Vedat Kitapçılık
Kargo Gönderim Saatleri;
Hafta İçi Saat 16:00 'ya kadar
Cumartesi Saat 11:00 'e kadar
Kartlarına Taksit
Seçeneklerimiz Vardır!
Banka Hesap Bilgilerimiz
Destek
HATTI
0212
240 12 54
240 12 58
Favori
Listenizde
Ürün Yok!
Sepetinizde
Ürün Yok!
Yeni Çıkan Yayınlar:      Nisan (73)      Mart (140)      Şubat (116)      Ocak (138)

Haksız Rekabet Hukukunun Amacı ve Koruduğu Menfaatler

Haksız Rekabet Hukukunun Amacı ve Koruduğu Menfaatler



Sayfa Sayısı
:  
162
Kitap Ölçüleri
:  
16x23 cm
Basım Yılı
:  
2012
ISBN NO
:  
9786055336295

2.560,00 TL

Bu ürün şu anda stoklarımızda yok!
Yazarın diğer ürünlerine gözatmanızı tavsiye ederiz...











Giriş Ticarî hayatı etkileyen iktisadî rekabet, öncelikle rekabet etme hakkını ticari ahlâkla bağdaştırılmayacak biçimde kullanan rakipler karşısında tacirleri korumak amacıyla ortaya çıkan haksız rekabet hukuku kapsamında ele alınmıştır. Haksız rekabet hukuku, kişinin hukuken korunan ve ekonomik kişiliğinin bir parçası olan ticaret yapma ve rekabet etme hakkını, hukukun elverdiği sınırlar çerçeve¬sinde kullanması esasına dayanmıştır. Söz konusu sınırların belir¬lenmesinde, ahlâk ve âdap kuralları, dürüstlük kuralları, meslek ku¬ralları gibi farklı ölçütler alınmıştır. Bu ölçütlerden hareketle haksız rekabet, kendi emeğini ortaya koymadan, rakiplerini rekabette engel¬lemeye veya onları rekabet dışına çıkarmaya ya da kendi ürünlerini bir adım öne çıkarmaya yönelik her türlü davranış olarak somutlaştı¬rılmıştır. Emeğe dayalı rekabet ilkesi olarak adlandırılan bu ilke ile, haksız rekabet hukuku, rakip tacirlerin menfaatlerinin korunmasına hizmet etmiştir. Bu ferdîyetçi anlayış neticesinde, haksız rekabet hu¬kukunun sağladığı koruma, oldukça dar kapsamlı olmuştur. Daha sonra, rakiplerin yanı sıra rakip olmayan diğer piyasaya katılanların{müşteri, tüketici) da menfaatlerinin zarar gördüğü haksız rekabet eylemlerinin ortaya çıkması ile haksız rekabetin önlenmesin¬de, sadece rakiplerin değil, toplumun(kamunun) da ekonomik men¬faatinin bulunduğu kabul edilmiştir. Bunun sonucunda da, haksız rekabeti ferdî açıdan ele alan yaklaşım yerini toplum ve diğer pazara katılanların menfaatlerini de gözeten sosyal yönlü haksız rekabet kavramına bırakmıştır. Bu yaklaşımdan hareketle, öncelikle meslekî ve ticarî teşekküllere, daha sonra tüketicilere ve tüketici kuruluşlarına dâva açma hakkı tanınmıştır. Artık, haksız rekabetin tayininde, eyle¬min, sadece rakiplerin değil, toplumun menfaatleri açısından da dik¬kate alınacağı kabul edilmiştir. Böylelikle, haksız rekabet hukukunun koruduğu menfaatler çevresi genişlemiştir. Rekabet hakkının kötüye kullanılmasını önlemeyi amaçlayan haksız rekabet kuralları, rekabetin en iyi şekilde işlemesini engelle¬yen, hatta rekabeti ortadan kaldıran uygulamaların ortaya çıkması ve yaygınlaşmasıyla serbest piyasa ekonomisinin temel unsuru olan rekabet serbestisini korumakta yetersiz