUKİ SORUMLULUĞU

Türk - İsviçre Hukukunda İŞÇİNİN HUKUKİ SORUMLULUĞU



Sayfa Sayısı
:  
359
Kitap Ölçüleri
:  
16x24
Basım Yılı
:  
2015
ISBN NO
:  
9789754649598

560,00 TL









GİRİŞ

İş hukuku öğretisinde, işçinin işverene vermiş olduğu zarardan sorumluluğu, işverenin işçiye vermiş olduğu zarardan sorumluluğuna nazaran çok az sayıdaki çalışmaya konu olmuştur[1]. Bu durum, sadece Türk iş hukuku öğretisinde değil, mehaz İsviçre Borçlar Kanunundaki düzenlemenin uzun yıllardır yürürlükte olmasına rağmen, İsviçre iş hukuku öğretisinde de benzerlik göstermektedir[2]. Zira iş hukukunda asıl olan, işçinin korunması, daha açık bir anlatımla işçinin, işverene ait iş organizasyonu içinde bulunması sebebiyle herhangi bir zarara uğramasının önlenmesi, aksi halde bunun işveren tarafından tazmini ve işçi alacaklarından işverenin sorumluluğunun en etkin şekilde sağlanmasıdır. Bu nedenle, iş hukuku öğretisinde en fazla tartışma ve dolayısıyla çalışma konusu yapılan, işverenin sorumluluğudur[3].

İşçinin işverene vermiş olduğu zarardan sorumluluğunu düzenleyen herhangi bir mevzuat hükmüne yer verilmeyen birçok ülkenin[4] aksine, İsviçre Borçlar Kanununda ve bu kanunu mehaz alan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda, bu konuyu düzenleyen özel bir hüküm bulunmaktadır. Türk Borçlar Kanununun 400. maddesi, işçinin işverene vermiş olduğu zararlardan doğan sorumluluğunu, aynı konuya yer veren İsviçre Borçlar Kanununun 321e maddesine paralel şekilde düzenlemiştir. Buna göre, “İşçi, işverene kusuruyla verdiği her türlü zarardan sorumludur. Bu sorumluluğun belirlenmesinde; işin tehlikeli olup olmaması, uzmanlığı ve eğitimi gerektirip gerektirmemesi ile işçinin işveren tarafından bilinen veya bilinmesi gereken yetenek ve nitelikleri göz önünde tutulur”. Bu nedenle çalışmamızda, İsviçre öğretisi ve yargısı tarafından kabul edilen ilke ve esaslar dikkate alınarak inceleme yapılacaktır.

İsviçre öğretisinde, “işçinin hukuki sorumluluğu” başlığı altında yapılan çalışmalarda, işçinin iş sözleşmesini ihlal etmek suretiyle işverene verdiği zararın, İsviçre Borçlar Kanununun 321e maddesi uyarınca tazmini inceleme konusu yapılmaktadır. Zira, söz konusu düzenleme, işçinin sözleşmeye aykırılıktan doğan sorumluluğuna ilişkin temel hüküm niteliği taşımaktadır. Bununla birlikte, İsviçre Borçlar Kanununda yer alan ve işçinin bazı borçlarını ihlal etmesi halinde, sadece söz konusu ihlal bakımından uygulanan özel hükümler, anılan çalışmalarda değerlendirilmemektedir.

Zira işçinin, rekabet etmeme borcunu ihlal ederek, iş sözleşmesinin işverence haklı nedenle derhal feshine sebep olarak veya haksız olarak işe başlamayarak yahut işi bırakarak işverene verdiği zararın tazmini bakımından sırasıyla, İsviçre Borçlar Kanununun 340b, 337b ve 337d (Türk Borçlar Kanununun 446, 437/1 ve 439.) maddeleri uygulanır. Söz konusu hükümlerde, işçinin sorumluluğunun sınırlanmasını amaçlayan herhangi bir ölçüte yer verilmediğinden, işçi, işverenin uğradığı zararın tamamını tazmin etmekle yükümlü tutulur. Bu durumlarda ödenecek tazminatın hesabında belirleyici olan, işçinin anılan hukuka aykırı davranışları ile uygun illiyet bağı içinde ortaya çıkan zararlardır[5].

