Nükleer Güç Santrallarının Kurulmasına İlişkin Hukuki Esaslar
Nükleer Güç Santrallarının Kurulmasına İlişkin Hukuki Esaslar
Eyüp ÖZDEMİR
Sayfa Sayısı
:
203
Kitap Ölçüleri
:
16x23 cm
Basım Yılı
:
2012
ISBN NO
:
9786054687473
GÄ°RÄ°Åž
Nükleer kelimesi, İngilizce nücleus adının sıfatlaşmış halidir. Nük¬leer, çekirdeksel, çekirdek ile ilgili anlamına gelmektedir. Dolayısıyla nükleer enerji de benzer şekilde, atomik enerji, çekirdek enerjisi şeklinde ifade edilebilir1.
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu\\\′nun internet sitesinde \\\"Nükleer Enerji Nedir?\\\" sorusu teknik bakımdan şöyle cevaplandırılmaktadır:
\\\"Atom çekirdeklerinin parçalanması sonucunda büyük bir enerji açığa çıkmaktadır. Ağır atom çekirdeklerinin nötronlarla bombardımanı sonucunda bu çekirdeklerin parçalanması sağlanabilir; bu tepkimeye \\\"fisyon\\\" adı verilmektedir. Her bir parçalanma tepkimesi sonucunda açığa fisyon ürünleri, enerji ve 2-3 adet de nötron çıkmaktadır. Uygun şekilde tasarlanan bir sistemde tepkime sonucu açığa çıkan nötronlar da kullanılarak parçalanma tepkimesinin sürekliliği sağlanabilir (zincirleme tepkime). Bunun haricinde hafif atom çekirdeklerinin birleşme tepkime¬leri de büyük bir enerjinin açığa çıkmasına sebep olmaktadır. Bu birleşme tepkimesine \\\"füzyon\\\" adı verilmektedir. Bu tepkimenin sağlanabilmesi için atom çekirdeğinde bulunan artı yüklerin birbirini itmesinden kay¬naklanan kuvvetin yenilmesi gereklidir. Bu nedenle çok yüksek sıcaklığa çıkılan sistemler kullanılmaktadır. Çok yüksek sıcaklıkta yüksek enerjiye ulaşan atom çekirdeklerinin çarpışması ile füzyon tepkimesi sağlanabilmektedir. Fisyon ve füzyon tepkimeleri ile elde edilen enerjiye \\\"çekirdek enerjisi\\\" veya \\\"nükleer enerji\\\" adı verilmektedir\\\"2.
Nötronun1 1932 de Sir James Chadwick tarafından keÅŸfinden sonra II. Dünya Savaşı\\\′nın da etkisiyle nükleer bilim hızlı bir ÅŸekilde geliÅŸmiÅŸtir. 1939\\\′da atomun bölünmesi (fisyon) ile enerjinin açığa çıktığı keÅŸfedil¬miÅŸtir. Bu olaydan daha sonra 1943\\\′te ilk kontrol edilebilen zincirleme reaksiyon, 1945\\\′te ilk atom silahı ve 1951\\\′de nükleer enerji kullanılarak ilk elektrik üretimi gerçekleÅŸmiÅŸtir. Böylece nükleer enerji 20 yıl gibi bir süreçte temel prensiplerden pratik uygulama aÅŸamasına gelmiÅŸtir4.
Nükleer enerji, üretiminde daha 50 yılım tamamlamamış yeni bir kaynaktır. Bu enerjinin barışçıl amaçlı kullanımı 1930\\\′lu yıllara dayan¬masına karşılık deneysel anlamda ilk reaktör 1942 yılında Enrico Fermi tarafından Chicago Ãœniversitesi bahçesindeki tesiste gerçekleÅŸtirilmiÅŸtir. Nükleer enerjinin kullanımı yeni, teknolojik geliÅŸimi çok hızlıdır. Bu enerjinin pek çok kullanım alanları vardır. Bunlardan en önemlisi elektrik üretimidir. Bundan baÅŸka, nükleer enerji tıpta, endüstride ve silah sanayi¬inde (kıtalar arası balistik füzeler gibi) önemli ölçüde kullanılmaktadır5.
ABD\\\′de elektrik üretimi için ilk kullanımını takiben, nükleer enerji, Ä°ngiltere\\\′de 1953\\\′te, Rusya\\\′da 1954\\\′te, Fransa\\\′da 1956\\\′da ve Almanya\\\′da 1961\\\′de elektrik üretiminde kullanılmaya baÅŸlanmıştır. 1960\\\′larda on ülke ve bunu takiben 1970\\\′lerde on ülke daha nükleere dayalı elektrik üretimine baÅŸlamıştır. 1970\\\′lerin başındaki petrol krizi nükleer güç santrallerine talebi artırmış ve bu santrallerin kurulma dalgasını baÅŸlatmıştır. Sonraki on yılda dünya ekonomisindeki yavaÅŸlama ve fosil yakıt fiyatlarındaki düşüş, nükleer enerji talebindeki büyümeyi kısıtlamıştır. Bunun yanı sıra ABD\\\′deki \\\"Üç Mil Adası\\\" (1979) ve Rusya\\\′daki \\\"Çer-nobil\\\" (1986) kazalarının etkisi ile nükleer tesislerin güvenliÄŸi hakkında kamuoyunda ciddi endiÅŸeler oluÅŸmuÅŸtur. Bütün bu faktörler 1990\\\′larda nükleer enerjinin geliÅŸmesinde yavaÅŸlamaya sebep olmuÅŸtur6.
Dünyada iÅŸletmedeki nükleer reaktör sayısı Nisan 2010 tarihi itiba¬riyle 438 adet, toplam kurulu kapasite 372.006 GWe olup dünya elektrik üretiminin yaklaşık % 14\\\′ünü karşılamaktadır. Bu tarih itibariyle 57 adet nükleer reaktör inÅŸa halindedir. Gelecekte nükleer enerjinin durumu; enerji talebindeki artış, fosil yakıtlarla ekonomik rekabet, çevresel du¬yarlılıklar ve kamuoyu tutumu ve algısına iliÅŸkin konular olmak üzere bu dört etmenin birbiriyle iliÅŸkisine baÄŸlıdır. Bu etmenlerin istenen biçimde çözümlenmesine ve teknolojik geliÅŸmelere baÄŸlı olarak, hidrojen üretimi, deniz suyundan tatlı su üretimi ve tıbbi amaçlara yönelik kapsamlı rad¬yoizotop üretimi dâhil olmak üzere nükleer enerjinin yeni ve çok sayıda uygulaması gündeme gelebilecektir7.
Nükleer enerjinin dünya elektrik enerjisi üretimindeki yıllık payı 20 yıldır değişmemiş ve en fazla % 16-17 değerinde kalmıştır. Doktrinde, dünya elektrik üretimi iki katı civarında artarken bu oranın değişmemesi-nin, nükleer enerji üretiminde artışın ve dünya çapındaki öneminin kesin göstergelerinden birisi olduğu iddia edilmektedir8.
