Vedat Kitapçılık
Kargo Gönderim Saatleri;
Hafta İçi Saat 16:00 'ya kadar
Cumartesi Saat 11:00 'e kadar
Kartlarına Taksit
Seçeneklerimiz Vardır!
Banka Hesap Bilgilerimiz
Destek
HATTI
0212
240 12 54
240 12 58
Favori
Listenizde
Ürün Yok!
Sepetinizde
Ürün Yok!
Yeni Çıkan Yayınlar:      Mayıs (38)      Nisan (73)      Mart (139)      Şubat (116)

Tarih-i İlm-i Hukuk

Tarih-i İlm-i Hukuk



Sayfa Sayısı
:  
256
Kitap Ölçüleri
:  
16x23 cm
Basım Yılı
:  
2012
ISBN NO
:  
9789754646900

100,00 TL











SUNUŞ Mahmııd Esad Efendinin (Seydişehir 1855-56/İstanbul 28 Mart 1917) 19. asrın ikinci yansında ve 20. asrın başında memleketimizin yetiştirdiği en büyük hukukçularından biri olduğunda neredeyse ittifak edilmiştir. O müder¬rislik, Şura-yı Devlet Tanzimat Dairesi reisliği, Defter-i Hakani nazırlığı yapmış önde gelen bir hoca, yargıç ve devlet adamıdır. Defter-i Hakanı na¬zırlığı sırasında "Mahmııd Esad Efendi kanunları" diye meşhur olan muvak¬kat kanunlar çıkarmış, Mecelleden sonra Osmanlıların İslam hukuku içeri¬sinde yaptıkları ikinci büyük kanunlaştırma olan 1917 tarihli "Hukuk-ı Aile KararnamesP′nin hazırlanmasında önemli bir rol üstlenmiştir. Siyasetle de meşgul olmuş Osmanlı Mebusan Meclisine İsparta mebusu olarak girmiştir. Medrese ilimleri yanı sıra miisbet ilimlerle de ciddi olarak meşgul olan Mahmııd Esad Efendi "Dinler Tarihi" disiplininin Ahmed Midhat Efendi ve Şemseddin Günaltay ile birlikte, Türkiyedeki üç kurucusundan biri olarak tanımlanmaktadır. Huzur Dersleri isimli eserde Efendi hakkında şu değerlendirme vardır: "Ömrü boyunca durmadan çalışan bir zeka harikası, bir bilgi hazinesi olan Mahmud Esad Efendi, hemen hemen bütün ilimlerle meşgul olmuş ve çeşitli ilimlere dair bir çok eser yazmıştır. Dindar, haluk, güler yüzlü, kibar bir zat idi. Fevkalade bir hitabet kudretine malik, telkin kudreti pek yüksek, hafızası da zekası gibi harika idi, unutmanın ne demek olduğunu bilmezdi. Daima ilmiyye kıyafetinde sarıklı olarak gezerdi. Arabi, Farisi lisanlarına hakkıyla vakıf olduğu gibi Fransızca ve İngilizce de bilirdi. Bütün bu bilgileri sırf kendisi gayret ve ateşin zekası sayesinde kazanmış, emsali ender yetişen ilim adaınlarımızdandır" (Ebül′ulâ Mardin, Huzur Dersleri, haz. İsmet Sungurbey, İstanbul, İsmail Akgün Matbaası, 1966, c. II-III, s. 339. Hakkın¬daki bilgiler küçük kızı Minhac Tungaydan alınmıştır). Mahmud Esad Efendinin görüşlerinin hâlâ güncelliğini koruduğu eserle¬rinin son yıllarda birbiri ardından yayınlanmasından da anlaşılıyor. Tespitle¬rimize göre 1965 yılında basılan islam Tarihi kitabını bir yana bırakırsak, son 18 yıl içinde Efendinin 6 kitabı yeniden basılmıştır. Bunlar yeniden ba¬sım tarihine göre şöyle sıralamak isteriz: 1. İslam Tarihi (I. Cilt); İslam Tarihi (1-2 Cilt) Sadi Irmak I. cilt: İslam Tarihi; Mahmut Esat, Çev: Ord. Prof. Dr. Sadi Irmak, 1965, 428 s., 2. Cilt: İslam Tarihi (İkinci cilt): Haz: Ord. Prof. Dr. Sadi Irmak Tan Matbaası, İs¬tanbul, 1965, 382 s. (Tarih-i Din-i İslâm, Medhal, Kısm-ı Evvel, Kısm-ı Sam, Cemal Efendi Matbaası, İstanbul 1315 (1898), 192, 193-366 s.; 1327 (191 1), 2. Delilleriyle İslâm Miras Hukuku (Feraiz İlminden Siraciyye Metni Esas Alınmıştır), haz. İsmail Hakkı Uca, Esra Yayınları, Konya, İstanbul 1994, 231 s. {Feraizu I-Feraiz, Dersaadet, 1326, Selanik Matbaası). 3. Yabancıların Kaleminden Sultan İkinci Abdülhamid Han Asar ve Müberrâl-ı Hilafetpenâhî (İzmir 1311) (haz. Kemal Erkan, Çamlıca, İstanbul 2007) asli metinle birlikte Latin harflerine aktarılarak bir arada yayınlanmış¬ tır. (Latince metin 44 s. Osmanlıca metin 43 s.). 4. Fatma Aliye, Mahmud Esad Bin Emin Seydişehri, Çok Eşlilik Taaddüd-i Zevcat, (haz.) Firdevs Canbaz, Hece Yayınlan, Ankara 2007, 119 s. 5. Fıkıh Usulü - Telhısu Usül-i Fıkıh, Yasin Yayınevi, İstanbul, 2008, 307 s. 6. Muhtasar Hadis Usulü Tarihi ve Seydişehri′nin Usul- i Hadisi, haz. Emre Yazıcı, Yasin Yayınları, İstanbul 2010. 