Bununla birlikte, söz konusu özel hükümler dışında, işçinin iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ihlal ederek işverene verdiği zararın tazmini bakımından, İsviçre Borçlar Kanununun 321e (Türk Borçlar Kanununun 400.) maddesi uygulanır. Bu durumda, anılan hükmün ikinci fıkrasında yer alan ölçütler, işçinin hukuki sorumluluğunun hafifletilmesi veya ortadan kaldırılması amacıyla dikkate alındığından, özel olarak çalışmalara konu edilmiştir. Diğer hukuki sorumluluğu düzenleyen hükümlerde ise, bu amacı taşıyan ölçütlere yer verilmediğinden, işçinin hukuki sorumluluğu başlığı altında, İsviçre Borçlar Kanunun 321e maddesinin incelendiği görülmektedir. İsviçre Borçlar Kanununun 321e maddesinin özellik arz eden söz konusu niteliği dolayısıyla, bu hükme paralel düzenleme içeren Türk Borçlar Kanununun 400. maddesinin, İsviçre öğretisindeki görüşler ve yargı kararları dikkate alınarak incelenmesi amacıyla bu çalışma gerçekleştirilmiştir.

İşçinin hukuki sorumluluğu bu kapsamda incelenirken, zarar verdiği kişiler bakımından da bir ayrım yapılması, uygulanacak hükümlerin belirlenmesi açısından önem arz etmektedir. Zira işçi, doğrudan işverene zarar verebileceği gibi; aynı işverene bağlı olarak çalışan diğer bir işçiye yahut üçüncü kişiye de zarar verebilir. İşçinin doğrudan işverene verdiği zararın iş sözleşmesine aykırılıktan kaynaklanması büyük çoğunlukla karşımıza çıkan uyuşmazlıklar olsa da, işçinin işverene tamamen haksız fiil niteliği taşıyan kusurlu bir davranışıyla da zarar vermesi mümkündür. Bu halde, TBK’nun 400. maddesinin değil, haksız fiil hükümlerinin uygulanacağı açıktır. İşçinin, işverenin diğer bir işçisine veya üçüncü kişiye verdiği zarar ise, aralarında sözleşme ilişkisi bulunmaması nedeniyle haksız fiil hükümlerine göre tazmin edilir[6]. Bununla birlikte, çalışmamızın üçüncü bölümünde görüleceği üzere, işçinin üçüncü kişiye veya işverenin diğer bir işçisine haksız fiille verdiği zararın tazmini üzerine, işçi ile işveren arasında bir rücu ilişkisi ortaya çıkarsa, diğer şartların varlığı halinde, Türk Borçlar Kanununun 400. maddesinin uygulanması gerekebilir.

İsviçre kanun koyucusu[7] gibi, Türk kanun koyucusu da, işçinin, iş sözleşmesini ihlal etmek suretiyle işverene verdiği zararlardan doğan sorumluluğunu düzenleyen özel bir hükme yer vermeyi tercih etmiştir. Zira işçinin hukuki sorumluluğu bakımından uygulamada en fazla karşılaşılan sorun, işçinin, işverene sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ihlal ederek verdiği zararlardan doğan sorumluluğudur. Burada üzerinde durulması gereken bir husus, işçinin aynı davranışı nedeniyle işverenin hem sözleşmeye aykırılığa hem de haksız fiile ilişkin hükümlere dayanabildiği durumlarda, uyuşmazlığın nasıl çözümlenmesi gerektiğidir. Çalışmamızda ayrıntılı şekilde görüleceği üzere, işçinin sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle hukuki sorumluluğunun doğduğu durumlarda, işverenin ayrıca işçinin kusurunu ispat etme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Bu halde sorumluluktan kurtulmak isteyen işçi, kusursuz olduğunu ispat etmek zorundadır[8]. Bunun gibi, sözleşmeye aykırılıktan doğan hukuki sorumluluk olması sebebiyle, işçinin sorumluluğu bakımından da, işverenin tazminat alacağı, kural olarak, on yıllık zamanaşımına tabidir. Bu nedenlerle, işverenin haksız fiil yerine sözleşmeye aykırılığa ilişkin hükümlere dayanması onun daha lehine sonuç doğuracaktır.