kalmış, bunun üzerine Kartel Kanunları yapılmıştır. Alman hukukunda da 1957′de yürürlüğe giren Kartel Kanunu(GVVB), haksız rekabet hukuku üzerinde etkili olmuş, rekabet serbestisine ve toplum menfaatlerinin korunmasına verilen önem artmıştır. Rekabet serbestisinin öne çıkarılması, ticari hayatta yeni ticaret yöntemlerine sıkça başvurulmasına sebep olmuş, böylece haksız rekabet teşkil edebilecek bu uygulamalar karşısında rekabetin ve dolayısıyla toplum menfaatlerinin daha etkili bir şekilde korun¬ması İhtiyacı doğmuştur. Özellikle, tüketicileri hedef alan yeni ikna edici ve saldırgan satış yöntemlerinin ortaya çıkması ve yaygınlaşma¬sı karşısında 1960′lı yıllarda ivme kazanan tüketicinin korunması hareketi, bu yeni yaklaşımın sonuçlarından birisidir. Somutlaştırmak gerekirse, tüketici ekonomide rekabet eylemlerinin sadece muhatabı olarak pasif değil, aynı zamanda yaptığı seçimler ve verdiği kararlar ile ekonomiyi olumlu/olumsuz yönde şekillendirdiğinden aktif role de sahip olup, tıpkı rakipler, tedarikçiler gibi rekabet oyununun bir parçası haline gelmektedir. Bu çerçevede, dürüst rekabetten, tüketici¬nin ihtiyacına uygun olan mal ya da hizmeti seçebilmesi İçin piyasa¬da doğru ve yeterli bilginin mevcut olması ve tüketicinin kendisine yapılan teklifi ve vaad edilen edimi iyi anlaması, diğer bir ifadeyle pazarın şeffaf olması da anlaşılmalıdır. Bu çerçevede, karşılaştırmal reklamlar, saldırgan satış yöntemleri ve reklamlar, promosyonlu sa¬tışlar, yarışmalar, piyangolar, haksız rekabet hukukunun kapsamın; dahil edilmiştir. Toplumun rekabetin sağlıklı bir şekilde İşlemesindeki menfaati nin korunması, sadece tüketici menfaatlerinin korunması değil; ayn zamanda, pazardaki rakipleri engellemeye ve hatta yok etmeye yöne lik ve bunun sonucunda piyasadaki rekabetin varlığını tehlikeye dü süren eylemlerin de önlenmesi şeklinde yorumlanmıştır. Özellikle rekabetin normal işleyiş sürecinde bazı teşebbüslerin piyasadaki gü cünün giderek artması ve diğer rekabete katılanlardan bağımsız ke rarlar alabilmesi sonucunda, kendilerinden daha zayıf olan rakipler;nin rekabet etmelerini engelleyip onları piyasanın dışına itmeleri, bu tür uygulamalar karşısında haksız rekabetle ilgili düzenlemelere baş¬vurulup başvurulamayacağı tartışmasını gündeme getirmiştir. Hak¬sız rekabet hukukunun da, rekabet serbestisinin ve kurum olarak rekabetin korunmasına hizmet etmek suretiyle rekabetin korunması hukuku ile birlikte ekonomik düzenin gerçekleşmesine ve ekonomi¬nin şekillendirilmesine katkıda bulunduğu, dolayısıyla ekonomi poli¬tikaları ile arasında bağlantı olduğu ileri sürülmüştür. Haksız reka¬betle ilgili düzenlemelerin işlevsel uygulamasında, kanunu uygula¬yanların, ekonomik düzenin esası ve genel olarak rekabet hukuku-nun(hem haksız rekabet hem rekabetin korunması hukuku) amaç ve anlamı hakkındaki mülâhazaları da dikkate alarak karar vermesi ge¬rektiği ifade edilmiştir. Rekabet