7. Hukuk Tarihi (Tarih-i İhn-i Hukuk), (Medhal İlmi Araştırma Derneği Yayınlarından, İstanbul 2012, 202 4 s. Bu son kitap, bizim çalışmamız de¬ vam ederken, Dr. Hasan Ozket′in idaresinde bir araya gelen bir gurup araş¬ tırmacı tarafından hazırlanarak yayınlanmıştır. Tarih-i İlm-i Hukukun bu neşri incelendikten sonra projemizin iptal edil¬memesine, yeni bir neşrin gerekli ve anlamlı olduğuna karar verildi. Bu ne¬şirde bazı bölümler sadeleştirilmiş, bazıları sadeleştirilmemiştir. Bilimsel ça¬lışmalar için yöntem açısından zaten sorunlu olan sadeleştirme yoluna gidil¬mesi ve bu konuda da tutarlı bir yol izlenmemesi ve ayrıca neşirde çok sayı¬da okuma hatası bulunması nedeniyle çalışmamızın devam etmesine karar verildi. Yönteme dair kaygılar bir yana, elinizdeki kitabın bir hukuk yayınevi tarafından basılmasıyla eserin diğer sosyal bilimciler ve kitap meraklılarının yanı sıra hukukçulara da ulaştırılacağı düşünüldü. Doğum yeri olan Seydişehirde de son yıllarda Mahmud Esad Efendi anılmaktadır. Hakkında Adem Atalay tarafından bir kitap da hazırlanmıştır. 26 Nisan 201 1 günü İstanbul Üniversitesinde yapılan Türk Hukuk Tarihi Semineri adlı toplantıda Fakültemiz araştırma görevlisi Ali Adem Yörük "Hukuk Tarihi Dersinin İhdası ve Mahmud Esad Seydişehrî" adıyla bir bildi¬ri sunmuştur. Orada Efendinin hayatı, yetişmesi, hukuk tarihi hocalığı ve hu¬kuk tarihi kitabı hakkında daha geniş ilgi çekici görüşler vardır ("Hukuk Ta¬rihi Dersinin İhdası ve Mahmud Esad Seydişehrî", İstanbul Üniversitesi Hu¬kuk Fakültesi Mecmuası, c. LXX, sy. 1, 2012, s. 489-504.). Mahmud Esad Efendi 4 yüksek lisans ve 1 bitirme tezine de konu olmuş¬tur: 1. Ali Erdoğan, "Mahmud Esıd Seydişehri: Hayatı, Eserleri ve İslam Tarihçiliğindeki Yeri", MÜ SBE, 2002, 107 s. 2. Nazif Çakır, "Mahmut Esat Seydişehrivnin Hayatı Eserleri ve Tarih-i Edyan Adlı Eserinin Günümüz Tiirkçesine Çevirisi", Sakarya Üniversitesi, SBE, Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı, 2002, 91 s. 3. Nilüfer Erkul, "Osmanlı Medreselerinde Dinler Tarihi Dersleri ve Mahmut Esad b. Emin Seydişehri", MÜ SBE Felsefe ve Din Bilimleri Ana¬ bilim Dalı, 2005, 95 s. 4. Hayrettin Nebi Güdekli, "Mahmııd Esad Seydişehrî ve Usûl-i Hadisi", MÜ İlahiyat Fakültesi Lisans tezi, İstanbul 2005, 103 s. 5. Emre Altıntaş, "′Mahmud Esad Seydişehri′nin Fıkıh Düşüncesi", MÜ SBE, 2010, 84 s. Mahmud Esad Efendinin hayat hikayesi hakkında öteden beri yazılmış¬tır. En son yazılanlardan biri biraz önce andığımız Ali Adem Yörükünkidir. O sebeple, bu "Sıınuş"ta başka şeyler üzerinde durmak istiyorum. Tarih-i İlm-i Hukuk ülkemizde yazılan ilk hukuk tarihi kitabı olma özel¬liğine sahiptir. Kendisinden sonra yazılan aynı konudaki kitaplara da öncü¬lük etmiştir. Bu eseri münasebetiyle, Ahmed Selahaddin, müellifi "reh-i nâ-refteye gitmekten" (gidilmemiş yola gitmekten) korkmayan bir alim olarak tanımlamış ve eserini çok orijinal bir eser olarak alkışlamıştır. Bu anlamda, Mahmud Esad Efendinin kendisi ve bu eseri çığır açan bir özelliği temsil etmektedir. Memleketimizde tarihî hukuklar hakkında en derli toplu ve kap¬samlıca bilgiyi, devrin en yeni kaynaklarını da kullanarak Efendi vermiştir. Bu özelliğine rağmen, bu eser natamam bir eser sayılabilir. Çünkü Mahmud Esad Efendi uzunca "Mukaddime"sinde belirttiğine göre, bu eseri üçlü bir kitap dizisi olarak planlamıştı. Birinci cilt elinizdeki eserdir. Bu cilt Şark, başka bir deyişle, Ortadoğu ve Asya hukuk sistemlerini içine almıştır. Mahmud Esad Efendi burada "Mukaddime" ve "Hukuk Fikri"ne dair yazdığı ilgi çekici bölümlerden sonra sırasıyla Mısır, Babil, Çin, Japon, Türk/Moğol, Brahman, İran, İsrail ve İslam hukukuna