Haksız Rekabette Yazılı Basının Sorumluluğu - NİL MERVE ÇELİKBAŞ
Haksız Rekabette Yazılı Basının Sorumluluğu - NİL MERVE ÇELİKBAŞ
Nil Merve ÇELİKBAŞ - Vedat Kitapçılık
Sayfa Sayısı
:
199
Kitap Ölçüleri
:
16x23 cm
Basım Yılı
:
2013
ISBN NO
:
9786054446926
"İnsanoğlu, hep kendini geliştirerek diğer bireyleri geçmek arzusu içerisindedir ve bu amaçla emeğini ve sahip olduğu yeteneğini en üst seviyelerde kullanarak diğerleriyle hep bir yarış içerisinde olmuştur. İnsanoğlunun doğasında var olan rekabet, şüphesiz ki, ekonomik yaşamda da var olmuştur. Nitekim, serbest piyasa ve açık pazar ekonomisinin temelini ekonomik rekabet ilkesi oluşturur. Gerçekten, ekonomik yaşamın ve buna paralel olarak ülkelerin gelişimi için ekonomik rekabetin varlığı önemli bir unsurdur. Teşebbüs kabiliyetinin artması, fiyatların düşmesi, nitelik yüksekliğinin sağlanması ve bunun gibi hususlar rekabetin faydaları arasındadır.
Ancak, rekabetin belirli bir sınırdan sonra zararlı olduğu konusunda hiçbir şüphe yoktur. Diğer bireyleri geçme arzusunda olan kişi, bu amaçla her yola başvurarak diğerlerine zarar verebilir ve böylelikle içinde bulunduğu toplumun refah seviyesiyle oynayarak devletin ekonomik kalkınmasını sekteye uğratabilir. Şöyle ki, aynı tür malları üreten rakip şirketler, birbirlerinin ticari unvan ve markalarını taklit ederek, zamanla onları kötüleyerek, dürüstlük kurallarının aşılması suretiyle diğer şirketlere zarar verecek dav¬ranışlar içerisine girebilirler.
Bu olumsuz durumları önlemek, bir başka deyişle, ekonomik hayat içerisindeki birbirlerine rakip oyuncuların ilişkilerini etkileyen aldatıcı ve dürüstlük kuralına aykırı davranışları engelleyerek toplumda faydalı bir rekabet ortamı yaratmak amacıyla toplumsal gereksinime de paralel olarak haksız rekabet kavramı ve hukuku doğmuştur. Haksız rekabet hukuku, kişinin ticaret yapma ve rekabet etme hakkını, hukukun elverdiği sınırlar çerçevesinde kullanması esasına dayanmıştır. Buna göre, ekonomik rekabetin mevcut olduğu bir ortamda oluşabilen haksız rekabet, dürüstlük kurallarının aşılması suretiyle başkalarına zarar verecek surette yapılan rekabettir.
Haksız rekabet hükümlerinin ilk baştaki amacı rakip tacirlerin menfaat¬lerinin korunması olup, zamanla bu normatif anlayış, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlamasında yeterli gelmemiştir. Bu nedenle, haksız rekabet hukukunda bir değişikliğe gidilmiş ve haksız rekabet hükümleri ile birbirine rakip tacirler yanında tüm pazar katılımcılarının korunması ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Günümüzde mevcut İsviçre ve Alman haksız rekabet hukuku hükümleri bu modern ve işlevsel anlayış esas alınarak oluşturulmuştur.
Türk hukukunda haksız rekabet ile ilgili ilk düzenlemeler 29.06.1956 tarihinde kabul edilen 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nda belirlenmiştir. Bu Kanunun haksız rekabet ile ilgili hükümleri, İsviçre'den alınmış olan 818 sayılı Borçlar Kanununun 48. maddesi ile 1943 tarihli İsviçre "Haksız Rekabet Kanunu"ndan alınmıştır. 1943 tarihli Haksız Rekabet Kanunu'nun tasfiye satışları ve primli satışlar hariç olmak üzere ilgili hükümleri, 1957 yılından 1 Temmuz 2012 tarihine kadar Türk hukukunda uygulanmıştır.
Gelişen ve değişen ekonomik düzen nedeniyle zamanla burada yazı¬lı hususların "dürüst ve bozulmamış" rekabeti sağlamada ve korumada yetersiz kalması üzerine Türk haksız rekabet hukukunda, 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile bazı değişikliklere gidilmiştir. Yeni Türk Ticaret Kanunu'nda da yine İsviçre hukuku ve dolayısıyla 1986 tarihli ve 1988 tarihinde yürürlüğe giren İsviçre Haksız Rekabete Karşı Kanun dikkate alınmıştır. İsviçre'nin 1986 tarihli Kanunu'nun genel hükmü olan amaç ve ilkeyi belirleyen 1 ve 2. madde¬leri, Yeni Türk Ticaret Kanununun 54 ve 55 inci maddelerine doğrudan kaynaklık etmiştir. Bu nedenle çalışmamızda İsviçre haksız rekabet hukuku mevzuatı ve uygulamasına sıklıkla yer verilmiştir.
