Haciz İhbarnameleri ( İİK m.89 )
Haciz İhbarnameleri ( İİK m.89 )
Ahmet Cahit İYİLİKLİ
Sayfa Sayısı
:
327
Kitap Ölçüleri
:
16x23 cm
Basım Yılı
:
2011
ISBN NO
:
9789754646382
GİRİŞ Cebri icranın amacı; alacaklının tatmin, yani pozitif hukuk tarafından bahşedilen hakkın gerçekleşmesinin temin edilmesidir. Bu amacın gerçek¬leşmesi için haciz öyle esaslı bir süreçtir ki; devletin cebri gücü marifetiyle, borçlunun malvarlığına el uzatılarak, tahvil edilen para ile alacaklının tatmi¬ni söz konusu olacaktır. Diğer bir ifadeyle, borçlunun haczedilen mallan, alacağına karşılık olmak üzere alacaklıya devredilmez (Lex Commisoria ya¬sağı), haczedilen mallar satılır ve bedeli, alacaklının, alacak miktarı nispe¬tinde ödenir. Bu nedenledir ki, alacaklının para ile tatmini, icra ve iflâs hu¬kukunun en önemli temel kuralıdır′ . Alacaklının haciz talebi ile ulaşmak istediği amacı; borçlunun malvarlı¬ğının, icra organı eliyle satılması suretiyle alacağını elde etmektir. Borçlunun malvarlığından kasıt, para ile takdiri mümkün, devredilebilen taşınır, taşın¬maz mallan ile hak ve alacaklarıdır2. Dolayısıyla haciz, gerek öğretide3, ge¬rekse Yargıtay′ın yerleşik içtihatlarında borçluya ait söz konusu mal, hak ve alacaklara icra memuru marifetiyle hukuken el konulması olarak tanımlamış¬tır4. Ancak haciz, sadece borçlunun tasarruf yetkisini kısıtlayıp, mülkiyet borçlu üzerinde kalmaya devam ettiğinden, el konulması tabiri, borçlunun malvarlığının alacaklı ya da icra müdürlüğüne devri anlamında anlaşılmama¬lıdır. İcra ve İflâs Kanunumuza göre; haciz safhasında, borçlunun elindeki mallan gibi, belli koşullann gerçekleşmesiyle üçüncü kişilerdeki mal, hak ve alacaklan da haczolunabilir. Zira İcra ve İflâs Kanunu 85.maddesinde; "Borçlunun kendi yedinde veya üçüncü kişide olan menkul mallan ile gay-rimenkullerinden ve alacak haklanndan alacaklının ana, faiz ve masraflar da dâhil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı haczolunur" hükmü buna imkân tanımaktadır. Bu mal ve alacakların haczi, takip hukuku alacak¬lısının isteği ve onun soyut iddiasına göre yerine getirilmektedir. Hakikatte, haczedilen mal, hak ve alacakların üçüncü kişide bulunup bulunmadığının tespiti önem arz etmektedir5. Bu sebeple, bir taraftan alacaklıya bu kolaylık sağlanırken, diğer yandan üçüncü kişi ile borçlunun beraber, alacaklıya zarar vermek için anlaşmalanna da müsaade edilmemelidir. Borçlu ve üçüncü kişi de alacaklının kötü niyetli iddialarından ve taleplerinden zarar görmemelidir. İnceleme konumuz olan; borçlunun üçüncü kişilerdeki mal, hak ve ala¬caklarının haczi, Türk İcra ve İflâs Kanunu 89. maddesinde çok ayrıntılı dü¬zenlenmesine karşın, mehaz Kanunda6 "hamile veya emre yazılı bir senede dayanmayan alacaklar veya talep haklarının haczinde, takip borçlusuna, hu¬kuken geçerli bir ödemeyi yalnızca icra dairesine yapabileceği bildirilir" şek¬lindeki bir cümleden ibaret, genel bir ifadeyle kaleme alınmıştır. Borçlu hakkında, takibin kesinleşmesinden sonra7 alacaklının, İcra ve İflâs Kanunu 78 ve müteakip maddeleri uyarınca, borçlunun mal, hak ve alacakları üzerine doğrudan haciz konulmasını isteme hakkı vardır. Öte yandan, İcra ve İflâs Kanunu 89. maddesi gereğince borçlunun üçüncü kişi nezdinde mal, hak ve alacağının haczi için de maddede belirtilen koşullarda, üçüncü kişiye 