yer vermiştir. Yazmayı düşündüğü ikinci cilt ise Batı hukuk sistemlerini ele alacaktı. Nihayet üçüncü cilt, Os¬manlı hukuku tarihi olacaktı ("Mukaddime", son kısım). Fakat müellifin öm¬rü bu planı tatbik etmeye vefa etmemiştir. Ziya Umur, Mahmud Esad Efen¬diyi bu geniş planı sebebiyle haksız olarak eleştirmektedir (Umur, Türk Hu¬kuk Tarihi Dersleri, 1. cilt, İstanbul, Beta, 1987, s. 23-31). Tarih-i İlm-i Hukukfrd ele alınan hususlara dair birkaç noktaya işaret et¬mek uygun olur. Bu noktalardan biri hukukun bölümlenmesi, müellifin tabi¬riyle "Hukuk-ı nıevzııanın taksimi" (bk. "Hukuk Fikri" kısmı), bugün de özellikle üzerinde durulacak bir meseledir; Mahmud Esad Efendinin devrindeki mevzu hukukun bölümlenmesine ciddi eleştiriler yönelttiği dikkati çek¬mektedir. Diğer bir nokta, "Şeriat-ı İslâmiyenin inkişaf ve intihât hususunda Roma hukukuna müşabeheti" başlığı altında İslam hukukunun da Roma hukukunun gelişmesine ve gerilemesine benzerliğine işaret etmesidir. Ancak müellife göre, Avrupa devletleri Roma hukukunun "sönmek üzere bulunan işbu şule-i marifeti|ni| yeniden ihya" etmiştir. Yazar, "lakin maalesef fıkh-ı İslâm için Avrupalılarda olduğu misillü öyle bir devr-i teceddüd ve intibah henüz hulul etmediği gibi, akvâm-ı İslâmiyenin hal-i hâzırında öyle bir devr-i mesııdi-yetin hululüne intizâr etmek bile büyük bir nikbinlikden ibaret kalır" diyerek İslam hukukunda benzer bir "yenilik ve uyanış devri" beklemediğini belirt¬mektedir. Ardından sanki bu hükmünü örneklendirir gibi devrinde tartışma konusu olan İslami banka teşkili hususunda ulemayı ve verdikleri günün şartlarına uymayan fetvaları sert bir şekilde eleştirmekte, bu şartlarda yerli bankerlerin Avrupa bankaları karşısında çaresiz kalacaklarını söylemektedir. Bununla birlikte, İslam hukukundaki durgunluğun görünüşte olduğunu, onun sabit ve değişmez bir hukuk olmadığını, "meydanı müsait buldukça yine dai¬resini ihtiyacâtı nisbetinde tevsi edegeldiği gibi bugün dahi tevsi′e meyyal" olduğunu söylemesi evvelki sert hükmünü tashih eder görünüyor. Başka bir husus, İslam ceza hukukundaki tazir rcezaları meselesidir. İs¬lam hukukundaki tazir cezaları devlet başkanları ve idarecilerin belirlemesi¬ne bırakılmıştır: "Ve nihayet memâlik-i Osmaniyede tecârib-i adîdeden son¬ra Fransa Kanım-ı Cezası tercüme ile te′ârîz-i şer′iye makamına ikame edil-mişdir". Ayrıca "mansûs olan nice ahkâm ve hudûd-ı şer′iyede bile işbu nusûsun âdete müstenid olması ve örf ve âdetin tebeddül etmesi hasebiyle yerlerine ahkâm-ı cedide ikame edilmiştir". Mesela kölelik böyle hususlar¬dan biridir. Mahmud Esad Efendi bu noktada daha birkaç sene evvel bir te¬rekede zuhur eden bir köleyi müzayede yoluyla satan bir kaza hâkimini der¬hal azlederek yargılama görevinden uzaklaştıran Bâb-ı Meşihatın "vazife-i şer′iyesini ifa" ettiğini belirtmiştir. "Çünkü bugün şeriat-ı İslâmiyenin tarif etdiği yolda rıkkıyet (kölelik) mevcud olmadığını takdir edemeyecek dere¬cede irfandan mahrum bir zâta taklid-i kaza etmek şeriate ihanetdir". Mahmud Esad Efendi "bugün hırsızlık hakkındaki kadîm örfün değişmediği bazı mahaller müstesna olmak üzere bir hırsızın elini kesmeye kalkan bir Osmanlı kadısı İslam hükümetinin (Osmanlı Devletinin) hayat damarlarını kesmiş olur", görüşündedir, (bk. "Şeriat-ı İslâmiyedeki tevakkufun zahirî ol¬duğu") Görüldüğü gibi Efendi görüşlerini çok açık ve net bir şekilde ifade etmektedir. Mahmud Esad Efendinin çağına göre modern olan bu görüşlerine bo¬şanmanın haram olduğu ve nikahta tek eşliliğin esas olduğu hakkındaki gö¬rüşlerini ilave etmek isterim. Mahmud Esad Efendi Tarih-i İlnı-i Hukukda zaman zaman bazı sorular soruyor fakat onları cevaplandırmadan bırakıyor. Mesela 133. notta olduğu gibi: "Malum olduğu üzere nikâh ezmine-i kadîmede her yerde bey′ şeklinde icra