Vedat Kitapçılık
Kargo Gönderim Saatleri;
Hafta İçi Saat 16:00 'ya kadar
Cumartesi Saat 11:00 'e kadar
Kartlarına Taksit
Seçeneklerimiz Vardır!
Banka Hesap Bilgilerimiz
Destek
HATTI
0212
240 12 54
240 12 58
Favori
Listenizde
Ürün Yok!
Sepetinizde
Ürün Yok!
Yeni Çıkan Yayınlar:      Nisan (43)      Mart (140)      Şubat (116)      Ocak (138)

Özel Yaşamın Bir Parçası Olarak Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Gizliliğine Önleyici Denetimle Müdahale

Özel Yaşamın Bir Parçası Olarak Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Gizliliğine Önleyici Denetimle Müdahale



Sayfa Sayısı
:  
227
Kitap Ölçüleri
:  
16x23 cm
Basım Yılı
:  
2012
ISBN NO
:  
9786053777137

299,00 TL











GİRİŞ 189O′da ilk ortaya atıldığından beridir tartışılan özel yaşamın gizliliği,1 21. yüzyılda, başka bir boyutuyla hala tartışılmaya devam edilmektedir. Tartışmaya ayrı boyut kazandıran ise teknolojik gelişmelerin, kişilerin sosyal ilişkilerini ve birbirleriyle olan iletişimini değiştirmiş olmasıdır. Kendimize ait bilginin sade¬ce etrafımızda değil, kolaylıkla bizi tanımayan insanların etrafında dahi dolaş¬masının mümkün olduğu,2 özel yaşam dendiği zaman artık birçoğumuzun ak¬lına bilgisayar ve telefonun geldiği böyle bir yaşam düzeninde,3 hukukun uzun zamandır içeriğini tanımlamaya çalıştığı bir temel hak ve özgürlük olan özel yaşamın gizliliği hakkına dair tartışmaların da artarak farklılık kazanması do¬ğal karşılanmalıdır. Nitekim bu gelişmelerin ve sosyal yaşamın karmaşıklığının, modern demokratik düzenlerde kişiyi, toplumdan soyutlanmak yerine; kişisel ihtiyaçların ve sosyal değerlerin dengelenebildiği bir toplumsal yaşamla kay¬naşmanın zorunlu olduğu bir ortamda yaşamaya; devletleri de bu konuda gerekli korumayı sağlamaya teşvik ettiği görülmektedir.4 Temel hak ve özgürlüklere dair ilke ve kuralların, toplumsal çıkarların ve düzenin göz önünde bulundurula¬rak ortaya konulması zorunluluğu, bu yönüyle özel yaşamın gizliliği hakkı için de kendini göstermektedir. Nitekim örneğin, her toplumda, kişiye ait veya ona dair olan bilginin güvenlik, terörle veya suçla mücadele gibi kamusal çıkarlar nedeniyle devletlerce elde edilebilmesi belirli koşullar altında normal karşılan¬maktadır.3 Fakat tüm bunlar kişinin rahatsız olduğu müdahale kimi zaman top¬lumsal düzenin korunması amacıyla mevcut hukuk kurallarından kaynaklansa da, korumanın da tekrar hukuktan istendiği gerçeğini değiştirmemektedir.6 Özel yaşamın gizliliğinin korunması, özellikle dijital gelişmelerin de et¬kisiyle bazen modern problem7 olarak adlandırılsa dahi, tüm toplumlar için, sosyal yaşam farklılıklarına rağmen, ortak olan sorunların en önemlilerinden bir tanesini oluşturmaktadır. Özel yaşamın gizliliği hakkının bazen A.B.D. Anayasası′nda8 olduğu gibi, özel yaşamın gizliliği hakkına açıkça yer vermeden evi kutsal mekan kabul eden temel kabul üzerinden hareket eden bir anlayış¬la; bazen ise Türkiye′de olduğu gibi Anayasa′da açıkça düzenlenerek;9 aslında belki farklı düzenleme anlayışlarıyla10 ama mutlaka koruma altına alındığı gö¬rülebilir. Özel yaşamın gizliliğine ilişkin korumayı daha önemli kılan, çatıştığı ka¬musal