Sermaye Piyasası Hukukunda Zorunlu Çağrı - UMUT KOLCUOĞLU
Sermaye Piyasası Hukukunda Zorunlu Çağrı - UMUT KOLCUOĞLU
Umut KOLCUOĞLU - Vedat Kitapçılık
Sayfa Sayısı
:
301
Kitap Ölçüleri
:
16x23 cm
Basım Yılı
:
2009
ISBN NO
:
9786054002344
ÖNSÖZ Bu çalışma, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Doktora Programı çerçevesinde hazırlanan ve 27.11.2008 tarihinde, Prof. Dr. Ömer Teoman (Danışman), Prof. Dr. Güzin Üçışık, Prof. Dr. Mehmet Helvacı, Prof. Dr. Abuzer Kendigelen ve Doç Dr. Füsun Nomer-Ertan’dan oluşan jüri önünde savunularak oybirliğiyle başarılı bulunan doktora tezimdir. Tezlerin yayımlanmasına ilişkin genel eğilime uygun olarak bu tezin metninde de esasa ilişkin bir değişiklik yapılmamış ve tez bazı sınırlı düzeltmeler ile yayımlanarak okuyucuların eleştirisine sunulmuştur. Tez çalışmam boyunca, tez inceleme kurulu üyeleri olarak bana gösterdikleri güven, yakınlık ve katkıları için Hocam Prof. Dr. Güzin Üçışık’a ve Prof. Dr. Mehmet Helvacı’ya en derin teşekkürlerimi sunuyorum. Hocam Füsun Nomer-Ertan’a, tezin savunulması aşamasındaki yorumlar ve değerli eleştirileri için teşekkür ediyorum. Hocam Prof. Dr. Abuzer Kendigelen, tezimi tüm detayıyla okudu, getirdiği yorumlar ve görüşleriyle tezimin şekillenmesine çok büyük katkı sağladı. Vakit ayırıp tüm sorularımı tartışma inceliğini gösterdi; yaptığımız tartışmalar benim için son derece yol gösterici ve ufuk açıcı oldu. Bu vesileyle kendisine minnettarlığımı ifade etmek istiyorum. Hocam Prof. Dr. Ömer Teoman, doktora çalışmamda tez danışmanım olmayı kabul etti ve tüm çalışmam boyunca sadece bir hoca olarak değil, aynı zamanda bir ağabey olarak yanımda oldu. Zorlandığım tüm konularda engin bilgisiyle ufkumu açtı. Doktora çalışmamın başlangıcından sona ermesine kadar yakın ilgi ve bilimsel desteğini hiçbir zaman eksik etmedi. Kendisi ile yaptığım her konuşma bilimsel görüşlerimin olgunlaşmasında ayrı bir kilometre taşıdır. Yorulduğum dönemlerde tezin tamamlanması yönündeki teşvikleri de hiç şüphesiz bu çalışmanın ortaya çıkmasını sağladı. Bu vesileyle değerli Hocama sonsuz minnet ve şükranlarımı sunuyorum. Sevgili annem Şengün ve babam Av. Kazım Kolcuoğlu’na da tüm öğrenim ve akademik çalışmamdaki destek ve teşvikleri nedeniyle, yürekten teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum. Kendileri avukatlık yanında bilimsel çalışma yapmamı hep desteklediler ve tezimin son dönemlerinde boğuştukları sağlık sorunlarına rağmen ilgilerini esirgemediler, varolsunlar... Bu tez çalışması avukatlık mesleği ile birlikte yürütüldüğünden, uzunca bir dönem özel hayatımdan ciddi fedakârlıklar yapmam gerekti. Sevgili eşim Tuba tüm çalışma boyunca yaşadığım bu zorluklarda, kimi zaman ister istemez ortaya çıkan moral bozukluklarında teşvik edici bir güç olarak hep arkamda oldu. Kendisinin sabır ve desteğini hiç unutmayacağım, onun desteği olmasaydı bu çalışma tamamlanamazdı. Son olarak, eserin tashih ve basıma hazırlanmasında değerli avukat stajyerim Begüm İnceçam’ın katkılarını ifade etmem gerekir. Kendisine