olunurdu. Acaba bundan maksad hukuk-ı pederâneyi terk etdirmek mi idi, yoksa kızı zabt için aileye verilmesi lâzım gelen tazminatı tediye mi idi? Yahut daha doğrusu yalnız terâzî ile akdin in′ikâd edebileceği anlaşılmayan bir devirde tarafeyni yek-diğere rabt için istimal olunmuş bir vasıta-i mefrûza mı idi? Burada işbu cihetlerin tedkîkine girişecek değiliz". Mahmud Esad Efendinin kitabında elbette değinilecek başka görüşleri de vardır. Fakat bu "Sunuş"ıı daha fazla kabartmamak için bu değimlerle yeti¬niyor fakat Muallim Cevdetin onun hakkındaki şu tespitini kaydetmek istiyo¬ruz: "Cemaleddin Efgani, Şeyh Abduh, Emir Ali, Musa [Carullah] Bigiyef, Mahmud Esad, İzmirli İsmail Hakkı gibiler yetişmeselerdi; gençler herhalde çok daha mikdarda dinsiz olacak; İslamiyetten soğuyacaklardı" (age., s. 159). Muallim Cevdet bu ifadeleriyle onun aynı zamanda devrin İslamcılarının sa¬fında yer aldığını da söylemiş oluyor. Eserde kullanılan bazı terimler bugün için anlaşılması oldukça güç gö¬rünmektedir. Mesela, bugün yaptırım veya müeyyide diye kullandığımız te¬rim kitapta "kuvve-i teyidiye" şeklinde geçmektedir. Galiba "müeyyide" te¬rimi hukuk dilimize bu kitabın yazılmasından sonra girmiştir. Mahmud Esad Efendi "hukuk-ı sınaiye", "fiilî/infiali tekâfül" gibi terimler de kullanmakta¬dır. Mahmud Esad Efendi "hukuk-ı sınaiye" tabirini Osmanlı hukukuna yeni yeni giren kategorik hukuk-ahlak ayrımı çerçevesinde kullanmaktadır. 19. yüzyılın ikinci yarısında yetişen Mahmud Esad Efendinin hukuki düşünüş biçimi, ilk yüksek tahsilinin klasik bir medrese eğitimi olması nedeniyle esa¬sen fıkha dayanmaktadır; fıkıh ise ahlakı da içermektedir. Eseri kaleme aldı¬ğı dönemin yeni "ilmî tasnif veya ilimler tasnifi" anlayışında tanımlanan hu¬kuk ilmi ise ahlaka referans vermeyen, ayrılmış bir alandır. "Tasnif-i ilmîye göre hukuk (hukuk-ı sınaiye) ancak diğerinin hürriyetine tecavüz eden kimse hakkında imâli cebir için hey′et-i ictimâiyenin kuvvetine müracaatı icâb eden kavânînin hey′et-i mecmuasıdır" şeklinde verdiği "hukuk-ı sınaiye" ta¬nımı, bu istikamette hukukun ahlaka dayanmayan "teknik" bir tanımını sun¬maktadır. Burada çok bilinmediğini sandığım ve şahsi ilgilerim sebebiyle dikkat çekici bulduğum Mahmud Esad Efendinin Kafkasya ve Rusya Müsllimanla¬rıyla olan irtibat ve yakın ilişkisinden de söz etmek isterim. Bu ilişkilerin bi¬linmesi yazarın hukuk anlayışını aydınlatması bakımından da faydalı olabi¬lir. Önde gelen bir Darülfünun hocası olarak Mahmud Esad Efendi öğrenci olarak İstanbula gelen Rusya Müslümanlarının ilgisini çekmiştir. Nitekim′ onlardan biri olan Fatih Kerimi onu ziyaretini ve konuştuklarını anlattığı bir yazısında "hoca"nın görüşlerine dair önemli bilgiler vermektedir. Esad Efendi Müslümanların neden geri kaldığı, riba (faiz), sigorta, banka gibi me¬selelerde fıkhın hali, medresenin ıslahı, halkı yeni anlayışlarla aydınlatma hususunda çok enteresan fikirler ileri sürüyor (Fatih Kerimi, İstanbul Mek¬tupları, haz. Fazıl Gökçek, Çağrı Yayınları, İstanbul 2001, s. 306-308. Gerçekten, Efendi belki İstanbulda ünsiyet içinde olduğu Tataristanlı ta¬lebelerinin uyandırdığı merak saikiyle 13 Temmuz 1913′de İstanbuldan Odesaya geçerek Rusya gezisine başlamıştır. İki ay süren bu gezi sırasında Odesa ve Kievden sonra dönemin Rusya Müslüman Türklerinin yaşadığı yerler olan Bahçesaray, Orenburg, Kargalı, Ufa, Kazan ve nihayet büyük Rus şehirleri Moskova ve Petersburgu gezerek gazete, matbaa ve medresele¬ri görmüş; Fatih Kerimi, Rızaeddin Fahreddin, Musa Carullah gibi önde ge¬len Rusyadaki Müslüman Türk alimleriyle fikir teatisinde bulunmuştur. Petersburgda kadastro çalışmalarını da merak edip ilgili mühendislerle gö¬rüşmüştür (bk. Emre Altıntaş, "Mahmud Esad Seydişehri′nin fıkıh düşünce¬si", s. 13-15. Ayrıca bk. Alper