89/1-2 ve 3. haciz ihbarı tebliği suretiyle üçüncü kişi nezdindeki borçluya ait mal¬varlığı haklarının haczi de mümkündür. Her iki müessese, İcra ve İflâs Ka¬nununun farklı maddelerinde düzenlenmiş olup, sebep ve sonuçlan da değisiklik arz etmektedir8. İcra ve İflâs Kanunu 89. maddesinde söz konusu olan haciz, genel haciz teorisine göre farklılık arz eder. Zira icra müdürlüğü, öde¬me emrinin kesinleşmesinden sonra alacaklının talebi doğrultusunda 89. maddeye göre, borçlunun üçüncü kişide bulunan ve takip alacaklısı tarafın¬dan iddia edilen alacağına haciz koymaktadır. Üçüncü kişinin mal, hak ve alacakları salt takip alacaklısının mücerret iddiasına istinaden haczedilmek-tedir. Hâlbuki genel haciz teorisinde, haciz konusunun belirli olması ve hac¬zedilen şeye icra dairesinin fiilen el koyabilme olanağına sahip olması ge¬rekmektedir. İcra ve İflâs Kanunu 89. maddesine dayalı borçlunun üçüncü kişilerdeki mal, hak ve alacaklarının haczinde ise, bu belirlilik ve kesinlik hatta el koyabilme imkânı, haciz kararı verildiği safhada mevcut değildir. Borçlunun üçüncü kişilerde mal, hak ve alacağının bulunup bulunmadığı, ancak birinci haciz ihbarnamesinin tebliğinden sonra açıklığa kavuşacaktır. Üçüncü kişiye haciz ihbarnamesi çıkarılabilmesinin ön koşulu ise hukuken geçerli ve kesinleşmiş bir takibin varlığına muhtaçtır9. İcra ve İflâs Kanunu 89. maddesinde, "hamiline ait olmayan ve cirosu kabil bir senede müstenit bulunmayan alacaklar" olarak düzenlenmiştir. Bi¬lindiği üzere kıymetli evrak devir şekilleri bakımından nama, emre ve hami¬line olarak düzenlenir10. Kanun koyucu maddeyi olumsuz ve dışlayıcı tanım¬lama yaparak düzenlemesine nazaran, devir şekilleri bakımından kıymetli evrakın türü olan nama yazılı ve emre yazılı senetleri, ismen zikretmemek suretiyle mefhumu muhalifinden maddenin kapsamına aldığım amaçladığı söylenemez. Zira kıymetli evrakta mündemiç olan hak, senetten ayrı olarak dermeyan edilemediği gibi, başkalarına da devir edilemez. Başka bir ifadey¬le, kıymetli evrak, hakkın senede bağlı olduğu, senetsiz talep ve devri ola¬naksız olan senetlerdir. Devredilemeyen haklar, kıymetli evraka konu ola¬maz. Kanaatimizce, maddedeki hüküm kıymetli evraka bağlanmamış alacak¬lar olarak düzenlenseydi, Kanun Koyucunun amacı daha iyi ifade edilebilir¬di. Bu sebeple söz konusu eksiklik, kanun tekniği bakımından maddenin iyi kaleme alınmamış olmasından kaynaklanmaktadır. Kaldı ki, öğretide, bu hu¬susta benzer görüşler mevcuttur1′. ihbarname çıkarılması , süresiz şikâyete tabi olacaktır (m. 16) . Borçluya Yargıtay da, yerleşik içtihatlarında; kıymetli evrak, kambiyo senetleri ve anonim şirket hisse senetlerinin (hisse senedi çıkarmış) İcra ve İflâs Kanunu 89. maddesine göre değil, senetlerin fiilen haczedilip, muhafaza altına alın¬ması suretiyle, yani İcra ve İflâs Kanunu 88. maddesine göre haczedilmesi gerektiğini belirtmiştir12. Üçüncü kişideki hamiline ait veya cirosu kabil bu¬lunan senetlerin İcra ve İflâs Kanunu 89. madde gereğince haczedilmemesi doğru ve isabetlidir. Üçüncü kişi, hamiline olan veya cirosu kabil senedin muhatabıdır. Bu senetlerin tedavül kabiliyeti sayesinde üçüncü kişi senedi her kim ibraz ederse, ona ödeme yapmakla yükümlüdür. Senet ibraz edilme¬dikçe, üçüncü kişi senet içeriğinden haberdar olamayacak ve böylece kendi¬sinden