Yeni Kanun, haksız rekabet tanımını genişletmiş, hallerini arttırmış ve çalışmamızda ortaya konulacağı üzere Türk haksız rekabet hukukuna yeni bir sistem getirmiştir. Bu düzenlemelerden en önemlisi ise, haksız rekabetin artık sadece rakip teşebbüsler arasında bir hukuki koruma getirmemesidir. Böylelikle tüketicinin korunmasının haksız rekabet hukukunda özel bir konuma sahip olduğu açıkça vurgulanmıştır. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 56. maddesinde haksız rekabet kavramı kısaca "iktisadi rekabetin suiistimali" olarak tanımlanırken. Yeni Kanun ile birlikte haksız rekabet hükümlerinin amacı, "bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması" olmuştur. Bu ifadeden anlaşılacağı üzere, haksız rekabete ilişkin yasa] düzenlemelerin sadece rakip teşebbüsleri korumaya yönelik olduğu yönündeki normatif model bir yana bırakılmış ve işlevsel rekabet anlayışına paralel olarak, haksız rekabet hukukunun tüketici menfa¬atlerini de esas aldığı açıkça vurgulanmıştır. Böylelikle Yeni Kanunun rakip teşebbüsler kadar tüketiciler ve diğer pazar katılımcılarını da eşit derecede koruduğu anlaşılmaktadır.
Türk haksız rekabet hukukuna önemli değişiklikler getiren Yeni Türk Ticaret Kanunu, yukarıda belirtildiği üzere 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Ancak, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun yürürlüğü ve uygulama şekli ile ilgili 6103 sayılı Kanunun 2. maddesi gereği, 6102 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce meydana gelmiş olan olaylara ve hukuki fiillere 6762 sayılı Kanun uygulanacağından, önümüzdeki birkaç sene için de 6762 sayılı Kanun uygulama imkânı bulacaktır. Bu nedenle çalışmamızda 6102 sayılı Kanun ile 6762 sayılı Kanun birlikte irdelenmiştir.
Günümüzde haksız rekabet; yoğun bir şekilde basın, yayın, iletişim ve bilişim kuruluşları aracılığıyla işlenmektedir. Örneğin, ticari hayatın büyük oyuncuları; başta girecekleri ihaleler olmak üzere her türlü ticari işlerinde basını aracı olarak kullanarak rakiplerini gereksiz yere kötülemekte, gerçek dışı ve yanıltıcı bilgi vermekte, karışıklığa neden olmakta ve diğer her türlü haksız rekabet hali ile haksız rekabetin oluşmasına neden olmaktadırlar. Basın kuruluşlarının ve kısaca basının, haksız rekabet fiilini ya bizzat işlemelerinden ya da haksız rekabet fiilinin işlenmesinde bir çeşit aracılık etmelerinden dolayı sorumlulukları söz konusu olmaktadır. Nitekim, haksız rekabete neden olan basın, 6762 sayılı ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'na göre bu eylemlerinden ötürü sorumlu kılınmıştır.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 60. maddesinde basının sorumluluğu "basının mesuliyeti" başlığı altında yazılı iken, Yeni TTK md. 58'de aynı husus "Basın, yayın, iletişim ve bilişim kuruluşlarının sorumluluğu" şeklinde yazılarak sorumlu kuruluşlar arttırılmıştır. Görüldüğü üzere, eski Kanun bu hususta sadece "yazılı basını" sorumlu tutuyor iken, Yeni Türk Ticaret Kanunu, basının sorumluluğu yanında, yayın, iletişim ve bilişim kuruluşlarını, kısaca "medyayı" da haksız rekabete sebep olmalarından dolayı sorumlu kılmıştır. Bizim konumuz ise, yazılı basın ile sınırlandırılmış olduğundan çalışmamızda sadece yazılı basının sorumluluğu irdelenmiştir. Yazılı basın olarak ise, gazete, dergi ve bunların ekleri karşımıza çıkmak¬tadır. Çalışmamızda "yazılı basın" terimi yerine, kısaca "basın" terimine yer verilecektir. Bir başka deyişle, çalışmamızda geçen "basın" teriminden, "yazılı basın" anlaşılmalıdır.
Basın; haksız rekabete neden olan gerçek veya gerçeğe yakın ve güncel olmayan, kamuyu ilgilendirmeyen ve kamu yararının bulunmadığı haberlere, başyazılara, köşe yazılarına, karikatürlere, fotoğraflara ve reklamlara yer verebilmektedir. Bunun yanında, basında yayımlanan ilanlar da çoğu zaman haksız rekabete neden olabilmektedir. Özetleyecek olursak, uygulamayı da dikkate alarak basın aracılığıyla haksız rekabet; haberler, başyazılar, köşe yazıları, karikatürler, fotoğraflar, reklamlar ve ilanlar ile gerçekleşmektedir.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanununda, yukarıda belirtildiği üzere sadece basın esas alınmış ve basın aracılığıyla haksız rekabet nedeniyle ilan veren ile basında yayımlanan yazının sahibinin doğrudan sorumlulukları öngörülmüştür. Bu açıdan Yeni Kanun'da esasında herhangi bir değişiklik mevcut değildir. Ancak, 6762 sayılı Kanunda yazılı olan bazı hallerde bu kişilerin sorumluluğuna gidilmeden yazı işleri müdürü ve bir ilandan dolayı haksız rekabet hali mevcut ise, İlan servisi şefinin sorumluluğu söz konusu olabilmektedir. Bu kişilerin gösterilmediği hallerde İse, matbaacının sorumluluğu söz konusu olmaktadır. Ancak, her halde bu kişilerin bir kusurunun mevcut olması durumunda bu sorumluluk sıralamasına bakılmaksızın haksız reka¬bet ile ilgili davalar açılabilmektedir. Yeni Kanunda ise, aynen 6762 sayılı Kanunda olduğu gibi bazı hallerde ilan veren ile basında yayımlanan yazının sahibi dışındaki kişiler sorumlu kılınmıştır; ancak. Yeni Kanun'da sorumlu kişiler açısından bazı yenilikler mevcuttur. Buna göre, Yeni Kanunda yazılı olan bazı hallerde söz konusu olan bu kişilere gidilmeden basın kuruluşun¬da bulunan yazı işleri müdürü, genel yayın yönetmeni ve ilan servisi şefi; bunlar gösterilemiyorsa, işletme veya kuruluş sahibinin de sorumluluğu doğabilmektedir.