serbestisinin korunması ve pazar gücü ile ilgili bu konuların, Kartel Kanunlarındaki boşluklar nede¬niyle uygulamada haksız rekabeti tanımlayan genel hükmün işlevsel uygulaması çerçevesinde ele alınıp alınamayacağı yönündeki tartış¬ma beraberinde, haksız rekabet hukuku ile rekabetin korunması hu¬kuku arasındaki sınırın belirlenmesi meselesini de getirmiştir. Bu konuda İsviçre ve Alman öğretilerinde çeşitli kuramlar geliş¬tirilmiştir. Bu çerçevede, Öncelikle, haksız rekabet ve rekabetin ko¬runması hukuklarının rekabeti tamamıyle farklı açılardan ele aldıkla¬rı ileri sürülmüştür. Daha sonra, haksız rekabetle ilgili düzenlemele¬rin işlevsel uygulaması ile birlikte, haksız rekabet ve karteller ile ilgili düzenlemelerin, amacı rekabeti kurum olarak korumak olan birleşti¬rilmiş tek bir rekabet kanununun esaslı parçalan olduğu iddia edil¬miş, hatta bundan hareketle, kartellerle İlgili düzenlemelerin pazar hakimiyetinin kötüye kullanılması ve ayrımcılık ile ilgili hükümleri¬nin uygulanamadığı durumlarda, haksız rekabeti tanımlayan genel hükmün öncelikle uygulanacağı savı ortaya atılmıştır. Bununla birlik¬te, mahkemelerin çekimser tutumu ve daha sonrasında da, Alman ve isviçre Kartel Kanunları′nda yapılan değişiklikler neticesinde haksız rekabeti tanımlayan genel hükmün işlevsel uygulama alanının bu yönde genişlemesinin önüne geçilmiştir. Hukukumuzda da, haksız rekabet düzenlemelerinin sadece ra¬kiplerin değil, kamunun menfaatlerini de gözettiği yönündeki sosyalyaklaşım benimsenmiş; haksız rekabet eylemini yapan ile bu eylem¬den menfaatleri zarar gören ya da görme tehlikesine maruz kalan kimse arasında rekabet ilişkisi aranmamıştır. Öte yandan, uygulama¬da, eylemin haksızlığı tayin edilirken, dürüstlük kurallarına aykırılık kıstası, çoğu zaman 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu(6762 sayılı TTK) m.57′deki hallerle sınırlı olarak yorumlanmıştır. Ancak, Yargı¬tay′ımızın son kararlarında, haksız rekabet kurallarının piyasa faali¬yetlerinde doğrudan yer alan veya bunlardan etkilenen menfaat gruplarını gözetmesi nedeniyle rekabete dayalı ekonomik düzenin korunmasını amaçladığı ifade edilmiştir. Bu yaklaşımın, eylemin haksız olup olmadığının değerlendirilmesinde, aynı zamanda piyasa ve rekabetin işleyişi üzerindeki olumsuz etkilerinin de dikkate alına¬cağı anlamına gelip gelmediği üzerinde durulmalıdır. Ayrıca, haksız rekabet kurallarının kamunun menfaatlerini gö¬zetmesi noktasında, özellikle tüketicilerin özgürce ve bilinçli bir şe¬kilde karar almasını engelleyen uygulamalara karşı, Tüketicinin Ko¬runması Hakkında Kanun(TKHK) yanı sıra, haksız rekabet hukuku çerçevesinde de önlem alınması gerekip gerekmediği, haksız rekabet hukukumuzun işlevsel uygulamasının somutlaştırılması açısından üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur. Keza, rekabete dayalı ekonomik düzenin korunması, başlı başına ekonomik bir amaç olduğundan, haksız rekabet