Ãœlkemizde ise nükleer enerji elde etme çalışmalarını 1955 yılına ka¬dar geriye götürmek mümkündür. 1956 yılında BaÅŸbakanlığa baÄŸlı Atom Enerjisi Komisyonu kurulmuÅŸ, bunu 1961 yılında Büyükçekmece\\\′de Nükleer AraÅŸtırma ve EÄŸitim Merkezinde 1 MW gücünde araÅŸtırma re¬aktörünün iÅŸletmeye açılması izlemiÅŸtir9.
Nükleer santrallerle ilgili ilk etütler 1967-70 yılları arasında ya¬pılmıştır. TEK\\\′e baÄŸlı olarak kurulan Nükleer Enerji Dairesi 1972\\\′de çalışmaya baÅŸlamıştır. II. BeÅŸ Yıllık Kalkınma Planında, 1977 yılında iÅŸletmeye alınmak üzere 300-400 MW gücünde bir nükleer santral ku¬rulması öngörülmüş, ancak yer seçiminde karşılaşılan güçlükler ve diÄŸer geliÅŸmeler nedeniyle proje gerçekleÅŸmemiÅŸtir. Ardından 1983 yılında iÅŸletmeye alınmak üzere 600 MW bir santral planlanmış ve kuruluÅŸ yen olarak Akkuyu belirlenmiÅŸtir. Ancak firmalarla yapılan görüşmeler karara baÄŸlanamamıştır. 1980\\\′de ikinci santral yeri olarak Sinop\\\′un Inceburun mevkii seçilmiÅŸ ve ön araÅŸtırma yapılmıştır, ancak çeÅŸitli nedenlerle çalışmalar durdurulmuÅŸtur. 1983 yılında Akkuyu ve Sinop için teklifler alınmış, Kanada firmasına Akkuyu\\\′da 634 MW, Almanya firmasına Akkuyu\\\′da 990 MW, ABD firmasına Sinop\\\′ta 1185 MW gücünde bir veya iki nükleer santral kurmak üzere niyet mektupları verilmiÅŸ, ancak firma¬larla görüşmeler tamamlanamamıştır. Ardından, 1986\\\′da meydana gelen Çernobil kazasının neden olduÄŸu olumsuz ortamdan dolayı çalışmalar askıya alınmıştır. TEK Nükleer Santraller Dairesi kapatılmış ve 1989 yı¬lında Arjantin\\\′le baÅŸlatılan ortak projeden de hukuki, mali ve teknolojik nedenlerle 1991 baÅŸlarında vazgeçilmiÅŸtir. Ekim 1992\\\′de TEK, dünyada¬ki belli baÅŸlı nükleer santral imalatçısı firmalara bir mektup yazarak, 2002 yılında devreye girecek ÅŸekilde 1.000 MW gücünde bir veya iki üniteli nükleer santralin kurulması için teknik ve mali konularda bilgi istemiÅŸtir. Akkuyu nükleer santral projesi, Ocak 1993\\\′te Resmi Gazete\\\′de yayımla¬narak tekrar yatırım programına alınmıştır. 17 Aralık 1996\\\′da uluslararası ihaleye çıkılmış ve 15 Ekim 1997\\\′de teklifler alınmıştır. Kararın açıklan¬ması çeÅŸitli nedenlerle 8 kez ertelendikten sonra, 25 Temmuz 2000\\\′de Bakanlar Kurulu Kararı ile ihale iptal edilmiÅŸ ve ikinci defa kurulmuÅŸ olan Nükleer Santraller Dairesi tekrar kapatılmıştır10.
Ancak nükleer enerji teknolojileri, ülkemizin araÅŸtırma ve geliÅŸtir¬meye daha fazla kaynak aktarılması yönündeki politikası doÄŸrultusunda belirlenen temel öncelikli alanlardan birisidir. Nükleer enerji teknolojile¬ri geliÅŸtirmeyi ve enerji üretebilecek tesisleri yerli olanaklarla tasarımlayarak önümüzdeki on yıl içerisinde iÅŸletmeye almayı hedefleyen \\\"Ulusal Nükleer Teknoloji GeliÅŸtirme Programı\\\" TAEK tarafından hazırlanmış, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu\\\′nun 7 Mart 2007 tarihli toplantısında da uygulamaya baÅŸlanmasına karar verilmiÅŸtir. Bu Program ile: a) Nük¬leer güç santrallerine yönelik AR-GE altyapısını oluÅŸturmak; b) Nükleer reaktör ve yakıt teknolojileri konusunda çalışmalar yapmak; c) Ulusal nükleer teknoloji altyapısını geliÅŸtirmek hedeflenmiÅŸtir\\\".
Bu hedeflere paralel bir ÅŸekilde, 5710 sayılı \\\"Nükleer Güç Sant-rallarının Kurulması ve Ä°ÅŸletilmesi Ä°le Enerji Satışına Ä°liÅŸkin Kanun\\\" 21.11.2007 tarihli ve 26707 sayılı Resmi Gazete\\\′de yayımlanarak yürür¬lüğe girmiÅŸtir12.
Ayrıca, \\\"Türkiye Cumhuriyeti Ä°le Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyetinde Akkuyu Sahası\\\′nda Bir Nükleer Güç Santralinin Tesisine ve Ä°ÅŸletimine Dair Ä°ÅŸbirliÄŸine Ä°liÅŸkin AnlaÅŸma\\\" 12 Mayıs 2010 tarihinde imzalanmış ve 21.07.2010 tarihli Resmi Gazete\\\′de yayımlanan 15.07.2011 tarih ve 6007 sayılı Kanunla onaylanması TBMM\\\′ce uygun bulunmuÅŸtur. Akkuyu Santralının inÅŸasına iliÅŸkin süreç devam etmektedir.
Hal böyle olmakla birlikte, nükleer enerjinin avantajları ve dezavan¬tajları doktrinde ve kamuoyunda halen tartışılmaktadır.
Doktrinde nükleer enerjinin, yüksek ilk yatırım maliyetine karşılık düşük üretim maliyeti olan, yakıt fiyatlarındaki değişimlere duyarsız ka¬labilen ancak atık yönetimiyle maliyet oluşturan, ekonomik ömrü uzun olan güvenilir düzeyde üretim yapabilen ve başarılı bir yönetimle çevre dostu olan bir enerji olduğu iddia edilmektedir13.
Bu bağlamda günümüzde alternatif enerji kaynaklan denilince ilk akla gelenin nükleer enerji olduğu belirtilmektedir. Buna göre nükleer enerji tercihinde bulunan ülkelerin gerekçeleri şöyle sıralanmaktadır:
1. Termik santralle karşılaştırılacak olursa atmosfere karbondioksit salmaz.
2. Çevreyi kirletmez.
3. Nükleer enerji üreten ülke doğal uranyum ve toryum yatakları¬
nı nükleer yakıt olarak kullanabiliyorsa kaynak bakımından dış ülkelere bağımlı olmaz.
4. Yeni bir teknolojinin ülkeyi her yönden (teknolojik; kültürel,
ekonomik, v.d.) zenginleştireceği düşünülmektedir.
5. Ülkenin nitelikli personel potansiyelini arttırır.