Bunun yanında dürüst ve bozulmamış rekabet düzenini etkilemek suretiyle gazete ve dergilere başvurmaksızın basın tarafından haksız rekabet fiilinin doğrudan işlendiği basın kuruluşlarının sorumluluklarını doğuran haller de çalışmamızda irdelenmiştir.
Sonuç olarak, yukarıda belirtildiği üzere tüketicilerin, rakip teşebbüslerin ve diğer pazar katılımcılarının korumasının açıkça yeni haksız rekabet hukuku düzenlemelerinin amaçlarından bîri olarak ortaya konulması, şüphesiz ki, basının doğrudan haksız rekabet fiilini işlediği hallerde açılacak dava¬lar kadar haksız rekabetin en yoğun bir şekilde görüldüğü basın aracılığıyla haksız rekabet hallerinde açılacak davaların sayılarını da etkileyecektir. Her ne kadar 6762 sayılı TTK md. 60'da basının sorumluluğu düzenlenmiş olsa da, yeni düzenlemeler ile birlikte haksız rekabetten dolayı basma karşı açılacak davaların sayısında haklı bir artış yaşanacağı kanaatimizce öngörülmektedir. Bu durum ise, çalışmamızın uygulamada önemini açıkça ortaya koymaktadır. Eserin konusunun, haksız rekabette basının sorumluluğu olarak seçilmesinin altında yatan sebepler de yazılı basın aracılığıyla haksız rekabetin yoğun bir şekilde görülmesi, basının doğrudan haksız rekabet fiilinin faili olması ve Yeni Kanunda artık rakip teşebbüsler kadar diğer pazar katıl imci lanmn korunması yoluyla uygulamada bu davaların artacağı öngörüsüdür.
Çalışmamızda karşılaştırmalı hukuktan yararlanmak amacıyla, 6762 ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'ndakİ hükümlerin menşei olan İsviçre hukukuna başvurulmuştur. Bunun yanında, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üyelik yolunda olması nedeniyle, Avrupa Hukukuna ve dolayısıyla Avrupa Topluluğu Adalet Divanı kararlarına da konumuz ile yakın İlgisi olması nedeniyle değinilmiştir. İngiliz-Amerikan hukukunda ("Common Law") haksız rekabet hukuku ile ilgili sistemin Kıta Avrupası sisteminden çok farklı olması ve bu nedenle Türk haksız rekabet hukuku sistemi için faydalı bir karşılaştırma olanağı vermeyeceği düşüncesinden hareketle İngiliz-Amerikan hukuku, eserin kapsamı dışında bırakılmıştır. Fransız hukukuna ise, sadece haksız rekabet kavramının ilk ortaya çıktığı yer olması nispetinde değinilmiştir. Alman hukukuna ise, konumuzla yakın ilgisi olması nedeniyle Özellikle haksız rekabet hukukunun amacı ve kapsamı ile müşterilerin haksız rekabet davasını açmaları nispetinde değinilmiştir.
Bunun yanında, basın aracılığıyla haksız rekabete neden olan basında yayımlanan yazılar, fotoğraflar ve ilanlar; haksız rekabet hükümleri yanın¬da kişilik hakkına saldırı örneğinde olduğu gibi başka hukuk kaidelerini de çiğnemektedir. Basında yayımlanan yazılar, fotoğraflar ve ilanların haksız rekabet dışındaki hukuk kaidelerini de etkilemesi bizim çalışma konumuzun kapsamı dışında tutulmuş olup, çalışmamızda sadece haksız rekabet hukuku İle İlgili düzenlemeler ele alınmıştır.
Ayrıca, haksız rekabet nedeniyle hukuki ve cezai sorumluluk doğmakta ve buna bağlı olarak hukuk ve ceza davaları açılabilmektedir. Bizim çalış¬mamızda sadece haksız rekabet nedeniyle basının hukuki sorumluluğu esas alınmıştır.