titiz ve sabırlı çalışmasından dolayı teşekkür ediyorum ve bundan sonra yapacağı bilimsel çalışmalarında başarılar diliyorum. Dr. Av. Umut Kolcuoğlu GİRİŞ Belli amaçları gerçekleştirmek için oluşturulan her organizasyonda bu amaçlara erişebilmek için karar verme ve uygulama gücünün bulunması şarttır. Bu güce sahip olanlar organizasyona hâkim olur ve o organizasyonda son sözü söyleme, diğer bir ifadeyle nihai karar ve uygulama gücünü elde etmiş olurlar. Söz konusu hâkimiyet mücadelesi özellikle şirket paylarının devralma işlemlerine konu olduğu durumlarda ön plana çıkmaktadır. Ekonomileri gelişmiş ülkelerde şirketler ve sermaye piyasası hukuku, bu kapsamda şirket birleşme ve devralmaları, en önemli hukuki tartışmalardan biri durumuna gelmiştir. Şirket birleşme ve devralmaları, dönemsel dalgalanmalar dışında, 1960’lı yıllardan bu yana sürekli artan bir şekilde görülmekte olup özellikle 1980’lerden sonra ekonomik küreselleşmenin de etkisiyle uluslararası alanda gerek işlem sayısı, gerek işlem hacimleri itibariyle büyük boyutlara ulaşmıştır. Kuşkusuz bu eğilimler, ülke ekonomileri açısından da büyük önem arz etmektedir. Ortaklık el değiştirmeleri ilgili sektördeki üretim ve rekabeti etkilediği gibi, şirket çalışanlarının iş koşullarını da yakından ilgilendirmektedir. Büyük boyutta birleşme ve devralmalara konu şirketler, çoğunlukla halka açık olduklarından konunun sermaye piyasaları ve bu piyasalardaki yatırımcılar üzerindeki etkileri de önem arz etmektedir. Dolayısıyla, her ülke kendi sosyal ve ekonomik koşulları çerçevesinde birleşme ve devralmaları ve bunların sonuçlarını düzenleme ve kontrol etme eğilimindedir. Bir şirketin devralınmasından genel olarak anlaşılması gereken, söz konusu şirketin yönetim hâkimiyetini elde etmeyi sağlayan orandaki payların bir veya beraber hareket eden birden fazla gerçek ve/veya tüzel kişi tarafından mevcut pay sahiplerinden devralınmasıdır. Söz konusu devralma işlemi, ilgili sermaye piyasasının ve şirketin yapısına göre değişik şekillerde gerçekleşmektedir. Özellikle şirketin pay sahipliğinin çok sayıda ortak arasında bölünmüş olduğu halka açık şirketlerde çağrı yoluyla pay satın alınması, devralma işleminin en sık görülen şeklidir. Bu işlemde, bir ortaklığın sermaye ve yönetiminde kontrolü sağlamak amacıyla tüm ortaklara paylarını satın almak üzere bir teklif yapılmakta ve belirlenen sürede teklife uyup hisselerini satmayı kabul eden ortakların payları satın alınmaktadır. Bununla beraber, şirketin yönetim kontrolünü sağlayan miktarda payların az sayıda pay sahibinin elinde toplandığı hâllerdeki devralmalar, bu pay sahibi/sahipleri ile anlaşılarak blok satış şeklinde gerçekleşmekte ve böylece pay devri, işleme katılanlar açısından daha dar bir çerçevede yapılmaktadır. Payların devri halka kapalı ortaklıklarda devrin tarafları ile sınırlı bir kapsamda gerçekleşmekte iken, halka açık ortaklıklarda belli oranları aşan özellikle de ortaklığın yönetim hâkimiyetinin el değiştirmesine neden olan pay devirleri, bu işlemin