6. Üretim birim fiyatı termik santrallerininkinden daha ucuza mal
olan güçlü bir ekonomik olanak sağlar14.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı\\\′na (ETKB) göre ise; dünya genelinde ve ülkemizde nükleer enerjinin, elektrik üretiminde tercih edilmesindeki nedenler aÅŸağıdaki ÅŸekilde sıralanmaktadır:
1. Nükleer santraller, yenilenebilir enerji kaynaklı santraller gibi dış koşullara (iklim koşullarına), kömür santralleri gibi yakıtın
kalitesine, petrol ve doğalgaz santralleri gibi rezerv miktarına bağlı olmadığı için elektrik üretiminde süreklilik arz eder.
2. Nükleer enerji üretim zinciri, tümüyle ele alındığında sera gazı salımı konusunda en temiz seçenektir. Günümüzde nükleer santraller, elektrik sektöründen kaynaklanan sera gazı salımında yıllık olarak yaklaşık %17 azalmaya sebep olmaktadır.
3. 1 kilogram uranyumdan elde edilen enerji için, 3.000.000 kilogram (3000 ton, 25 adet ağır yük tren vagonu) kömür veya
2.700.000 litre (2700 metreküp, 135 adet büyük boy akaryakıt tankeri) petrol gerekmektedir. Bu kadar az miktarda uranyum kaynağından yüksek miktarda enerji üretildiğinden nükleer santrallerin atık miktarı da bu oranda fosil yakıtlardan çok daha azdır.
4. Kullanılmış nükleer yakıtlar yeniden işlenerek (reprocessing)
enerji üretimi için kullanılabilirler. Radyoaktif fisyon ürünle¬
rinin %3\\\′ü ve ağır elementler, kullanılmış yakıttan ayrıştırılıp
camlaştırılarak canlı yaşamından izole edilmiş şekilde güvenli
ve sürekli depolanabilmektedir. Plütonyum ve uranyumu ih¬
tiva eden geriye kalan % 97\\\′sinden ise yeni yakıt elementleri
üretilebilmektedir.
5. Nükleer enerjiden elde edilecek enerji, ülke enerji üretim port¬
föyüne çeşitlilik getirir1516.
Nükleer enerjinin dezavantajları veya nükleer enerjiye yöneltilen eleştiriler ise politik konulardan ekonomi ve çevre sorunlarına kadar uzanmaktadır. Bu sakıncalar beş başlık altında şöyle sıralanmaktadır:
1. Güvenlik: BaÅŸta ABD\\\′deki \\\"Üç Mil Adası Santrali\\\" ve \\\"Çerno-
bil\\\" olmak üzere, nükleer santrallerde meydana gelen kaza ve
sızıntılar kamuoyu tepkisine yol açmakta ve olası bir kazanın
yol açtığı maliyetler yatırımın riskini arttırmaktadır. Ancak
yeni güvenlik önlemleri ve üçüncü kuşak reaktörlerin güvenlik
sorunlarını en aza indirdiği belirtilmektedir.
2. Nükleer yakıt: Dünyadaki nükleer reaktörlere yakıt sağlayan
uranyum rezervleri sınırlı kaynaklar arasında yer almaktadır.
Sınırlı bir maden olan uranyuma olan talebin artması bir fiyat
riski de ortaya çıkarmaktadır. Uranyum madenciliğinin yarattı¬
ğı çevre riskleri de sorgulanmaktadır. Buna karşın, kullanılmış
yakıtlardan uranyum elde edilebilmektedir. Bu teknolojiye ise
çevresel eleştiriler sürmektedir.
3. Nükleer Silahlanma: Nükleer enerjinin askeri ve sivil amaçlı
kullanımı arasındaki yakınlık sorgulanmaktadır. Nükleer reak¬
törlerin terörist ataklar karşısında nasıl korunacağı da tartışıl¬
maktadır.
4. Ekonomi: Nükleer enerjinin ne kadar ekonomik olduğu da tar¬
tışılmaktadır. Uzayan inşa süreleri ciddi ekonomik problemler
doğurabilmektedir. Atık ve söküm konulan gibi çözümünde
belirsizlik olan sorunların maliyet hesaplarına katılıp katılma¬
dığı da sorgulanmaktadır.
5. İklim değişikliği: Yenilenebilir enerji potansiyeli kullanılmadan
nükleer enerjinin iklim değişikliğine karşı ön plana çıkarılması
da eleÅŸtirilmektedir. Nükleer enerjiye yapılan yatırımın yenilenebilir enerjinin önünü kestiÄŸi ve nükleer santrallerin sanıldığı kadar \\\′karbonsuz\\\′ bir teknoloji olmadığı öne sürülmektedir.17
Yukarıda çok kısa bir şekilde nükleer enerjiye ilişkin özet bilgi veril¬mekle birlikte, bu çalışma kapsamında, nükleer enerjinin teknik boyutu ile avantajları ve dezavantajları tartışılarak bir kanaat belirtilmeyecek18, sadece, Türk hukukunda nükleer santralların kuruluşuna ilişkin hukuki esaslar incelenecektir.
İlk bölümde, 5710 sayılı \\\"Nükleer Güç Santrallarının Kurulması ve İşletilmesi İle Enerji Satışına İlişkin Kanun\\\" hükümlerine göre nükleer santral kuracak şirketin belirlenmesine ilişkin düzenlemeler ve milletle¬rarası andlaşmalarla19 nükleer güç santralı kuracak şirketin belirlenmesi yöntemi incelenecektir.
Ä°kinci bölümde ise, önce doktrinde kamu hizmeti ve kolluk kap¬samında lisans ve ruhsatla ilgili açıklamalara yer verilecek, ardından nükleer güç santrallarının Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu ile Türkiye Atom Enerjisi Kurumu\\\′ndan (TAEK) alması gereken lisanslar, nükleer güç santrallarına iliÅŸkin çevresel etki deÄŸerlendirmesi süreci ve 5710 sayılı Kanun ile ilgili mevzuatı kapsamında bu santrallara uygulanacak teÅŸvikler incelenecektir.