değerlerin çoğunlukla, bu yeni iletişim olanakları ve dijital bilgi yoğun¬luğu içinde suçların önlenmesi ve ulusal güvenliğin sağlanması gibi esaslı değerler olmasıdır. Nitekim telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişim de, bu dijital bilgi yoğunluğunun önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Genel itiba¬riyle iletişimin denetlenmesi, Türk hukukunda önleme (suç öncesindeki) ve adli (suç işlenmesinden sonraki) olmak üzere iki şekilde ortaya çıkmaktadır. Bu çalışma bakımından, suç işlendikten sonra delil elde etme amacıyla iletişimin (adli) denetimi şeklindeki koruma tedbiri konumuz dışında kalmakta ve asıl inceleme alanımızı istihbari faaliyet kapsamında, suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi oluştur¬maktadır. Çalışmada, iletişimin denetlenmesine ile ilgili prensipler bakımından bir ayrım yapılmamış olsa da, konunun değerlendirilmesi bağlamında ele alınan yargısal kararlar bakımından çoğunlukla telefon veya benzer iletişim araçlarıyla gerçekleştirilen iletişime dair olaylar ele alınmıştır. Zira örneğin internet üzerin¬den gerçekleştirilen iletişimin denetlenmesine ilişkin hususlar açısından ayrı bir çalışma konusu oluşturacak şekilde, internet hukukunun da gözetilmesinin ge¬rektiği söylenebilir. Kaldı ki, telekomünikasyon yoluyla gerçekleştirilen iletişim kapsamında kabul edilen iletişim hallerinin tümü bakımından, temel prensipler aynı şekilde korunmaktadır. Bunun dışında, çalışmada, hemen her bölümde, ele alınan konular açısından A.B.D. ve Avrupa yaklaşımları değerlendirilirken; ge¬nel itibariyle A.B.D. hukukunun temel anlayışı ile tek tek Avrupa devletlerinin değil, konuyu bu devletlerin de hukuklarını etkileyecek şekilde düzenleyen Av¬rupa Birliği mevzuatının temel yaklaşımı göz önünde bulundurulmaktadır. Çalışmada, esas itibariyle telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin suçların önlenmesi amacıyla denetlenmesi, anayasal haklar bakımından özel yaşamın gizliliği hakkı ekseninde değerlendirilmiştir. Bu bağlamda çalışmanın birinci bölümünü, özel yaşamın gizliliği hakkı ve bu hakkın koruduğu değerlere ilişkin ayrıntılı bir değerlendirme oluşturmaktadır. Bu bölümde öncelikle, özel yaşamın gizliliğine ilişkin belirli bir tanım vermekten öte; her biri aslında bu hakkın farklı bir yönünü ortaya koyan farklı yaklaşımlar yansıtılmıştır. Bu bö¬lümün getirdiği yenilik, özel yaşamın gizliliği kavramının koruduğu değerler ve gördüğü işlev bağlamında, ilk kullanıldığı yargısal kararlar göz önünde bulun¬durularak tartışılmasıdır. Çalışmanın ikinci bölümünde ise, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin önleme amaçlı denetlenmesine dair uygulamanın ve özel yaşamın gizliliği hakkıyla olan bağlantısının daha iyi anlaşılabilmesini sağ¬layacak şekilde; iletişim, telekomünikasyon ve iletişimin denetimi kavramları ulusal ve uluslararası düzenlemeler ışığında ele alınmıştır. Bu bölümde ayrıca, iletişime denetim yoluyla müdahale edilmesinin özel yaşamın gizliliği ve ileti¬şimin gizliliği hakkı açısından yarattığı sonuçlar, Anayasa Mahkemesi kararlan ile 1961 ve 1982 Anayasası dikkate alınarak değerlendirilmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümünün konusunu, Avrupa Birliği mevzuatında ve Türk hukukunda telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi so¬nucu elde edilen bilginin -kişisel verinin- niteliği ve korunması oluşturmaktadır. Bu bölümde, A.B.D. hukukundaki özel yaşamın gizliliği (privacy) kavramının, Avrupa yaklaşımında kişisel verinin korunması (data protection) olarak karşı¬mıza çıkması hususundan yola çıkarak; kişisel verilerin korunmasına dair temel ilkeler, AB mevzuatı esas alınarak incelenmiştir. Bu bölümde Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı da, büyük oranda temellerini oluşturan AB mevzuatıyla ilişkilendirilerek değerlendirilmiştir. Fakat bununla birlikte, A.B.D. huku¬kunun konuya ilişkin normatif anlayışı da, daha düzenleyici bir yaklaşıma sahip olan AB hukukuyla karşılaştırmalı bir değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Çalışmanın dördüncü bölümü, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin Türk hukukundaki şartları ve uygulanması, gerek teorik çerçeve çizilerek gerek uygulama yansıtılarak tartışılmaya ayrılmıştır. Burada, iletişimin denetlenme¬sini oluşturan iletişimin dinlenmesi, kaydedilmesi, tespiti ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi işlemlerinin uygulanmasına hakim ilke ve usuller açıklanmış ve bunlar Türk hukukunun ve AİHM düzeninin özel yaşamın gizliliği hakkı¬nın sınırlanması durumunda kişiler için öngördüğü güvenceler çerçevesinde ele alınmıştır. ONSOZ Özel yaşamın gizliliği hakkı ve korunması, Türk hukukunda, anayasayla güven¬ce altına alınmış temel hak ve özgürlüklere dair günümüzde en çok tartışılan husus¬lardan birini oluşturmaktadır. Diğer toplumlarda da, farklı hukuki ve siyasi yapılan¬malara rağmen, özel yaşamın gizliliği hakkına ilişkin tartışmalar ve kaygılar benzer konularda yoğunlaşmaktadır. İçice geçmiş olan bu hususların açıklığa kavuşturulması aynı zamanda çalışmanın da ortaya çıkış amacı ve kapsamını ortaya koyacaktır. Buna göre, öncelikle özel yaşamın gizliliği hakkına müdahalenin yarattığı hukuki sorunlar kadar, hakkın kavram ve kapsamının açıklığa kavuşturulması noktasında da ortak bir kaygının mevcut olduğu söylenebilir. Nitekim teknolojinin getirdiği değişiklikler ve yaşam ilişkilerinin ve suçla mücadeledeki anlayışın bu yönde farklılaşması hemen her toplumda, farklı hızla da olsa, kendini gösterebilmiştir. Her toplumda, özel ya¬şamın ve iletişimin gizliliği demokrasi, güvenlik ve bağımsızlık hususlarıyla birlikte tartışılır hale gelmiş ve artan şekilde hukuki düzenlemelerin konusunu oluşturmuştur. Tüm bu özellikleri dolayısıyla, özel yaşamın ve iletişimin gizliği hakkı sadece ulusal hukukların değil, uluslararası hukukun da üzerinde hassasiyetle durduğu konulardan biri olmuştur. Bu nedenle çalışmada, Türk hukukundaki mevcut düzenlemelere ve uygulamaya yansıyan anlayışa sadece eleştirel gözle bakılmamış; A.B.D. hukuku, Avrupa Birliği mevzuatı ve yargısal düzlemde A.B.D. Yüksek Mahkemesi (Supreme Court) ve AİHM yaklaşımıyla paralellik kurularak değerlendirmeler yapılmıştır. Çalışmanın birinci bölümünde özgün bir şekilde, özel yaşamın gizliği hakkına dair tanımlama kaygısından