Alp, "Defter-i Hakani Nazırı Mahmud Esad Efendi′nin Gözüyle 20. Asır Başında Türk Dünyası", Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi, c. 2, sy.3, 2006, s. 17-42). Sonra Finlandiya, İsveç, Norveç, Almanya üzerinden Türkiyeye dönmüştür. İsmail Türkoğluna göre "Seyahatin temel gayesi Rusya ve Şimal Türkleri ile yakından tanışmak" is¬temesidir. "Çünkü Şimal Türkleri de Mahmut Esat Efendiyi merak ediyorlar. Onların İstanbulda çıkardıkları dergilerde de Mahmut Esat Efendi yazılar yazıyor. Bunlardan birisi Teârüf-i Muslinim dergisidir. Dergiyi Rusyadan İstanbula gelen Şimal Türkleri çıkarmıştır. (...) O ziyareti esnasında o döne¬me ait [Rusyadaki Müslüman gazetelerinde] yaklaşık elliye yakın haber çı¬kıyor. İstanbul basını da buradaki ziyareti sayfalarına taşıyor" (bk. http://www.seydisehirim.com/haber-414-Mahniut-Esat-Efendi-olumunun-94-Yilinda-anildi.html, 11.9.2012). Meşhur seyyah ve fikir adamı Abdürreşid İbrahimin idaresinde 15 Nisan 1910-1 Şubat 1911 tarihleri arasında toplam 32 sayı çıkan Teârüf-i Müslimîn dergisinde Efendinin dört yazısı yayınlan¬mıştır (N. Özbek, "İkinci Meşrutiyet İstanbulunda Tatar İslamcıları: Teârüf-i Müslimîn Dergisi", Müteferrika, Yaz 2002, sayı. 21, s. 45-67). Mahmud Esadın bu ilgisi, dönemi aydınlarının Rusya Müslümanlarına duyduğu ilgiyle paraleldir ve ondaki merakı göstermesi bakımından da not etmeye değerdir. Fakat o böyle bir seyahate çıkan nadir insanlardan biridir. Efendinin fıkıh ile ilgili yorumlarında İstanbuldaki öğrenciler vasıtasıyla ta¬nıdığı Rusyadaki Müslüman alimlerin ve bu seyahat esnasında edindiği inti-baların da belli bir tesiri olduğu ileri sürülebilir. Elbette bu iki taraflı bir et¬kidir, Efendinin de Rusyadan gelen bu müslüman öğrenciler üzerinde tesiri vardır. Onun görüşlerinin şekillenmesinde belki de daha çok uygulamanın içinde olması, böylece ihtiyaçları yakından görmesi ve onlara çözüm üretme mecburiyetinde kalmasının rolü de önemlidir. Daha sonraki yıllarda meşhur Türkiyatçı Katanov′un kütüphanesinin sa¬tın alınarak İstanbııla getirilmesinde Mahmud Esad Efendinin o
adığı rol de (Muallim Cevdet, "Şimal Müverrihi Zeki Velidi ve Yarınki Hars". Mek¬tep ve Medrese içinde, s. 159) hem geniş merakına, hem de Rusjadaki Müs¬lüman Türk varlığına duyduğu ilginin bir sonucu olmalıdır. İslamı anlayışı ve yorumlarıyla Mahmud Esadı, Muhammed Abdulı çiz¬gisine yakın, fıkıh içinde çağın gerekli kıldığı yorumlan yapmaı /aıııri gö¬ren ′modernist′, belki pozilivist bir alim olarak görüyoruz. Onun geniş bir merak dairesi olduğu ve devrinde yayınlanan Fransızca eserlerden başka o devirde Türkçe basılmış, ister İstanbulda, ister diğer Türk şehirlerindeki eserleri, Azerbaycanlı Ahund Talibzade Yusuf′un iki kitabını (İslam ve Mezâhib, |Bakü| 1324 ve Hcıkikat-i İslam, [Bakii] t.y.) okuduğunu söyleye¬biliriz. Bu yargıya İÜ Hukuk Fakültesine ailesinin hediye ettiği kitaplar ara¬sında Talibzade′nin kitaplarının bulunmasının yanı sıra 1913′te çıktığı Rus¬ya seferi de delil gösterilebilir. Çığır açan bir eser olmasına rağmen Taıih-i İlm-i Hukuk, harf devriminin yol açtığı kültürel yabancılaşma sebebiyle günümüz hukukçuları tarafından gerektiği gibi kullanılamamakta idi. Dolayısıyla araştırmacıların ve meraklı¬ların önüne onu yeniden getirmek bir vazife idi. Bu vazifeyi onun kürsüsün¬de ders verme şerefine ermiş bir asır sonraki meslektaşları olarak bizim üst¬lenmemizden daha tabii bir şey olamazdı. Bu düşünceyle 201 1 yılı içerisinde bir kısmı fakültemiz içinden, bir kısmı ise diğer fakültedeki hukuk tarihi ve birde hukuk felsefesi ve sosyolojisi öğretim üyelerinden oluşturduğumuz bir kurul ile bu kitabın konularını paylaşarak Latin harflerine aktarmaya karar verdik. Çalışmaya başladıktan sonra, Abdullah Demir′in de tek başına bu eseri yayına hazırlamakta