Vedat Kitapçılık
Kargo Gönderim Saatleri;
Hafta İçi Saat 16:00 'ya kadar
Cumartesi Saat 11:00 'e kadar
Kartlarına Taksit
Seçeneklerimiz Vardır!
Banka Hesap Bilgilerimiz
Destek
HATTI
0212
240 12 54
240 12 58
Favori
Listenizde
Ürün Yok!
Sepetinizde
Ürün Yok!
Yeni Çıkan Yayınlar:      Mayıs (38)      Nisan (73)      Mart (139)      Şubat (116)

İdari Yargıda Fer′i Müdahale

İdari Yargıda Fer′i Müdahale



Sayfa Sayısı
:  
180
Kitap Ölçüleri
:  
16x23 cm
Basım Yılı
:  
2009
ISBN NO
:  
9789754644890

210,00 TL











öNSöZ "İdari Yargıda Feri Müdahale" adlı bu çalışmamız Yakın Doğu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalfnda kamu hukuku yüksek lisans tezi olarak hazırlanmıştır. Çalışmamızın temel amacı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31. maddesinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapmış olduğu genel nitelikli atıf dolayısıyla, konunun idari yargılama hukuku esasları çerçevesinde değerlendirilmesidir. Yüksek lisans çalışmamız değerli hocam Prof. Dr. Yıldırım Uler gözetimi ve danışmanlığında yapılmış olup, çalışmamız Prof. Dr. Yıldırım Uler, Prof. Dr. Durmuş Tezcan ve Prof. Dr. M. Polat Soyer′den oluşan jüri tarafından başarılı bulunmuştur. Akademik çalışmanın ilk basamağı sayılabilecek yüksek lisans tezimiz, bu yaşama adım atmış diğerleri gibi, bir çok kişinin maddi, manevi yardım ve katkıları ile gün yüzüne çıkabilmiştir. Bu katkıları sağlayan, öncelikle değerli hocam. Prof. Dr. Yıldırım Uler ve değerli eşi Öğr. Gör. Pıtırcık Uler′e; Prof. Dr. Durmuş Tezcaıva, Prof. Dr. M. Polat Soyer′e saygı ve şükranlarımı sunmayı borç bilirim. Çalışmamın her aşamasında sabırla ve zaman ayırarak çalışmama bilimsel katkıları olan değerli hocam Prof. Dr. M. Hakan Pekcanıtez′e. ve Doç. Dr. M. Ruhan Erdem′e, tez konusunun belirlenmesinde katkılarını esirgemeyen değerli hocam Doç. Dr. Oğuz Sancaktara, ayrıca konuyla ilgisi doğrudan bulunmamakla birlikte desteklerini esirgemeyen diğer hocalarım ve arkadaşlarıma sonsuz teşekkürlerimi belirtmem benim için onurlu bir borçtur. Her çalışma gibi şüphesiz bu çalışmamızda, bir çok yönleri ile eksik veya eleştirilebilir niteliktedir. Bunun bilinciyle, çalışmamıza yapılacak her olumlu katkı sadece konuya ilişkin değil, bizim yetişmemize de katkı yapacaktır. Değerli görüş ve eleştirileriyle bu katkıyı sağlayacak bilim insanlarına şimdiden teşekkür ederim. Son olarak çalışmamızı günümüzün ekonomik koşulları altında yayınlamayı kabul eden Yetkin Yayınevi"nin değerli yöneticileri başta Muharrem Başer ve Ziya Gülkök′e; ayrıca yayının hazırlanmasına emekleri ile katkı sağlayan değerli çalışanlarına teşekkür ederim. Lefkoşa. Ocak 2009 Muhammet! Erdal GİRİŞ Yargılama usulleri, konuları olan davaların niteliğine ve amaçlarına göre düzenlenir. İdari davalar kaynakları, tarafları, konuları, amaç ve sonuçları itibariyle hukuk ve ceza davalarından belirgin farklılıklar içerir′. Hukuk davalarında dava konusu (müddeabih) esastır ve esas itibariyle özel hukuk kişilerin birbirlerine karşı hak ve menfaatlerinin çekişmesi söz konusudur. Bu nedenle yargılama usulünde kamu düzenini ilgilendirmediği sürece tarafların