Halka Açık Anonim Ortaklıklar ve Halk Sektörü
Halka Açık Anonim Ortaklıklar ve Halk Sektörü
Turgut KALPSÜZ / Erdoğan MOROĞLU
Sayfa Sayısı
:
164
Kitap Ölçüleri
:
16x23 cm
Basım Yılı
:
1975
Ö N S Ö Z
Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü tarafından 20-21 Haziran 1974 günleri «halka açık anonim ortaklıklar» ve «halk sek¬törü» konularında iki açık oturum düzenlenmiştir.
«Halka açık anonim ortaklıklar» açık oturumuna Prof. Dr. Tuğ¬rul Ansay, Prof. Dr. Haydar Arseven, Doç. Dr. Erdoğan Moroğlu, Prof. Dr. Reha Poroy, Prof. Dr. Ünal Tekipnalp, «halk sektörü» açık oturumuna Doç. Dr. Beşir Hamitoğulları, Ali Nejat Ölçen, Dr. Hik¬met Sami Türk, Prof. Dr. Yüksel Ülken katılmışlardır.
Gerek oturumlara katılan güzide konuşmacılara, gerek müdaha¬lede bulunan veya soru soran değerli misafirlerimize, Enstitümüz adına içten teşekkürlerimi sunmayı zevkli bir görev sayarım.
Halka açık anonim ortaklıklar ve halk sektörü üzerinde açık oturum düzenlememizin nedenlerini kısaca şu şekilde açıklayabili¬riz :
Halka açık anonim ortaklıklar üzerinde uzun zamandan beri türlü düzeylerde çalışılmaktadır.
Halka açık anonim ortaklıklar ve bu vesileyle sermaye piya¬sasının düzenlenmesine ilişkin ilk çalışmalar, 1962 yılında Devlet Planlama Teşkilâtı, Türkiye Sınaî Kalkınma Bankası ve Odalar Bir¬liği ile ortaklaşa başlatılmıştır. Konu hukuk, ekonomi ve vergi açısından incelenmiş ve hazırlanan rapor, 1964 yılında düzenlenen bir seminerde tartışılmıştır.
Bu çalışmalar sonucunda ortaya çıkan tasarı dolayısıyla görüş ayrılıkları belirmiş ve Maliye Bakanlığı\′nın görüşlerini yansıtan bir tasarı, 1967 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi\′ne sunulmuştur. Tasarı, Geçici Komisyonda görüşülmüş, fakat bu arada 1969 yılında yasama devresinin sona ermesi nedeniyle kaâük hale gelmiştir.
Bu tasarının kadük olmasını müteakip, türlü seminerler düzen¬lenmiş ve bu arada Devlet Planlama Teşkilâtı tarafından yürütülen «banka kredi sisteminin yeniden düzenlenmesine ilişkin çalışmalar sırasında, bu alanda 1970 yılında yeni bir tasarı hazırlanmıştır. Yerli ve yabancı uzmanların işbirliği ile hazırlanan bu tasarı, halka açık anonim ortaklıklar kavramının yanı sıra menkul kıymetlerin halka arzı açısından da değişik görüşler getirmiştir.
Öte yandan, Maliye Bakanlığı, yasama organında kadük hale gelen tasarıyı bazı yönlerden değiştirmiş ve yeni bir tasarının 1970 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisine şevkine yardımcı olmuştur. Ayrıca, Kasım Önadım ve arkadaşları 1967 tasarısını aynen benimse¬yerek Türkiye Büyük Millet Meclisi\′ne sunmuşlardır.
35 numaralı Geçici Komisyon, çalışmalarında Devlet Planlama Teşkilâtınca hazırlanan tasarıyı esas almış, fakat bu tasarıda önemli değişiklikler yapmıştır. Bu değişikliklerden sonra tasarı, 1972/1973 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi genel kuruluna sunulmuştur. Fakat yasama döneminin sona ermesi nedeniyle bu tasarı da kadük hale gelmiştir.