taraflarının ötesinde, sermaye piyasalarında yatırım yapan küçük hissedarları ilgilendirir duruma gelmektedir. Dolayısıyla, devralmalar özellikle halka açık ortaklıklar kapsamında üzerinde yoğun olarak durulan bir konudur. Anonim şirketlerde pay sahipleri izledikleri amaç bakımından iki kısma ayrılırlar: Sadece yatırım amacıyla pay sahibi olanlar şirketin dönem kârından ve pay senedinin değer kazanmasından yararlanmak isterler; yönetim konusunda ciddi emelleri olmadığı için bu gruba giren ortaklar kendileri açısından önemli sebepler olmadıkça genel kurul toplantılarına katılmayı da pek arzu etmezler. Buna karşılık, yönetime talip olan ortaklar şirket yönetimine hâkim olmak isteyen ortaklardır. Bir organizasyon olan anonim şirket içinde iktidar mücadelesi, esas itibariyle, bu ortaklar arasında cereyan eder. Yatırımcı pay sahipleri, yönetime talip pay sahiplerinin yanında veya karşısında yer alarak yönetimi olumlu veya olumsuz etkileyebilirler1. Özellikle yatırımcı (küçük) pay sahiplerinin şirket genel kurullarına katılmaktaki isteksizliği nedeniyle, bir şirketin yönetim hâkimiyetini ele geçirmek, her zaman şirket sermayesinin ve/veya oy haklarının mutlak çoğunluğunu temsil eden payların alımını gerektirmemektedir. Payların çok sayıda ortak arasında dağıldığı halka açık şirketlerde, özellikle yatırımcı pay sahiplerinin genel kurula katılım oranının düşüklüğü nedeniyle, yönetim hâkimiyetini elde etmek için genel kurulda karar nisabını sağlayacak miktarda pay yeterli olmaktadır ki bu oran genelde toplam oy haklarının çoğunluğundan daha düşüktür2. Ayrıca, hukukumuzda anonim şirket genel kurullarına ilişkin öngörülen toplantı ve karar yetersayıları, birçok durumda sermayenin % 50’sinden fazlasını elinde bulundurmaksızın şirketin yönetimine hâkim olma olanağı sağlamaktadır3. Sağlıklı gelişen bir ekonominin çok ortaklı şirketlerin bulunduğu, bir başka ifadeyle sermayenin çok sayıda ortak arasında dağıldığı kurumsallaşmış bir sermaye piyasasına dayanması gereklidir. Küçük (azınlık) pay sahipleri, sermayenin tabana yayılması, sermaye piyasasında güven ortamının oluşması ve sermaye piyasalarının gelişmesi açısından oldukça önemli bir unsurdur. Bu nedenle HAAO’ların hisselerinin el değiştirmesinin şeffaf bir ortamda, küçük ortakların zararına yol açmadan yapılması önem arz etmektedir4. Devralma işlemlerinin artması halka açık şirketlerdeki küçük pay sahiplerinin hak ve çıkarlarının bu işlemlerden kaynaklanabilecek olumsuzluklara karşı korunmasını da kaçınılmaz olarak gündeme getirmektedir. Halka açık şirketlerin yönetim kontrolünü sağlayan paylarının el değiştirmesi küçük pay sahipleri için önemli sonuçlar doğurduğundan bu konuda yapılan hukuki düzenlemeler önem kazanmaktadır. Halka açılmaların artmasıyla beraber anonim ortaklıkların hisse senetleri ülke çapında, hatta uluslararası düzeyde yayılmıştır ve bu anlamda pay sahiplerinin birçoğu genel kurula katılmak ve ortaklık yönetiminde oyları ile etkili olmak olanağından, hukuken değilse bile, fiilen yoksundurlar. Bir an