Vedat Kitapçılık
Kargo Gönderim Saatleri;
Hafta İçi Saat 16:00 'ya kadar
Cumartesi Saat 11:00 'e kadar
Kartlarına Taksit
Seçeneklerimiz Vardır!
Banka Hesap Bilgilerimiz
Destek
HATTI
0212
240 12 54
240 12 58
Favori
Listenizde
Ürün Yok!
Sepetinizde
Ürün Yok!
Yeni Çıkan Yayınlar:      Mart (135)      Şubat (116)      Ocak (139)      Aralık (134)

Hukuk Devletinin Hukuki Belirlilik İlkesi Üzerinden Değerlendirilmesi

Hukuk Devletinin Hukuki Belirlilik İlkesi Üzerinden Değerlendirilmesi



Sayfa Sayısı
:  
282
Kitap Ölçüleri
:  
16x23 cm
Basım Yılı
:  
2013
ISBN NO
:  
9786053779216

399,00 TL











GİRİŞ Modern devletlerin kurulmasıyla birlikte devletin yapı ve işleyişi ile toplumsal yaşam alanlarının hukuken düzenlenmesi ihtiyacı doğmuştur. Devletin işleyiş ve faa¬liyetlerinin hukuka tabi kılınması, birey/toplum/devlet ilişkilerinin kapsam ve sınır¬larının hukuk kuralları tarafından çizilmesi, toplumsal düzenin kurulmasına ve kişi güvenliğinin sağlanmasına aracılık edecek hedefler olarak dile getirilmiştir. Yöneten güce karşı yönetileni koruma yolunda alınan hukuki önlemler, \\\"hukuk devleti\\\" adı altında kavramlaştırılmış, bir takım kurumsal güvencelerle desteklenerek bir hukuk ilkesine dönüştürülmüştür. Kavramsal ifadeden hareketle, hukuk ve devleti bağdaş¬tırması, siyaseti hukukun kontrolü altına alması beklenen ilke, siyaset ve hukukun kesiştiği bir alanda yer alması nedeniyle siyaset ve hukuk dünyasında bölünmelere neden olmuş, hakkında en çok teori üretilen ilkelerden biridir. Köken olarak klasik liberal devlet sistemi içinde doğan ve bu sistemin ihtiyaçlarına yanıt vermek üzere planlanan hukuk devleti anlayışının bütünlüklü bir ilkeye dönüştürülmesi süreci, doğal hukukçularla pozitif hukuk taraftarları arasında -ve bazen kendi içlerinde- te¬orik çatışmaların yaşandığı bir dönem olarak hukuk tarihine damgasını vurmuştur. Bu teorik zenginlikten her siyasal düzen, çıkarlarına uygun anlayışı seçerek kendine göre bir hukuk devleti ve meşruluk anlayışı geliştirmiştir. Zaman içinde kendisinden yöneten-yönetilen ilişkisinin yanısıra kişiler arası ilişkileri de güvence altına alması beklenen hukuk devleti, bu işlevleri yerine getir¬mesini sağlayacak şekilde yeni unsur ilaveleriyle genişletilmiş, kapsamı genişlediği ölçüde daha muğlak ve tartışmalı bir hal almıştır. Bu gün her hukuk sisteminin, hatta uluslararası kuruluşların ve ulusal devletlerin ayrı bir hukuk devleti anlayışı ve uygulaması bulunmaktadır. Temel bir hukuk ilkesinin farklı siyasal toplumlarda farklı içerikle kavramsallaştırılması, en başta uluslararası ve ulus-ötesi ilişkiler alanın¬da sıkıntı yaratmaktadır. Zira devletler ve/ya kişiler arasında yürütülen ticari, kişisel, ailevi, mali ve diğer her türlü sınır ötesi ilişkinin ortak biçimde kavranan hukuk ilkeleri üzerinden yürütülmesi, hukuk güvenliğini sağlamak bakımından önemlidir. Hem ulusal hem de uluslararası düzende ortak hukuk devleti anlayışı inşası kolay olmamakla birlikte, en azından ilkenin asgari unsurları ve gereklilikleri üzerinde uz¬laşmaya varılması mümkündür. Hukuk devleti ilkesinin üzerinde tartışma yapılmayan tek yönü, ortaya çıkış ko¬şulları ve ilkeye duyulan ihtiyaçtır. Bu ihtiyaca bağlı olarak üretilen tanımlardan çı¬kan unsurlar, hukuk devletinin asgari unsurları olarak da