iradesi ağırlık taşır; yargıç, tarafların iddia ve savunmalarıy-la bağlıdır. Taraflarca getirme ilkesi, davanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı, tasarruf ilkesi gibi ilkeler özel hukuk yargılamasında görülen uyuşmazlıkların niteliğinin neticesidir. Bunun gibi hukuk yargılamasında yargıcın konumu, uyuşmazlığın çözümüne ilişkin yargıcın görev ve yetkileri, uyacağı ve uygulayacağı ilkeler hep hukuk yargılamasının niteliğini yansıtır. Buna karşılık ceza muhakemesinde görülen uyuşmazlık kişi hak ve menfaatinden daha ziyade kamusal/toplumsal bir karakter ihtiva etmektedir. Bu nedenle ceza muhakemesinde yargılamanın seyri, ne yalnız başına sanığın ne de iddia makamının inisiyatifine bırakılmıştır. Ceza muhakemesinde taraflarca getirme ilkesinin yanında hakime kendiliğinden araştırma yetkisinin tanınması, tasarruf ilkesine rağmen kovuşturma mecburiyeti ilkesinin kabul edilmesi ceza muhakemesinin kamusal karakterinin birer sonucudur. Hukuk yargılamasından farklı olarak idari yargıda ise taraflar, hukuk yargılamasındaki gibi öznel haklarının korunmasını talep eden özel hukuk kişileri değildir. İdari yargıda davalı tarafta genellikle kamu hizmetlerini yürütmeyi üstlenen idare yer alır . İdarenin yargı organı huzuruna gelme gerek- ′ Lütfi Duran. Türkiye Yönetiminde Karmaşa. Çağdaş. İstanbul 1988. s. 237 2 Yıldırım Uler. İdari Yargıda Son Gelişmeler Sempozyumu, İkinci Oturum. Tartışmalar. 10-11-12 Haziran 1982. Danıştay Yayını. No: 33. Ankara 1982. s. 142 3 A. Şeref Gö/übüyük. Yönetsel Yargı. Güncelleştirilmiş 17. B.. Turhan. Ankara 2003. s. 199, 374: Halil Kalabalık. İdari Yargılama Usulü Hukuku. Mevzuat ve Soru İlaveli. Gözden Geçirilmiş. Sadeleştirilmiş. Cîüncellenmiş ve Genişletilmiş İkinci B.. Değişim. İstanbul 2006. s. 210: Siiheyla Şenlen Simav. İdari Yargılama Hukukuna Hakim Olan İl keler Karşısında İspat ve Delil Hususları. Kazancı, İstanbul 1997. s. 8; Kars. "İdari var gıda dava asıl olarak idareye değil, işleme yöneliktir. Yargılanan idare değil, idarenin iş lemidir." 1 üruzan İkincioğulları. İdare Hukuku ve İdari Yargıyla İlgili İncelemeler I. Da va Açma Ehliyeti. Danıştay Başkanlığı. Ankara 1976. s. 153; Ali Ülkü Azrak. İptal Da valarının Objektif Niteliği Üzerine Düşünceler. Onar Armağanı. Fakülteler Matbaası. İs tanbul 1977. s. 146 çesi ile özel hukuk taraflarının yargı organı huzuruna gelme gerekçeleri farklıdır. Öyle ki, özel hukuk yargısında taraflar öznel yararlarını sağlamak üzere giriştikleri hukuki ilişki gereği yargı huzuruna gelirken; idare, varlığının kaynağı olan kamu hizmetlerini ifa sebebiyle yargı huzuruna gelmektedir. Başka bir ifade ile idare, kamu gücü ayrıcalıkları ile kamu hizmetlerini ifa ederken bir kişinin kişisel hakkını veya menfaatini ihlal etmesi sebebiyle davada taraf olmuş ve yargı huzuruna gelmiştir. Dolayısıyla idari davalarda çekişme konusu tarafların öznel yararı değil, idarenin hukuka uygun davranıp davranmadığı sorunudur1. İdari yargıda davacı tarafta her zaman menfaati veya kişisel hakkı ihlal edilen ilgili gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi yer alır. Davacı, yargı organı önünde bir