Görüldüğü üzere, sermaye piyasasının düzenlenmesine veya hal¬ka açık anonim ortaklıklara ilişkin çalışmalar uzunca bir süreden beri ve değişik yönlerde sürdürülmektedir. Bu çalışmalara hız ver¬mek ve tasarılara tekrar hayatiyet kazandırmak amacıyla bu semi¬neri düzenlemiş bulunuyoruz.
Halk sektörü kavramının konu olarak seçilmesi ise, bu kav¬ramın Cumhuriyet Halk Partisi - Millî Selâmet Partisi koalisyon hü¬kümetiyle aktüel bir hale gelmesi nedenine dayanmaktadır. Cumhu¬riyet Halk Partisinin öncülüğünü yaptığı bu kavram üzerinde de türlü seminer ve açık oturumlar yapılmış, makaleler yayınlanmış¬tır. Bu kavramın değişik açılardan değerlendirilmiş olduğunu görü¬yoruz. Halk sektörü kavramının üzerinde tam bir fikir birliğine va¬rıldığını söylemek güçtür. Bu açık oturumu düzenlediğimiz sıralar¬da Maliye Bakanlığında bir çalışma yapılarak, halk sektörü hazırlık¬larına kesin bir yön verilmeğe gayret edilmekteydi. Edindiğimiz bil¬gilere göre, örnek bir holding meydana getirilmektedir. Bu holdingin sermayesinin azamı % 50\′sine çeşitli iktisadî devlet teşekkülleri, di¬ğer % 50\′sine 440 sayılı Kanuna tabi olmayan kamu iktisadi teşeb¬büsleri ile Türkiye İş Bankası, ayrıca Türk-lş ve DİSK gibi işçi sendikaları konfederasyonları katılmaktadır. Bu örnek holding\′in
kuracağı anonim ortaklıklar sayesinde, sermaye birikimine ve pay senetlerinin geniş halk kitlelerinin eline geçmesine ve dolayısıyla mülkiyetin daha yaygın bir hale gelmesine yardımcı olunması dü¬şünülmektedir.
Halk sektörü kavramı üzerinde değişik görüşler ileri sürül¬müş olmakla beraber, bu görüşlerin bazı ortak yönleri de vardır. Bu ortak yönler şu şekilde belirtilebilir: Kamu sektörü ve özel sektör dışında, halk sektörü şeklinde adlandırılan başka bir sektör daha mevcuttur. Bu sektörde mülkiyet yaygın bir hale gelmiş, kamu mül¬kiyeti ve özel mülkiyet yanında halk toplulukları mülkiyeti doğmuş¬tur. Bu sektör kaynak ve istihdam yetersizliğine cevap vermekte, ser¬maye birikimini ve adil gelir dağılımını sağlamaktadır.
Halk sektörü hakkında değişik görüşlerin ileri sürülmesine ve ortak yönlerin belirmesine yardımcı olmak amacıyla bu açık oturu¬mu düzenlemiş bulunuyoruz. Özellikle sosyal güvenlik kuruluşların¬da biriken fonların yatırım ilkelerini modern eğilimlere uydurmak, işçi dövizlerinin en iyi biçimde değerlendirilmesine imkân vermek açısından bu sektörün önemi üzerinde durulmaktadır. Halk sektö¬rünün hukukî statüsü ve uygulanabilme imkânları da tartışma ko¬nusu yapılmıştır. Bu suretle halk sektörü kavramının geçerliliği ve ne biçimde uygulanabileceği konusunda türlü görüşler ortaya sürül¬mesine fırsat verilmiştir. Bilindiği üzere, Üçüncü Beş Yıllık Kalkın¬ma Planı\′nda «üçüncü sektör» den söz edilmektedir. Bu açık oturum dolayısıyla üçüncü sektör ve halk sektörü kavramlarının benzer ve ayrı yönlerine de değinilmiştir. Nihayet teşvik tedbirleri açısından halk sektörünün özelliği ve bu tedbirlerin uygulanmasında halk sek¬törü ile diğer sektörler arasında gerekli dengenin sağlanmasına iliş¬kin konular ele alınmıştır.