Ancak burada hemen belirtmek gerekir ki, çalışmamızda görüleceği üzere, işçinin sözleşmeye aykırılıktan doğan hukuki sorumluluğunun kapsamının belirlenmesinde, Türk Borçlar Kanununun 400/2. fıkrasında düzenlenen ve işçinin sorumluluğunu ya tamamen ortadan kaldıran ya da hafifleten ölçütlerin dikkate alınması gerekir. İşçinin hukuka aykırı davranışının aynı zamanda sözleşmeye aykırılık teşkil ettiği durumlarda işveren, haksız fiil hükümlerine dayanarak tazminat talep etmiş olsa dahi, Kanunun 400/2. fıkrasında yer alan ölçütlerin dikkate alınarak tazminat miktarının belirlenmesi gerekir[9]. Zira aksi halde, işverenin anılan ölçütlerin uygulanmasını önlemek amacıyla haksız fiil hükümlerine dayanması söz konusu olur ki, bu durumun, Kanunun 400/2. fıkrasında yer alan ve işçinin sorumluluğunu daraltarak işçiyi korumayı amaçlayan hükmün dolanılması sonucunu doğuracağı açıktır.

Türk Borçlar Kanununun 400. maddesi, iş sözleşmelerinin tamamına uygulanır. Zira özel kanun niteliği taşıyan İş Kanunu, Basın İş Kanunu ve Deniz İş Kanununda işçinin hukuki sorumluluğunu düzenleyen bir hüküm mevcut değildir. Bu nedenle, TBK’nun 400. maddesi, her üç kanuna ve bunların dışında Türk Borçlar Kanununa tabi olan tüm iş sözleşmelerinde, işçinin sözleşmeye aykırılıktan doğan hukuki sorumluluğunun belirlenmesinde uygulama alanı bulacaktır[10].

Burada belirtmek gerekir ki, Türk Borçlar Kanununun 400. maddesi, Kanunun 112. maddesinin özel bir türünü oluşturur[11]. Zira Kanunun 112. maddesinde, borçlunun sözleşmeden doğan borçlarını gereği gibi veya hiç ifa etmemesi halinde kusuruyla alacaklıya verdiği zararı tazmin etmekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Anılan hükmün en karakteristik özelliği ise, kusurun ispatına ilişkin getirdiği adi karinedir. Bilindiği üzere, sözleşmeye aykırılıktan doğan hukuki sorumluluk bakımından alacaklının, borçlunun kusurlu olduğunu ispat etmesi gerekli değildir. Aynı durum, işçinin TBK’nun 400. maddesinde düzenlenen hukuki sorumluluğu bakımından da geçerlidir. Ancak işçinin hizmet borcu taahhüt etmiş olması sebebiyle, TBK’nun 112. maddesinde borçluya yüklenen kusursuzluğu ispat yükümlülüğünün, objektif-sübjektif kusur ayrımı kullanılarak işçi lehine yumuşatılması gerektiği çalışmamızda ayrıntılı şekilde değerlendirilmiştir.

Bunun gibi, Türk Borçlar Kanununun 114. maddesi iş sözleşmelerinde genel hüküm olarak uygulama alanı bulur[12]. Anılan hükümdeki “Borçlu, genel olarak her türlü kusurdan sorumludur. Borçlunun sorumluluğunun kapsamı, işin özel niteliğine göre belirlenir. İş özellikle borçlu için bir yarar sağlamıyorsa, sorumluluk daha hafif olarak değerlendirilir. Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler, kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hâllerine de uygulanır” yönündeki düzenleme uyarınca, borçlu sıfatını haiz işçinin sorumluluğunun kapsamı belirlenirken, Kanunun 114. maddesinin uygulanacağı açıktır. Bu itibarla, haksız fiil sorumluluğunda zararın ve tazminatın belirlenmesine ilişkin düzenlemeler, kıyas yoluyla işçinin sözleşmeye aykırılıktan doğan hukuki sorumluluğunun tespitinde de uygulanır. Nitekim bu nedenle, İsviçre öğretisi ve yargısında, işçinin hukuki sorumluluğunun kapsamı belirlenirken İBK’nun 42 vd. hükümlerinin de anılan Kanunun 321e/2. fıkrasındaki ölçütlerle birlikte uygulanacağı kabul edilmektedir. Bu itibarla, Türk Borçlar Kanununun zararın ve tazminatın belirlenmesine ilişkin 50 vd. hükümlerinin, işçinin sorumluluğu bakımından da uygulanacağını belirtmek gerekir[13].