İÇİNDEKİLER
Birinci Bölüm
NÜKLEER GÜÇ SANTRALI KURACAK
ŞİRKETİN BELİRLENMESİ
A. 5710 sayılı Nükleer Güç Santrallarının Kurulması ve İşletilmesi İle Enerji Satışına İlişkin Kanun’a Göre Nükleer Güç Santralı Kuracak Şirketin Belirlenmesi 12
1. Nükleer Güç Santralı Kuracak Kamu Şirketlerinin Belirlenmesi 13
2. Nükleer Güç Santralı Kuracak Kamuya Ait Olmayan Şirketin Belirlenmesi 16
2.1. Nükleer Güç Santrali Kurarak Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt Anonim Şirketi İle Elektrik Satışı Sözleşmesi İmzalayacak Kamuya Ait Olmayan Şirketin Belirlenmesi 17
2.1.1. TETAŞ’la Sözleşme İmzalamayı Talep Eden Nükleer Güç Santralı Kuracak Şirketin Yarışma Sürecinin (Seçim) Başlatılması 19
2.1.2. Yarışma İlanı 20
a. Yarışma İlanının Hukuki Niteliği 21
b. Yarışma İlanının İçeriği 24
c. Yarışma İlanının Yayımlanması 27
d. Yarışma İlanına Karşı Başvurulabilecek Hukuki Yollar 28
2.1.3. Yarışma Şartnamesi 30
a. “Şartname”nin Anlamı ve Hukuki Niteliği 30
b. Yarışma “Şartname”sinin Hazırlanması ve Şartname’de Bulunması Zorunlu Hususlar 31
c. Yarışma “Şartname”sinde Yer Alan Hususların Açıklanması 33
d. Yarışma Şartnamesine Karşı Başvurulabilecek Hukuki Yollar 33
2.1.4. Sözleşme Taslağı 34
2.1.5. Yarışma Dokümanında Değişiklik Yapılması 34
2.1.6. Yarışma Komisyonu Kurulması 36
2.1.7. Teklif Verme Süreci ve Yarışmanın Karara Bağlanması 37
a. Teklif Mektuplarının İçeriği 37
b. Tekliflerin Alınması ve Açılması 38
c. Tekliflerin DeÄŸerlendirilmesi .39
aa. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Ölçütlerine Göre Yapılacak Değerlendirme 40
aaa. Nükleer Santral Kurup İşletecek Şirketlerin Karşılaması Gereken Ölçütlerin Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Tarafından Belirlenmesi Yetkisinin, İdarenin Düzenleme Yetkisi Bakımından Anayasa’ya Uygun Olup Olmadığı Sorunu 40
bbb. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Tarafından Belirlenen, Nükleer Santral Kurup İşletecek Şirketlerin Karşılaması Gereken Ölçütler 47
bb. TAEK Ölçütlerine Göre Yapılacak Değerlendirmenin Sonucu 54
d. Yarışmanın Karara Bağlanması ve Onaylanması 55
2.1.8. Yarışma Sonunda Belirlenen, Kamuya Ait Olmayan Şirket ile TETAŞ Arasında İmzalanacak Elektrik Satışına İlişkin Sözleşmenin Hukuki Niteliği 57
2.1.9. Enerji Satışına İlişkin Sözleşmenin Hukuki Sonuçları 61
2.1.10. Elektrik Satışına İlişkin Sözleşmeden Kaynaklanan Uyuşmazlıkların Görüleceği Yargı Düzeni 62
2.2. TETAŞ’la ESA İmzalamayı Talep Etmeyen ve Kamuya Ait Olmayan Şirketin Nükleer Santral Yapımı 62
B. Milletlerarası Andlaşmalarla Nükleer Güç Santralı Kuracak Şirketin Belirlenmesi 63
1. Türk Hukukuna Göre Milletlerarası Andlaşmaların Hukuki Değeri 68
1.1. Temel Hak ve Özgürlüklerle İlgili Olmayan Milletlerarası Andlaşmaların İç Hukuktaki Yeri 69
1.2. Temel Hak ve Özgürlüklerle İlgili Milletlerarası Andlaşmaların İç Hukuktaki Yeri 74
2. “Türkiye Cumhuriyeti İle Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyetinde Akkuyu Sahası’nda Bir Nükleer Güç Santralinin Tesisine ve İşletimine Dair İşbirliğine İlişkin Anlaşma”nın Türk Hukuk Düzenindeki Yeri 76
3. 5710 sayılı Nükeer Güç Santrallarının Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışına ilişkin Kanun Hükümleri Karşısında Milletlerarası Andlaşmalarla Nükleer Güç
Santrali Kuracak Åžirketin Belirlenip BelirlenemeyeceÄŸi 76
4. Akkuyu Andlaşması’nın Uygulanmasında Yetkili Makamlar 79
5. “Türkiye Cumhuriyeti İle Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyetinde Akkuyu Sahası’nda Bir Nükleer Güç Santralinin Tesisine ve İşletimine Dair İşbirliğine İlişkin Anlaşma”ya Göre Nükleer Güç Santrali
Kuracak Åžirket 79
6. Akkuyu Andlaşması’na Göre ESA 83
İkinci Bölüm
LÄ°SANSLAR VE TEÅžVÄ°KLER
A. Lisanslar 87
1. İdare Hukukunda “Lisans” (Ruhsat) Kavramı ve Hukuki Esasları 89
1.1. Kamu Hizmetinin Görülüş Usulü Olarak “Ruhsat” Yöntemi 90
1.1.1. “Kamu Hizmeti” ve Görülüş Usulleri 90
1.1.2. Ruhsat Yönteminin Tâbi Olduğu Hukuki Esaslar 94
1.1.3. “Ruhsat”ın Hukuki Niteliği ve Yargısal Denetimi 96
1.2. Kolluk Faaliyeti Alanında “Ruhsat” Usulü 100
1.2.1. Kolluk Faaliyeti 100
1.2.2. Kolluk Usulü Olarak “Ruhsat”ın Anlamı ve Hukuki Esasları 103
2. Nükleer Güç Santrallarının Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan Alması Gereken Üretim Lisansına İlişkin Hukuki Esaslar 105
2.1. Elektrik Üretim Lisansına Konu Faaliyetin Hukuki Niteliği ve Yürütülüş Biçimi 107
2.2. Üretim Lisansı Kapsamında Yürütülebilecek Faaliyetler 117
2.3. Üretim Lisansı Alabilecek Olanlar 118
2.4. Üretim Lisansı Başvurusu 119
2.5. Lisans Başvurularının İnceleme ve Değerlendirmeye Alınması 123
2.6. Üretim Lisansı Başvurusunun İncelenmesi ve Değerlendirilmesi 124
2.7. Üretim Lisansı Başvurusunun Sonuçlandırılması 126
2.8. Üretim Lisansı Genel Hükümleri 130
2.9. Üretim Lisansının Tadil Edilmesi 133
2.10. Üretim Lisansının Yenilenmesi 135
2.11. Üretim Lisansının Sona Ermesi 136
2.12. Üretim Lisansının İptali 138
3. Nükleer Güç Santrallarının Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’ndan Alması Gereken Lisanslar 142
3.1. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu 142
3.1.1. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun Görevleri 144
3.1.2. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun Başkanı 147
3.1.3. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun Organları 148
a. Atom Enerjisi Komisyonu 148
b. Danışma Kurulu 150
c. Ä°htisas Daireleri 151
d. Bağlı Kuruluşlar 152
3.2. Lisanslar 154
3.2.1. Yer Lisansı 163
3.2.2. İnşaat Lisansı 165
3.2.3. İşletme Lisansı 168
a. Hizmete Sokma Ä°zni 169
b. Yakıt Yükleme ve Deneme İşlemlerine Başlama İzni 169
c. Tam Güçte Çalışma İzni ve İşletme Lisansı 171
3.3. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Tarafından Verilen Lisansların İptali 173
4. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı 173
5. Lisans İşlemlerinin ve ÇED Kararının Yargısal Denetimi 179
B. TeÅŸvikler 183
1. Altyapıya Yönelik Teşvikler 184
1.1. Altyapıya Yönelik Teşviklerden Yararlanabilecek Olanlar 185
1.2. Altyapıya Yönelik Teşvikler Kapsamındaki Taşınmazların Hukuki Niteliği 186
2. Yer Tahsisi 191
2.1. NGS Yönetmeliği’ne Göre TETAŞ’la Sözleşme İmzalayacak Şirkete Yer Tahsisi 192
2.2. Akkuyu Andlaşması’na Göre Arazi Tahsisi 192
3. İdari Yardımlar 193
SONUÇ 195
KAYNAKÇA 197
Nükleer kelimesi, İngilizce nücleus adının sıfatlaşmış halidir. Nük¬leer, çekirdeksel, çekirdek ile ilgili anlamına gelmektedir. Dolayısıyla nükleer enerji de benzer şekilde, atomik enerji, çekirdek enerjisi şeklinde ifade edilebilir1.
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu\\\′nun internet sitesinde \\\"Nükleer Enerji Nedir?\\\" sorusu teknik bakımdan şöyle cevaplandırılmaktadır:
\\\"Atom çekirdeklerinin parçalanması sonucunda büyük bir enerji açığa çıkmaktadır. Ağır atom çekirdeklerinin nötronlarla bombardımanı sonucunda bu çekirdeklerin parçalanması sağlanabilir; bu tepkimeye \\\"fisyon\\\" adı verilmektedir. Her bir parçalanma tepkimesi sonucunda açığa fisyon ürünleri, enerji ve 2-3 adet de nötron çıkmaktadır. Uygun şekilde tasarlanan bir sistemde tepkime sonucu açığa çıkan nötronlar da kullanılarak parçalanma tepkimesinin sürekliliği sağlanabilir (zincirleme tepkime). Bunun haricinde hafif atom çekirdeklerinin birleşme tepkime¬leri de büyük bir enerjinin açığa çıkmasına sebep olmaktadır. Bu birleşme tepkimesine \\\"füzyon\\\" adı verilmektedir. Bu tepkimenin sağlanabilmesi için atom çekirdeğinde bulunan artı yüklerin birbirini itmesinden kay¬naklanan kuvvetin yenilmesi gereklidir. Bu nedenle çok yüksek sıcaklığa çıkılan sistemler kullanılmaktadır. Çok yüksek sıcaklıkta yüksek enerjiye ulaşan atom çekirdeklerinin çarpışması ile füzyon tepkimesi sağlanabilmektedir. Fisyon ve füzyon tepkimeleri ile elde edilen enerjiye \\\"çekirdek enerjisi\\\" veya \\\"nükleer enerji\\\" adı verilmektedir\\\"2.
Nötronun1 1932 de Sir James Chadwick tarafından keÅŸfinden sonra II. Dünya Savaşı\\\′nın da etkisiyle nükleer bilim hızlı bir ÅŸekilde geliÅŸmiÅŸtir. 1939\\\′da atomun bölünmesi (fisyon) ile enerjinin açığa çıktığı keÅŸfedil¬miÅŸtir. Bu olaydan daha sonra 1943\\\′te ilk kontrol edilebilen zincirleme reaksiyon, 1945\\\′te ilk atom silahı ve 1951\\\′de nükleer enerji kullanılarak ilk elektrik üretimi gerçekleÅŸmiÅŸtir. Böylece nükleer enerji 20 yıl gibi bir süreçte temel prensiplerden pratik uygulama aÅŸamasına gelmiÅŸtir4.
Nükleer enerji, üretiminde daha 50 yılım tamamlamamış yeni bir kaynaktır. Bu enerjinin barışçıl amaçlı kullanımı 1930\\\′lu yıllara dayan¬masına karşılık deneysel anlamda ilk reaktör 1942 yılında Enrico Fermi tarafından Chicago Ãœniversitesi bahçesindeki tesiste gerçekleÅŸtirilmiÅŸtir. Nükleer enerjinin kullanımı yeni, teknolojik geliÅŸimi çok hızlıdır. Bu enerjinin pek çok kullanım alanları vardır. Bunlardan en önemlisi elektrik üretimidir. Bundan baÅŸka, nükleer enerji tıpta, endüstride ve silah sanayi¬inde (kıtalar arası balistik füzeler gibi) önemli ölçüde kullanılmaktadır5.
ABD\\\′de elektrik üretimi için ilk kullanımını takiben, nükleer enerji, Ä°ngiltere\\\′de 1953\\\′te, Rusya\\\′da 1954\\\′te, Fransa\\\′da 1956\\\′da ve Almanya\\\′da 1961\\\′de elektrik üretiminde kullanılmaya baÅŸlanmıştır. 1960\\\′larda on ülke ve bunu takiben 1970\\\′lerde on ülke daha nükleere dayalı elektrik üretimine baÅŸlamıştır. 1970\\\′lerin başındaki petrol krizi nükleer güç santrallerine talebi artırmış ve bu santrallerin kurulma dalgasını baÅŸlatmıştır. Sonraki on yılda dünya ekonomisindeki yavaÅŸlama ve fosil yakıt fiyatlarındaki düşüş, nükleer enerji talebindeki büyümeyi kısıtlamıştır. Bunun yanı sıra ABD\\\′deki \\\"Üç Mil Adası\\\" (1979) ve Rusya\\\′daki \\\"Çer-nobil\\\" (1986) kazalarının etkisi ile nükleer tesislerin güvenliÄŸi hakkında kamuoyunda ciddi endiÅŸeler oluÅŸmuÅŸtur. Bütün bu faktörler 1990\\\′larda nükleer enerjinin geliÅŸmesinde yavaÅŸlamaya sebep olmuÅŸtur6.
Dünyada iÅŸletmedeki nükleer reaktör sayısı Nisan 2010 tarihi itiba¬riyle 438 adet, toplam kurulu kapasite 372.006 GWe olup dünya elektrik üretiminin yaklaşık % 14\\\′ünü karşılamaktadır. Bu tarih itibariyle 57 adet nükleer reaktör inÅŸa halindedir. Gelecekte nükleer enerjinin durumu; enerji talebindeki artış, fosil yakıtlarla ekonomik rekabet, çevresel du¬yarlılıklar ve kamuoyu tutumu ve algısına iliÅŸkin konular olmak üzere bu dört etmenin birbiriyle iliÅŸkisine baÄŸlıdır. Bu etmenlerin istenen biçimde çözümlenmesine ve teknolojik geliÅŸmelere baÄŸlı olarak, hidrojen üretimi, deniz suyundan tatlı su üretimi ve tıbbi amaçlara yönelik kapsamlı rad¬yoizotop üretimi dâhil olmak üzere nükleer enerjinin yeni ve çok sayıda uygulaması gündeme gelebilecektir7.
Nükleer enerjinin dünya elektrik enerjisi üretimindeki yıllık payı 20 yıldır değişmemiş ve en fazla % 16-17 değerinde kalmıştır. Doktrinde, dünya elektrik üretimi iki katı civarında artarken bu oranın değişmemesi-nin, nükleer enerji üretiminde artışın ve dünya çapındaki öneminin kesin göstergelerinden birisi olduğu iddia edilmektedir8.
Ãœlkemizde ise nükleer enerji elde etme çalışmalarını 1955 yılına ka¬dar geriye götürmek mümkündür. 1956 yılında BaÅŸbakanlığa baÄŸlı Atom Enerjisi Komisyonu kurulmuÅŸ, bunu 1961 yılında Büyükçekmece\\\′de Nükleer AraÅŸtırma ve EÄŸitim Merkezinde 1 MW gücünde araÅŸtırma re¬aktörünün iÅŸletmeye açılması izlemiÅŸtir9.