Halk sektörü kavramını değişik bir biçimde yorumlayanlar, ano¬nim ortaklık ve özellikle halka açık anonim ortaklığı tamamen red¬detmektedirler. Bu yorum taraftarları, halk sektörüne ağırlık ver¬mekte ve diğer sektörler aleyhine de olsa bu sektörün gelişmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını önermektedirler.
Buna karşılık halka açık anonim ortaklıkların, sermaye biriki¬minin sağlanması ve mülkiyetin yaygın hale gelmesi yönünden halk sektöründen ayrı düşünülemiyeceği görüşünü ileri sürenler de var¬dır. Halk sektörü ile halka açık anonim ortaklıklar arasında amaç
yönünden benzer ve ayrı noktaları ortaya koymak için bu iki mües¬seseyi birlikte tartışma konusu yaymış bulunuyoruz.
Bu amaçlarla düzenlemiş bulunduğumuz bu açık oturumlara katılan değerli meslekdaşlarıma ve seçkin davetlilere; gerek açık otu¬rumların düzenlenmesinde, gerek bu çalışmalarımızın yayın hayatı¬na intikal etmesinde yardımcı olan değerli meslekdaşım Dr. Hikmet Sami Türk\′e ve kitabın tashihlerinde yardımlarını esirgemeyen Sayın Çiğdem Boratav ve Sayın Bige Gürkan\′a Enstitümüz adına teşekkürlerimi sunmayı zevkli bir görev sayarım.
Prof. Dr. Ali BOZER
Enstitü Müdürü
İÇİNDE KİLER
ÖNSÖZ VII
Birinci Bölüm
HALKA AÇIK ANONİM ORTAKLIKLAR 1
Sunuş 3
Bildiriler 4
Sorular 48
Cevaplar 54
Sonuç 71
İkinci Bölüm
HALK SEKTÖRÜ 75
Sunuş 77
Bildiriler 80
Sorular 129
Cevaplar 142
KONUŞMACILAR VE TARTIŞMACILAR FÃHRİSTÃ 155
Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü tarafından 20-21 Haziran 1974 günleri «halka açık anonim ortaklıklar» ve «halk sek¬törü» konularında iki açık oturum düzenlenmiştir.
«Halka açık anonim ortaklıklar» açık oturumuna Prof. Dr. Tuğ¬rul Ansay, Prof. Dr. Haydar Arseven, Doç. Dr. Erdoğan Moroğlu, Prof. Dr. Reha Poroy, Prof. Dr. Ünal Tekipnalp, «halk sektörü» açık oturumuna Doç. Dr. Beşir Hamitoğulları, Ali Nejat Ölçen, Dr. Hik¬met Sami Türk, Prof. Dr. Yüksel Ülken katılmışlardır.
Gerek oturumlara katılan güzide konuşmacılara, gerek müdaha¬lede bulunan veya soru soran değerli misafirlerimize, Enstitümüz adına içten teşekkürlerimi sunmayı zevkli bir görev sayarım.
Halka açık anonim ortaklıklar ve halk sektörü üzerinde açık oturum düzenlememizin nedenlerini kısaca şu şekilde açıklayabili¬riz :
Halka açık anonim ortaklıklar üzerinde uzun zamandan beri türlü düzeylerde çalışılmaktadır.
Halka açık anonim ortaklıklar ve bu vesileyle sermaye piya¬sasının düzenlenmesine ilişkin ilk çalışmalar, 1962 yılında Devlet Planlama Teşkilâtı, Türkiye Sınaî Kalkınma Bankası ve Odalar Bir¬liği ile ortaklaşa başlatılmıştır. Konu hukuk, ekonomi ve vergi açısından incelenmiş ve hazırlanan rapor, 1964 yılında düzenlenen bir seminerde tartışılmıştır.