kabul edilir ve ortak uzlaş¬ma zemini teşkil edebilir. Hukuk devleti, devletin güç ve yetkilerinin belli kurallara bağlanarak kişilere karşı keyfi kullanımını önlemek amacıyla geliştirilmiş bir ilkedir. Geleneksel hukuk devleti anlayışı olarak da ifade edilen bu yaklaşım, hukuka tabi kişilere devlet gücü tarafından yapılacak uygulamaları önceden görme imkanı sun¬ması, hukuk kurallarının sürekli, istikrarlı ve ahenk içinde uygulanacağı konusunda güvence vermesi beklentisini de içerir. Hukuk devletinin \\\"hukuki güvenlik\\\" olarak adlandırılan bu unsuru, gelinen aşamada birbiriyle bağlantılı iki işlev üstlenmiştir: bir yandan devletin tüm kurum ve kuruluşları için faaliyetlerinde hukuka bağlı kalma yükümlülüğü getirir, diğer yandan devlet/toplum/birey ilişkilerinde kişilere hukuka uygun davranma sorumluluğu yükler. Kişilerin hukuka uygun davranabil¬meleri için ise, hukuku bilmeleri ve anlamaları gerekir. Devletin de tüm organlarıyla birlikte belirli ve sistemli bir hukuk düzeni içinde bu gerekliliği karşılayacak şekilde yasaları yapması ve uygulaması zorunludur. Hukuki güvenlik ilkesinin diğer özelliği, devlet-birey-toplum ilişkilerinin \\\"kar¬şılıklılık\\\" öngören bir sistem içinde düzenlenmesidir. Bir devletin yasal, idari ve yargısal faaliyetlerinin objektif, istikrarlı, usuli ve yargısal güvencelere bağlanmış, koruyucu hukuk ilkeleri ve yasaların eşlik ettiği bir hukuk düzeni içinde gerçekleşti¬rilmesi ile hukukun bilinebilirliği ve uygulamanın öngörülebilirliği arasında sıkı bir ilişki vardır. Özellikle kamusal ve özel yaşam alanlarında sürdürülen ilişkileri düzen¬leyen hukuk kurallarının ilgilileri tarafından bilinmesi, yasal düzenlemelerin özne ya da konusu olan kişilerin kendisinden ne istendiği/beklendiğini, kendisinin de ne isteyebileceğini önceden bilmesini ve hayatını ona göre planlayabilmesini sağlar. Zira yasaların rehberlik işlevi, etkisini en fazla ilgili devlete bağlı yaşayan (gerçek ve tüzel) kişiler/vatandaşlar ve resmi/idari görevliler üzerinde gösterir. Bunun sonucu olarak, pozitif hukuk teorisinde hukuki belirliliğin kendine an¬cak pozitif hukuk sistemi içinde yer bulabileceği iddiasını taşıyan pozitif hukuk an¬layışı ile hukukun yegane amacının adaleti gerçekleştirmek olduğu savıyla bir takım değer ve ilkeleri de hukuki kapsamda değerlendiren doğal hukukçuların \\\"belirlilik\\\" algısı ve tanımı farklı olacaktır. Mutlak bir hukuki belirlilik için kamu yararı ve ada¬let ilkelerini gözden çıkarmayı zorunlu gören hukuk akımlarının tezleri ile bu değer¬lerin yer aldığı esnek bir belirlilik anlayışını kabul eden görüşlerden hangisinin daha kabul edilebilir olduğu tartışmalıdır. Ancak bu tartışmalardan çıkarılacak sonuçlar, ulusal ve uluslararası alanlarda ortak hukuk devleti tanımı üretmenin başlangıcı, as¬gari unsurlar üzerinde uzlaşmaya varılması bakımından da açıklayıcıdır. Bu çalışmanın amacı, kavram olarak neredeyse her hukuk düzeninde kabul edi¬len, pek çok devletin anayasasında, uluslararası sözleşmelerde ve diğer hukuk metin¬lerinde yer alan hukuk devleti ilkesinin, -asırlardır tartışılmasına rağmen- kapsam ve içeriği hakkında süregiden belirsizliklerin teorik ve tarihsel arka planını araştırmak, araştırmadan elde edilecek bulgularla hukuk devletini hukuki belirlilik ilkesi üzerin¬den analiz etmektir. Yapılacak analiz, hukuk devleti içinde hukuki belirlilik ilkesinin yeri ve işlevinin tespitine yardımcı olacak, hukuki belirlilik ilkesinin gereklerini kar¬şılayan bir hukuk düzeninin hukuk devletinin gelişmine nasıl etki edeceğini görmeyi sağlayacaktır. Zira hukuki belirlilik unsurunu değerlendirebilmek için önce hukuk devletini anlamak, hukuk devletini anlamak için ise, kavramı içinde bulunduğu yo¬ğun ve karmaşık teori yığınından kurtarmak, bu teorileri tarihsel süzgeçten geçirerek çeşitli hukuk düzenleri açısından tasnif etmek gerekmektedir. Bu nedenle kitabın ilk bölümü, hukuk devletinin teorik ve tarihsel arka plan araştırmasına ayrılmıştır. Bu bölümde, geleneksel bakış içinde \\\"hukukun üstünlüğü\\\", \\\"yargı bağımsızlığı\\\", \\\"huku¬ki eşitlik ve ayrımcılık yasağı\\\" gibi unsurlarla sınırlı olarak çok dar ya da \\\"demokrasi\\\", \\\"güçler ayrılığı\\\", \\\"insan hakları\\\" gibi farklı kurumsal sistemlerin bütünü olarak çok geniş kapsamda ele alınan hukuk devleti yaklaşımlarından ortak temel bileşenlere erişmek amaçlanmaktadır. Hukuk sistemleri arasındaki farklılıkların hukuk devleti yaklaşımlarına ne düzeyde yansıdığı, bu yaklaşımlar içinde hukuki belirlilik ilkesinin nerede ve ne ölçekte yer aldığını saptamaya yönelik incelemelerde, doktrin, hukuki metinler, kurumsal çalışmalar ve yargı kararlarından yararlanılmıştır. Kitabın ikinci bölümünde, hukuk teorisinden mümkün olduğunca ayrılmama¬ya çalışılarak uluslararası hukuk sistemi içinde belli başlı örgütlerin hukuk devleti ilkesine yaklaşımları tartışmaya açılmıştır. Bu bağlamda, uluslararası hukuk devle¬ti modeli kurulması yönünde çaba gösteren etkin kurumlardan Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Konseyi (AK) ve Avrupa Birliği (AB)\\\′nin hukuk sistemi içinde hukuk devleti ve hukuki belirlilik unsurunun yeri ve anlamı araştırılmış, uluslararası geçer¬liliğe sahip bir hukuk devleti modeli kurulup kurulamayacağı üzerine yoğunlaşıl-mıştır. Araştırma bir yandan hukuki belirlilik unsurunun hukuk devleti içindeki yeri ve anlamını saptamaya yönelik olduğu için, hukuk devleti-hukuki güvenlik-hukuki belirlilik ilişkisi koparılmadan yürütülmeye çalışılmış, değerlendirmelerde bu ilişki belirleyici olmuştur. Bu kapsamda, ilgili kurumların mevzuatı, kararları ve yargı iç¬tihatları değerlendirilmiştir. Kitabın üçüncü bölümü, birinci ve ikinci bölümlerin bir analizi niteliğinde so¬mut hukuk devleti araştırmalarına ayrılmıştır. Ancak bir hukuk düzeninin hukuk devleti ve hukuki belirlilik ilkesi açısından değerlendirilebilmesi için belli ölçütlere dayanmak gerektiği bilinmekle birlikte, ölçütlerin saptanması, temel ölçütlerin çeşitli faktörlere göre yorumlanması, oldukça zorlu bir araştırma faaliyetidir. Devlet politikaları ve hukukun etkinliği ile kişilerin hukuk güvenliği arasındaki çatışma¬ların belli bir denge içinde giderilmesi, üzerinde ölçüm ve değerlendirme yapılacak uygun faktörlere erişilebilmesi oldukça güçtür. Sözkonusu dengenin kurulabilmesi için mevzuat yapısının, yasalara fiziken ve içerik olarak erişimin, hukukun kesin¬lik ve tutarlılığının, yargının bağımsızlığı ve yargıya erişimin, yürütme ve idarenin hukuku uygulama yöntemlerinin ve mevcut hak arama kanallarının hukuk devleti¬nin zorunlu unsurlarını karşılaması gerekir. Hukuk devletinin bu nitelikteki temel parametrelerinin ulusal ölçekte değerlendirilmesi bakımından karşılaşılan güçlükler, geniş bir coğrafya üzerinde kapsamlı araştırmalar yapılmasını geciktirmiştir. Bu sü¬reçte, Dünya Adalet Projesi (World Justice Project-WJP) hukuk devletini dünya öl¬çeğinde ülkeler bazında değerlendirmek üzere kapsamlı bir çalışma başlatmış, 2009 yılında ilk raporunu yayınlamıştır. Sonraki yıllarda da araştırmalar güncellenerek ve kapsamı genişletilerek periyodik olarak devam etmiştir. Aynı dönemde daha küçük çaplı, fakat benzer nitelikte başka bir analitik çalışma, Almanya\\\′nın en büyük ope-rasyonel düşünce kuruluşu Bertelsmann Foundation tarafından yapılmış, OECD ülkelerinin bir kısmı hukuk devleti açısından ölçülmüş ve değerlendirilmiştir. İki kurumsal araştırmadan yola çıkılarak bu bölümde, araştırmalarda kullanılan hukuk devleti indeksleri temelinde, araştırma kapsamında yer alan ve içinde Türkiye\\\′nin de bulunduğu farklı hukuk sistemlerinden seçilen ülkelerde hukuk devletinin güçlü ve zayıf yönleri tartışılacak ve değerlendirilecektir. Böylece, hukuk devletini bir ölçüde de olsa, soyut teori boyutundan çıkarıp, uygulamada nasıl işlediği hakkında fikir edinilmesini sağlayacak düzeyde somut verilerle açıklamak mümkün olabilecektir. Ancak önemle belirtmek gerekir ki, soyut bir ilkeyi somut uygulamalar çerçevesin¬de ölçme girişimlerinden kesin sonuçlar elde edilmesi mümkün değildir. Bu yönde yapılacak her araştırma, kullanılan ölçekler, verilerin elde edildiği kaynaklar ve bilgi¬lerin gerçekliğine ilişkin sağlamaların yapılıp yapılmadığına bağlı olarak hukuk dev¬letinin düzeyi hakkında farklı sonuçlara varabilir. Bu nedenle araştırmaların vardığı sonuç ve bulguların kesin sonuçlar olarak değil, fakat önemli değerlendirme araçları olarak kabul edilmesi gerekir. Kitabın son bölümü ise, insan davranışlarına rehberlik etme olanağı sunmak amacıyla hukuk devletinin bir taahhüdü olarak ortaya çıkan hukuki belirlilik un¬suruna ayrılmıştır. Bu bölümde farklı hukuk sistemlerinde hukuki belirlilik ilkesine ilişkin geliştirilen teorilere yer verilecek, ilkenin temel bileşenlerine, diğer deyişle unsurlarına, işlev ve sınırlarına erişilmeye çalışılacaktır. Ayrıca, hukuki belirlilik il¬kesinin hukuk devleti ile bağlantısını daha net biçimde ortaya koymak amacıyla, hukukta belirsizlik yaratan faktörler, yasa yapım sürecini de içine alarak yasalarla bağlantılı olarak değerlendirilecektir. Hukuk düzenindeki belirlilik ya da belirsizlik,büyük ölçüde yazılı hukuk metinlerinin türüne, yazım diline, mevzuat ve hukuk düzenindeki diğer yasalarla ilişkisine bağlı olduğu için, söz konusu ilkenin yasal dü¬zenlemeler açısından ele alınmasının uygun olacağı düşünülmüş, hukuki belirsizliğe neden olan etkenlerin Türk hukuk düzeni açısından ele alınması tercih edilmiştir. Çünkü yasa ve yasa yapım süreciyle bağlantılı olarak ortaya çıkan hukuki belirsiz¬liklerin bir kısmı, büyük ölçüde Türk hukuk düzenine özgüdür. Türkiye\\\′de hukuk devletinin durumu ve düzeyi, çalışmanın üçüncü bölümünde ülke örnekleri ara¬sında Türkiye\\\′ye yer verilmekle, sınırlı bir kapsamda değerlendirilmiştir. Ancak bu kısımda hukuki belirlilik ilkesine özgü kapsamlı bir değerlendirme yapılamadığı, oysa Türk hukukundaki belirsizliğin çok somut nedenleri olduğu ve bunlara mut¬laka değinilmesi gerektiği düşüncesiyle hukuki belirliliği zayıflatan Türkiye\\\′ye özgü etkenler incelenmiştir. Bu bağlamda, Türkiye\\\′de bazı yasa ve kural türlerinin hukuku belirsiz kıldığı, kural çatışmalarının hukuku etkisizleştirdiği, takdir yetkisinin sınır¬ları bakımından sıkıntılar yaşandığı göz önüne alınarak bu durumu sergileyen mev¬zuat örnekleri ve anayasa yargısı içtihatlarına başvurulmuş, somut olgular üzerinden değerlendirme yapılmıştır. Kitaptaki çalışmaya nitelikli bir hukuk devleti ve yasal düzen elde edilebilme¬sinin koşullarının tartışmaya açılması ümidiyle başlanmış, farklı hukuk sistemlerin¬de gelişen hukuk devleti anlayışı ve uygulamaları hakkında bilgi vermesi, hukukta belirlilik ve öngörülebilirliğin gerçekleştirilmesinde etkili olacak teknik, bilimsel ve diğer yöntemlere dikkat çekmesi, hukuk devleti ve hukuki belirlilik ilkesinin daha iyi işletilebilmesi için alınması gereken hukuki ve yapısal önlemleri açığa çıkarması hedeflenmiştir. Çalışmayla Türk hukuk düzeninin hukuk devleti açısından OECD ülkeleri arasındaki yerinin ve eksiklerinin değerlendirilmesine aracılık etmek, güçlü bir hukuk devleti olmanın gerekli koşullarını sağlayacak önlemlere dikkat çekmek istenmiştir. Ancak kitabın hukuk devletini tüm yönleriyle açıklama ve değerlendir¬me gibi bir hedefi ve iddiası bulunmamaktadır. Çalışma, pozitif hukuk bakımından bir hukuk devleti değerlendirmesi olarak kabul edilmelidir. Hukuki belirlilik, hukuk devletinin şekli bir unsuru olması nedeniyle araştırmanın yazılı hukuk kaynakları dışında başka kaynaklara dayandırılması zaten söz konusu olamazdı. Bu nedenle hu¬kuk devletinin diğer unsurlarına, ancak hukuki belirlilik unsuruyla ilişkisi ölçüsünde yer verilmiş, yargı kararlarının öngörülebilirliği ise, konunun dışında bırakılmıştır. ÖNSÖZ Hukuk alanında akademik veya pratik düzeyde çalışan herkesin yasalarla içice olması kaçınılmaz bir zorunluluktur. Fakat artık yasaların değişim hızına yetişmek¬te, değişimin yöntemlerini anlamakta güçlük yaşanmaya başlandığı noktada, aka¬demisyenler ve uygulama içinde yer alan profesyonel hukukçular aradıkları yasalara fiziki ve anlam bakımından erişim sıkıntısıyla karşı karşıya kalmaktadırlar. Hukukçu kimliğiyle yaşanan bu güçlükler, yasaları uygulamakla yükümlü idarecilerle yasalara uymak, yasaların kendilerine sunduğu hak, özgürlük ve menfaatleri kullanma olana¬ğını elde etmek bakımından kişiler için daha vahim ölçektedir. Oysa hukuk devleti, kişilere hukuki güvenlik içinde yaşamın koşullarının sağlanmasını vaad eden bir hu¬kuk ilkesidir. Fakat yasaların ilgilileri tarafından elde edilemediği veya anlaşılanıadığı bir hukuk düzeninde hukuk devletinin bu vaadini yerine getirmesi mümkün değil¬dir. Hukuk devleti hukuki güvenlik işlevini, hukuku herkes için belirli kıldığı oranda yerine getirebilir. Hukuk devleti ve özellikle hukuki belirlilik unsuru üzerine çalışma yapma fikri, hukuk devletinin üzerinde pek durulmayan, ancak günlük yaşamda mesleki veya başka nedenlerle herkesin yakın ilişki içinde olduğu yasalarla bağını doğru olarak kurması bakımından son derece önemli bir unsur olan \\\"hukuki belirlilik\\\" unsuruna dikkat çekmek, hukuk devletini bir de bu açıdan değerlendirerek Türkiye\\\′ye ilişkin yaşanan güçlükleri ve çözüm önerilerini paylaşmak isteğinden ve zorunluluğundan doğmtıştur. Çalışmanın literatüre katkı vermesi, yasa yapım ve uygulama sürecinde görev ve yetkileri bulunan organ ve kurumlara hukuk devleti ve yasalar arasındaki ilişkiye farklı bir açıdan bakma fırsatı sunması umud edilmektedir. Kitabın bir kısmını okuyarak görüş ve düşüncelerini paylaşan Prof. Dr. Oktay Uygun\\\′a, Yrd.Doç.Dr. Hakan Sabri Çelikyay\\\′a ve Doç.Dr. Mahmut Güler\\\′e verdik¬leri destek için teşekkürlerimi iletmek isterim. Ayrıca kitabın kısa sürede basılması için büyük gayret gösteren Beta Yayınevinden sayın Seyhan Satar\\\′a, Gülgonca Çar¬pık ve Müge Günbaş\\\′a teşekkür ederim. İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM Hukuk Devletinin Tarihsel ve Teorik Arka Planı I. HUKUK DEVLETİNİN TARİHSEL GELİŞİMİNE KISA BAKIŞ 7 II. HUKUK DEVLETİ TEORİLERİ 12 A. Şekli Hukuk Anlayışının Hukuk Devleti Modeli 13 1. Hukuki Pozitivizm 14 2. Due Process Güvenceleri 26 B. Maddi Unsurlar Bütünü Olarak Hukuk Devleti 30 1. Liberal Hukuk Devletinden Sosyal Hukuk Devletine Dönüşüm 32 2. Sosyal Devlet ve Hukuk Devletini Ayrı Kurumlar Olarak Düşünmek 41 İKİNCİ BÖLÜM Uluslararası Hukuk Devleti Anlayışına Doğru I. BM Örgütünün Hukuk Devleti Modeli 48 II. Avrupa Ortak Hukuk Sisteminin Hukuk Devleti Modeli 57 A. Avrupa Konseyi Hukukunda Kurucu İlke: Hukukun Üstünlüğü 58 1. Hukuk Devletinin Kurumsal Yapısı 59 2. Kurumsal Faaliyetlerin Hukuk Devleti ve Hukuki Belirlilik İlkesinin Gelişimine Etkisi 64 3. İnsan Haklan Avrupa Mahkemesi\\\′nin Hukuk Devleti ve Hukuki Belirlilik Analizi 71 B. Avrupa Birliği\\\′nde Hukuk Devleti ve Hukuki Belirlilik 82 1. Avrupa Adalet Divanı İçtihatlarında Hukuki Belirlilik 85 2. Topluluk Mevzuatında Hukuki Belirlilik 94 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Hukuk Devletini Ölçme Girişimi: OECD Ülkeleri Üzerinden Değerlendirme I. Araştırmaların Yöntem ve Kapsamı Hakkında Bilgi 110 II. Seçili Ülkelerde Hukuk Devletinin Düzeyi ve Değerlendirilmesi 113 A. Almanya 114 B. Fransa 125 C. İngiltere 129 D. Avustralya 134 E. Türkiye 142 1. 1982 Anayasası\\\′nın Hukuk Devleti Modeli ve Güvenceleri 143 a. Yasamaya Karşı Hukuk Devleti Güvenceleri 144 b. Yürütme ve idareye Karşı Hukuk Devleti Güvenceleri 152 c. Yargıya İlişkin Hukuk Devleti Güvenceleri 156 d. Yönetilenlere İlişkin Hukuk Devleti Güvenceleri 161 2. Anayasa Mahkemesi Kararlarında Hukuk Devleti ve Hukuki Belirlilik 164 a. Unsurlar Üzerinden Hukuk Devleti Tanımı 166 b. İşlevleri Açısından Hukuk Devleti 171 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Hukuki Belirlilik: Kapsam, Sınırlılıklar, Etkileyen Faktörler I. Tarihsel ve Teorik Gelişim Süreci 176 A. Genel Çerçeve 176 B. Belirlilik ya da Belirsizlik: Karşıtlık Üzerinden Değerlendirme.... 181 II. Hukuki Belirlilik - Hukuki Güvenlik İlişkisi 187 III. Unsurları Bakımından Hukuki Belirlilik 190 A. Erişebilirlik 191 B. Kesinlik 194 IV. Hukuki Belirliliği Etkileyen Faktörler: Türk Hukuk Düzeni Üzerinden Değerlendirme 196 A. Yasanın Tür ve Niteliği 197 1. Kod Yasa - Temel Yasa 198 2. Çerçeve Yasa 206 3. Torba Yasa 213 B. Yasa Kuralının Türü ve Yapısı 216 1. Ek Madde 216 2. Geçici Madde 219 C. Yasaların Dili ve Sistematiği 222 D. Takdir Yetkisi 227 E. Kural Çatışmaları 236 DEĞERLENDİRME ve SONUÇ 239 KAYNAKÇA 249