Üç bölümden oluşan çalışmamızın ilk bölümünde, haksız rekabet kavramına, haksız rekabetin Türk sistemindeki yerine, Türk hukukunda rekabetin korunmasına dair diğer kurallara. Ticaret Kanunu'na göre haksız rekabetin genel ilkelerine, haksız rekabetin benzer kurum ve kavramlardan ayırt edilmesine ve haksız rekabetin yazılı basın aracılığıyla işlenmesine yer verilmiştir. İkinci bölümde, basının sorumluluğuna neden olan haksız rekabet halleri ve haksız rekabet nedeniyle basının hukuki sorumluluğu incelenmiştir. Son bölümde ise, haksız rekabette basma karşı açılabilecek hukuk davaları ve tarafları açıklanmış ve çalışmamız böylelikle sonuçlandırılmıştır." (Girişten)
İÇİNDEKİLER
SUNUŞ V
ÖNSÖZ VIII
İÇİNDEKİLER IX
KISALTMALAR XV
GİRİŞ 1
BİRİNCİ BÖLÜM
HAKSIZ REKABET KAVRAMI VE BASIN İLE İLİŞKİSİ
I. Haksız Rekabet Kavramı 7
A. Genel Olarak 7
1. Rekabet ve Haksız Rekabet Kavramları 8
2. Haksız Rekabetin Türk Sistemindeki Yeri 16
3. Türk Hukukunda Rekabetin Korunmasına Dair Diğer Kurallar 21
B. Haksız Rekabetin Amacı ve Kapsamı 23
1. Amaç: Dürüst ve Bozulmamış Rekabetin Sağlanması 23
2. Kapsam: Rekabetçi Düzeni Etkileyen Davranışlar
ve Ticari Uygulamalar 33
C. Ticaret Kanunu'na Göre Haksız Rekabetin Genel İlkeleri 37
1. Tarafların Birbirlerine Rakip Olmalarının Zorunlu Bulunmaması 38
2. Fiili İşleyen Kimsenin Kendine Bir Yarar Sağlamasının Zorunlu Olmaması 39
3. Fiili İşleyen Kimsenin Kusurlu Olmasının Gerekmemesi 40
4. Mağdurun Zarar Görmüş Olmasının Gerekmemesi 41
D. Haksız Rekabetin Benzer Hukuk Dallarından Ayırt
Edilmesi ve Onlarla Olan İlişkisi 42
1. Rekabet Hukuku 42
2. Fikri Mülkiyet Hukuku 44
3. Tüketici Hukuku 49
II. Haksız Rekabetin Basın Aracılığıyla İşlenmesi 52
A. Basın Kavramı 52
B. Basın Aracılığıyla Haksız Rekabetin Görülme Biçimleri 57
1. Haber 58
2. Başyazı 58
3. Köşe Yazısı 59
4. Fotoğraf 59
5. Karikatür 60
6. Reklam 60
7. İlan 65
İKİNCİ BÖLÜM
BASININ SORUMLULUĞUNA NEDEN OLAN HAKSIZ REKABET HALLERİ VE BASININ HUKUKİ SORUMLULUĞU
I. Basının Sorumluluğuna Neden Olan Haksız Rekabet Halleri 69
A. Türk Ticaret Kanununda Düzenlenen Haller 72
1. Dürüstlük Kuralına Aykırı Reklam ve Satış Yöntemleri
ile Diğer Hukuka Aykırı Davranışlar 72
a. Kötüleme 72
b. Gerçek Dışı ve Yanıltıcı Bilgi Verme veya Bu Yolla
Üçüncü Kişiyi Rekabette Öne Geçirme 81
c. Kendini Üstün Yetenekli Gösterme 85
d. Karışıklığa Neden Olma (İltibas) 86
e. Kendi Malları, îş Ürünleri ile Başkasının Mallarını
Karşılaştırma veya Bu Yolla Üçüncü Kişileri
Rekabette Öne Geçirme 89
f. Seçilmiş Bazı Malları, iş Ürünlerini Birden Çok KereTedarik Fiyatının Altında Satışa Sunmak
g. Müşteriyi Yanıltmaya Yönelik Diğer Haksız Rekabet
Halleri 97
2. Sözleşmeyi İhlale veya Sona Erdirmeye Yöneltme 103
3. Başkalarının İş Ürünlerinden Yetkisiz Yararlanma 106
4. Üretim ve İş Sırlarının İfşası 108
5. Üçüncü Kişileri Kandırmaya Elverişli Belgeler Düzenleme ...108
6. İş Şartlarına Uymama 109
7. Dürüstlük Kuralına Aykırı İşlem Şartları Kullanma 109
B. Türk Ticaret Kanunu Dışında Düzenlenen Haksız
Rekabet Halleri 111
1. Bir Eserin Ad ve Alametleri ile Çoğaltılmış Nüshalarının
Şekilleri ile İltibas veya İşaret, Resim veya Sesin
Çoğaltılması (5846 sayılı Fikir Sanat Eserleri Kanun
md. 83 ve 84) 112
2. İthalatta Damping veya Sübvansiyon Yoluyla Haksız
Rekabette Bulunma (3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin
Önlenmesi Hakkında Kanun) 113
II. Haksız Rekabet Halinde Basının Hukuki Sorumluluğu 114
A. Sorumluluğun Hukuki Niteliği ve Kapsamı 114
B. Sorumlular ve Sorumluluğun Şartları 120
1. Kural: Birinci Kademe Sorumlular 122
a. Haberi Yazanın Sorumlu Olması 122
b. Yazıyı Yazanın Sorumlu Olması 123
c. Fotoğrafı Çekenin Sorumlu Olması 123
d. Karikatürü Yapanın Sorumlu Olması 124
e. Reklam Verenin Sorumlu Olması 124
f. İlan Verenin Sorumlu Olması 124
2. İkinci Kademe Sorumlular 12.'