Bu çalışmalar sonucunda ortaya çıkan tasarı dolayısıyla görüş ayrılıkları belirmiş ve Maliye Bakanlığı\′nın görüşlerini yansıtan bir tasarı, 1967 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi\′ne sunulmuştur. Tasarı, Geçici Komisyonda görüşülmüş, fakat bu arada 1969 yılında yasama devresinin sona ermesi nedeniyle kaâük hale gelmiştir.
Bu tasarının kadük olmasını müteakip, türlü seminerler düzen¬lenmiş ve bu arada Devlet Planlama Teşkilâtı tarafından yürütülen «banka kredi sisteminin yeniden düzenlenmesine ilişkin çalışmalar sırasında, bu alanda 1970 yılında yeni bir tasarı hazırlanmıştır. Yerli ve yabancı uzmanların işbirliği ile hazırlanan bu tasarı, halka açık anonim ortaklıklar kavramının yanı sıra menkul kıymetlerin halka arzı açısından da değişik görüşler getirmiştir.
Öte yandan, Maliye Bakanlığı, yasama organında kadük hale gelen tasarıyı bazı yönlerden değiştirmiş ve yeni bir tasarının 1970 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisine şevkine yardımcı olmuştur. Ayrıca, Kasım Önadım ve arkadaşları 1967 tasarısını aynen benimse¬yerek Türkiye Büyük Millet Meclisi\′ne sunmuşlardır.
35 numaralı Geçici Komisyon, çalışmalarında Devlet Planlama Teşkilâtınca hazırlanan tasarıyı esas almış, fakat bu tasarıda önemli değişiklikler yapmıştır. Bu değişikliklerden sonra tasarı, 1972/1973 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi genel kuruluna sunulmuştur. Fakat yasama döneminin sona ermesi nedeniyle bu tasarı da kadük hale gelmiştir.
Görüldüğü üzere, sermaye piyasasının düzenlenmesine veya hal¬ka açık anonim ortaklıklara ilişkin çalışmalar uzunca bir süreden beri ve değişik yönlerde sürdürülmektedir. Bu çalışmalara hız ver¬mek ve tasarılara tekrar hayatiyet kazandırmak amacıyla bu semi¬neri düzenlemiş bulunuyoruz.
Halk sektörü kavramının konu olarak seçilmesi ise, bu kav¬ramın Cumhuriyet Halk Partisi - Millî Selâmet Partisi koalisyon hü¬kümetiyle aktüel bir hale gelmesi nedenine dayanmaktadır. Cumhu¬riyet Halk Partisinin öncülüğünü yaptığı bu kavram üzerinde de türlü seminer ve açık oturumlar yapılmış, makaleler yayınlanmış¬tır. Bu kavramın değişik açılardan değerlendirilmiş olduğunu görü¬yoruz. Halk sektörü kavramının üzerinde tam bir fikir birliğine va¬rıldığını söylemek güçtür. Bu açık oturumu düzenlediğimiz sıralar¬da Maliye Bakanlığında bir çalışma yapılarak, halk sektörü hazırlık¬larına kesin bir yön verilmeğe gayret edilmekteydi. Edindiğimiz bil¬gilere göre, örnek bir holding meydana getirilmektedir. Bu holdingin sermayesinin azamı % 50\′sine çeşitli iktisadî devlet teşekkülleri, di¬ğer % 50\′sine 440 sayılı Kanuna tabi olmayan kamu iktisadi teşeb¬büsleri ile Türkiye İş Bankası, ayrıca Türk-lş ve DİSK gibi işçi sendikaları konfederasyonları katılmaktadır. Bu örnek holding\′in
kuracağı anonim ortaklıklar sayesinde, sermaye birikimine ve pay senetlerinin geniş halk kitlelerinin eline geçmesine ve dolayısıyla mülkiyetin daha yaygın bir hale gelmesine yardımcı olunması dü¬şünülmektedir.