için genel kurula katıldıkları düşünülse dahi, örgütlenmiş gruplar karşısında bunların dağınık oylarının etkili olması beklenemez. Bu gibi pay sahipleri birikimlerini kendilerine yan gelir sağlamak için ortaklık paylarına yatırmış kişilerdir. Anonim ortaklıklarda, ortaklık işlerinde ve yönetiminde fiilen söz sahibi olmayan, etkili denetleme olanağından yoksun bu kişilerin ellerindeki payların değeri, ortaklık yönetiminin yanlış veya kötü niyetli işlemleri sonucu olumsuz etkilenebilir. Anonim şirketler hukukunun temel hedeflerinden biri de çatışabilecek üç ayrı menfaat (şirket-çoğunluk-azınlık) arasında adil ve şirketin sağlığını etkilemeyecek hassas dengeyi kurmaktır5. İşletme içinde huzur ve başarı ancak bu şekilde tesis edilebilir. Ekonomi ve hukuk siyasetinin ortak bir amacı da büyük işletmeler içinde huzuru sağlayarak, onların rekabet gücünün düşmesini engellemektir. İşletmelerin rakip kuruluşlarla sürekli bir mücadele içinde olduğu göz önünde bulundurulduğunda, şirketin iç istikrarı ve yönetimi daha da önem kazanmaktadır. Anonim ortaklıklar kural olarak sermaye ve oy çoğunluğunu ellerinde bulunduran pay sahiplerinin kararlarına göre ve çoğunluk tarafından seçilen organlarca yönetilir ve denetlenir. Çoğunluğun kararlarına katılmayanlar paylarını satarak şirketle ilişkilerini kesebilirler. Ancak bu olanak, birçok halde yetersiz kalmaktadır. Anonim ortaklıklarda, çatışabilecek azınlık-çoğunluk çıkarları arasında adil ve hassas bir dengenin kurulması amacıyla çeşitli düzenlemeler yapılması yoluna gidilmiştir. Buna göre TTK’da pay sahiplerine çoğunluğun irade ve kararlarına bağlı bulunmayan müktesep haklar (TTK m. 385) ve bu hakları korumak üzere genel kurul kararlarının iptalini dava edebilme, yönetim kurulu üyeleri ve denetçiler aleyhine ortaklığı zarara uğratan eylem ve işlemleri nedeniyle tazminat davası açabilme (TTK m. 336 vd., m. 359) ve ibra edilmelerini önleme gibi haklar tanınmıştır. Ancak, ortaklığın yönetimine ve karar alma sürecine katılamayan pay sahipleri açısından ve ortaklık içi dengelerin sağlanması çerçevesinde söz konusu haklar kanımızca yeterli değildir. Bu hak ve yetkilerin ortaklık içindeki huzurun ve bu kapsamda azınlığın korunmasındaki yetersizliği, kanun koyucuları yeni düzenlemeler yapmaya zorlamıştır. Bu kapsamda azınlığın belli hâllerde şirketin feshini talep hakkı veya paylarını şirkete/hâkim ortağa satıp şirketten çıkma hakkı, diğer taraftan da çoğunluğun belli koşullarda, azınlığın paylarını alıp onları şirketten çıkarma hakkı değişik ülkelerde düzenlemelere konu olmuştur. Bu noktadan hareketle, kontrol değişikliği hâllerinde şirketin yönetim kontrolüne sahip ortaklar dışındaki (yönetilen) pay sahipleri için getirilmiş bir koruma da “çağrı zorunluluğu”dur. İÇİNDEKİLER Önsöz III İçindekiler VII Kısaltmalar XIII GİRİŞ................................................................................................................. 1 BİRİNCİ BÖLÜM ZORUNLU ÇAĞRININ KURAMSAL TEMELİ VE UYGULAMA ALANI I. TANIM VE GENEL DEĞERLENDİRME 7 A. Tanım 7 B. Zorunlu Çağrının Gerekçeleri 8 1. Ortaklıkta Gerçekleşebilecek Kapsamlı Değişikliklerin Olumsuz Etkilerinden Korunma 8 2. Pay Sahipleri Arasında Eşit İşlem İlkesi 9 C. Sağlanan Korumanın Niteliği 10 1. Şirketten Çıkma Hakkı 11 2. Kontrol Priminin Tüm Pay Sahiplerince Paylaşılması 14 D. Zorunlu Çağrının Bazı Temel Hukuk Prensipleri Açısından Değerlendirilmesi 16 1. İrade (Sözleşme) Serbestîsi İlkesi Açısından Değerlendirme 16 2. Tek Borç İlkesi Açısından Değerlendirme 18 E. Zorunlu Çağrının Şirketler ve Sermaye Piyasası Hukuku Açısından Karşılaştırmalı Olarak Değerlendirilmesi 20 F. Azınlık Hakları ile Karşılaştırma 23 G. Mevzuatın Gelişimi ve Tarihçe 25 1. Avrupa Ülkeleri ve AB’deki Gelişimi 25 2. Türkiye’deki Gelişimi 28 H. Çağrı Yükümlülüğünün Leh ve Aleyhindeki Görüşler 31 1. Zorunlu Çağrıya Karşı Olan Görüşler 31 2. Zorunlu Çağrıyı Destekleyen Görüşler 37 3. Görüşümüz 38 II. ZORUNLU ÇAĞRIYA KONU ORTAKLIKLAR 40 A. Genel Olarak 40 B. HAAO 41 C. Bankalar 44 D. Özellik Arz Eden Durumlar 47 1. Halka Açıklık Anı 47 2. Çağrı Konusu Ortaklığın Merkezinin Bulunduğu Ülke 47 a. Merkezi Türkiye’de olup hisseleri sadece yurt dışındaki bir veya birden çok borsada işlem gören bir anonim şirketin durumu 49 b. Merkezi yurt dışında olup hisseleri Türkiye’de bulunan bir borsada işlem gören bir anonim şirketin durumu 50 3. Ana Sözleşmeye Konulacak Bir Hükümle Zorunlu Çağrıdan İstisna Tutulma (Opting-Out) 51 4. Zorunlu Çağrının Kapsamı Açısından Çağrı Konusu Ortaklığın Halka Açık Olması ve Borsada İşlem Görmesi Durumlarının Karşılaştırmalı Olarak Değerlendirilmesi 52 İKİNCİ BÖLÜM ÇAĞRI YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜN DOĞMASI I. ÇAĞRI YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜ GEREKTİREN DURUMLAR 55 A. Genel Olarak 55 B. Ortaklık Sermayesinin ve Oy Haklarının % 25’ine Sahip Olunması (Objektif Ölçüt) 59 1. Sermaye Payı ve Oy Hakkı Sahipliği 62 a. Sermaye kavramı 63 b. Pay kavramı 64 c. Oy hakkı ve OYHS 67 d. Farklı itibari değerde pay çıkarılması 69 e. Oyda imtiyazlı paylar 70 f. Taslak Tebliğ’de getirilen düzenleme 71 (1) Ayni hak – nispi hak ayrımı 72 (2) Oy hakkının paydan bağımsız devri 73 2. İntifa ve Rehin Hakkı 73 3. İntifa Senetleri 78 4. İnançlı Devir 78 5. Pay Alım Opsiyonu 79 6. Oy Sözleşmeleri 81 7. Tahvil 84 8. Özellik Arz Eden Durumlar 85 a. Ortaklığın kendi paylarını elinde bulundurması 85 b. Oy hakkının kullanılamayacağı diğer hâller 90 C. Yönetim Kontrolüne Sahip Olunması (Subjektif Ölçüt) 91 1. Yönetim Kontrolü – Pay Sahipliği İlişkisi 93 2. Yönetim Kontrolü Değişikliği / Yeni Bir Kontrol Yapısının Oluşması 93 3. Yönetim Kontrolünün Unsurları 94 a. Seri: VIII, No: 39 sayılı Tebliğ’de yapılan düzenleme 94 b. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nda yapılan düzenleme 95 c. TTK Tasarısında öngörülen düzenleme 95 4. Oy Çoğunluğu ve Birikimli Oy 98 5. Yönetim Kontrolünün İmtiyazlı Paylar Yoluyla Sağlanması 99 6. Yönetim Kontrolünün Paylaşılması (Ortak Kontrol) 103 D. Ortaklığın Sermayesine ve Oy Haklarına % 25 ile % 50 Arasında Bir Oranda Sahip Olanların Herhangi Bir On İki Aylık Süre İçinde Bu Oranı % 10 ya da Daha Fazla Artırması (Creeping in) 108 1. Uygulama Şartları 109 a. % 25 ile % 50 arasında bir sermaye ve oy hakkı sahipliği 109 b. Herhangi bir on iki aylık sürede sermaye ve oy hakkının % 10 veya daha fazla artırılması 110 2. Taslak Tebliğ’in Değerlendirilmesi 111 E. SerPK m. 22/i ve Tebliğ m. 17 Hükümlerinin Birlikte Değerlendirilmesi 111 II. ÇAĞRI YÜKÜMLÜLÜĞÜ DOĞURAN İŞLEMLER 114 A. Genel Olarak 114 B. İhtiyari Çağrı Yoluyla Edinim 121 C. Blok veya Münferit Alımlar 123 D. Borsada İşlem Gören Payların Alımı 124 E. Miras Yoluyla Edinim 124 F. Tek Bir İşlem veya Birden Çok İşlem ile % 25 Oranına Ulaşma 125 G. Sermaye Artırımında İhraç Edilen Payların Alımı 125 H. Payların Diğer Bir Ortaklığa Sermaye Olarak Konulması 126 İ. Birleşme 127 1. Genel Olarak 127 2. Birleşme Kapsamında Çağrı Yükümlülüğü Doğan Durumlar 131 a. Devralma yoluyla birleşmeler 131 b. Yeni kuruluş yoluyla birleşmeler 135 3. Birleşen Ortaklıkların Halka Açık Olması 135 4. Birleşme Kapsamında Dolaylı Pay Sahipliği Sonucu Çağrı Yükümlülüğü Doğması 136 III. ÇAĞRI YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜN DOĞMA ANI 137 A. Genel Olarak 137 B. İktisap Hâlleri 139 1. Devren İktisap 139 a. Hamiline yazılı senede bağlanmış paylar 141 b. Nama yazılı senede bağlanmış paylar 141 c. Bağlı nama yazılı paylar 144 d. Kaydileştirilmiş paylar 144 2. Aslen İktisap 145 3. Rekabet Kurulu İznini Gerektiren İktisaplar 146 C. Pay Sahipliğinin Kazanılmasını Sağlayan Borçlandırıcı İşlemin Hukuken Geçersizliği Sorunu 151 D. Ana Sözleşme Değişiklikleri 153 E. Sermaye ve Oy Haklarının % 25’ine Denk Gelen (veya Yönetim Kontrolü Sağlayan) Paylara Asgari Bir Süre İçin Sahip Olunması 153 IV. DOLAYLI YÖNETİM KONTROLÜ 155 V. BİRLİKTE HAREKET ETME (ACTING IN CONCERT) 162 A. Genel Olarak 162 1. İki veya Daha Fazla Kişi Arasında Beraberlik/İşbirliği 165 2. İşbirliğinin Hedefi ve Kapsamı 168 B. Birlikte Hareket Etmeye İlişkin Karine Olarak Değerlendirilebilecek Hâller 170 C. Birlikte Hareket Etmenin Borçlar (Sözleşme) Hukuku ile İlişkisi 171 D. Birlikte Hareket Etme Durumunda Çağrı Yükümlülüğünün Muhatabı 173 VI. ZORUNLU ÇAĞRIDAN MUAFİYET 176 A. Genel Olarak 176 1. Mevzuatta Öngörülen Belirli Koşulların Oluşmasıyla Kendiliğinden Devreye Giren Muafiyet Hâlleri (İstisna) 176 2. Öngörülen Muafiyet Koşullarının Oluşmasını Takiben İlgili Düzenleyici ve Denetleyici Kurumun Kararı Üzerine Devreye Giren Muafiyet Hâlleri (Muafiyet) 177 B. Tebliğ Kapsamındaki Muafiyet Hâlleri 178 1. Ortaklığın Hisse Senetlerinin Oy Haklarının İktisabının, Ortaklığın Mali Yapısının Güçlendirilmesi Bakımından Zorunlu Olan Bir Sermaye veya Yönetim Yapısı Değişikliği Gereğince Gerçekleştirilmesi 179 2. Ortaklığın Hisse Senetlerinin ve Oy Haklarının İktisabının, TTK’nın 388. Maddesinin İkinci Fıkrasının Birinci Cümlesindeki Yetersayı ile Toplanan Ortaklık Genel Kurulunda Onaylanması 185 3. Ortaklığın Hisse Senetlerinin ve Oy Haklarının