Çalışmamızın ilk bölümünde, işçinin Türk Borçlar Kanununun 400. maddesine göre hukuki sorumluluğunun doğduğundan söz edilebilmesi için gerekli olan şartlar incelenmiştir. Bu itibarla, sözleşmenin ihlali, işverenin malvarlığında meydana gelen istem dışı azalma (zarar), sözleşmenin ihlali ile zarar arasındaki uygun illiyet bağı ve işçinin kusuru değerlendirme konusu yapılmıştır.

Çalışmamızın ikinci bölümünde, işçinin, işverenin uğradığı zararın ne kadarlık kısmından sorumlu tutulacağını belirleyen ölçütler incelenmiştir. Zira Türk Borçlar Kanununun 50 vd. hükümleri ile 400/2. fıkrası uyarınca dikkate alınan ölçütler, işçinin sorumluluğunun kapsamının belirlenmesinde esas alınmaktadır. Bu nedenle, işçinin, sorumlu olacağı zarar kısmının, diğer bir anlatımla ödemekle yükümlü tutulacağı tazminat miktarının tespitinde dikkate alınması gereken ölçütler ve somut durumun diğer koşulları ikinci bölümde çalışma konusu yapılmıştır. Bu şekilde, işçinin sorumluluğunun kapsamı belirlenmektedir.

Çalışmamızın son bölümünde ise, Türk Borçlar Kanununun 400. maddesinin uygulanmasından kaynaklanan sorunlar değerlendirilmiştir. Bu itibarla, İsviçre Borçlar Kanununun 321e maddesi bakımından söz konusu olan bazı tartışmalar, Türk Borçlar Kanununun 400. maddesi açısından incelenmiştir. Anılan hükmün uygulama alanına ilişkin ortaya çıkan tartışmalar, Türk iş hukuku bakımından ayrıca değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Bu amaçla, geçici iş ilişkisinde işçinin geçici işverene verdiği zarardan doğan sorumluluğu, Kanunun 400. maddesinin, iş sözleşmesinin haklı nedenle derhal feshine ilişkin olarak uygulamada yarattığı bazı sorunlar ve işçi ile işveren arasındaki rücu ilişkilerinde söz konusu hükmün nasıl uygulanması gerektiği değerlendirilmiştir. Bunun yanında, anılan bölümde, işverenin alacak hakkının tabi olduğu zamanaşımı süresi ve İsviçre öğretisi ile yargısında kabul edildiği üzere, işverenin zamanaşımı süresi dolmadan önce irade faaliyetleri veya zımni irade beyanlarıyla söz konusu alacağından vazgeçtiğinin güven teorisine göre yorumlanması halinde, işçi ile işveren arasında susma yoluyla kurulduğu kabul edilen ibra sözleşmesi üzerinde durulmuştur. Bu nedenle her iki konu, işverenin alacak hakkının zaman bakımından sınırlanması başlığı altında incelenmiştir. Üçüncü bölümde incelenen diğer bir uygulama sorunu, işçinin zarar doğduktan sonra, tazminat borcunu tanıma işleminin geçerliliğidir. Zira İsviçre Borçlar Kanununun 321e/2. fıkrası gibi, Türk Borçlar Kanununun 400/2. fıkrası da nispi emredici nitelik arz etmektedir. Bu nedenle, işçinin, söz konusu hükümlerde yer alan ölçütlere göre belirlenen sorumluluğundan daha yüksek miktarda tazminat borcunu tanıması işleminin bu açıdan değerlendirmeye tabi tutulması gerektiği açıktır. Anılan bölümde son olarak, işçinin sorumluluğunu düzenleyen sözleşme hükümlerinin geçerliliği incelenmiştir. Bu itibarla öncelikle, işçinin sorumluluğunu hafifletmeyi yahut sınırlandırmayı amaçlayan sorumsuzluk anlaşmaları değerlendirilmiştir. Daha sonra, henüz zarar ortaya çıkmadan önce, işçinin sorumluluğunu ağırlaştırmayı amaçlayan kusursuz sorumluluğa ilişkin sözleşme hükümleri ile İsviçre uygulamasında çok fazla karşılaşılan kasa sorumluluğu anlaşmaları üzerinde durulmuştur.