olduğunu öğrendik. Demir çalışmasını bizimkiyle birleştirmeyi kabul etti. Bu şekilde Latin harflerine aktarılan metin Ali Adem Yörük ile Mahmud Esad Kalıpçı tarafından baştan aşağı mukabele edildi, metinde düzeltmeler yapıldı, imla birliği sağlanmaya çalışıldı, ayrıca bazı açıklayıcı notlar ilave edildi. Bu arada ben de metnin tümünü okuyarak bazı düzeltmeler yaptım. Buna rağmen, birkaç yerde anlamlarında ve okunuşla¬rında tereddüt taşıdığımız kelimeler oldu; bunları yanına koyduğumuz soru işaretiyle gösterdik. Bu yayında, metnin dilinin hayli eskimiş olduğunu kabul etmekle birlikte sadeleştirme gibi bir ameliyeye müracaatı da doğru bulmadık. Çünkü böyle bir yola tevessül edildiğinde okuyucunun aklında "Acaba orijinal metin nasildi? Acaba atlanan bir şey oldu mu veya mana doğru aktarıldı mı?" gibi su¬aller gelişmektedir. Bunu önlemek için metne herhangi bir müdahalede bu¬lunulmamış fakat bazı noktaları aydınlatmak için köşeli parantez işareti için¬de açıklayıcı notlar konulmuş, bazı yerlerde de yine aynı işaret içinde dip¬notlar ilave edilmiştir. Bunlar özgün metinden kolayca ayırt edildiğinden, orijinal metinle herhangi bir karışıklığa meydan verilmemiştir. Yayınlarken devrin imlasını korumaya çalıştık. Sadece "anı, ana, anın" gibi kelimeleri "onu, ona, onun" şeklinde yazdık. Uzatma işaretlerinin hepsini göstermeyi gerekli görmedik. Ayın (′) ve hemze (′) işaretlerini de her zaman gösterme¬dik, terkiplerde ve karışıklığa sebep olacağını düşündüğümüz yerlerde, birde görece az bilindiğini farz ettiğimiz kelimelerde gösterdik. Fransızca kelime¬leri ise Türkçe okunuşuyla yazıldığında öylece bıraktık, ancak orijinal şekil¬de yazılanları biz de orijinal şekilde yazdık. Yeri gelmişken Fransızca keli¬melerin düzgün yazılmasında bize verdiği katkıdan ötürü Barkın Asal′a te¬şekkür ederiz. Bariz tashih hataları tarafımızdan herhangi bir surette işarete lüzum görülmeden düzeltilmiştir. Metnin aslında dipnotlar geçtiği sayfaların altında her defasında 1 ′den başlatılmıştır; bu yayında ise böyle bir kesinti olmadan dipnotlar baştan sona kesintiye uğramadan devam edip gitmiştir. Bununla birlikte, kitaba iki ek yapılmıştır. Bunlardan birincisi Mahmud Esad Efendinin çalışmasının ikinci cildinin ilgili bölümünü göz önünde tuta¬rak yazmış olabileceği "Yunan-ı Kadîmde Hukuk-ı Cezaiye" başlıklı, ölü¬münden sonra yayınlanan makalesidir ve kitabın konusuyla doğrudan ilgili¬dir. İkinci ek ise Mahmud Esad Efendinin bu eseri hakkında Ahmed Selahaddinin kaleme aldığı "Kitabiyât, Âsâr-ı Şarkıyeden: Tarih-i İlm-i Hu¬kuk" başlıklı dikkate değer yazıdır. Bu yazıların her ikisi de ilgili yerlerinde işaret edildiği üzere Darülfünun Hukuk Fakültesi Mecmuasında yayınlanmış¬tır. l′urih-i İlm-i Hukuk ile başlattığımız bu yayın faaliyetinin harf inkılabın¬dan evvel üretilmiş her hukuk dalının temsil kabiliyeti olan bir kitabının be¬lirlenerek yayına hazırlanmasına yol açmasını dilerim. Bu elbette, bu kitabın alacağı geri bildirimlerle ilgili olacaktır. Prof. Dr. Fethi GEDİKLİ Bayezid, 14 Eylül 2012 İÇİNDEKİLER MUKADDİME 1. Tarih-i İlm-i Hukukun Mahiyet ve Gayeti 25 2. Tetebbuât-ı Ric′iye ve Netâyic-i Müstahsele 26 3. İstihsal Edilen Birinci Netice 27 4. İkinci Netice 27 5. Üçüncü Netice 28 6. Tarih-i Hukuka dair Tedrisât ve Tedvinât 30 7. Akvâm-ı İbtidaiye Hukukunun Tedkikatımızdan Hariç Kaldığı 31 8. Tedkikâtımızın Tertibi 3 I HUKUK FİKRİ 1. Hukuk fikrinin zuhuru 34 2. Kanun 34 3. Ahlâk ve hukuk 35 4. Hakkaniyet ve adalet 36 5. Tekâfül-i umumî 37 6. Mahabbet-i mütekâbile 38 Mefkure-i Hukuk 7. Ulûmun mutlakiyet derecesi 38 8. Mutlakiyet-i hukuk 39 9. Hukııkda usûl 40 10. Hikmet-i hukuk 41 I 1. Hukuk-ı sınâiyede hakiki bir mesleğin vazifesi 42 12. Hukuk-ı fıtriye, hukuk-ı mevzua, sâri 43 Hukuk-ı Mevzuanın Taksimi 13. Hukuk-ı