uzak, kavrama yönelik bütünlüklü bir bakış açısı yan¬sıtabilmek amacıyla, kavrama ilişkin mevcut yaklaşımlar tartışılmıştır. Bu yönüyle hakkın koruduğu temel değerler bağlamında, hakkın kapsamı açıklanmaya çalışıl¬mış ve bu hakkın korunmasında hangi hususlara dikkat edilmesi gerektiği gözler önüne serilmeye çalışılmıştır. Bu yolu izlemedeki temel amaç, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin önleme amaçlı denetlenmesinin özel yaşamın ve iletişi¬min gizliliği açısından yarattığı ihlale, mevcut çalışma ve bakış açılarından farklı olarak, anayasa hukukunun hak ve özgürlüklerin sınırlanmasına dair esaslı unsurları açısından yaklaşılmak istenmesi olmuştur. Buna göre, özel yaşamın gizliliği hakkı tek başına olabilmek, kişisel bilgi üzerindeki kontrol imkanı, mahremiyet, kişiye sınırlı ulaşım ve kişisel bağımsızlık yönlerinden ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Bu hakkın korunmasıyla gözetilen değerler, A.B.D. ve AB yaklaşımı da dikkate alına¬rak ve hatta kavramsal farklılıklar da açıklığa kavuşturularak incelenmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde, Türk hukukunda telekomünikasyon yoluyla ya¬pılan iletişimin gizliliği ve denetlenmesi 1961 ve 1982 Anayasası′nı kapsar şekilde, Türk Anayasa hukuku ve iletişimin önleme amaçlı denetimine dair yasal dayanağı oluşturan 5397 sayılı Kanun çerçevesinde ayrıntılı olarak değerlendirilmiştir. Bu bölümde de, A.B.D. ve Avrupa anlayışı iletişimin denetlenmesine dair kullandıkları farklı kavramlar bağlamında, Türk hukukuyla paralellik kurularak analiz edilmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda özellikle, iletişimin denetlenmesi tedbirinin türleri olarak iletişimin dinlenmesi, tespiti, kaydedilmesi ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi gerek teorik altyapı gerek uygulama bağlamında incelenmiştir. Kişisel verilerin korunması üçüncü bölümde özel yaşamın gizliliği hakkı çerçe¬vesinde ele alınmaktadır. Zira telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin önleme amaçlı denetlenmesi sonucu elde edilen bilgi "kişisel veri" kapsamında nitelendi¬rilerek; Türk hukukunda özel ve gizli yaşam alanının ve böylece kişisel verilerin kural olarak korunduğu noktasından bir değerlendirme yapılmıştır. Bu bağlamda telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin önleme amaçlı denetimi dolayısıyla elde edilen bilginin kişisel veri olarak, kişisel verilerin korunması güvencelerinden yararlanması gerektiği bu bölüm açısından hem bir çıkış noktası hem de yeni ya¬pılacak düzenlemeler açısından bir öneri olarak ortaya konulmaktadır. Korumaya ihtiyacı olanın bilgi mi yoksa kişi mi olduğu bu bölümde irdelenen esaslı meseleler¬den biridir. Bu bağlamda, Bu bölümde Türk hukukunda kişisel verilerin korunması açısından hassasiyetle göz önünde bulundurulan ve hatta Türk hukuk düzenleme¬lerine de yansıyan AB′nin ilgili Yönergeleri de ayrıntılı olarak incelenmiştir. Buna göre, kişisel verilerin korunmasına ilişkin, ilgilinin rızasının aranması, veri işleme sırasında ilgilinin bilgilendirilmesi, veri işlemenin gizliliği, veriye ulaşma, veriyi düzeltme, silme, veriye ulaşmayı engelleme, itiraz