Bu şekilde, işçinin Türk Borçlar Kanununun 400. maddesine göre hukuki sorumluluğunun doğabilmesi için gerekli olan şartlar, birinci bölümde, “hukuki sorumluluğun şartları” başlığı altında; bu şartların mevcut olması halinde işçinin sorumluluğunun kapsamını belirleyen ölçütler ve somut durumun diğer koşulları, ikinci bölümde, “hukuki sorumluluğun kapsamı” başlığı altında ve anılan hükmün uygulanmasına ilişkin sorunlar, üçüncü bölümde, “hukuki sorumluluğun uygulanması” başlığı altında değerlendirilmiştir.   İşçinin, iş sözleşmesini ihlal etmek suretiyle işverene verdiği zarardan doğan hukuki sorumluluğu, Türk iş hukuku öğretisinde çok az sayıdaki çalışmaya konu olmuştur. Türk iş hukuku uygulamasında ise, 818 sayılı Borçlar Kanununun bu konuyu düzenleyen 321. maddesi, sözleşmeye aykırılıktan doğan sorumluluğun tabi olduğu ilke ve esasların ötesinde değerlendirilmemiştir. Bununla birlikte, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 400. maddesinin, İsviçre Borçlar Kanununun 321e maddesi esas alınarak düzenlenmesi ve özellikle söz konusu hükme “işin tehlikeli olup olmaması”, daha doğru bir ifadeyle “işin mesleki risk arz etmesi” ölçütünün eklenmesi, konunun önemini daha da artırmıştır. Zira anılan ölçüt, işçinin, işverenin uğradığı zarardan doğan sorumluluğunun kapsamının belirlenmesinde önemli şekilde rol oynamaktadır. Bunun da ötesinde, Borçlar Kanununun 400. maddesinin, sadece işçinin sözleşmeye aykırılıktan doğan sorumluluğunun esaslarını düzenleyen bir hüküm olmadığı; aynı zamanda, meydana gelen zarardan doğan sorumluluğun, işçi ile işveren arasında nasıl paylaştırılması gerektiğini de hükme bağladığı, diğer özellik arz eden ve iş ilişkisinden kaynaklanan birçok hukuki uyuşmazlıkta da değerlendirme konusu yapılması gerektiği düşünüldüğünde, çok değerli hocalarımın da önerileriyle, işçinin hukuki sorumluluğunun, mehaz İsviçre Borçlar Kanununun uygulandığı İsviçre hukuku da dikkate alınarak incelenmesi tercih edilmiştir. (Önsöz'den)   İÇİNDEKİLER  

ÖNSÖZ 7
İÇİNDEKİLER 9
KISALTMALAR CETVELİ 13

GİRİŞ 17

BİRİNCİ BÖLÜM
HUKUKİ SORUMLULUĞUN ŞARTLARI
§ 1. Sözleşmenin İhlali 28
I. İhlal Edilen Yükümlülüklerin Niteliği 29
1. Genel Olarak 29
2. İş Görme Borcunun İhlali: Hiç veya Gereği Gibi İfa Etmeme 38
3. Sadakat Borcunun İhlali 43
4. Diğer Yükümlülüklerin İhlali 50
II. Sözleşme İhlalinin İspatı 56
§ 2. Zarar 62
I. Genel Olarak 62
II. İşçiden Tazmini Talep Edilebilecek Zararın Türü 63
III. Şans Kaybı Nedeniyle Uğranılan Zararın Tazmini Sorunu 67
IV. Zararın İspatı 73
§ 3. Uygun İlliyet Bağı 78
I. Genel Olarak 78
II. Uygun İlliyet Bağının İşçinin Sorumluluğuna Etkileri 79
1. Zarara Neden Olan Birden Çok Sebep Bulunması 81
a. Ortak İlliyet 81
b. Seçimlik İlliyet 83
c. Yarışan İlliyet-Farazi İlliyet-Uygun İlliyet Bağının Kesilmesi 86
aa. Yarışan İlliyet 86
bb. Farazi İlliyet 87
cc. Uygun İlliyet Bağının Kesilmesi 88
2. İhmali Davranış Nedeniyle Sözleşme İhlalinde Uygun İlliyet Bağı Sorunu 94
III. Uygun İlliyet Bağının İspatı 97
§ 4. Kusur 100
I. Genel Olarak 100
II. Kusurun Tespiti 100
1. Kusurun Tespitinde Objektif ve Sübjektif Ölçüler 100
2. Objektif Kusur-Sübjektif Kusur Ayrımı 105
III. İşçinin Sorumluluğunu Doğuran Kusur 109
IV. Kusurun Dereceleri 113
1. Ağır Kusur 113
2. Hafif Kusur 114
3. Orta Derecede Kusur 116
V. Kusurun İspatı Sorunu 117