hukuku ile ekonomi politikaları arasında bir bağlantı olduğunun; diğer bir deyişle, haksız rekabet hukukunun ekonomi politikası hedeflerinin gerçekleşmesine katkıda bulunduğunun, bundan hareketle, haksız rekabet hukuku¬nun rekabetin korunması hukuku ile yakınlaştığının ileri sürülüp sürülemeyeceği de haksız rekabet hukukumuzun işlevsel uygulaması kapsamında ele alınması gereken bir diğer meseledir. Sonuç olarak, TBMM tarafından 13 Ocak 2011 tarihinde kabul edilen ve 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu′nda (6102 sayılı TTK) ■ öngürülen haksız rekabet hü- kümlerinin, işlevsel niteliği île birlikte kaleme alınmış olan 1986 tarih¬li İsviçre Haksız Rekabete Karşı Kanunu′ndan(1986 tarihli İsv. UWG) esinlenerek hazırlanmasından hareketle, haksız rekabetle ilgili dü¬zenlemelerin amacının ve koruduğu menfaatlerin yeniden bir dokto¬ra tez çalışması çerçevesinde incelenmesinin faydalı olacağı kanaatine varılmıştır. Bu konu İle bağlantılı olarak ortaya çıkan haksız rekabet hukuku ve rekabetin korunması hukuku arasındaki sınırın belirlen¬mesi meselesi de, çalışmamızda ele alınan konular arasında yer al¬maktadır. Çalışmamızda karşılaştırmalı hukukun verilerinden yararlanmak amacıyla, 6762 ve 6102 sayılı TTK′ndaki hükümlerin menşei olan İs¬viçre ile konuyla ilgili tartışmaların yoğun olarak yapıldığı Alman hukuklarına başvurulmuştur. İngiliz-Amerikan hukuk sistemi, konu¬nun Özellikle İngiliz hukukunda tümüyle farklı bir şekilde ele alını¬yor olması ve hem İngiliz hem Amerikan hukuk sisteminin Kıta Avrupası sisteminden çok farklı olmaları nedeni ile, faydalı bir karşı¬laştırma olanağı vermeyeceği düşüncesinden hareketle tezin kapsamı dışında bırakılmıştır. Fransız hukukuna da, sadece haksız rekabet kavramının ilk ortaya çıktığı yer olması nispetinde değinilecektir. Kavramın Fransız hukukundaki gelişiminin İsviçre ve Alman hukuk¬larından tamamen farklı bir yönde olması ve çalışmamızda tartışacak olduğumuz konularla bir bağlantısının bulunmaması sebebiyle, ku¬ramsal ve pratik anlamda tezimize bir katkı sağlamayacağı kanaatine varılmıştır. Dört bölümden oluşan çalışmanın ilk bölümünde, ilk olarak, haksız rekabetin kavram olarak ortaya çıkışı ve rakiplerin ekonomik kişiliklerinin korunması esasına dayanan ferdî yaklaşım incelenecek¬tir. İkinci bölümde, haksız rekabetin sosyal yönünün de olduğunu ileri süren ve bunu hayata geçirebilmek için ortaya atılan Haksız Re¬kabet Kanununun işlevsel olarak uygulanmasına dair görüş izah edilmeye çalışılacaktır. İşlevsel uygulamaya ilişkin kısa bir açıklama¬dan sonra, haksız rekabeti tanımlayan genel hükmün işlevsel uygu¬lamasının Alman ve İsviçre Öğretilerinde birbirlerinden farklı olarak nasıl geliştiği ortaya konulacaktır. Bu bölümün son kısmında, işlevsel yaklaşım esas alınarak hazırlanmış olan İsviçre ve Alman Haksız Re-kabet Kanunları ile benimsenen temel ilkeler tespit edilmek suretiyle, 1986 tarihli İsviçre