Nükleer santrallerle ilgili ilk etütler 1967-70 yılları arasında ya¬pılmıştır. TEK\\\′e baÄŸlı olarak kurulan Nükleer Enerji Dairesi 1972\\\′de çalışmaya baÅŸlamıştır. II. BeÅŸ Yıllık Kalkınma Planında, 1977 yılında iÅŸletmeye alınmak üzere 300-400 MW gücünde bir nükleer santral ku¬rulması öngörülmüş, ancak yer seçiminde karşılaşılan güçlükler ve diÄŸer geliÅŸmeler nedeniyle proje gerçekleÅŸmemiÅŸtir. Ardından 1983 yılında iÅŸletmeye alınmak üzere 600 MW bir santral planlanmış ve kuruluÅŸ yen olarak Akkuyu belirlenmiÅŸtir. Ancak firmalarla yapılan görüşmeler karara baÄŸlanamamıştır. 1980\\\′de ikinci santral yeri olarak Sinop\\\′un Inceburun mevkii seçilmiÅŸ ve ön araÅŸtırma yapılmıştır, ancak çeÅŸitli nedenlerle çalışmalar durdurulmuÅŸtur. 1983 yılında Akkuyu ve Sinop için teklifler alınmış, Kanada firmasına Akkuyu\\\′da 634 MW, Almanya firmasına Akkuyu\\\′da 990 MW, ABD firmasına Sinop\\\′ta 1185 MW gücünde bir veya iki nükleer santral kurmak üzere niyet mektupları verilmiÅŸ, ancak firma¬larla görüşmeler tamamlanamamıştır. Ardından, 1986\\\′da meydana gelen Çernobil kazasının neden olduÄŸu olumsuz ortamdan dolayı çalışmalar askıya alınmıştır. TEK Nükleer Santraller Dairesi kapatılmış ve 1989 yı¬lında Arjantin\\\′le baÅŸlatılan ortak projeden de hukuki, mali ve teknolojik nedenlerle 1991 baÅŸlarında vazgeçilmiÅŸtir. Ekim 1992\\\′de TEK, dünyada¬ki belli baÅŸlı nükleer santral imalatçısı firmalara bir mektup yazarak, 2002 yılında devreye girecek ÅŸekilde 1.000 MW gücünde bir veya iki üniteli nükleer santralin kurulması için teknik ve mali konularda bilgi istemiÅŸtir. Akkuyu nükleer santral projesi, Ocak 1993\\\′te Resmi Gazete\\\′de yayımla¬narak tekrar yatırım programına alınmıştır. 17 Aralık 1996\\\′da uluslararası ihaleye çıkılmış ve 15 Ekim 1997\\\′de teklifler alınmıştır. Kararın açıklan¬ması çeÅŸitli nedenlerle 8 kez ertelendikten sonra, 25 Temmuz 2000\\\′de Bakanlar Kurulu Kararı ile ihale iptal edilmiÅŸ ve ikinci defa kurulmuÅŸ olan Nükleer Santraller Dairesi tekrar kapatılmıştır10.
Ancak nükleer enerji teknolojileri, ülkemizin araÅŸtırma ve geliÅŸtir¬meye daha fazla kaynak aktarılması yönündeki politikası doÄŸrultusunda belirlenen temel öncelikli alanlardan birisidir. Nükleer enerji teknolojile¬ri geliÅŸtirmeyi ve enerji üretebilecek tesisleri yerli olanaklarla tasarımlayarak önümüzdeki on yıl içerisinde iÅŸletmeye almayı hedefleyen \\\"Ulusal Nükleer Teknoloji GeliÅŸtirme Programı\\\" TAEK tarafından hazırlanmış, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu\\\′nun 7 Mart 2007 tarihli toplantısında da uygulamaya baÅŸlanmasına karar verilmiÅŸtir. Bu Program ile: a) Nük¬leer güç santrallerine yönelik AR-GE altyapısını oluÅŸturmak; b) Nükleer reaktör ve yakıt teknolojileri konusunda çalışmalar yapmak; c) Ulusal nükleer teknoloji altyapısını geliÅŸtirmek hedeflenmiÅŸtir\\\".
Bu hedeflere paralel bir ÅŸekilde, 5710 sayılı \\\"Nükleer Güç Sant-rallarının Kurulması ve Ä°ÅŸletilmesi Ä°le Enerji Satışına Ä°liÅŸkin Kanun\\\" 21.11.2007 tarihli ve 26707 sayılı Resmi Gazete\\\′de yayımlanarak yürür¬lüğe girmiÅŸtir12.
Ayrıca, \\\"Türkiye Cumhuriyeti Ä°le Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyetinde Akkuyu Sahası\\\′nda Bir Nükleer Güç Santralinin Tesisine ve Ä°ÅŸletimine Dair Ä°ÅŸbirliÄŸine Ä°liÅŸkin AnlaÅŸma\\\" 12 Mayıs 2010 tarihinde imzalanmış ve 21.07.2010 tarihli Resmi Gazete\\\′de yayımlanan 15.07.2011 tarih ve 6007 sayılı Kanunla onaylanması TBMM\\\′ce uygun bulunmuÅŸtur. Akkuyu Santralının inÅŸasına iliÅŸkin süreç devam etmektedir.
Hal böyle olmakla birlikte, nükleer enerjinin avantajları ve dezavan¬tajları doktrinde ve kamuoyunda halen tartışılmaktadır.
Doktrinde nükleer enerjinin, yüksek ilk yatırım maliyetine karşılık düşük üretim maliyeti olan, yakıt fiyatlarındaki değişimlere duyarsız ka¬labilen ancak atık yönetimiyle maliyet oluşturan, ekonomik ömrü uzun olan güvenilir düzeyde üretim yapabilen ve başarılı bir yönetimle çevre dostu olan bir enerji olduğu iddia edilmektedir13.
Bu bağlamda günümüzde alternatif enerji kaynaklan denilince ilk akla gelenin nükleer enerji olduğu belirtilmektedir. Buna göre nükleer enerji tercihinde bulunan ülkelerin gerekçeleri şöyle sıralanmaktadır:
1. Termik santralle karşılaştırılacak olursa atmosfere karbondioksit salmaz.
2. Çevreyi kirletmez.
3. Nükleer enerji üreten ülke doğal uranyum ve toryum yatakları¬
nı nükleer yakıt olarak kullanabiliyorsa kaynak bakımından dış ülkelere bağımlı olmaz.
4. Yeni bir teknolojinin ülkeyi her yönden (teknolojik; kültürel,
ekonomik, v.d.) zenginleştireceği düşünülmektedir.
5. Ülkenin nitelikli personel potansiyelini arttırır.
6. Üretim birim fiyatı termik santrallerininkinden daha ucuza mal
olan güçlü bir ekonomik olanak sağlar14.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı\\\′na (ETKB) göre ise; dünya genelinde ve ülkemizde nükleer enerjinin, elektrik üretiminde tercih edilmesindeki nedenler aÅŸağıdaki ÅŸekilde sıralanmaktadır:
1. Nükleer santraller, yenilenebilir enerji kaynaklı santraller gibi dış koşullara (iklim koşullarına), kömür santralleri gibi yakıtın
kalitesine, petrol ve doğalgaz santralleri gibi rezerv miktarına bağlı olmadığı için elektrik üretiminde süreklilik arz eder.