senette vücut bulan paranın icra dairesine ödenmesi talep edilemeye¬cektir. Zira İcra ve İflâs Kanunu madde 88/1 uyarınca tedavül kabiliyeti bu¬lunan kıymetli evrakın bizatihi muhafazası gerektiğinden, üçüncü kişilere haciz ihbarnamesi tebliğ edilmesi caiz olmayacaktır. Kıymetli evraka bağlı hakların İcra ve İflâs Kanunu 88. maddesine göre haczedilmesi gerekliliği, kamu düzeni ile ilgili emredici bir düzenleme olmakla buna aykırı işlem, başka bir ifade ile bu senetler için İcra ve İflâs Kanunu 89. maddesine dayalı ait olup, henüz kıymetli evraka bağlanmamış mal, hak ve alacaklar; rehin, saklama, ödünç yahut vekâlet sözleşmesi gereği olarak bir üçüncü kişinin elinde veya fer-i zilyetliğinde bulunuyorsa, bunlann haczi de alacaklının ta¬lebi, icra memurunun haciz karan ile İcra ve İflâs Kanunu 89. maddesi uya¬rınca, üçüncü kişilere haciz ihbarnamesi tebliğ edilerek gerçekleşebilecek¬tir15. Bu varsayımda, üçüncü kişi, takip borçlusuna borçlu olmayıp, hacze konu mal, hak yahut alacağı mülkiyet dışında herhangi bir sebeple elinde bu¬lunduran ya da muhafaza eden konumundadır. Takip hukukuna göre; borçlunun gerek elindeki, gerekse üçüncü kişiler¬deki mal, hak ve alacaklarının haczi kabil olduğundan (İİK. m. 85), borçlu¬nun, üçüncü kişilerdeki bu mal, hak ve alacaklarının haczi için mutlaka üçüncü kişiye İcra ve İflâs Kanununun 89. maddesi uyarınca haciz ihbarna¬mesi gönderilmesi zorunlu değildir. Zira borçlunun, üçüncü kişilerdeki ala¬cağı, İcra ve İflâs Kanununun 106/2 maddesi gereğince menkul hükmünde¬dir. Bu nedenle, üçüncü kişideki alacağın haczi, menkul haczine ilişkin usul¬lere göre de yapılabilir16, haczin tamamlanması için üçüncü kişiye, İcra ve İflâs Kanunu 89. maddesi gereğince haciz ihbarnamesinin de ayrıca tebliğ edilmiş olması şart değildir. İcra ve İflâs Kanunu 88. maddesinin üst başlı¬ğında da açıkça belirtildiği üzere, üçüncü kişiye haciz ihbarnamesi gönde¬rilmesi, üçüncü kişideki borçlunun alacağının, ona ödenmesini önleyen bir muhafaza tedbiridir17. Haciz ihbarnamesini tebellüğ eden üçüncü kişi, artık borçluya geçerli bir ifada bulunamaz. Üçüncü kişi borcundan kurtulmak isti¬yorsa, icra müdürlüğüne ödemede bulunması gerekmektedir. Borçlunun üçüncü kişide alacağı yok ya da borca yeterli değil ise, o zaman haciz yazısı ile İcra ve İflâs Kanunu 89. maddesi gereğince gönderilen haciz ihbarnamesi arasındaki fark ortaya çıkar. Yani, sadece haciz müzekkeresinin tebliğ edil¬mesi faraziyesinde, İcra ve İflâs Kanunu 89. maddesindeki olumsuz sonuçlar doğmaz ve borç üçüncü kişinin zimmetinde sayılmaz. Yapılan bu açıklama¬lardan anlaşılacağı veçhile; İcra ve İflâs Kanunu 89. maddesinde, alacaklı¬nın, sadece takip borçlusuna değil; aynı zamanda takip borçlusunun borçlu¬sundan (üçüncü kişi) da alacağını haczedip, elde edebilme imkânı bu mad¬dede özel olarak düzenlenmiştir18. Cebri icra sistemimizde genel kabul gören görüş, haczin icra memurunun haciz iradesini herhangi bir şekilde açığa vurması ile tekemmül etmesi19 ve haciz konusunun, haciz kararında açık bir şekilde belirtilmesinin gerekli olduğu yönündedir20. Borçlunun üçüncü kişi¬lerdeki mal, hak ve alacağı için haciz kararı verilmesinde ise, salt alacaklının beyanı yeterli görülmektedir. Zira haciz kararını veren icra memurunun ala¬caklının beyan ettiği üçüncü kişide bulunan hacze konu