taraftan hukuki yararının korunmasını talep ederken diğer taraftan hukukun sözcülüğünü5 yapmaktadır. Bu meyanda davacı, bir taraftan idarenin hukuka bağlılığını sağlarken6, diğer taraftan kamu yararına hizmet etmekte ve bu sayede hukukun üstünlüğünü gerçekleştirmektedir . Hukuk yargılamasının aksine idari yargıda maktu harç sisteminin benimsenmiş olması8, hakime kendiliğinden araştırma ve davayı basitleştirme yükümlülüğünün getirilmiş olması9, idari yargının adli yargıya nazaran daha basit ve hızlı işlerliğinin sağlanması10, kısaca, idari yargılama usulünde diğer yargı- 18 Yıldı/han Yayla. İdari Yargılamanın Özelliği. Atatürk′ün 100. Doğum Yılını Kutlama Sempozyumu. Danıştay Başkanlığı. Ankara 15- 16 Mayıs 1981. s. 132: Metin Günday. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu Hükümlerinin İdari Yargıda Uygulama Alanı. Danıştay 2001 İdari Yargı Sempozyumu. Ankara 2001. s. 79. htlp://vvv.danistay.gov.tr/ (e. t. 09.06.2008) "Davacı iptal davasını açarken kendi menfaati doğrultusunda hareket etliğini düşünse de gerçekte kanuniliğin savunucusu, ya da hukukun sözcüsü (procureur de droil) durumundadır." A. Ülkü Azrak. İptal Davalarının Objektif Niteliği. Hukuk Kurultayı 2000. Ankara 12/16 Ocak 2000. s. 334 Tahsin Bekir Balta. İdare Hukuku 1. Genel Konular. AÜSBFY., No: 326. Ankara 1972. s. 124; Yayla. Y.. s. 134: AYMK. T. 25.5.1976. K. 1976 1. K. 1976/28. AMKD- 17. 1977. s. 186 Usul hukukunda I87O′Iİ yıllardan sonra liberal politikaların etkisiyle birey iradelerine ağırlıklı olarak yer erilmeye başlanmıştır. Ancak 2. Dünya Savaşı sonrasında Alman doktrininde usul hukukunun kamusal/sosyal boyutu tartışılmaya başlanmış: taraf iradelerine rağmen hakimin yargılamadaki etkinliği bu gerekçelerle muhafaza edilmiştir. Kamu hukuku yargısında hakimin yetki ve etkinliğinin özel hukuk yargısına nazaran daha fazla oluşunun temel gerekçesini bu öz oluşturmaktadır. Bu konuda tartışmalar için bkz. Sema Taşpınar. Medeni Yargılama Hukukunda Amaç Sorunu. Faruk Ereni Armağanı. TBB. 1999. s. 777 Kahraman Berk. İdari Yargıda "MUdahilin" Temyiz Hakkı. İstanbul Barosu Dergisi, c. 74. S. 10-11-12. İstanbul 2000. s. 1 124 Şenlen Sunay. S., s. 9: Uler. Y.. İdari Yargıda İptal Kararının Sonuçları. AÜHFY.. No: 281. Sevinç Matbaası. Ankara 1970. s. 95 Erol Çırakman. İdari Yargılama Usulü. İdari Yargıda Son gelişmeler Sempozyumu. 10-I 1-12 Haziran 1982. Danıştay Yayınları, No: 33, Ankara 1982. s. 100 lama usullerinden farklı olarak davacı lehine ilkelerin" benimsenmiş olmasının temelinde idari davaların genel bir denetim aracı olması ve kamu men-faatleriyle doğrudan bir bağlantısının bulunması yatmaktadır. Yukarıda da değindiğimiz gibi hukuk sistemimizde davaların niteliğine ve amacına göre farklı ilkelerin hakim olduğu farklı yargılama usulleri uygulanmaktadır ". Ancak hukukumuzda farklı yargılama usullerinin benimsenmiş olması ve söz konusu yargılama usullerinde farklı ilkelerin ağırlıklı olarak uygulanması birden fazla usul hukukuna sahip olduğumuz anlamına gelmemektedir. Zira her ne kadar davaların niteliğine ve uyuşmazlığın türüne göre farklı yargılama usulleri kabul edilmiş olsa da, bir