2. Nükleer enerji üretim zinciri, tümüyle ele alındığında sera gazı salımı konusunda en temiz seçenektir. Günümüzde nükleer santraller, elektrik sektöründen kaynaklanan sera gazı salımında yıllık olarak yaklaşık %17 azalmaya sebep olmaktadır.
3. 1 kilogram uranyumdan elde edilen enerji için, 3.000.000 kilogram (3000 ton, 25 adet ağır yük tren vagonu) kömür veya
2.700.000 litre (2700 metreküp, 135 adet büyük boy akaryakıt tankeri) petrol gerekmektedir. Bu kadar az miktarda uranyum kaynağından yüksek miktarda enerji üretildiğinden nükleer santrallerin atık miktarı da bu oranda fosil yakıtlardan çok daha azdır.
4. Kullanılmış nükleer yakıtlar yeniden işlenerek (reprocessing)
enerji üretimi için kullanılabilirler. Radyoaktif fisyon ürünle¬
rinin %3\\\′ü ve ağır elementler, kullanılmış yakıttan ayrıştırılıp
camlaştırılarak canlı yaşamından izole edilmiş şekilde güvenli
ve sürekli depolanabilmektedir. Plütonyum ve uranyumu ih¬
tiva eden geriye kalan % 97\\\′sinden ise yeni yakıt elementleri
üretilebilmektedir.
5. Nükleer enerjiden elde edilecek enerji, ülke enerji üretim port¬
föyüne çeşitlilik getirir1516.
Nükleer enerjinin dezavantajları veya nükleer enerjiye yöneltilen eleştiriler ise politik konulardan ekonomi ve çevre sorunlarına kadar uzanmaktadır. Bu sakıncalar beş başlık altında şöyle sıralanmaktadır:
1. Güvenlik: BaÅŸta ABD\\\′deki \\\"Üç Mil Adası Santrali\\\" ve \\\"Çerno-
bil\\\" olmak üzere, nükleer santrallerde meydana gelen kaza ve
sızıntılar kamuoyu tepkisine yol açmakta ve olası bir kazanın
yol açtığı maliyetler yatırımın riskini arttırmaktadır. Ancak
yeni güvenlik önlemleri ve üçüncü kuşak reaktörlerin güvenlik
sorunlarını en aza indirdiği belirtilmektedir.
2. Nükleer yakıt: Dünyadaki nükleer reaktörlere yakıt sağlayan
uranyum rezervleri sınırlı kaynaklar arasında yer almaktadır.
Sınırlı bir maden olan uranyuma olan talebin artması bir fiyat
riski de ortaya çıkarmaktadır. Uranyum madenciliğinin yarattı¬
ğı çevre riskleri de sorgulanmaktadır. Buna karşın, kullanılmış
yakıtlardan uranyum elde edilebilmektedir. Bu teknolojiye ise
çevresel eleştiriler sürmektedir.
3. Nükleer Silahlanma: Nükleer enerjinin askeri ve sivil amaçlı
kullanımı arasındaki yakınlık sorgulanmaktadır. Nükleer reak¬
törlerin terörist ataklar karşısında nasıl korunacağı da tartışıl¬
maktadır.
4. Ekonomi: Nükleer enerjinin ne kadar ekonomik olduğu da tar¬
tışılmaktadır. Uzayan inşa süreleri ciddi ekonomik problemler
doğurabilmektedir. Atık ve söküm konulan gibi çözümünde
belirsizlik olan sorunların maliyet hesaplarına katılıp katılma¬
dığı da sorgulanmaktadır.
5. İklim değişikliği: Yenilenebilir enerji potansiyeli kullanılmadan
nükleer enerjinin iklim değişikliğine karşı ön plana çıkarılması
da eleÅŸtirilmektedir. Nükleer enerjiye yapılan yatırımın yenilenebilir enerjinin önünü kestiÄŸi ve nükleer santrallerin sanıldığı kadar \\\′karbonsuz\\\′ bir teknoloji olmadığı öne sürülmektedir.17
Yukarıda çok kısa bir şekilde nükleer enerjiye ilişkin özet bilgi veril¬mekle birlikte, bu çalışma kapsamında, nükleer enerjinin teknik boyutu ile avantajları ve dezavantajları tartışılarak bir kanaat belirtilmeyecek18, sadece, Türk hukukunda nükleer santralların kuruluşuna ilişkin hukuki esaslar incelenecektir.
İlk bölümde, 5710 sayılı \\\"Nükleer Güç Santrallarının Kurulması ve İşletilmesi İle Enerji Satışına İlişkin Kanun\\\" hükümlerine göre nükleer santral kuracak şirketin belirlenmesine ilişkin düzenlemeler ve milletle¬rarası andlaşmalarla19 nükleer güç santralı kuracak şirketin belirlenmesi yöntemi incelenecektir.
Ä°kinci bölümde ise, önce doktrinde kamu hizmeti ve kolluk kap¬samında lisans ve ruhsatla ilgili açıklamalara yer verilecek, ardından nükleer güç santrallarının Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu ile Türkiye Atom Enerjisi Kurumu\\\′ndan (TAEK) alması gereken lisanslar, nükleer güç santrallarına iliÅŸkin çevresel etki deÄŸerlendirmesi süreci ve 5710 sayılı Kanun ile ilgili mevzuatı kapsamında bu santrallara uygulanacak teÅŸvikler incelenecektir.