Halk sektörü kavramı üzerinde değişik görüşler ileri sürül¬müş olmakla beraber, bu görüşlerin bazı ortak yönleri de vardır. Bu ortak yönler şu şekilde belirtilebilir: Kamu sektörü ve özel sektör dışında, halk sektörü şeklinde adlandırılan başka bir sektör daha mevcuttur. Bu sektörde mülkiyet yaygın bir hale gelmiş, kamu mül¬kiyeti ve özel mülkiyet yanında halk toplulukları mülkiyeti doğmuş¬tur. Bu sektör kaynak ve istihdam yetersizliğine cevap vermekte, ser¬maye birikimini ve adil gelir dağılımını sağlamaktadır.
Halk sektörü hakkında değişik görüşlerin ileri sürülmesine ve ortak yönlerin belirmesine yardımcı olmak amacıyla bu açık oturu¬mu düzenlemiş bulunuyoruz. Özellikle sosyal güvenlik kuruluşların¬da biriken fonların yatırım ilkelerini modern eğilimlere uydurmak, işçi dövizlerinin en iyi biçimde değerlendirilmesine imkân vermek açısından bu sektörün önemi üzerinde durulmaktadır. Halk sektö¬rünün hukukî statüsü ve uygulanabilme imkânları da tartışma ko¬nusu yapılmıştır. Bu suretle halk sektörü kavramının geçerliliği ve ne biçimde uygulanabileceği konusunda türlü görüşler ortaya sürül¬mesine fırsat verilmiştir. Bilindiği üzere, Üçüncü Beş Yıllık Kalkın¬ma Planı\′nda «üçüncü sektör» den söz edilmektedir. Bu açık oturum dolayısıyla üçüncü sektör ve halk sektörü kavramlarının benzer ve ayrı yönlerine de değinilmiştir. Nihayet teşvik tedbirleri açısından halk sektörünün özelliği ve bu tedbirlerin uygulanmasında halk sek¬törü ile diğer sektörler arasında gerekli dengenin sağlanmasına iliş¬kin konular ele alınmıştır.
Halk sektörü kavramını değişik bir biçimde yorumlayanlar, ano¬nim ortaklık ve özellikle halka açık anonim ortaklığı tamamen red¬detmektedirler. Bu yorum taraftarları, halk sektörüne ağırlık ver¬mekte ve diğer sektörler aleyhine de olsa bu sektörün gelişmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını önermektedirler.
Buna karşılık halka açık anonim ortaklıkların, sermaye biriki¬minin sağlanması ve mülkiyetin yaygın hale gelmesi yönünden halk sektöründen ayrı düşünülemiyeceği görüşünü ileri sürenler de var¬dır. Halk sektörü ile halka açık anonim ortaklıklar arasında amaç
yönünden benzer ve ayrı noktaları ortaya koymak için bu iki mües¬seseyi birlikte tartışma konusu yaymış bulunuyoruz.
Bu amaçlarla düzenlemiş bulunduğumuz bu açık oturumlara katılan değerli meslekdaşlarıma ve seçkin davetlilere; gerek açık otu¬rumların düzenlenmesinde, gerek bu çalışmalarımızın yayın hayatı¬na intikal etmesinde yardımcı olan değerli meslekdaşım Dr. Hikmet Sami Türk\′e ve kitabın tashihlerinde yardımlarını esirgemeyen Sayın Çiğdem Boratav ve Sayın Bige Gürkan\′a Enstitümüz adına teşekkürlerimi sunmayı zevkli bir görev sayarım.
Prof. Dr. Ali BOZER
Enstitü Müdürü
İÇİNDE KİLER
ÖNSÖZ VII
Birinci Bölüm
HALKA AÇIK ANONİM ORTAKLIKLAR 1
Sunuş 3
Bildiriler 4
Sorular 48
Cevaplar 54
Sonuç 71
İkinci Bölüm
HALK SEKTÖRÜ 75
Sunuş 77
Bildiriler 80
Sorular 129
Cevaplar 142
KONUŞMACILAR VE TARTIŞMACILAR FÃHRİSTÃ 155