Haksız Rekabete Karşı Kanunu′dan esinlenilerek hazırlanmış olan 6102 sayılı TTK′nun haksız rekabete dair hükümleri İle benimsenen sistem hakkında ayrıntılı olarak bilgi verilecektir. Üçüncü bölümde, haksız rekabeti tanımlayan genel hükmün iş¬levsel olarak uygulandığı Örnek durumlar ele alınacaktır. İşlevsel uygulamanın kapsamının oldukça geniş olması sebebiyle, çeşitli men¬faat gruplarına yönelik bu uygulamaların ayrı bir bolüm içerisinde ele alınmasının daha uygun olacağı düşünülmüştür. Son bölümde, İsviçre ve Alman öğretilerinde haksız rekabet ve kartel hukuku arasındaki sınırın belirlenmesi meselesini ele almak üzere geliştirilmiş olan kuramlar hakkında açıklama yapıldıktan son¬ra, konu, hukukumuz çerçevesinde, öğretide ileri sürülen görüşler ve Yargıtay ve Rekabet Kurulu uygulamaları dikkate alınarak değerlen¬dirilmeye çalışılacaktır. Çalışmamız, konuyla ilgili olarak varılan sonuçları ve yapılar tespitleri kapsayan bir kısımla son bulmaktadır. Genç Bir Meslektaşa Övgü Günümüzde, ülkelerin, başka ülkeler veya başka bölgeler üze¬rindeki hâkimiyet kurma eğilimlerini, askerî veya siyasî alanlarda olmaktan çok, ekonomik alanlarda gerçekleştirmeye yöneldikleri açıkça görülmektedir. Artık, askerî veya siyasî güçlerin eskiden oldu¬ğunun aksine, arka plânda kalması; açıkça ortaya çıkmamaya dikkat göstermesi; buradan ekonomik alandaki gelişmeleri desteklemesi tercih edilmektedir. Ekonomik alandaki gelişmelerin ise, çeşitli temellere dayanılarak sağlanacağı ayrıca izahı gerektirmez. Bunların içinde belki de en önemlisi, şüphesiz, serbest ve dürüst rekabet imkânı veren bir orta¬mın yaratılmasıdır. Bütün mesele, böyle bir rekabet ortamına sahip olmak, haksız rekabeti önlemektir. Bu sebeple, günümüz ticaret hukuklarında, hemen hemen her yerde, haksız rekabetle ilgili yeni düzenlemelerin yapılmakta olması ve bu çabaların yaratıcı ve yenileyici hamlelerinin hiç bitmeyecek şekilde sürdürülmesi artık normal karşılanmaktadır. Dr. Şirin Güven, böyle önemli bir konuyu bütün güçlüklerini bi¬lerek, cesaretle ele almış; en iyi şekilde işlemiş; teori ve uygulama alanlarında bütün ilgililere yollarını aydınlatıcı bir tez hazırlamıştır. Çalışma, tebrike şayandır. Akademik kariyerinin başlangıcındaki bu çok önemli adımından sonra, Dr. Şirin Güven′in başarılı çalışmaları¬nın hep aynı şekilde sürüp gitmesini temenni ediyorum. Ankara, 01.03.2012 Prof. Dr. Fırat ÖZTAN Sunuş "Haksız Rekabet Hukukunun Amacı ve Koruduğu Menfaatler" başlıklı çalışma, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk(Ticaret Hukuku) Bölümünde doktora tezi olarak hazırlanmış olup, 15.06.2011 tarihinde Prof. Dr. Fırat Öztan, Prof. Dr. Sabih Ar¬kan, Prof. Dr. İsmail Kırca, Prof. Dr. Asuman Turanboy ve Yrd. Doç. Dr. Hamdi Pınar′dan oluşan jüri önünde savunularak oybirliği ile kabul edilmiştir. Bu vesileyle, tez danışmanım olarak çalışmamı yakından takip eden ve bana yol gösteren hocam Prof. Dr. İsmail Kırca′ya ve deste¬ğini esirgemeyen Prof. Dr. Fırat Öztan′a teşekkürlerimi sunmak isti¬yorum. Tezimi hazırlarken İsviçre Konfederasyonu′ndan temin etmiş ol¬duğum burs vesilesiyle İsviçre′de Fribourg Hukuk Fakültesi′nde 13 ay süreyle yürüttüğüm araştırmam esnasında danışmanlığımı üstle¬nen Prof. Dr. VValter Stoffel′e de katkılarından ötürü teşekkür ederim. Kitabın yayma hazırlanmasında ve basımında gerekli tüm özeni gösteren Adalet Yayınevi sahibi ve çalışanlarına teşekkür etmeyi bir borç bilirim. Son olarak, çalışmamı tamamladığım ana kadar bana karşı sevgi¬sini, desteğini ve inancını esirgemeyen sevgili anneme, babama, kar¬deşime ve yanımda olan dostlarıma şükranlarımı sunuyorum. Şirin GÜVEN Ankara, 2012 İÇİNDEKİLER : I. BÖLÜM HAKSIZ REKABET HUKUKUNDA FERDÎ YAKLAŞIM: RAKİPLERİN EKONOMİK KİŞİLİKLERİNİN KORUNMASI I. -GENEL OLARAK-7 II. -HAKSIZ REKABETİN FERDÎ YÖNÜ VE RAKİPLERİN EKONOMİK KİŞİLİKLERİNİN KORUNMASI-8 II. BÖLÜM HAKSIZ REKABET HUKUKUNDA MODERN YAKLAŞIM: HAKSIZ REKABET HUKUKUNUN SOSYAL YÖNÜ VE HAKSIZ REKABETLEİLGİLİ DÜZENLEMELERİN İŞLEVSEL UYGULAMASI I. -HAKSIZ REKABET HUKUKUNUN SOSYAL YÖNÜ-19 II. -HAKSIZ REKABETLE İLGİLİ DÜZENLEMELERİN İŞLEVSEL UYGULAMASI-28 1)-Genel Olarak-28 2)-İşlevsel Açıdan Kaleme Alınan Modern Haksız Rekabet Düzenlemelerinin Amacı ve Kapsamı-37 A)-Amaç: Dürüst ve Bozulmamış Rekabetin Korunması-37 B)-Kapsam: Rekabet Oyununa Dahil Olanlar Arasındaki İlişkileri Etkileyen Davranış ve Ticarî Uygulamalar-51 III. BÖLÜM HAKSIZ REKABETİ TANIMLAYAN GENEL HÜKMÜNİŞLEVSEL UYGULAMASINDAN ÖRNEKLER I. -GENEL OLARAK-57 II. -KARŞILAŞTIRMALI REKLAMLAR VE TESTLER-60 III. -SALDIRGAN SATIŞ YÖNTEMLERİ VE REKLAMLAR-73 1)-Psikolojik baskı altında satın almalar-78 2)-Telekomünikasyon yoluyla yapılan saldırgan reklamlar-79 IV. -TÜKETİCİLERE YÖNELİK DİĞER HAKSIZ SATIŞ YÖNTEMLERİ VE REKLAMLAR-81 1)-Müşterileri ayartma konusunda aşırıya kaçılması-81 2)-Tüketicilerin hislerini istismar eden reklamlar-83 3)-Bilinçaltı reklamlar, telkin edici reklamlar-85 V. -PROMOSYONLU SATIŞLAR, OYUNLAR, YARIŞMALAR, ÇEKİLİŞLER-87 VI. -TUZAK FİYAT-93 VII. -RAKİPLERE YÖNELİK UYGULAMALAR(ENGELLEME VE YOK ETME REKABETİ)-99 1)-Genel Olarak-99 2)-Kıran kırana fiyat kırma-102 3)-Sürümün engellenmesi-105 VIII. -ORİJİNAL MALLARIN KİTLE HALİNDE KARŞILIKSIZ OLARAK DAĞITILMASI-111 IX. -MALİYET FİYATININ ALTINDA SİSTEMATİK OLARAK YAPILAN SATIŞLAR-118 IV. BÖLÜM AMAÇLARI VE KORUDUKLARI MENFAATLER AÇISINDANHAKSIZ REKABET HUKUKU İLE REKABETİN KORUNMASIHUKUKU ARASINDAKİ SINIRIN TAYİNİ I. -GENEL OLARAK-127 II. -KONUYLA İLGİLİ OLARAK ALMAN VE İSVİÇRE HUKUKLARINDA İLERİ SÜRÜLEN KURAMLAR-128 1)-Ayırımcı Kuram-128 2)-Rekabetin Dürüstlüğü ile Rekabet Serbestisinin Birbiriyle Çelişmesi Kuramı-130 3)-Birlik Kuramı-132 4)-Vorfeld Kuramı-134 III. -TÜRK HUKUKUNDA DURUM-137 1)-Öğreti-137 2)-Yargıtay’ın ve Rekabet Kurulu’nun Yaklaşımı-141 IV. -DEĞERLENDİRMEMİZ-144 SONUÇ-149 BİBLİOGRAFYA-153