a. Yazı İşleri Müdürleri 12f
b. Genel Yayın Yönetmenleri 12'
c. İlan Servisi Şefleri 128
3. Üçüncü Kademe Sorumlular: Basın Kuruluşu Sahipleri 129
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
HAKSIZ REKABETTE BASINA KARŞI AÇILABİLECEK
HUKUK DAVALARI VE TARAFLARI
I. Genel Olarak 131
II. Haksız Rekabet Dolayısıyla Açılabilecek Hukuk Davalan 133
A. Haksız Rekabetin Tespiti Davası 133
B. Haksız Rekabetin Men'i Davası 136
C. Haksız Rekabetin Ref'i Davası 138
D. Maddi Tazminat Davası 140
E. Manevi Tazminat Davası 147
R İhtiyati Tedbirler 151
III. Davacı ve Davalı Olma Ehliyeti 155
A. Davacılar 156
1. Zarar Görenler veya Zarar Görme Tehlikesine Maruz Kalanlar 156
2. Müşteriler 158
3. Mesleki ve İktisadi Birlikler 161
B. Davalılar 163
1. Haberi Yazanlar 165
2. Yazıyı Yazanlar 165
3. Fotoğrafı Çekenler 166
4. Karikatürü Yapanlar 166
5. Reklam Verenler 166
6. İlan Verenler 167
7. Yazı İşleri Müdürleri 167
8. Genel Yayın Yönetmenleri 167
9. İlan Servisi Şefleri 168
10. Basın Kuruluşu Sahipleri 169
IV Görevli ve Yetkili Mahkeme 170
A. Görevli Mahkeme 170
B. Yetkili Mahkeme 172
V. Zamanaşımı 174
A. Bir Yıllık Zamanaşımı 175
B. Üç Yıllık Zamanaşımı 176
C. Ceza Zamanaşımı 178
VI. Hükmün İlanı 179
SONUÇ 183
KAYNAKLAR 189
ÖZGEÇMİŞ 199
Ancak, rekabetin belirli bir sınırdan sonra zararlı olduğu konusunda hiçbir şüphe yoktur. Diğer bireyleri geçme arzusunda olan kişi, bu amaçla her yola başvurarak diğerlerine zarar verebilir ve böylelikle içinde bulunduğu toplumun refah seviyesiyle oynayarak devletin ekonomik kalkınmasını sekteye uğratabilir. Şöyle ki, aynı tür malları üreten rakip şirketler, birbirlerinin ticari unvan ve markalarını taklit ederek, zamanla onları kötüleyerek, dürüstlük kurallarının aşılması suretiyle diğer şirketlere zarar verecek dav¬ranışlar içerisine girebilirler.
Bu olumsuz durumları önlemek, bir başka deyişle, ekonomik hayat içerisindeki birbirlerine rakip oyuncuların ilişkilerini etkileyen aldatıcı ve dürüstlük kuralına aykırı davranışları engelleyerek toplumda faydalı bir rekabet ortamı yaratmak amacıyla toplumsal gereksinime de paralel olarak haksız rekabet kavramı ve hukuku doğmuştur. Haksız rekabet hukuku, kişinin ticaret yapma ve rekabet etme hakkını, hukukun elverdiği sınırlar çerçevesinde kullanması esasına dayanmıştır. Buna göre, ekonomik rekabetin mevcut olduğu bir ortamda oluşabilen haksız rekabet, dürüstlük kurallarının aşılması suretiyle başkalarına zarar verecek surette yapılan rekabettir.
Haksız rekabet hükümlerinin ilk baştaki amacı rakip tacirlerin menfaat¬lerinin korunması olup, zamanla bu normatif anlayış, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlamasında yeterli gelmemiştir. Bu nedenle, haksız rekabet hukukunda bir değişikliğe gidilmiş ve haksız rekabet hükümleri ile birbirine rakip tacirler yanında tüm pazar katılımcılarının korunması ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Günümüzde mevcut İsviçre ve Alman haksız rekabet hukuku hükümleri bu modern ve işlevsel anlayış esas alınarak oluşturulmuştur.
Türk hukukunda haksız rekabet ile ilgili ilk düzenlemeler 29.06.1956 tarihinde kabul edilen 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nda belirlenmiştir. Bu Kanunun haksız rekabet ile ilgili hükümleri, İsviçre'den alınmış olan 818 sayılı Borçlar Kanununun 48. maddesi ile 1943 tarihli İsviçre "Haksız Rekabet Kanunu"ndan alınmıştır. 1943 tarihli Haksız Rekabet Kanunu'nun tasfiye satışları ve primli satışlar hariç olmak üzere ilgili hükümleri, 1957 yılından 1 Temmuz 2012 tarihine kadar Türk hukukunda uygulanmıştır.
Gelişen ve değişen ekonomik düzen nedeniyle zamanla burada yazı¬lı hususların "dürüst ve bozulmamış" rekabeti sağlamada ve korumada yetersiz kalması üzerine Türk haksız rekabet hukukunda, 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile bazı değişikliklere gidilmiştir. Yeni Türk Ticaret Kanunu'nda da yine İsviçre hukuku ve dolayısıyla 1986 tarihli ve 1988 tarihinde yürürlüğe giren İsviçre Haksız Rekabete Karşı Kanun dikkate alınmıştır. İsviçre'nin 1986 tarihli Kanunu'nun genel hükmü olan amaç ve ilkeyi belirleyen 1 ve 2. madde¬leri, Yeni Türk Ticaret Kanununun 54 ve 55 inci maddelerine doğrudan kaynaklık etmiştir. Bu nedenle çalışmamızda İsviçre haksız rekabet hukuku mevzuatı ve uygulamasına sıklıkla yer verilmiştir.
Yeni Kanun, haksız rekabet tanımını genişletmiş, hallerini arttırmış ve çalışmamızda ortaya konulacağı üzere Türk haksız rekabet hukukuna yeni bir sistem getirmiştir. Bu düzenlemelerden en önemlisi ise, haksız rekabetin artık sadece rakip teşebbüsler arasında bir hukuki koruma getirmemesidir. Böylelikle tüketicinin korunmasının haksız rekabet hukukunda özel bir konuma sahip olduğu açıkça vurgulanmıştır. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 56. maddesinde haksız rekabet kavramı kısaca "iktisadi rekabetin suiistimali" olarak tanımlanırken. Yeni Kanun ile birlikte haksız rekabet hükümlerinin amacı, "bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması" olmuştur. Bu ifadeden anlaşılacağı üzere, haksız rekabete ilişkin yasa] düzenlemelerin sadece rakip teşebbüsleri korumaya yönelik olduğu yönündeki normatif model bir yana bırakılmış ve işlevsel rekabet anlayışına paralel olarak, haksız rekabet hukukunun tüketici menfa¬atlerini de esas aldığı açıkça vurgulanmıştır. Böylelikle Yeni Kanunun rakip teşebbüsler kadar tüketiciler ve diğer pazar katılımcılarını da eşit derecede koruduğu anlaşılmaktadır.