malın niteliklerini açık bir şekilde belirlemesi mümkün değildir, bu sebeple üçüncü kişiye haciz ihbarnamesi tebliği, borçluya karşı kesinleştirilen haciz üzerine alınan bir koruma tedbiri olduğundan21, alacaklıların, borçlunun malvarlığına etkili bir şekilde el uzatmasını sağlar. Bu sebeple, her iki müessese, yani genel haciz teorisi (İİK. m. 78) ile farazi haciz teorisinde (İİK m. 89), haczin tekemmül anı farklı zaman dilimlerinde gerçekleşmektedir. Zira İcra ve İflas Kanunu 89. maddesine dayalı haciz talebinde, haczin tekemmül anı, bu prosedürün tamamlanmasına bağlı olup, bu husus, kurucu unsur niteliğindedir. Bu se¬beple, İcra ve İflas Kanunu 89. maddesindeki haciz ihbarnamesi müessesesi,özünde alacağın tahsilini de içeren, bağımsız ve özel bir haciz türüdür. Aksi¬nin kabulü, haciz ihbarnamesinin, üçüncü kişiye tebliğinden önce haciz kara¬rı ile birlikte tasarruf yasağının başladığı anlamına gelir ki, bu sonuç, üçüncü kişi bakımından hakkaniyetsiz ve katlanılması mümkün olmayan sonuçlar doğurur. Ayrıca, borçlunun üçüncü kişideki mal, hak ve alacakları haczedi¬lince, durumun borçluya da bildirilmesi gerekir (İİK m. 103, İİK Yön. m. 45). Bu davetiye, hacizden haberdar olmayan borçlunun bilgilendirilmek su¬retiyle itiraz ve şikâyet hakkını kullanabilmesine hizmet eder22. Keza hacizde hazır bulunmayan alacaklıya da İcra ve İflas Kanunu 103 davetiyesi gönderi¬lecektir. Haciz ihbarnamesi uygulamasında, alacaklı, borçlu ve takibe yabancı olan üçüncü kişiye bir takım savunma mekanizmaları vermek taraflar arasın¬da kurulmak istenen denge bakımından elzem ve hakkaniyet icabıdır. 4949 sayılı Yasa ile İcra ve İflâs Kanunu 89. maddesinde bahsi geçen menfaatlerin dengelenmesiyle ilintili bir takım değişiklikler getirilmiş olup, bu minvalde, üçüncü haciz ihbarnamesi eklenmiş ve böylece takip hukukundaki ilişkiye yabancı olması sebebiyle üçüncü kişi, alacaklıya karşı daha donanımlı hale getirilmek istenmiştir. Yine son değişikliklerle uygulamadaki suiistimaller, kötü niyetli alacaklılar, bunların üçüncü kişiler bakımından arz ettiği güçlük¬ler, külfet ve haksız takiplerin önüne geçilmesi arzulanmıştır. Fakat bu amaçlanırken de başarıya ulaşılmadığı madde incelendiğinde anlaşılacaktır. Şöyle ki; İcra ve İflâs Kanunu 89. madde içeriği incelendiğinde, üçüncü kişi¬ler bakımından ağır müeyyideler, alacaklı yönünden ise, kırtasiyeciliği artı¬ran ve buna bağlı olarak uzun, meşakkatli bir prosedür içermektedir. Yasa koyucu tarafından bunlar yapılırken nispeten alacaklı ve üçüncü kişi arasın¬daki menfaat dengesinin de bozulduğunu kabul etmek gerekir. Zira üçüncü kişiye menfi tespit davası açma hakkı maktu harç üzerinden tanınırken, ala¬caklıya, üçüncü kişiye karşı dava açma hakkı, nispi harç miktarı üzerinden tanınması, bunun en somut örneklerinden birisidir. İcra ve İflâs Kanunu 89. madde kapsamında, alacaklı, borçlunun üçüncü kişideki kıymetli evraka bağlanmamış alacak, hak ve taşınır mallarının hac- zini isteyerek alacağma kavuşma imkânına sahip olacaktır. Zira takip borçlu¬sunun üçüncü kişilerdeki mal, hak ve alacakları da borçlunun malvarlığına dâhildir. Borçluya karşı takibi kesinleştirmiş olan alacaklı, üçüncü kişilerde¬ki bu malvarlığını haczettirebilecektir. Kanun maddesindeki hamiline ait ol¬mayan veya cirosu kabil bir senede müstenit bulunmayan