mevzuanın taksimi 44 14. İkinci taksim 44 15. Evvelen: Hukuk-ı düvel 44 19. Saniyen: Hukuk-ı umumiye ve siyasiye 49 22. Taksim N 23. Hukuk-ı cezaiye 54 24. Sâlisen: Hukuk-ı hususiye veya medeniye 54 25. Hukuk-ı hususiye-i düvel 55 26. Hukuk-ı ticariye 55 MISIR HUKUKU 1. Vesaik 56 2. Mısırın hal-i kadîmi 57 3. Bokhoris kanunu 57 4. Kadınların hali 58 5. Veraset 59 6. Envâ′-ı büyü 59 7. Karz ve icare 61 8. Ukûdun şekli 61 9. Hukuk-ı cezaiye 6 10. Teşkilat-ı mehâkim ve usûl-i muhakeme 63 11. Ecânib idaresinde hukuk-ı Mısriye 64 12. Mısır teamüllerinde tebeddül 64 13. Mukavelâtın şeklinde tebeddül 65 14. Tescil usûlü 65 15. Mukavelât muhafızlığı 66 16. Usûl-i izdivacda tebeddül 66 17. Tedavül-i emlâkde tahavvül 66 18. Heremyas davası 68 19. Romalılar zamanında hukuk-ı Mısriye 68 20. Roma hukukunun Mısırda terakkisi ve tedrisi 69 BABİL HUKUKU 1. Hamımırabi düsturunun keşfi 71 2. Keşfedilen vesâik-i saire 72 Hamımırabi Düsturunun Tahlili 3. Mukayese 72 4. Evvelen: Usûl-i muhakeme 73 5. Saniyen: Sirkat 74 6. Sâlisen: Hükümet memurları 76 7. Râbian: Ziraat 77 8. Hâmisen: Bahçe ve hane icarı, tacirler ve tüccar memurları 78 9. Sâdisen: Meşrubat dükkanları 79 10. Sâbian: Vecâibin ifası 80 11. Sâminen: Vedia 81 12. Tâsi′an: Nikâh, Talâk, Odalık, Beyne′l-ekârib fuhşiyât 82 13. Âşiren: Zevceynin münasebât-ı maliyesi 84 14. Hadi aşer: Veraset 86 15. Sani aşer: Rahibeler ve umumî kadınlar 88 16. Sâlis aşer: Teberini 88 17. Râbi aşer: Eşhas aleyhindeki cerâim 89 18. Hâmis aşer: Etibbanın ücreti ve cerâimi 90 19. Sâdis aşer: Mimarların ücreti ve hatası 90 20. Sabi aşer: Sandalcıların cerâimi 91 21. Sâmin aşer: Hayvanat-ı ehliye 91 22. Tâsi′ aşer: Yük hayvanlarının ve hamallarının ücret tarifesi 92 23. İşrin: Kölelerin bey′i 93 Vesâik-ı Sairede Münderic Ahkâm 24. Hadi ve işrin 93 ÇİN HUKUKU 1. Çin medeniyetinin başlangıcı 95 2. Ailenin sûret-i teşekkülü 95 3. Tasarruf-ı arazi 96 4. Hukıık-ı cezaiye 98 5. Çin Düsturu 99 6. Hııkıık-ı aile 100 7. Nikâh 100 8. Talâk 101 9. Hubb-ı ebeveyn ve iktidar-ı übüvvet 102 10. Tebenni 104 11. Veraset ve vasiyet 104 12. Hukuk-ı tasarrufiye 105 13. Ukûd ve vecâib 106 14. Hülâsa 107 JAPON HUKUKU 1. Japon hukukunun hal-i aslîsi 108 2. En kadîm ceza düsturu 108 3. Nizamât-ı hukukiye ve idariye düsturu 110 4. Hukuk-ı umumiye ve idariye 111 5. Yuey Düsturu 112 6. Derebeyi kanunları 113 7. Âdâtın cem ve tahriri 114 TÜRK VE MOĞOL HUKUKU 1. Uluğ yasa 117 2. Şehadât 118 3. Cengiz İmparatorluğu 119 4. Aile teşkilatı 119 5. Nikâh 120 6. Karabet 120 7. Teberini 121 9. Veraset 121 10. Hukuk-ı cezaiye 121 11. Çungari ve Turgud kabâil-i müctemiası kanunu 122 12. Kalmuklar kanunu 123 13. Ahkâm-ı nikâh ve nafaka 123 14. Ahkâm-ı cezaiye 124 15. Cezaların envâı 124 16. Mükafatların envâı 125 17. Cezayı müstelzim ef′âl, katiler ve cerhler 125 18. Sirkat 126 19. Ef′âl-i sairenin cezalan 127 20. Çin Moğol düsturu 128 21. İkinci Çin Moğol düsturu 128 22. Moğol hukukunun Tibetde tatbiki 129 23. Rusyada bulunan Moğolların hal-i hukukîsi 130 24. Tunguzlar ile Kırgızların hal-i hukukîsi 130 KADÎM BRAHMAN HUKUKU 1. Ahali-i Hindiye 132 2. Hincide hukuk fikrinin adem-i terakkisi 132 3. Hukuk-ı Hindiye ilmi 133 4. Teamülât-ı Hindiye 134 5. Aryaların en kadîm ahkâm-ı hukukiyesi 134 Sutralar 6. İlk şeriat-ı Brahmaniye 13? 