Türk haksız rekabet hukukuna önemli değişiklikler getiren Yeni Türk Ticaret Kanunu, yukarıda belirtildiği üzere 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Ancak, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun yürürlüğü ve uygulama şekli ile ilgili 6103 sayılı Kanunun 2. maddesi gereği, 6102 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce meydana gelmiş olan olaylara ve hukuki fiillere 6762 sayılı Kanun uygulanacağından, önümüzdeki birkaç sene için de 6762 sayılı Kanun uygulama imkânı bulacaktır. Bu nedenle çalışmamızda 6102 sayılı Kanun ile 6762 sayılı Kanun birlikte irdelenmiştir.
Günümüzde haksız rekabet; yoğun bir şekilde basın, yayın, iletişim ve bilişim kuruluşları aracılığıyla işlenmektedir. Örneğin, ticari hayatın büyük oyuncuları; başta girecekleri ihaleler olmak üzere her türlü ticari işlerinde basını aracı olarak kullanarak rakiplerini gereksiz yere kötülemekte, gerçek dışı ve yanıltıcı bilgi vermekte, karışıklığa neden olmakta ve diğer her türlü haksız rekabet hali ile haksız rekabetin oluşmasına neden olmaktadırlar. Basın kuruluşlarının ve kısaca basının, haksız rekabet fiilini ya bizzat işlemelerinden ya da haksız rekabet fiilinin işlenmesinde bir çeşit aracılık etmelerinden dolayı sorumlulukları söz konusu olmaktadır. Nitekim, haksız rekabete neden olan basın, 6762 sayılı ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'na göre bu eylemlerinden ötürü sorumlu kılınmıştır.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 60. maddesinde basının sorumluluğu "basının mesuliyeti" başlığı altında yazılı iken, Yeni TTK md. 58'de aynı husus "Basın, yayın, iletişim ve bilişim kuruluşlarının sorumluluğu" şeklinde yazılarak sorumlu kuruluşlar arttırılmıştır. Görüldüğü üzere, eski Kanun bu hususta sadece "yazılı basını" sorumlu tutuyor iken, Yeni Türk Ticaret Kanunu, basının sorumluluğu yanında, yayın, iletişim ve bilişim kuruluşlarını, kısaca "medyayı" da haksız rekabete sebep olmalarından dolayı sorumlu kılmıştır. Bizim konumuz ise, yazılı basın ile sınırlandırılmış olduğundan çalışmamızda sadece yazılı basının sorumluluğu irdelenmiştir. Yazılı basın olarak ise, gazete, dergi ve bunların ekleri karşımıza çıkmak¬tadır. Çalışmamızda "yazılı basın" terimi yerine, kısaca "basın" terimine yer verilecektir. Bir başka deyişle, çalışmamızda geçen "basın" teriminden, "yazılı basın" anlaşılmalıdır.
Basın; haksız rekabete neden olan gerçek veya gerçeğe yakın ve güncel olmayan, kamuyu ilgilendirmeyen ve kamu yararının bulunmadığı haberlere, başyazılara, köşe yazılarına, karikatürlere, fotoğraflara ve reklamlara yer verebilmektedir. Bunun yanında, basında yayımlanan ilanlar da çoğu zaman haksız rekabete neden olabilmektedir. Özetleyecek olursak, uygulamayı da dikkate alarak basın aracılığıyla haksız rekabet; haberler, başyazılar, köşe yazıları, karikatürler, fotoğraflar, reklamlar ve ilanlar ile gerçekleşmektedir.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanununda, yukarıda belirtildiği üzere sadece basın esas alınmış ve basın aracılığıyla haksız rekabet nedeniyle ilan veren ile basında yayımlanan yazının sahibinin doğrudan sorumlulukları öngörülmüştür. Bu açıdan Yeni Kanun'da esasında herhangi bir değişiklik mevcut değildir. Ancak, 6762 sayılı Kanunda yazılı olan bazı hallerde bu kişilerin sorumluluğuna gidilmeden yazı işleri müdürü ve bir ilandan dolayı haksız rekabet hali mevcut ise, İlan servisi şefinin sorumluluğu söz konusu olabilmektedir. Bu kişilerin gösterilmediği hallerde İse, matbaacının sorumluluğu söz konusu olmaktadır. Ancak, her halde bu kişilerin bir kusurunun mevcut olması durumunda bu sorumluluk sıralamasına bakılmaksızın haksız reka¬bet ile ilgili davalar açılabilmektedir. Yeni Kanunda ise, aynen 6762 sayılı Kanunda olduğu gibi bazı hallerde ilan veren ile basında yayımlanan yazının sahibi dışındaki kişiler sorumlu kılınmıştır; ancak. Yeni Kanun'da sorumlu kişiler açısından bazı yenilikler mevcuttur. Buna göre, Yeni Kanunda yazılı olan bazı hallerde söz konusu olan bu kişilere gidilmeden basın kuruluşun¬da bulunan yazı işleri müdürü, genel yayın yönetmeni ve ilan servisi şefi; bunlar gösterilemiyorsa, işletme veya kuruluş sahibinin de sorumluluğu doğabilmektedir.
Bunun yanında dürüst ve bozulmamış rekabet düzenini etkilemek suretiyle gazete ve dergilere başvurmaksızın basın tarafından haksız rekabet fiilinin doğrudan işlendiği basın kuruluşlarının sorumluluklarını doğuran haller de çalışmamızda irdelenmiştir.