hakkı ve veri işleme faaliyetinin açıklığı gibi ilkeler gerek AB Yönergeleri gerek Türk hukukundaki Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı dikkate alınarak açıklanmıştır. Çalışmanın son bölümünde ise, Türk hukukunda telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin önleme amaçlı denetlenmesinin şartlan ve uygulanması ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Önleme amaçlı denetimin kapsam ve türleri, özgün bir şekilde A.B.D. hukukundaki iletişimin denetlenmesi tedbiriyle paralellik kurularak açıklan¬mıştır. Bu bağlamda, iki hukuk düzeni arasındaki farklılıklar da göz önünde bu¬lundurularak, iletişimin denetlenmesi tedbirine ilişkin Türk hukukundaki farklılık veya eksiklikler karşılaştırmalı bir bakış açısıyla yansıtılmıştır. 5397 sayılı Kanun ve TİB′in tedbire yönelik uygulaması, özel yaşamın gizliliği hakkının korunmasına dair önceki bölümlerde oluşturulan hukuki çerçeve dikkate alınarak değerlendiril¬miştir. Tedbirin hukuka aykırı uygulanması ve yaptırımı da idarenin ve kamu görev¬lilerinin sorumluluğu ve ceza hukuku açısından irdelenmiştir. Türk hukukunda iletişimin denetlenmesi ile ilgili ilkelerin, Avrupa ve A.B.D. yaklaşımındaki ortak ilkelerle düzenlendiği de göz önünde bulundurulursa; önleme amaçlı denetime ilişkin yasal dayanağı oluşturan düzenlemelerin, bu iki yaklaşımın ve özellikle AİHM′nin benimsediği şekliyle özel yaşamın ve iletişimin gizliliğini sınırlayacak bir yasa olarak, açıklık ve öngörülebilirlik gibi unsurları karşılayacak şekilde düzenlenmesi gerektiği başlıca sonuç olarak ifade edilebilir. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı′nda sa¬vunduğum doktora tezimin böyle bir çalışmaya dönüşmesine değerli eleştiri ve gö¬rüşleriyle katkıda bulunan hocalarım Sayın Prof. Adem Sözüer′e, Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu′na ve Prof. Dr. Serap Yazıcı′ya çok teşekkür ederim. Çalışmayı hazırlayabilmek için gerçekleştirdiğim literatür araştırmasının bir bölümünü Georgetovvn Üniversitesi ile International Law Institute′de gerçekleştir¬dim. Harvard Üniversitesi Hukuk Fakültesi′nde yaptığım ikinci yüksek lisanstaki yoğun öğrencilik yılımda tamamladığım ve araştırmanın esaslı bölümünü oluşturan süreç ise, çalışmanın literatür taramasıyla sınırlı kalmayan bilimsel zenginlikle orta¬ya çıkmasında önemli bir rol oynamıştır. Ayrıca iletişimin denetlenmesi konusunda Türkiye′nin yanı sıra A.B.D.′deki ilgili kişi ve kuruluşlardan bilgi alabilme fırsatı yakalamış olmam da, araştırma sürecinin öğretici ve özgün bir şekilde tamamlan¬masını sağlamıştır. Çalışmaya temel teşkil eden doktora tez çalışmasının hazırlanması süreci, ça¬lışmanın son halini alarak bilimsel yayın haline gelmesi kadar verimli ve bir o kadar da zor bir süreçtir. Hem bu sürecin her aşamasındaki desteği hem de bu çalışmayı akademik titizlik ve derinlikle yürütüp sonuçlandırabilmemdeki katkısı için, tez da¬nışmanlığımı da üstlenmiş olan ve aynı kürsüde birlikte çalışarak akademik deneyi¬mini paylaşma fırsatı da bulmaktan büyük mutluluk duyduğum hocam Sayın Prof. Dr. Bertil Emrah Oder′e müteşekkirim. Gerek bu çalışmanın ortaya çıkmasında gerek lisans