İÇİNDEKİLER
Birinci Bölüm
NÜKLEER GÜÇ SANTRALI KURACAK
ŞİRKETİN BELİRLENMESİ
A. 5710 sayılı Nükleer Güç Santrallarının Kurulması ve İşletilmesi İle Enerji Satışına İlişkin Kanun’a Göre Nükleer Güç Santralı Kuracak Şirketin Belirlenmesi 12
1. Nükleer Güç Santralı Kuracak Kamu Şirketlerinin Belirlenmesi 13
2. Nükleer Güç Santralı Kuracak Kamuya Ait Olmayan Şirketin Belirlenmesi 16
2.1. Nükleer Güç Santrali Kurarak Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt Anonim Şirketi İle Elektrik Satışı Sözleşmesi İmzalayacak Kamuya Ait Olmayan Şirketin Belirlenmesi 17
2.1.1. TETAŞ’la Sözleşme İmzalamayı Talep Eden Nükleer Güç Santralı Kuracak Şirketin Yarışma Sürecinin (Seçim) Başlatılması 19
2.1.2. Yarışma İlanı 20
a. Yarışma İlanının Hukuki Niteliği 21
b. Yarışma İlanının İçeriği 24
c. Yarışma İlanının Yayımlanması 27
d. Yarışma İlanına Karşı Başvurulabilecek Hukuki Yollar 28
2.1.3. Yarışma Şartnamesi 30
a. “Şartname”nin Anlamı ve Hukuki Niteliği 30
b. Yarışma “Şartname”sinin Hazırlanması ve Şartname’de Bulunması Zorunlu Hususlar 31
c. Yarışma “Şartname”sinde Yer Alan Hususların Açıklanması 33
d. Yarışma Şartnamesine Karşı Başvurulabilecek Hukuki Yollar 33
2.1.4. Sözleşme Taslağı 34
2.1.5. Yarışma Dokümanında Değişiklik Yapılması 34
2.1.6. Yarışma Komisyonu Kurulması 36
2.1.7. Teklif Verme Süreci ve Yarışmanın Karara Bağlanması 37
a. Teklif Mektuplarının İçeriği 37
b. Tekliflerin Alınması ve Açılması 38
c. Tekliflerin DeÄŸerlendirilmesi .39
aa. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Ölçütlerine Göre Yapılacak Değerlendirme 40
aaa. Nükleer Santral Kurup İşletecek Şirketlerin Karşılaması Gereken Ölçütlerin Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Tarafından Belirlenmesi Yetkisinin, İdarenin Düzenleme Yetkisi Bakımından Anayasa’ya Uygun Olup Olmadığı Sorunu 40
bbb. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Tarafından Belirlenen, Nükleer Santral Kurup İşletecek Şirketlerin Karşılaması Gereken Ölçütler 47
bb. TAEK Ölçütlerine Göre Yapılacak Değerlendirmenin Sonucu 54
d. Yarışmanın Karara Bağlanması ve Onaylanması 55
2.1.8. Yarışma Sonunda Belirlenen, Kamuya Ait Olmayan Şirket ile TETAŞ Arasında İmzalanacak Elektrik Satışına İlişkin Sözleşmenin Hukuki Niteliği 57
2.1.9. Enerji Satışına İlişkin Sözleşmenin Hukuki Sonuçları 61
2.1.10. Elektrik Satışına İlişkin Sözleşmeden Kaynaklanan Uyuşmazlıkların Görüleceği Yargı Düzeni 62
2.2. TETAŞ’la ESA İmzalamayı Talep Etmeyen ve Kamuya Ait Olmayan Şirketin Nükleer Santral Yapımı 62
B. Milletlerarası Andlaşmalarla Nükleer Güç Santralı Kuracak Şirketin Belirlenmesi 63
1. Türk Hukukuna Göre Milletlerarası Andlaşmaların Hukuki Değeri 68
1.1. Temel Hak ve Özgürlüklerle İlgili Olmayan Milletlerarası Andlaşmaların İç Hukuktaki Yeri 69
1.2. Temel Hak ve Özgürlüklerle İlgili Milletlerarası Andlaşmaların İç Hukuktaki Yeri 74
2. “Türkiye Cumhuriyeti İle Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyetinde Akkuyu Sahası’nda Bir Nükleer Güç Santralinin Tesisine ve İşletimine Dair İşbirliğine İlişkin Anlaşma”nın Türk Hukuk Düzenindeki Yeri 76
3. 5710 sayılı Nükeer Güç Santrallarının Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışına ilişkin Kanun Hükümleri Karşısında Milletlerarası Andlaşmalarla Nükleer Güç
Santrali Kuracak Åžirketin Belirlenip BelirlenemeyeceÄŸi 76
4. Akkuyu Andlaşması’nın Uygulanmasında Yetkili Makamlar 79
5. “Türkiye Cumhuriyeti İle Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyetinde Akkuyu Sahası’nda Bir Nükleer Güç Santralinin Tesisine ve İşletimine Dair İşbirliğine İlişkin Anlaşma”ya Göre Nükleer Güç Santrali
Kuracak Åžirket 79
6. Akkuyu Andlaşması’na Göre ESA 83
İkinci Bölüm
LÄ°SANSLAR VE TEÅžVÄ°KLER
A. Lisanslar 87
1. İdare Hukukunda “Lisans” (Ruhsat) Kavramı ve Hukuki Esasları 89
1.1. Kamu Hizmetinin Görülüş Usulü Olarak “Ruhsat” Yöntemi 90
1.1.1. “Kamu Hizmeti” ve Görülüş Usulleri 90
1.1.2. Ruhsat Yönteminin Tâbi Olduğu Hukuki Esaslar 94
1.1.3. “Ruhsat”ın Hukuki Niteliği ve Yargısal Denetimi 96
1.2. Kolluk Faaliyeti Alanında “Ruhsat” Usulü 100
1.2.1. Kolluk Faaliyeti 100
1.2.2. Kolluk Usulü Olarak “Ruhsat”ın Anlamı ve Hukuki Esasları 103
2. Nükleer Güç Santrallarının Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan Alması Gereken Üretim Lisansına İlişkin Hukuki Esaslar 105
2.1. Elektrik Üretim Lisansına Konu Faaliyetin Hukuki Niteliği ve Yürütülüş Biçimi 107
2.2. Üretim Lisansı Kapsamında Yürütülebilecek Faaliyetler 117
2.3. Üretim Lisansı Alabilecek Olanlar 118
2.4. Üretim Lisansı Başvurusu 119
2.5. Lisans Başvurularının İnceleme ve Değerlendirmeye Alınması 123
2.6. Üretim Lisansı Başvurusunun İncelenmesi ve Değerlendirilmesi 124
2.7. Üretim Lisansı Başvurusunun Sonuçlandırılması 126
2.8. Üretim Lisansı Genel Hükümleri 130
2.9. Üretim Lisansının Tadil Edilmesi 133
2.10. Üretim Lisansının Yenilenmesi 135
2.11. Üretim Lisansının Sona Ermesi 136
2.12. Üretim Lisansının İptali 138
3. Nükleer Güç Santrallarının Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’ndan Alması Gereken Lisanslar 142
3.1. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu 142
3.1.1. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun Görevleri 144
3.1.2. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun Başkanı 147
3.1.3. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun Organları 148
a. Atom Enerjisi Komisyonu 148
b. Danışma Kurulu 150
c. Ä°htisas Daireleri 151
d. Bağlı Kuruluşlar 152
3.2. Lisanslar 154
3.2.1. Yer Lisansı 163
3.2.2. İnşaat Lisansı 165
3.2.3. İşletme Lisansı 168
a. Hizmete Sokma Ä°zni 169
b. Yakıt Yükleme ve Deneme İşlemlerine Başlama İzni 169
c. Tam Güçte Çalışma İzni ve İşletme Lisansı 171
3.3. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Tarafından Verilen Lisansların İptali 173
4. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı 173
5. Lisans İşlemlerinin ve ÇED Kararının Yargısal Denetimi 179
B. TeÅŸvikler 183
1. Altyapıya Yönelik Teşvikler 184
1.1. Altyapıya Yönelik Teşviklerden Yararlanabilecek Olanlar 185
1.2. Altyapıya Yönelik Teşvikler Kapsamındaki Taşınmazların Hukuki Niteliği 186
2. Yer Tahsisi 191
2.1. NGS Yönetmeliği’ne Göre TETAŞ’la Sözleşme İmzalayacak Şirkete Yer Tahsisi 192
2.2. Akkuyu Andlaşması’na Göre Arazi Tahsisi 192
3. İdari Yardımlar 193
SONUÇ 195
KAYNAKÇA 197