7. Münakehât 135 8. Veraset 137 9. Apastambanın ahkâm-ı ailede icra etdiği tadilât 137 10. Hakk-ı mülk 138 11. Müdayenât 138 12. Usûl-i muhakeme ve ahkâm-ı cezaiye 140 13. Beyyinât 141 14. Tecrübe-i mâneviye usûlü 142 Manzum Düsturlar 15. Manzum düsturlar, Mamı 143 16. Birinci bâb 144 17. Mantımın dokuzuncu kitabı 147 19. Ahkâm-ı cezaiye 148 Yajnavalkya Düsturu 150 Narada Enstitüleri 153 26. Sarihler ve Mültekitler 157 29. Ahvâl-i müteahhıra 158 İRANI KADÎM HUKUKU 1. İran hukukunun me′hazları 159 2. Kütüb-i mukaddeseden muktebes ahkâm 161 3. Malumat-ı müteferrika: Usûl-i idare 163 4. Aile teşkilatı 163 5. Nikâhın envâ′ı 164 6. Tebeııni ve muâlıât 16′ 7. Hakk-ı mülk 165 8. Arazi vergisi 166 9. Veraset 166 10. İştirak-ı emval usûlü 167 11. Beyyine-i tahririye 167 12. Kefalet ve mutâlebât 167 13. Ahkâm-ı cezaiye 168 14. İntikam-ı dem hakkının sûret-i icrası 169 15. Usûl-i muhakeme 169 16. Usûl-i müteahhıra 170 ŞERİAT-İ İSRAİLİYE 1. Şeriat-ı İsrailiyenin me′hazları 171 Kütüb-i Mukaddeseden Müstenbat Ahkâm Hukuk-ı cezaiye: İntikam-ı hususînin ilgası 173 Cezanın şahsiyeti 174 Eski örflerin ilgasıyla beraber izlerinin devamı 174 Veliyy-i demin vazifesi, kâtil-i müteammid ve gayr-ı müteammid 175 Âlet-i katlin esas ittihazı ve kasame usûlü 176 İdam cezasını miistelzim cinayât-ı saire 176 Linç usûlü 177 j Kısas 177 | Ta′zir-i şer′î 177 Esbâb-ı hüküm ve lanet 177 Hukuk-ı medeniye, hukuk-ı aile, ta′addüd-i zevce, mııharremât, talâk, levirat, odalık, iktidar-ı übüvvet 178 Rıkk 179 Veraset 179 Hakk-ı mülk, mülke dair ahkâm, yubil senesinin hükmü, ukûd 180 Zararların tazmini 181 Usûl-i muhakeme 182 Nikâh ve cihaz, kız kaçırma 183 19. Teberini 184 20. Mübâya′ât 184 21. Müdâyenât ve tahvilât 186 22. Muamelût-ı sarrafiye 186 23. Darii′l-vedâyi′ 187 24. Ahd-i Cedîdde münderic fıkarât 187 25. Ahd-i Cedîd kitablarından mülke dair fıkarât 188 Mişna ve Talmud 26. Taksim 189 27. Evveleıı: Kadınlar hakkındaki ahkâm 190 28. Zevcenin emvâl-i hususiyesi ve cihaz 191 29. Hıtbe 192 30. Saniyen zararlara aid ahkâm 193 31. İstirdadı emval 194 32. Ukûd ve ukûduıı adem-i icrasından mütevellid zararlar 194 33. Veraset 196 34. Senedât ve tahlif 196 35. Usûl-i Muhakeme 197 36. Müruruzamana dair ahkâm 197 37. Yunan nüfuzu 197 38. Vekayi′-i muâsıradan sükut ile beraber bazı hikayât-ı garibe 197 39. Yahudilerden mağsüb arazi hakkında müttehaz tedâbir 198 40. Hukuk-ı ticariye ve bahriye ve istikrâz-ı bahrî 198 41. Ahbârın hile-i şer′iyeleri 199 ŞERİAT-1İSLÂMİYE I 1. Ünıem-i İslâmiyede vahdet-i şeriat 200 2. Ümem-i İslâmiyenin hakiki düsturları 201 3. Şeriat-ı İslâmiyenin inkişaf ve intihât hususunda Roma hukukuna müşabeheti 202 4. Şeriat-ı İslâmiyenin asılları 203 5. Şeriat-ı İslâmiyenin ulûm-ı nakliyeden olduğu 203 6. İlk fukahânın zuhuru 204 7. İctihad kapısının açılması ve icmâ 205 8. Adatın şer′-i İslama duhulü 205 9. İstinbât-ı ahkâmda ihtilaf vukuu 206 10. Ehl-i re′y ve ehl-i hadis 206 11. Zahiriye mezhebi 207 12. Zeydiye ve Havâric 208 13. Şafiî ve Hanbelî 208 14. Bâb-ı içtihadın insidâdı fikri 208 15. Şeriat-ı İslâmiyedeki tevakkufun zahirî olduğu 209 16. Tabakât-ı fukahâ 211 17. Mezheb-i Hanbelî 212 18. Mezheb-i Şafiî 212 19. Mezheb-i Mâlikî 213 20. Mezheb-i Hanefî 214 21. Hilâfiyât 217 22. Tabakât-ı mesâil-i Hanefiye 218 23. İmamı Azamın şakirdânı: Ebu Yusuf 219 24. Muhammed 219 25. Züfer 220 26. Usûl-i fıkha dair eserler 220 27. Fürû′-ı fıkha dair âsâr-ı meşhûre 221 28. Fürû′a dair müteahhirînin âsârı 221 29. Kütüb-i fetâvâ-yı mutebere 222 30. Şeriat-ı İslâmiye hakkında Avrupalıların tedkikatı 222 II. ŞERİATI İSLÂMİYENİN HUSUSİYÂTI 1. Fıkhı İslâmın Roma hukukundan muktebes olduğu fikrinin butlanı 224 2. Ukûd ve vecâib 226 3. Ukûdun feshi 227 4. Büyü′ ve ııkûd-ı saire 228 5. Ukûd-ı munzama 229 6. Ahkâm-ı şahsiye 230 7. Ecânibin hali 232 8. Rıkkıyet 232 9. Hakk-ı mülk 233 10. Şuf′a 236 11. İhyâ′-i nıevât ve miirûr-ı zaman 236 12. Kadınların hali 238 13. Tebenni (Mıı′ahât ve müvâlât) 240 14. Veraset 241 15. Ukûbât bahsi 243 16. Kati ve cerhden mâada cerâim 244 17. Teşkilat-ı adliye ve usûl-i muhakeme 245 EK 1. YUNANI KADÎMDE HUKUKİ CEZAİYE Yunan-ı Kadîm Hukuk-ı Cezaiyesinde Aile Azası Beyninde Tekâfül 247 Müsadere-i Emval 253 Netice 253 EK 2. Ahmed Selahaddin, Kitabiyât, Asâr-ı Şarkıyeden: Tarih-i İlm-i Hukuk.... 254