İktisabına Rağmen, Ortaklığın Sermaye Dağılımı Gereğince, Yönetim Hâkimiyetinde Hiçbir Değişiklik Olmaması 187 4. Ortaklığın Hisse Senetlerinin ve Oy Haklarının Yasal Zorunluluklar Sonucunda İktisap Edilmesi veya Oranların İstenmeden Aşılması Hâllerinde, Çağrı Yapma Zorunluluğu Gerektiren Kısmın SPK’ca Belirlenecek Asgari Sürede Elden Çıkarılacağının Taahhüt Edilmesi 188 C. Muafiyet için SPK Kararı 190 D. Muafiyetin Zamanlaması 191 E. Taslak Tebliğ’de Düzenlenen Ek Muafiyet Hâlleri 192 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ZORUNLU ÇAĞRININ GERÇEKLEŞTİRİLMESİ I. UYGULAMA AŞAMASI VE UYGULAMAYA HÂKİM PRENSİPLER 195 A. Zorunlu Çağrının İşleyişi 195 1. Teklif Metni ve Bilgi Formunun Hazırlanıp SPK’ya Sunulması 195 2. Çağrının Süresi 198 3. Çağrıya Karşılık Verilmesi 198 4. Pay Sahiplerinin Satıştan Vazgeçme Hakkı 199 5. Zorunlu Çağrının Şarta Bağlı Olarak Yapılması 200 B. Zorunlu Çağrının Kapsamı 203 1. Genel Olarak 203 2. Özel Durumlar 205 a. Çağrı konusu ortaklığın elinde bulunan paylar 205 b. Çağrı sahibinin iştiraklerinin elinde bulunan ortaklık payları 206 c. Birleşme sonucu doğan çağrı yükümlülüğü 206 d. Çağrıdan yararlanacak olanlar açısından pay sahipliğinin zamanlaması 207 e. Yurtdışındaki bir borsada işlem gören payların durumu 208 f. Pay sahiplerinin çıkma hakkından feragat etmesi/paylarını satıp çıkma haklarını kullanmayacaklarına dair taahhüdü (Verzicht auf das Pflichtangebot) 209 C. Kamuyu Aydınlatma 210 1. Genel Olarak 211 2. Çağrı Öncesi Genel Nitelikli Kamuyu Aydınlatma 214 3. Çağrı Aşamasında ve Sonrasında Kamuyu Aydınlatma 216 4. Bilgi Formundaki Eksikliklerden Sorumluluk 224 D. Çağrı Kapsamında Teklif Edilen Fiyat (Bedel) 224 1. Fiyatın Niteliği 225 2. Fiyatın Ödenme Zamanı 228 3. Fiyatın Miktarı 231 a. Fiyat eşitliği 232 b. En yüksek fiyat kuralı 234 c. Tebliğ’de öngörülen fiyat belirleme yöntemi 237 (1) İhtiyari çağrı yoluyla gerçekleşen alımlar 238 (2) Blok alım yoluyla gerçekleşen alımlar 239 (3) Diğer yöntemlerle gerçekleşen alımlar 239 4. Yabancı Para Cinsinden Alımlar 244 5. Dolaylı Kontrol Sonucu Gerçekleşen Zorunlu Çağrıda Fiyat 245 6. Fiyatta Eşitlik Üzerine Düşünceler 246 7. Fiyat İçin SPK Onayı 250 II. ÇAĞRI YÜKÜMLÜLÜĞÜNE AYKIRILIĞIN YAPTIRIMLARI 251 A. Genel Olarak 251 B. Sermaye Piyasası Hukuku Kapsamında Öngörülen Yaptırımlar 253 C. Borçlar Hukuku Kapsamında Öngörülen Yaptırımlar 254 1. Aynen İfa Davası Açılabilmesi İçin Gerekli Koşullar 257 a. Çağrı yükümlülüğünün doğmuş olması 257 b. Borcun ifasının mümkün olması 258 c. Borçlunun ifada bulunmaması (Çağrı zorunluluğunun yerine getirilmemiş olması) 258 d. Alacaklının borçluya ihtarda bulunması 260 e. Zamanaşımı 261 2. Aynen İfa Davası Kapsamında Aktif Husumet Ehliyeti 261 3. Aynen İfa Davasının Sonuçları 262 4. BK m. 101 vd. Kapsamında Aynen İfa İle Birlikte Talep Edilebilecekler 266 a. Aynen ifa ile beraber gecikme tazminatı 266 b. Temerrüt faizi 267 5. Haksız Fiil Temelinde Tazminat Talebi 269 D. Uygulanabilecek Diğer Yaptırımlar 271 SONUÇ 275 KAYNAKÇA 288