İKİNCİ BÖLÜM
HUKUKİ SORUMLULUĞUN KAPSAMI
§ 5. Tazminatın Belirlenmesinde Dikkate Alınan Ölçütler 123
I. Genel Olarak 123
II. İşçinin Yükümlülüklerini Belirleyen Hukuk Kaynakları 128
III. Mesleki Risk (İşin Zarara Yatkın Olması) 133
1. Mesleki Risk Kavramı 133
2. Mesleki Riskin Tespiti 137
a. Somut Koşullar İçinde İşçinin Zarar Anındaki  Faaliyeti 137
b. İşletmesel Risk ve Mesleki Risk İlişkisi 139
c. Uygun İlliyet Bağı 142
3. Mesleki Riskin İşçinin Sorumluluğuna Etkisi 143
IV. İşin Uzmanlığı veya Belirli Bir Eğitimi Gerektirmesi 160
V. İşçinin Yetenek ve Nitelikleri 165
VI. İşverenin Kusuru 171
1. Genel Olarak 171
2. İşçinin Sorumluluğunu Ortadan Kaldıracak Nitelikteki İşveren Davranışları 175
a. İşverenin Zarara Rıza Göstermesi 177
b. İşverenin İşçiyi Seçmede-İşe Alıştırmada ve Denetimde Kusurlu Davranması 181
aa. İşçiyi Seçmede Özen Yükümlülüğü 181
bb. İşçiye Talimat Vermede Özen Yükümlülüğü 183
cc. İşçiyi Gözetimde Özen Yükümlülüğü 186
3. İşverenin Müterafık Kusuru 188
a. Genel Olarak 188
b. İşçiyi Seçmede Özen Yükümlülüğü 189
c. İşçiye Talimat Vermede Özen Yükümlülüğü 191
d. İşçiyi Gözetimde Özen Yükümlülüğü 194
VII. Tarafların Ekonomik Durumu 200
1. İşçinin Aldığı Ücret 201
2. İşçinin Yoksulluğa Düşmesi 206
3. İşverenin Oldukça İyi Ekonomik Durumu 208
§ 6. Tazminat Miktarının Belirlenmesi Usulü 211
I. Genel Olarak 211
II. İşçinin Kasıtlı Olması Durumunda Tazminatın Belirlenmesi 212
III. İşçinin İhmalinin Bulunması Durumunda
Tazminatın Belirlenmesi 214
1. Hafif İhmalin Varlığı Halinde 214
2. Orta Derecede İhmalin Varlığı Halinde 218
3. Ağır İhmalin Varlığı Halinde 222

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
HUKUKİ SORUMLULUĞUN UYGULANMASI
§ 7. Türk Borçlar Kanununun 400. Maddesinin Uygulama Alanı 227
I. Genel Olarak 227
II. Geçici İş İlişkisinde İşçinin Hukuki Sorumluluğu 234
III. İşçi ile İşveren Arasındaki Rücu İlişkisi 243
IV. İş Sözleşmesinin Haklı Nedenle Derhal Feshi 252
1. İş Sözleşmesinin Haklı Nedenle Derhal Feshine Sebep Olan İşçinin Hukuki Sorumluluğu 252
2. İş Sözleşmesinin İş Kanununun 25/II-ı
Hükmüne Dayanılarak Derhal Feshi 258
§ 8. İşverenin Alacak Hakkının Zaman Bakımından Sınırlanması 271
I. Zamanaşımı 271
II. İbra 275
§ 9. Borcun İşçi Tarafından Tanınması 290
§ 10. İşçinin Hukuki Sorumluluğunu Düzenleyen Sözleşme Hükümleri 298
I. Sorumsuzluk Anlaşması 298
II. Sorumluluğu Ağırlaştıran Sözleşme Hükümleri 303
1. Kusursuz Sorumluluğa İlişkin Sözleşme Hükümleri 303
2. Kasa Sorumluluğu Anlaşmaları 307

SONUÇ 313
KAYNAKÇA 349