öğreniminden başlayarak öğrencilik yıllarımın ve akademik yaşantımın her adımında eşsiz desteğini esirge¬meyen ve bana her zaman yol gösteren değerli hocam Sayın Prof. Dr. R. Füsun Sokullu-Akıncı′ya büyük bir teşekkürü borç biliyorum. Ayrıca çalışmanın ceza hukuku bölümüne ilişkin okumaları ve yardımı için Ar. Gör. Gülşah Bostancı′ya teşekkür ederim. Yaşamda herkesin yakalama şansı bulamadığı gerçek arkadaşlığı hissettirerek bu çalışmanın hazırlanması gibi hayatın birçok zor dönemini benim için kolaylaştı¬ran Ar. Gör. A. Elif Ulusu′ya dostluğu için çok teşekkür ederim. Varlıkları ve sonsuz destekleriyle böyle bir eserin ortaya çıkmasını benim için daha anlamlı kılan sevgili annem Fatma Yüksel ve sevgili babam Mehmet Edip Yüksel′e, kardeşlerim Sibel Yücesoy, Halil Yüksel, Hakkı Yüksel, Mine Tutuk, Serpil Yüksel ve hem kişisel yaşamıma hem de hukukçuluğuyla akademik yaşamı¬ma ışık tutarcasına yardımını esirgemeyen Doç. Dr. Cüneyt Yüksel′e koşulsuz sevgi ve anlayışları için minnettarım. Saadet Yüksel İstanbul, 2012 İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM ÖZEL YAŞAMIN GİZLİLİĞİ HAKKI ve KORUDUĞU DEĞERLER I. ÖZEL YAŞAMIN GİZLİLİĞİ 7 A. Genel Olarak 7 B. Özel Yaşam Kavramına İlişkin Çeşitli Yaklaşımlar 9 1. Tek Başına Olabilmek Hakkı 9 2. Kişisel Bilgi Üzerindeki Kontrol İmkanı 16 3. Mahremiyet (Intimacy) 20 4. Kişiye Sınırlı Ulaşım 25 5. Kişisel Özerklik / Bağımsızlık 27 II. ÖZEL YAŞAMIN GİZLİLİĞİ KAVRAMININ KAPSAM İTİBARİYLE DEĞERLENDİRİLMESİ 28 A. Özel Yaşamın Gizliliği Kavramının Koruduğu Değerler 28 B. Özel Yaşamın Gizliliğinin Tanımlanması Mümkün mü? Gerekli mi? ... 34 III. ÖZEL YAŞAMIN GİZLİLİĞİ AÇISINDAN AVRUPA BİRLİĞİ ve A.B.D. HUKUKUNUN YAKLAŞIM FARKLILIĞI 35 İKİNCİ BÖLÜM TÜRK HUKUKUNDA TELEKOMÜNİKASYON YOLUYLA YAPILAN İLETİŞİMİN GİZLİLİĞİ VE DENETİMİ I. KAVRAMLAR 53 A. İletişim 53 B. Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişim 55 C. İletişimin Denetlenmesi 58 II. TELEKOMÜNİKASYON YOLUYLA YAPILAN İLETİŞİMİN DENETLENMESİNİN ÖZEL YAŞAMIN GİZLİLİĞİ VE İLETİŞİMİN GİZLİLİĞİ BAĞLAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ 64 A. Özel Yaşamın Gizliliği Bakımından 64 1. 1961 Anayasasında Özel Yaşamın Gizliliği 64 2. 1982 Anayasasında Özel Yaşamın Gizliliği 66 B. İletişimin Gizliliği Bakımından 74 C. 5397 Sayılı Kanun′un Özel Yaşamın Gizliliği ve İletişimin Gizliliği Hakkının Sınırlandırılması Açısından Değerlendirilmesi 80 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI I. GENEL OLARAK 87 II. AVRUPA KONSEYİ VE AVRUPA BİRLİĞİ MEVZUATI BAĞLAMINDA KİŞİSEL VERİLER 88 A. Avrupa Birliği Yönergeleri 89 B. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 101 C. Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı 106 III. KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASINA DAİR TEMEL İLKELER 111 A. Kişisel Verilerin Kaliteli Olması 111 B. Kişisel Verinin İşlenebilmesi İçin İlgilinin Rızasının Aranması İlkesi... 