ülkede birden fazla hukuk sistemi olmayacağı için ülkemizde tek bir yargılama hukuku mevcuttur ve ancak o uygulanmaktadır′~ Yargılama hukukunun tekliği ile bir ülkede birden fazla yargılama usulünün uygulanması ilk bakışta çelişik bir durumu yansıtıyor gibi görünmektedir. Bu durum doktrinde değişik tartışmaları gündeme getirmektedir. Örneğin kimi yazarlar davaların konu ve nitelik farkını dikkate almaksızın bir ülkede birden fazla yargılama usulünün olamayacağını, bu nedenle bir ülkede tek bir yargılama usulü kanununun olması gerektiğini14, dolayısıyla yargılama ilkelerinin tekliğini savunurken, diğer bir görüş yargılama hukukunun tekliğini dikkate almaksızın yargılama usullerinin "mutlak bağımsızlığını"′ savunmakta, hatta bu savlarını o kadar uç noktalara götürmektedirler ki, bu sav, bir yargılama usulünde uygulanan ilkelerin diğerinde hiçbir şekilde uygulanamayacağı noktasına kadar gidebilmektedir . Bu iki görüşün tam ortasında sayılabilecek farklı bir görüş ise yargılama usullerinin çeşitliliğini yargılama hukukunun tekliği ile çelişkili görmemekte, bu iki olguyu birbirini tamamlar bir biçimde yorumlamakta; bir taraftan yargılama hukukunun tek- Dııran. L.. Karmaşa, s. 248: Yayla. Y.. s. 132 Hirsch modern hukuka temelde iki ilkenin hakim olduğunu ifade etmekledir. Bunlardan birincisi "kanun, mahkemece bilinir (jura novit curia)" diğeri ise "olayı izah et ki hüküm vereyim (da nıihi factum. dabo tibi jus)". Hrnest E. Hirsch, Pratik Hukukta Metot. 4. Tıpkıbasım. Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Knstitüsü. Türkiye İş Bankası Vakfı- Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi. Genişletip Değiştirerek İşleyen Volf Çernis. Ankara 2005. s. 13 Nurullah Kunter. Ce/.a Muhakemesi Hukuku. Beta, Yenilenmiş ve Geliştirilmiş Dokuzuncu Bası. İstanbul 1989. s. 21; Muhammet Özekes, Medeni Usul Hukukunda Hukuki Dinlenilme Hakkı. Yetkin. Ankara 2003, s. 82 Kunter. "...dava. süre. eski hale getirme, karar, iddia, müdafaa, bildirme (ihbar)" kurumlarının bütün yargılama usullerinde aynı olduğunu, bu nedenle anılan kurumların "Muhakeme Kanunu" adı altında tek bir kanun içerisinde düzenlenmesi gerektiğini savunmaktadır. Kunter. N.. s. 21 Doktrindeki tartışmalar hakkında geniş bilgi için bkz. Sıddık Sami Onar. İdarî kazaya lüzum var mı?. İzBD. Y. 3. S. 1-9, Temmuz 1937, s. 2-18, Duran, L.. Karmaşa, s. 237. 245 19 ligini kabul ederken diğer taraftan ayrı yargılama usullerinin gerekliliğini savunmaktadır16. Anılan görüş yargılama hukuku ilkeleri arasında üçlü bir ayrım yapmakta, buna göre birinci grup ilkeleri tüm yargılama usullerinde ortak uygulanacak ilkeler olarak nitelerken, ikinci grup ilkeleri ancak yargılama usullerindeki farklılıklara riayet edebildiği ölçüde farklı yargılama usullerinde uygulanabilecek ilkeler olarak nitelemekte, üçüncü grup ilkeleri ise, hangi yargılama usulüne özgü ise, ancak o yargılama usulünde uygulanabilecek ilkeler olarak kabul etmektedir. Buna göre adil yargılanma hakkı, kişilerin iddia ve savunmalarını serbestçe yargı organına sunabilme hakkı, yargı organlarından uyuşmazlığını kesin bir biçimde sonlandırılmasım talep etme hakkı, hukuki dinlenilme hakkı, tabi hakim ilkesi gibi ilkeler tüm yargılama usullerinde uygulanması gereken, yargılama hukukunun tekliğini simgeleyen ilkelerdir17. Dava açma sürelerine ilişkin kurallar, kesin hüküm kuramı, davanın ihbarı18 ve dava ile ilgisi olan üçüncü kişilerin davada yer almasını sağlayan kurumlar yargılama usulünün özelliklerine bağlı olarak değişiklik gösterebileceği için ikinci gruba girmektedir. Özel hukuk yargılamasında ilke olarak tarafların eşit olması, buna karşılık kamu yargısında davacı lehine ilkelerin kabul edilmesi, yine idari işlemler için kabul edilen hukuka uygunluk karinesi üçüncü grup ilkelerden, yani ancak kabul edildikleri yargılama usulünde uygulanabilecek, diğer yargılama usullerinde uygulanamayacak ilkelerdir. Yukarıda genel çerçevesiyle izah etmeye çalıştığımız gibi ülkemizde tek bir yargılama hukuku olduğu doktrince kabul edilmekle birlikte, farklı yargılama usullerinin mevcudiyeti tartışılmakta, kimi yazarlar bunun bir zorunluluk olduğunu dile getirirken diğer bir kısım yazar farklı yargılama usullerinin varlığını eleştirmektedir. Doktrindeki bu tartışma esasen farazi bir durumun yansıması değildir. Aksine anılan tartışmaların temelinde usul kanunlarının düzenleniş biçimi, ülkemizde usul hukuku açısından yeterli düzeyde bilimsel çalışmaların yapılmaması yatmaktadır. Öyle ki yargılama hukukuna ilişkin kimi ilkeler tüm yargılama usullerinde aynı olması gerekirken farklı usul kanunlarında farklı şekillerde düzenlenmiş, buna karşı her yargılama usulünün kendi özelliklerine göre özgün bir biçimde düzenlenmesi gereken Örneğin Uler, "İdari Yargıda İptal Kararlarının Sonuçları"m incelediği eserinde kamu yargısı ile özel hukuk yargısı arasındaki farklılığı belirtmiş, her iki yargılama hukukunda ilkelerin nasıl uygulanabileceğini izah etmiştir. Yazar, çalışmasının "Kamu Hukukunda Ayrı Bir Sakatlıklar Kuramı Yoktur" başlığı altında yargılama hukukunun tekliğine ve bütünselliğine dikkat çekmiş; yargılama usulünün birinde uygulanan ilkelerin "son derece tiliz davranmak" koşuluyla diğer bir yargılama usulünde de uygulanabileceğini belirtmiştir. Uler, Y., İptal Kararlarının Sonuçlan, s. 2-3. 150 Özekes. VI.. Dinlenilme, s. 82 Kunter. N.. s. 21 20 kimi ilke ve hükümler ise tek bir usul kanununda düzenlenmiş, atıf yöntemi tercih edilerek diğer yargılama usullerinde dahil edilmiştir. Bu çalışmada tüm yargılama usullerinde mevcut olması gereken genel ilkelerin birer uzantısı olan ve her yargılama usulünde özgün bir biçimde düzenlenmesi gereken bir yargılama hukuku kurumu incelenmiştir. Çalışmanın konusu, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanıınıf nda düzenlenen feri müdahale kurumu hükümlerinin idari yargıda uygulanması sorunudur. Öyle ki İdari Yargılama Usulü Kanunu′nda feri müdahale kurumu düzenlenmiş; ancak feri müdahalenin koşulları, sonuçlan düzenlenmemiş, bu konuda HUMK hükümlerinin uygulanacağını belirten genel bir ifadeyle ye-tinilmiştir. Çalışma dört bölümden oluşmaktadır. Çalışmanın birinci bölümünde Roma Hukuku"ndan günümüze kadar çeşitli hukuk sistemlerinde davada taraf olmayan üçüncü kişilerin durumu genel