Sonuç olarak, yukarıda belirtildiği üzere tüketicilerin, rakip teşebbüslerin ve diğer pazar katılımcılarının korumasının açıkça yeni haksız rekabet hukuku düzenlemelerinin amaçlarından bîri olarak ortaya konulması, şüphesiz ki, basının doğrudan haksız rekabet fiilini işlediği hallerde açılacak dava¬lar kadar haksız rekabetin en yoğun bir şekilde görüldüğü basın aracılığıyla haksız rekabet hallerinde açılacak davaların sayılarını da etkileyecektir. Her ne kadar 6762 sayılı TTK md. 60'da basının sorumluluğu düzenlenmiş olsa da, yeni düzenlemeler ile birlikte haksız rekabetten dolayı basma karşı açılacak davaların sayısında haklı bir artış yaşanacağı kanaatimizce öngörülmektedir. Bu durum ise, çalışmamızın uygulamada önemini açıkça ortaya koymaktadır. Eserin konusunun, haksız rekabette basının sorumluluğu olarak seçilmesinin altında yatan sebepler de yazılı basın aracılığıyla haksız rekabetin yoğun bir şekilde görülmesi, basının doğrudan haksız rekabet fiilinin faili olması ve Yeni Kanunda artık rakip teşebbüsler kadar diğer pazar katıl imci lanmn korunması yoluyla uygulamada bu davaların artacağı öngörüsüdür.
Çalışmamızda karşılaştırmalı hukuktan yararlanmak amacıyla, 6762 ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'ndakİ hükümlerin menşei olan İsviçre hukukuna başvurulmuştur. Bunun yanında, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üyelik yolunda olması nedeniyle, Avrupa Hukukuna ve dolayısıyla Avrupa Topluluğu Adalet Divanı kararlarına da konumuz ile yakın İlgisi olması nedeniyle değinilmiştir. İngiliz-Amerikan hukukunda ("Common Law") haksız rekabet hukuku ile ilgili sistemin Kıta Avrupası sisteminden çok farklı olması ve bu nedenle Türk haksız rekabet hukuku sistemi için faydalı bir karşılaştırma olanağı vermeyeceği düşüncesinden hareketle İngiliz-Amerikan hukuku, eserin kapsamı dışında bırakılmıştır. Fransız hukukuna ise, sadece haksız rekabet kavramının ilk ortaya çıktığı yer olması nispetinde değinilmiştir. Alman hukukuna ise, konumuzla yakın ilgisi olması nedeniyle Özellikle haksız rekabet hukukunun amacı ve kapsamı ile müşterilerin haksız rekabet davasını açmaları nispetinde değinilmiştir.
Bunun yanında, basın aracılığıyla haksız rekabete neden olan basında yayımlanan yazılar, fotoğraflar ve ilanlar; haksız rekabet hükümleri yanın¬da kişilik hakkına saldırı örneğinde olduğu gibi başka hukuk kaidelerini de çiğnemektedir. Basında yayımlanan yazılar, fotoğraflar ve ilanların haksız rekabet dışındaki hukuk kaidelerini de etkilemesi bizim çalışma konumuzun kapsamı dışında tutulmuş olup, çalışmamızda sadece haksız rekabet hukuku İle İlgili düzenlemeler ele alınmıştır.
Ayrıca, haksız rekabet nedeniyle hukuki ve cezai sorumluluk doğmakta ve buna bağlı olarak hukuk ve ceza davaları açılabilmektedir. Bizim çalış¬mamızda sadece haksız rekabet nedeniyle basının hukuki sorumluluğu esas alınmıştır.
Üç bölümden oluşan çalışmamızın ilk bölümünde, haksız rekabet kavramına, haksız rekabetin Türk sistemindeki yerine, Türk hukukunda rekabetin korunmasına dair diğer kurallara. Ticaret Kanunu'na göre haksız rekabetin genel ilkelerine, haksız rekabetin benzer kurum ve kavramlardan ayırt edilmesine ve haksız rekabetin yazılı basın aracılığıyla işlenmesine yer verilmiştir. İkinci bölümde, basının sorumluluğuna neden olan haksız rekabet halleri ve haksız rekabet nedeniyle basının hukuki sorumluluğu incelenmiştir. Son bölümde ise, haksız rekabette basma karşı açılabilecek hukuk davaları ve tarafları açıklanmış ve çalışmamız böylelikle sonuçlandırılmıştır." (Girişten)
İÇİNDEKİLER
SUNUŞ V
ÖNSÖZ VIII
İÇİNDEKİLER IX
KISALTMALAR XV
GİRİŞ 1
BİRİNCİ BÖLÜM
HAKSIZ REKABET KAVRAMI VE BASIN İLE İLİŞKİSİ
I. Haksız Rekabet Kavramı 7
A. Genel Olarak 7
1. Rekabet ve Haksız Rekabet Kavramları 8
2. Haksız Rekabetin Türk Sistemindeki Yeri 16
3. Türk Hukukunda Rekabetin Korunmasına Dair Diğer Kurallar 21
B. Haksız Rekabetin Amacı ve Kapsamı 23
1. Amaç: Dürüst ve Bozulmamış Rekabetin Sağlanması 23