113 C. Hassas Verilerin İşlenmesi 114 D. Kişisel Verinin İşlenmesi Sırasında İlgilinin Bilgilendirilmesi 117 E. Kişisel Verinin İşlenmesi Sırasında Veriye Ulaşma, Veriyi Düzeltme, Silme, Veriye Ulaşmayı Engelleme ve İtiraz Hakkının Korunması 118 F. Veri İşlemenin Gizliliği ve Veri Güvenliği İlkesi 121 G. Veri İşleme Faaliyetinin Açıklığı 122 IV. KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI BAĞLAMINDA ÖZEL YAŞAMIN GİZLİLİĞİNE DAİR AVRUPA BİRLİĞİ YAKLAŞIMININ A.B.D. YAKLAŞIMIYLA GENEL BİR KARŞILAŞTIRMASI 123 V. TÜRK HUKUKUNDA ÖZEL YAŞAMIN GİZLİLİĞİ HAKKININ KORUNMASI BAĞLAMINDA KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI 128 A. 1982 Anayasası ve Yürürlükteki İlgili Diğer Mevzuat Bakımından.... 128 B. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı 133 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM TÜRK HUKUKUNDA TELEKOMÜNİKASYON YOLUYLA YAPILAN İLETİŞİMİN ÖNLEME AMAÇLI DENETLENMESİNİN ŞARTLARI VE UYGULANMASI I. TELEKOMÜNİKASYON YOLUYLA YAPILAN İLETİŞİMİN ÖNLEME AMAÇLI DENETLENMESİNİN AMACI, KAPSAMI VE TÜRLERİ 145 A. Genel Olarak 145 B. İletişimin Önleme Amaçlı Denetlenmesinin Amacı 146 1. Polis Bakımından 146 2. Jandarma Bakımından 146 3. Milli İstihbarat Teşkilatı Bakımından 147 C. İletişimin Önleme Amaçlı Denetlenmesinin Kapsamı 147 D. İletişimin Önleme Amaçlı Denetlenmesinin Türleri 149 1. Genel Olarak 149 2. İletişimin Tespiti 150 3. İletişimin Dinlenmesi 154 4. İletişimin Kayda Alınması 155 5. Sinyal Bilgilerinin Değerlendirilmesi 156 E. A.B.D. Hukukundaki İletişimin Denetlenmesi Tedbirlerinin Türk Hukukuyla Paralellik Kurularak Genel Olarak Değerlendirilmesi.. 158 1. Genel Olarak 158 2. Elektronik İletişimin Gizliliği Kanunu / The Electronic Communications Privacy Act (ECPA) 158 a. Tel İle Gerçekleştirilen İletişimin Dinlenmesine Dair Kanun / The Wiretap Act 159 b. Depolanmış İletişime Dair Kanun / The Stored Communications Act (SCA) 161 c. Teknik Bilgileri İçeren Kayıtlara Dair Kanun / The Pen Register Act 162 3. Yabancı İstihbarat Denetimi Kanunu / The Foreign Intelligence Surveillance Act (FISA) 163 II. TELEKOMÜNİKASYON YOLUYLA YAPILAN İLETİŞİMİN ÖNLEME AMAÇLI DENETLENMESİNİN KOŞULLARI VE UYGULANMASI... 165 A. İletişimin Önleme Amaçlı Denetlenmesinin Koşulları 165 1. Genel Olarak 165 2. Tedbirin Uygulanacağı Kişiler 165 3. İletişimin Önleme Amaçlı Denetlenmesi Tedbirinin Uygulanmasıyla Önlenmesi Amaçlanan Suçlar 167 a. Polis ve Jandarma Bakımından 167 b. Milli İstihbarat Teşkilatı Bakımından 170 4. İletişimin Önleme Amaçlı Denetlenmesi Tedbirinin Uygulanmasında Suç İşleme İhtimali 172 5. İletişimin Önleme Amaçlı Denetlenmesi Tedbirinin Talep Edilmesi ve Karar 176 a. Hakimin Kararının veya Yazılı Emrin İçeriği ve Bulunması Gereken Bilgiler 181 b. Tedbirin Süresi 184 B. İletişimin Önleme Amaçlı Denetlenmesi Tedbirinin Uygulanması 188 1. Tedbirin Yerine Getirilmesi 188 2. Gizlilik 190 C. Tedbire Son Verilmesi 191 D. Kayıtların Yok Edilmesi 193 III. TELEKOMÜNİKASYON YOLUYLA YAPILAN İLETİŞİMİN ÖNLEME AMAÇLİ DENETLENMESİ SONUCU ELDE EDİLEN VERİLERİN NİTELİĞİ ve KULLANIMI 195 IV. HUKUKA AYKIRI OLARAK TELEKOMÜNİKASYON YOLUYLA YAPILAN İLETİŞİMİN ÖNLEME AMAÇLI DENETLENMESİ VE YAPTIRIMI 199 A. Hukuka Aykırılık 199 B. Tazminat 201 1. Genel Olarak 201 2. İdarenin ve Kamu Görevlilerinin Sorumluluğu 202 3. Ceza Hukuku Açısından Sorumluluk 204 4. İdari Denetim 206 SONUÇ 207 KAYNAKÇA 211