bir çerçevede incelenmiş, hukuk sistemimizde uygulanan yargılama usullerinde müdahale kurumunun tarihsel temellerine değinilmiş, bu bakış açısıyla feri müdahalenin anlamı ve amacı tespit edilmiştir. İkinci bölümüde feri müdahalenin hukuki niteliği hakkındaki teoriler incelenerek feri müdahalenin hukuki niteliği tespit edilmiştir. Yine bu bölümde çeşitli hukuk sistemlerinde üçüncü kişilerin davaya katılmasını sağlayan diğer kurumlar incelenmiş, bu kurumların idari yargıda uygulanabilirliği sorununa değinilmiş, feri müdahalenin anılan kurumlarla karşılaştırması yapılmıştır. Üçüncü bölümde idari yargıda feri müdahalenin koşullan incelenmiş, medeni usul hukukundaki uygulaması ile karşılaştırılarak feri müdahale usulü anlatılmıştır. Yine bu bölümde feri müdahale hakkında verilen karar ve bu karara karşı müdahilin kanun yollarına gidip gidemeyeceği sorunu değerlendirilmiştir. Çalışmanın son bölümünde ise feri müdahalenin hükümleri konusu işlenmiştir. Ayrıca bu bölümde feri müdahilin dava sonunda verilen hükme karşı kanun yoluna gidip gidemeyeceği, müdahale giderlerinden kimin sorumlu olacağı ve feri müdahalenin etkisi konulan aktarılmıştır. 21 İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER 9 KISALTMALAR 15 GİRİŞ 17 BİRİNCİ BOLUM 1. TARİHİ GELİŞİM SÜRECİ İÇERİSİNDE YARGILAMADA ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN DURUMU VE MÜDAHALE KURUMU 23 A. ROMA HUKUKUNDA 23 B. ORTAÇAĞ İTALYAN DOKTRİNİNDE 24 C. MÜŞTEREK HUKUKTA 25 D. ESKİ HUKUKUMUZDA 26 E. CEZA MUHAKEMELERİ USULÜ KANUNU VE HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNUNUN KABULÜNDEN SONRA 28 1. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun Kabulünden Sonra 28 2. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun Kabulünden Sonra 28 F. İDARİ YARGIDA MÜDAHALE KURUMUNUN TARİHSEL GÖRÜNÜMÜ 29 II. MÜDAHALE KURUMUNUN ANLAMI, TANIMI, TERİM SORUNU VE AMACI 32 A. ANLAMI 32 B. TANIMI 34 C. TERİM SORUNU 35 D. AMACI 38 1. Hak Arama Özgürlüğü ve Adil Yargılanma Hakkı 38 2. Adil Yargılanma Hakkı ve Usul Ekonomisi 41 3. Hukuki Güvenlik İlkesi 43 4. Uyuşmazlığın Daha İyi Açıklanabilmesi 44 5. Hukuki Dinlenilme Hakkı 46 10 İKİNCİ BÖLÜM 1. İDARİ YARGIDA MÜDAHALENİN HUKUKİ NİTELİĞİ 51 A. MÜDAHALE KURUMUNUN TARAF TEORİLERİNE GÖRE YORUMU 51 B. MÜDAHALE KURUMU VE FERİ TARAF TEORİSİ 54 C. MÜDAHALE KURUMU VE TEMSİL TEORİSİ 56 D. MÜDAHİLİ YANINDA KATILDIĞI TARAFIN SADECE YARDIMCISI OLDUĞU TEORİSİ 58 E. MÜDAHİLİ YANINDA KATILDIĞI TARAFIN KENDİ HAKKINA DAYANAN YARDIMCISI OLDUĞU TEORİSİ 60 II. ÜÇÜNCÜ KİŞİLERİN YARGILAMAYA KATILMASINI SAĞLAYAN DİĞER KURUMLAR 62 A. ASLİ MÜDAHALE 62 1. Asli Müdahalenin Şartlan 64 a. Görülmekte Olan Bir Dava Olmalıdır 64 b. Hukuki Yarar 65 c. Üçüncü Kişinin Dava Konusu Üzerinde İki Tarafla Çelişen Hak İddiası 66 d. Miidahil Üçüncü Kişi Olmalıdır 68 e. Asli Müdahilin Ayrı Bir Dava Açması Gerekmektedir 68 2. İdari Yargıda Asli Müdahalenin Uygulanabilirliği Sorunu 70 B. DAVANIN İHBARI 72 1. İhbarın Şartları... 75 2. Davanın Üçüncü Kişiye İhbar Edilmesi Usulü 76 C. SAVCININ HUKUK DAVASINA MÜDAHALESİ 78 D. SAVCININ YANINDA MÜDAHALE 80 E. İDARENİN MÜDAHALESİ 85 F. DAVA ARKADAŞLIĞI BİÇİMİNDE FERİ MÜDAHALE 86 G. DAVAYA MÜDAHALE İÇİN MAHKEMENİN ÜÇÜNCÜ KİŞİYİ DAVETİ 87 H. ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN İTİRAZ DAVASI 88 İ. DAVAYA TARAF OLARAK KATILMAYI SAĞLAYAN İHBAR 91 o 2 5 6 r8 ;o 86 87 88 91 ÜÇÜNCÜ BOLÜM I. İDARİ YARGIDA FERİ MÜDAHALENİN KOŞULLARİ 93 A. FERİ MÜDAHALENİN OBJEKTİF KOŞULLARI 93 1. Görülmekte Olan Bir Dava Olmalıdır 93 2. Yargılama Bitinceye Kadar Feri Müdahale Yapılabilir 96 3. Feri Miidahil Görülmekte Olan Davanın Tarafı Olmamalıdır 99 B. FERİ MÜDAHALENİN SÜBJEKTİF KOŞULLARİ 101 1. Taraf ve Dava Ehliyeti 101 2. Hukuki Yarar 103 7>. Teminat 110 a. Türkiye′de İkametgahı Olmayan Müdahilin Teminat Gösterme Yükümlülüğü 1 12 b. Yabancı Müdahilin Teminat Gösterme Yükümlülüğü 114 11. İDARİ YARGIDA FERİ MÜDAHALE USULÜ 116 A. FERİ MÜDAHALE HALLERİ 116 1. Kendiliğinden Feri Müdahale 116 2. İhbar Üzerine Feri Müdahale 117 a. Davanın Hakim Tarafından Re′sen İhbarı 118 b. Tarafların Davayı İhbarı 1 19 3. İhbar Yapılan Üçüncü Kişinin Tutumu 121 a. İhbar Üzerine Feri Müdahil Olarak Katılma 121 b. İhbar Üzerine Tarafı Temsil Amacıyla Katılma 122 c. Üçüncü Kişinin Davaya Katılmaması 126 B. FERİ MÜDAHALE USULÜ 128 1. Yetkili ve Görevli Mahkeme 128 2. Müdahale Talebi 128 a. Müdahale Talebinin Şekli 129 b. Müdahale Talebinin İçeriği 129 3. Müdahale Talebinin İncelenmesi 130 C. FERİ MÜDAHALE TALEBİ HAKKINDA KARAR VE BU KARARA KARŞI KANUN YOLLARİ 132 1. Feri Müdahale Hakkında Karar 132 a. Müdahale Talebinin Kabulü 132 b. Müdahale Talebinin Reddi 133 I 12 2. Feri Müdahale Hakkında Verilen Karara Karşı Kanun Yolları 134 a. Feri Müdahale Talebinin Kabulü Halinde 134 b. Feri Müdahale Talebinin Reddi Halinde 135 D. FERİ MÜDAHALENİN SONA ERMESİ 136 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM FERİ MÜDAHALENİN HÜKÜMLERİ 139 A. KATILDIĞI ANDAN İTİBAREN DAVAYI TAKİP EDEBİLMESİ 139 B. MÜDAHİLE TEBLİGAT YAPILMASI VE DURUŞMALARA KATILMASI 141 C. ADLİ YARDIM TALEP EDEBİLMESİ 142 D. USUL İŞLEMLERİNİ YAPABİLMESİ 144 E. ASIL TARAFI KORUMAK İÇİN İŞLEM YAPABİLMESİ 145 F. DAVA KONUSU ÜZERİNDE TASARRUF EDEMEMESİ 146 G. YETKİNİN AŞILMASI DURUMU 148 H. FERİ MÜDAHİLİN KANUN YOLUNA BAŞVURMASI 150 1. Olağan Kanun Yoluna Başvurması 150 2. Olağan Üstü Kanun Yoluna Başvurması 154 FERİ MÜDAHALE GİDERLERİ 154 A. GENEL OLARAK 154 B. MÜDAHALE GİDERLERİNDEN SORUMLULUK 156 1. Karşı Tarafın Sorumluluğu 156 2. Feri Müdahilin Sorumluluğu 157 MÜDAHALENİN ETKİSİ 157 A. GENEL OLARAK 157 B. FERİ MÜDAHALE ETKİSİNİN ŞARTLARİ 159 1. Üçüncü Kişinin Davaya Feri Müdalıil Olarak Katılmış Olması 159 2. İlk Davada Verilen Hükmün Kesin Hükümle Sonuçlanmış Olması 160 3. Asıl Taraf İle Müdahil Arasında Açılmış Bir Davanın Bulunması 161 4. Feri Müdahale Etkisi Re"sen Dikkate Alınır 161 C. MÜDAHALENİN ETKİSİNİN KAPSAMI 162 1. Sübjektif Kapsamı 162 2. Objektif Kapsamı 163 D. MÜDAHALENİN ETKİSİNİN SINIRLANDIRILMASI 164 1. Davaya Katılma Zamanı Açısından Sınırlanması 164 2. Yanında Katıldığı Tarafın İşlemleri ve Açıklamaları Açısından Sınırlanması 166 3. Yanında Katıldığı Tarafın Kastı veya Ağır Kusuru Açısından Sınırlanması 166 SONUÇ 167 YARARLANILAN KAYNAKLAR 177