2. Kapsam: Rekabetçi Düzeni Etkileyen Davranışlar
ve Ticari Uygulamalar 33
C. Ticaret Kanunu'na Göre Haksız Rekabetin Genel İlkeleri 37
1. Tarafların Birbirlerine Rakip Olmalarının Zorunlu Bulunmaması 38
2. Fiili İşleyen Kimsenin Kendine Bir Yarar Sağlamasının Zorunlu Olmaması 39
3. Fiili İşleyen Kimsenin Kusurlu Olmasının Gerekmemesi 40
4. Mağdurun Zarar Görmüş Olmasının Gerekmemesi 41
D. Haksız Rekabetin Benzer Hukuk Dallarından Ayırt
Edilmesi ve Onlarla Olan İlişkisi 42
1. Rekabet Hukuku 42
2. Fikri Mülkiyet Hukuku 44
3. Tüketici Hukuku 49
II. Haksız Rekabetin Basın Aracılığıyla İşlenmesi 52
A. Basın Kavramı 52
B. Basın Aracılığıyla Haksız Rekabetin Görülme Biçimleri 57
1. Haber 58
2. Başyazı 58
3. Köşe Yazısı 59
4. Fotoğraf 59
5. Karikatür 60
6. Reklam 60
7. İlan 65
İKİNCİ BÖLÜM
BASININ SORUMLULUĞUNA NEDEN OLAN HAKSIZ REKABET HALLERİ VE BASININ HUKUKİ SORUMLULUĞU
I. Basının Sorumluluğuna Neden Olan Haksız Rekabet Halleri 69
A. Türk Ticaret Kanununda Düzenlenen Haller 72
1. Dürüstlük Kuralına Aykırı Reklam ve Satış Yöntemleri
ile Diğer Hukuka Aykırı Davranışlar 72
a. Kötüleme 72
b. Gerçek Dışı ve Yanıltıcı Bilgi Verme veya Bu Yolla
Üçüncü Kişiyi Rekabette Öne Geçirme 81
c. Kendini Üstün Yetenekli Gösterme 85
d. Karışıklığa Neden Olma (İltibas) 86
e. Kendi Malları, îş Ürünleri ile Başkasının Mallarını
Karşılaştırma veya Bu Yolla Üçüncü Kişileri
Rekabette Öne Geçirme 89
f. Seçilmiş Bazı Malları, iş Ürünlerini Birden Çok KereTedarik Fiyatının Altında Satışa Sunmak
g. Müşteriyi Yanıltmaya Yönelik Diğer Haksız Rekabet
Halleri 97
2. Sözleşmeyi İhlale veya Sona Erdirmeye Yöneltme 103
3. Başkalarının İş Ürünlerinden Yetkisiz Yararlanma 106
4. Üretim ve İş Sırlarının İfşası 108
5. Üçüncü Kişileri Kandırmaya Elverişli Belgeler Düzenleme ...108
6. İş Şartlarına Uymama 109
7. Dürüstlük Kuralına Aykırı İşlem Şartları Kullanma 109
B. Türk Ticaret Kanunu Dışında Düzenlenen Haksız
Rekabet Halleri 111
1. Bir Eserin Ad ve Alametleri ile Çoğaltılmış Nüshalarının
Şekilleri ile İltibas veya İşaret, Resim veya Sesin
Çoğaltılması (5846 sayılı Fikir Sanat Eserleri Kanun
md. 83 ve 84) 112
2. İthalatta Damping veya Sübvansiyon Yoluyla Haksız
Rekabette Bulunma (3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin
Önlenmesi Hakkında Kanun) 113
II. Haksız Rekabet Halinde Basının Hukuki Sorumluluğu 114
A. Sorumluluğun Hukuki Niteliği ve Kapsamı 114
B. Sorumlular ve Sorumluluğun Şartları 120
1. Kural: Birinci Kademe Sorumlular 122
a. Haberi Yazanın Sorumlu Olması 122
b. Yazıyı Yazanın Sorumlu Olması 123
c. Fotoğrafı Çekenin Sorumlu Olması 123
d. Karikatürü Yapanın Sorumlu Olması 124
e. Reklam Verenin Sorumlu Olması 124
f. İlan Verenin Sorumlu Olması 124
2. İkinci Kademe Sorumlular 12.'
a. Yazı İşleri Müdürleri 12f
b. Genel Yayın Yönetmenleri 12'
c. İlan Servisi Şefleri 128
3. Üçüncü Kademe Sorumlular: Basın Kuruluşu Sahipleri 129
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
HAKSIZ REKABETTE BASINA KARŞI AÇILABİLECEK
HUKUK DAVALARI VE TARAFLARI
I. Genel Olarak 131
II. Haksız Rekabet Dolayısıyla Açılabilecek Hukuk Davalan 133
A. Haksız Rekabetin Tespiti Davası 133
B. Haksız Rekabetin Men'i Davası 136
C. Haksız Rekabetin Ref'i Davası 138
D. Maddi Tazminat Davası 140
E. Manevi Tazminat Davası 147
R İhtiyati Tedbirler 151
III. Davacı ve Davalı Olma Ehliyeti 155
A. Davacılar 156
1. Zarar Görenler veya Zarar Görme Tehlikesine Maruz Kalanlar 156
2. Müşteriler 158
3. Mesleki ve İktisadi Birlikler 161
B. Davalılar 163
1. Haberi Yazanlar 165
2. Yazıyı Yazanlar 165
3. Fotoğrafı Çekenler 166
4. Karikatürü Yapanlar 166
5. Reklam Verenler 166
6. İlan Verenler 167
7. Yazı İşleri Müdürleri 167
8. Genel Yayın Yönetmenleri 167
9. İlan Servisi Şefleri 168
10. Basın Kuruluşu Sahipleri 169
IV Görevli ve Yetkili Mahkeme 170
A. Görevli Mahkeme 170
B. Yetkili Mahkeme 172
V. Zamanaşımı 174
A. Bir Yıllık Zamanaşımı 175
B. Üç Yıllık Zamanaşımı 176
C. Ceza Zamanaşımı 178
VI. Hükmün İlanı 179
SONUÇ 183
KAYNAKLAR 189
ÖZGEÇMİŞ 199