alacak kavramı, yukarıda etraflıca incelendi. İlgili kanun maddesinde geçen sair talep hakkı ise, iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerden doğan ve taraflara bir şeyin eda¬sını talep etme imkânı tanıyan temliki mümkün23 alacaklardır24. Üçüncü şa¬hıs elindeki taşınır maldan kasıt ise, mülkiyeti borçluya ait olup, mülkiyet dı¬şında herhangi bir sebeple fiilen üçüncü kişi elinde bulunan taşınır mallardır. Borçlunun maaş ve ücret alacakları, İcra ve İflâs Kanunu 89. madde kap¬samında değil, İcra ve İflâs Kanunu 355 ve devamı maddelerine göre hacze¬dilir. Borçlunun yukarıda belirtilen üçüncü kişilerdeki mal, hak ve alacakla¬rının ihtiyaten haczinde de (İİK m. 257), İcra ve İflâs Kanunu 89. madde hükmü uygulanır. Bu halde, alacaklının henüz kesin haciz isteme yetkisinin olmadığı safhada, alacağını zamanında elde etmeyi güvence altına almak için borçlunun mallarını haczettirmesi söz konusudur (İİK m. 257). İcra ve İflâs Kanunu 89. maddesine göre, haciz ihbarnamesi tebliğ edilmeden borç¬lunun, alacaklı bulunduğu üçüncü kişilere doğrudan doğruya haciz işlemine girişilemeyeceği gibi, İcra ve İflâs Kanunu 89. maddede öngörülen 1-2-3 ihbarnamelerine ilişkin prosedür tamamlanmadan, üçüncü kişiden paranın icra müdürlüğüne gönderilmesi de istenilemez25, aksi, kanuna aykırılık teşkil edip, süresiz şikayete tabi olur26. İcra ve İflâs Kanunu 89. maddesi bir dizi kurallar manzumesidir. Diğer bir ifadeyle, birbirini tamamlayan, birinin yapılması, diğerinin etki ve sonuç doğurmasına bağlı olan zincirleme bir düzenlemedir. Yargıtay da, İcra ve İf¬lâs Kanunu 89. maddede düzenlenen haciz ihbarnamelerinin birbirine bağlı ve birbirini tamamlayan işlemler olduğunu belirtmiştir27. Bu maddenin dü¬zenlenme amacı; takip borçlusunun üçüncü kişilerdeki (gerçek ve tüzel) mal, hak ve alacaklarının, takip alacaklısı tarafından, yapılacak hacizden umulan menfaati temine yöneliktir. Eş söyleyişle, üçüncü kişi nezdinde, takip borç¬lusu lehine doğmuş bir alacağın muhafazasını sağlayıp, mevcut alacağın borçlunun malvarlığından çıkmasını önleyerek, alacaklının istifadesine hazır tutmaktır. Bundan dolayıdır ki, takip hukuku süjesi alacaklıya, üçüncü kişi ile nezdindeki mal, hak ve alacakla irtibat sağlayan önemli işlevi haiz bir müessesedir. Bu işlev sayesinde takip borçlusunun, üçüncü kişilerde bulunan mal, hak ve alacaklarını bilebilmesi güç olan iyi niyetli takip alacaklılarına, alacağını tahsil noktasında, takip hukuku bakımından kolaylık getirilmek is¬tenmiştir. Aksi bir düşünceyle; yani İcra ve İflâs Kanunu 89. maddenin, ta¬kip borçlusunun, üçüncü kişilerde alacağı olmadığını bilerek kötü niyetli, mevcut olmayan bir borcun üçüncü kişinin zimmetinde sayılmasını sağlaya¬bilmek için düzenlendiğini kabul etmek mümkün değildir. Bu yüzden, takip alacaklıları, üçüncü kişiye, İcra ve İflâs Kanunu 89. maddesine göre ihbar¬name gönderme hakkını kullanırken dürüstlük kurallarına uymak zorunda¬dır28. Zira bir hakkın açıkça kötüye kullanılması hukuken himaye görmez. İcra ve İflâs Kanunu 89. maddesinde bu kötüye kullanmaları engellemek için takip hukuku tarafları bakımından konulmuş kanuni imkânlar ve müeyyide¬ler mevcuttur. Kanun Koyucunun da zaten abesle iştigal etmesi düşünüle¬mez. Çalışmamız giriş ile dört ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde; birinci, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin içeriği, hukuki niteliği ve hukuki sonuçlan başlığı altında üçüncü kişinin ihbarnamelere karşı tutumu, ayrı alt başlıklar halinde incelenecektir. İkinci bölümde 89. maddenin içeri¬ğinde yer alan gerek alacaklının, üçüncü kişinin ihbarnameye itirazı karşı¬sında sahip olduğu yasal imkânlar ve gerekse üçüncü kişilerin takip hukuku tehdidi altında yapmış olduğu ödemelere karşı gerek takip hukuku ve gerek¬se maddi hukuk bakımından sahip olduğu imkânlar da alt başlıklar halinde incelenecektir. Üçüncü kişiler nezdinde, borçluya ait olan mal, hak ve ala¬cakların nitelikleri itibari ile arz ettiği özelliklerin incelendiği üçüncü bö¬lümde, banka ve şirketlerdeki hak ve alacaklann haczi ile kamu alacaklarının ve müstakbel alacakların haczi; özelliği ve güncelliği gereği intifa hakkı ve katkı- katılma payı alacaklarının haczi de alt başlıklar halinde ele alınacaktır. Dördüncü ve son bölümde ise; İcra ve İflâs Kanunu 89. maddedeki hükümle benzerlik gösteren, aynı kanundaki benzer amaca matuf diğer hükümlerin mukayesesi yapılacaktır. Çalışmamızın başından sonuna kadar her bir ilgili bölüme Yargıtay içtihatları29 işlenerek, uygulamadaki ihtilaflar ve çözümler okuyucuya sunulacak ve bu haliyle de tezimiz içtihatlarla zenginleştirilmiş olacaktır. Sonuç kısmında ise; borçlunun üçüncü kişilerdeki mal, hak ve alacakla¬rının haczi konusunu düzenleyen hüküm; uygulamada karşılaşılan güçlükler ve kanunun bu haliyle takip hukuku bakımından alacaklıya sürat, uygunluk ve kolaylık sağlayıp sağlamadığı, maddenin işlerliği ve üçlü ilişki çerçeve¬sinde menfaat dengesinin bozulup bozulmadığı noktalarında tartışılıp, var ise, yapılması gereken yasal değişikliklere de değinilecektir. ÖNSÖZ 2005-2011 yıllan arasında Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk (Medeni Usul ve İcra- İflas) Ana Bilim Dalında, doktora çalış¬masının bir ürünü olan bu tezin literal anlamda ismi, "Borçlunun Üçüncü Kişilerdeki Mal, Hak ve Alacaklarının Haczi" iken; dilsiz kulaksız sözü can gerek anlayası diyen Yunus′un aksine, icra hukuku pratiğinde sıkça rastla¬nan meselelere temas etmesi itibariyle yağmuru bekleyen toprak misali aksül amelsiz bir bekleyişin olduğunu düşündüğümüz tatbikatta karşılayacağı ihti¬yacın ihtiva ettiği somut mana gözetilerek, uygulamada bilinen pratik adıyla yani haciz ihbarnameleri olarak çıkarılmasının hale daha uygun olacağı kanı¬sından nâşi böylesi bir tercih yapma gereği duyduğumuz eser, görünürde her eser gibi müellifine ait ise de, taslağından bitimine kadar pek çok kişinin emeği olduğu için aslında kolektif bir emeğin ürünüdür. Bu sebeple şairin dediği gibi "İlmi hukuktan sonra edeyim bir nükte; eyler bunu kabul tekmil zümre-i dühat, bir zatı hak bilinmeli bir de hakkı zat, bakisinin neticesi yok, hepsi türrehat" fehvasınca emeği geçenlerin hakkını teslim sadedinde isim¬lerini zikretmeden geçmek onlara haksızlık olacaktır. Bu cümleden olarak; en başta, gerek tezin müktesebatı, gerek literatüre hakimiyet sağlamadaki emeği unutulmaz tez danışmanın sayın Prof. Dr. Süha Tannver′e şükran ve minnettarlığımı sunarım, ayrıca bizlere kazandırmış olduğu hukuk formas¬yonu için ne kadar teşekkür etsek azdır. Akademisyenlik yolunda her daim bizi destekleyen, emeklerini esirgemeyen sayın hocalarım Prof. