Vedat Kitapçılık
Kargo Gönderim Saatleri;
Hafta İçi Saat 16:00 'ya kadar
Cumartesi Saat 11:00 'e kadar


Banka Hesap Bilgilerimiz
Destek
HATTI
0212
240 12 54
240 12 58
Favori
Listenizde
Ürün Yok!
Sepetinizde
Ürün Yok!
Yeni Çıkan Yayınlar:      Kasım (49)      Ekim (124)      Eylül (80)      Ağustos (71)

Hukuk Sözlüğü ( Ciltli )

Hukuk Sözlüğü ( Ciltli )



Sayfa Sayısı
:  
1548
Kitap Ölçüleri
:  
16x23 cm
Basım Yılı
:  
2011
ISBN NO
:  
9789754640915

530,00 TL

Bu ürün şu anda stoklarımızda yok!
Yazarın diğer ürünlerine gözatmanızı tavsiye ederiz...











SUNUŞ Bilindiği gibi hukuk dili, herkesin kolaylıkla anlayamadığı bir dildir. Bunun başlıca nedeni, bir bilim dalı olarak hukukun kendisine özgü bir terminolojisi¬nin (teknik terimlerinin) bulunmasıdır. Bir başka neden ise, ülkemizde yasala¬rın dilinin oldukça eski ve ağır olmasıdır. Öyle ki, yasaların halk için yapılma¬sına ve yasayı bilmemenin özür sayılmamasına karşın, hukuk metinlerini okuyup anlayabilmek, az da olsa biraz hukuk bilgisini gerektirmektedir. Bununla birlikte, kendi kişisel gözlemlerim göstermektedir ki, eskilerden (sözgelimi, 196O′lı yıllardan) günümüze doğru, yasakoyucular yasaları, bilim adamları hukuk kitaplarını ve yargıçlar yargısal kararlarını, gittikçe daha gü¬zel, anlaşılır ve duru bir Türkçe ile kaleme almaktadırlar. Bütün bunların so¬nucunda, günümüzde hukuk metinlerinin eskiye oranla çok daha kolay anla-şılabildiğini, sevinerek söylemek gerekir. Bu arada, hiç şüphesiz "hukukta öztürkçeleştirme (Güzel Türkçemizi ya¬bancı sözcüklerden arındırma)" akımının başarılı olması da büyük etkendir. İçlerinden biri olmakla kıvanç duyduğum bu akımın önderlerine buradan se¬lâm olsun;, aramızdan ayrılanların yerleri "Cennet" olsun ! Hukuk öğrenimine yeni başlayan ve hukuka ilgi duyan herkes, hukuk metinlerini anlayabilmek için, hukuk terminolojisini içeren kitaplara büyük ihti¬yaç duyar. Ülkemizde bu gereksinimin yeterince karşılandığı söylenemez. Bi¬lim adamları, bugüne değin, 1944 yılında Türk Hukuk Kurumu tarafından ya¬yımlanmış, daha sonra tıpkı basımı yapılmış olan çok değerli ve ancak bu¬gün için oldukça "eskimiş" bulunan, "Türk Hukuku Lügati" dışında, bu konuya pek ilgi göstermemişlerdir. Bilim adamları dışındaki bazı hukukçuların ve hat¬ta (ilginçtir ki) hukukçu olmayan (!) bazı kişilerin yayımlamış bulundukları hu¬kuk sözlüklerinin de amaca hizmet edebildiğini söylemek oldukça zordur. 1967 yılında AÜ Hukuk Fakültesi′nde hukuk öğrenimime başladığımda, en çok zorlandığım hususlardan biri de, ders kitaplarını ve yasa metinlerini anlamakta çektiğim sıkıntı idi. Fakülte okuma salonunda bulunan bir "hukuk sözlüğü"ne ne kadar çok baktığımı, bugün bile çok İyi hatırlıyorum. Daha o tarihlerde, iyi bir hukuk sözlüğünün büyük bir ihtiyacı karşılayabileceğini dü¬şünmeye başlamıştım. Bu düşüncelerin etkisi altında, "Hukuk Sözlüğü"mün ilk baskısını bir de¬neme olarak 1976 yıiında yayımladım. Bu ilk baskı, yaklaşık altıbin sözcüğü içeren, nitel (içerik) ve nicel (görünüş) açıdan küçücük bir kitapçıktan ibaretti. Ancak, bu kitapçıktan yararlananların çokluğu ve aldığım olumlu ve hatta olumsuz tepkiler, bu konudaki çalışmalarıma hız verdi, şevk kattı. Yeni söz-cüklerle devamlı olarak genişletilerek 1982′de ikinci, 1986′da üçüncü, 1992′ de dördüncü, 1996′da beşinci; 2001′de altıncı; 2002′de yedinci; 2004′de se¬kizinci; 2005′de dokuzuncu baskılar yapıldı; şimdi de, aradan geçen zamanın etkisiyle yapılan ekleme ve yenilemelerle değiştirilen elinizdeki onuncu baskı¬ya ulaşıldı. Bugüne kadar yayımlamış bulunduğum (nicel açıdan üst üste konuldu¬ğunda fiziksel olarak boyumu epeyce aşan) üçyüzü aşan kitap, makale, kon¬ferans, tebliğ ve benzeri eserlerim bakımından, belli bir süre geçtikten sonra, diğer meslektaşlarım gibi ben de genellikle, "daha İyisini yazabilirdim" demi¬şimdir. Ancak itiraf etmeliyim ki, bunu en çok "Hukuk Sözlüğü"mde dedim durdum. Dokuzuncu baskısının basımından sonra hazırladığım bu "Su¬nuşumda da aynı şeyi tekrarlıyorum. Çünkü, otuzbeş yılı geçen sözlükçülük deneyimimden ve çok çeşitli branştan yerli / yabancı yüzlerce sözlük ve an¬siklopediyi inceledikten sonra şuna inandım ki, hiçbir sözlük "tam" olamaz. Bir ünlü deyişle, "eksiklik, sözlüklere özgüdür". Hele hele konu hukuk olunca, bu deyiş daha da anlam kazanmaktadır. Çünkü insanlığın gelişimine paralel olarak, hukuk da, hemen her gün gelişmekte, yeni yeni hukuk kavramları or¬taya çıkmakta ve varolan bazı kavramlar içerik değiştirmekte veya tarihe ka¬rışmaktadır. Buna bağlı olarak, hukuk sözlüklerinin eskimesi ve daha da ek¬sik hale gelmesi kaçınılmazdır. Bu durum, yalnızca bize özgü değildir. Bile¬bildiğim kadarıyla, Alman, Fransız ve İngiliz / Amerikan hukukçularının yarar¬landığı hukuk sözlükleri için de aynı şey sözkonusudur. Bu nedenle, hukuk sözlükleri de kendini yenilemek durumundadır. Bu¬nun iyi bir örneği, Dünyanın yaşayan en büyük hukuk sözlüklerinden olan (Amerikan) Black′s Law Dictionary′dir. Bu sözlüğün ilk baskısı, 1891′de ya¬pılmış ve daha sonra yapılan çeşitli baskılarıyla büyüyerek günümüze kadar gelinmiştir. Black′s Law Dictionary′nin geçirdiği heyecan verici evrim, 2009′da yapılan 9 uncu baskısında yeralan "önsöz"lerden anlaşılmaktadır. 120 yıllık bu uzun ömür, anılan sözlüğün değerini ve ona verilen önemi göstermektedir. Hemen belirtmeliyim ki, andığım Sözlük, uzun ömürü yanısıra, pekçok yaza¬rın ortak ürünü olma özelliğini de yansıtmaktadır. Aslında "hukuk sözlüğü", tek (bir) bilim adamının altından kolay kalkabi¬leceği bir yük değildir. Ancak ülkemizde, diğer bilim alanlarında olduğu gibi, hukuk alanında da "ortak çalışma ruhu" yeterince gelişememiştir. Bütün ara¬yış çabalarıma karşın, "Hukuk Sözlüğü"m, benim dışımda ikinci bir "yazan"nı bulamadı. Öyle görünüyor ki, bu "ağır yük"üm, taşıyabildiğim kadarıyla bir sü¬re daha böyle devam edecek ve tek başıma, "iğne ile kuyu kazma"ya devam edeceğim. Herşeye rağmen, bir bilim adamı ve sokaktaki bir insan olarak, bu "kuyu"da biriken suların fazlalaşmasını görmek, yorgunluğumu almaktadır. Çünkü, yeni tanıştığım bazı hukukçuların, genellikle kısa bir duraklama ge¬çirdikten sonra, Hukuk Sözlüğü′mü hatırlayıp, "Siz, O′sunuz !" diye tepki ver¬meleri, doğrusu beni oldukça keyiflendirmektedir! Benzeri şekilde, "Hukuk Sözlüğü"mün, internet ortamında da yayınlanan çeşitli yüksek mahkeme ka¬rarlarında ve son zamanlarda yayınlanan hukuk kitaplarının kaynakçalarında sıkça yeralmakta oluşu da, emeklerimin boşa gitmediğini göstermektedir. "Hukuk Sözlüğü"mde yeralan kavramların / sözcüklerin seçiminde, pek çok sayıda yapıttan yararlanılmış olup, ilk baskısından bu yana bunların sayı¬ları, binlerle ve binlerle ifade edilebilir. Bunlar arasında, tüm mevzuat (yasa¬lar, tüzükler, yönetmelikler ve diğerleri), şerhler, ders kitapları, monografiler, makaleler, yerli ve yabancı çeşitli sözlükler, ansiklopediler ve benzerleri ile yüksek mahkeme kararları sayılabilir. Okuyucularım belki ilginç ve hatta garip bulabilirler: Yaklaşık otuzbeş yıldır, beynimin bir noktası, okuduğum herşeyde aynı zamanda, "Hukuk Söz-lüğü′me koyabileceğim bir kavram / sözcük / kelime olabilir mi′ye şartlanmış¬tır". Gördüğüm her yeni kavram / sözcük / kelimeyi hemen bir yere not etme ve bunları ofisime yahut evime gelirgelmez, İlk işim olarak, "işlenen nüshalar" diye adlandırdığım "Hukuk Sözlüğü"mün içine atma alışkanlığı edinmişimdir. İtiraf edeyim ki, Hukuk Sözlüğü′mün elinizdeki 10 uncu baskısının metin kıs¬mının matbaa baskısının bitip de, şimdi işbu "Sunuş"u yazmam arasındaki kısacık zaman içerisinde bile yeni tespit ettiğim ve artık 10 uncu baskıya ko¬yabilme şansını kaybettiğim, ancak bundan sonraki baskıya koyma arzu ve ümidinde bulunduğum bazı sözcükleri ve kavramları da hemen bir yana kay¬dettiğimi vurgulamak isterim. Ayrıca, "Hukuk Sözlüğü"mden yararlandığını söyleyen herkese, "bulamadığınız bir kelime varsa bana bildiriniz" ricasını hep tekrarlar dururum. Hukukçu olan veya olmayan pekçok kişiden bu yolla çok yararlandım. Yararlı olabilmek ve yararlananların sayısını artırabilmek amacıyla Söz¬lüğe, hukuk terimlerinin yanısıra, hukuka komşu ve hukukla ilgili özellikle (fel¬sefe, sosyoloji, ekonomi, işletme, maliye, muhasebe vb) bilim dallarının, hu¬kukçunun işine yarayacağını düşündüğüm terimleri ile hukukçunun bilmesi gerekli Osmanlıca, Latince ve diğer bazı yabancı dillere ait günlük yaşamda karşılaştığımız sözcükleri de koydum. Bunu yapmamın bir nedeni, "Hukuk Sözlüğü"mün, aynı zamanda "hukukçunun sözlüğü" işlevini de yerine getir¬mesidir. Aslında hukukçular, bütün Dünya′da, kelime hazinesi en zengin meslek gruplarının başlarında yeralır. Çünkü, hukukçu olarak örneğin bir hâkim, top¬lumda çıkan hertürlü uyuşmazlığı çözme görevini yüklenmiştir ve vereceği karar sonucu dağıtacağı adaletin doğruluğu açısından hâkim, herkesin (baş¬ka başka bilim dallarının teknik terimleri de dahil) ne konuştuğunu ve/veya yazdığını tam olarak anlamalıdır. Bu açıdan, hâkimin tarafların söylediği her¬hangi bir kavram / sözcük / kelimeyi bilmemesi (bilmiyorsa, öğrenmemesi) yaptığı işin önemi ve özelliği nedeniyle düşünülemez. Burada, bizzat yaşadığım bir sigorta davasında, "aktüerler arasından bi¬lirkişi seçimi talebi"ni, "aktüer" kelimesini, "aktör" ile karıştırması sonucunda, "mahkemede aktörün ne işi var" diyerek ısrarla reddeden değerli bir hâkimin, daha sonra yapılmak zorunda kalınan açıklama üzerine, içine düştüğü mah¬cubiyeti samimi olarak itiraf ettiğini, kendisini rahmetle anarak, hoş bir anı olarak hatırladığımı ifade etmeden geçmek istemem. Aynı husus avukatlar bakımından da kaçınılmazdır. Zira avukat, kendi¬sine güvenerek gelen ve iddiasını / savunmasını aldığı vekillik vereninin (mü¬vekkilinin) haklarını en iyi şekilde koruyabilmek İçin, onun ne dediğini (başka başka bilim dallarının teknik terimleri de dahil) anlamalı, bilmediklerini veya bilemediklerini öğrenmeli ve hâkime (onun da anlayabileceği bir şekilde) an¬latmalıdır. İşte bu gerçek (olgu), hukukçunun kelime hazinesini artıran çok önemli bir etkendir. Bütün eziyetine rağmen, çok keyif alarak, adeta bir "hobi" olarak uğraş¬tığım Sözlükçülüğümün bir amacının da, hukukçunun "kelime hazinesi da¬ğarcığına katkıda bulunabilmek ve öğrencilerime "bir kelimecik" daha öğre-tebilme sevdası olduğu söylenebilir. Bu sebeplerle, bütün yoruculuğuna rağmen amaçladığım hedefte yol al¬maya devam ederek, Hukuk Sözlüğü′mün yeni baskısını, daha da genişletil¬miş bir şekilde okuyucumun hizmetine sunabilmekten dolayı, "sokakta top koşturan çocuklar" kadar mutluyum ve sevinçliyim. Bu baskısının size sunulabilmesi, basım ve dağıtımı üstlenen Yetkin Ba¬sım Yayım ve Dağıtım AŞ′nin dürüst, çalışkan ve gerçekten "yetkin" sahipleri, sevgili dostlarım Ziya Gülkök ve Muharrem Başer sayesinde olmuştur. Kendi¬lerine, örnek bir dizgi operatörü olan Serap Özer′e ve Yayınevinin güieryüzlü, çalışkan personeli Hakverdi Demir, Murat Bikeç, Selçuk Sayan, Osman Demirliçakmak, Ali Osman Zurnacı, Kamil Baysal, Mustafa Günel, Hasan Balantekin, Ali Ulusoy ve Burak Başer′e yürek dolusu teşekkürlerimi sunarım. Prof. Dr. Ejder YILMAZ Ağustos 2010 (Anamur - Denizkent / Abanoz Yaylası; Bolu - Bilimkent; Ankara - Beyköy)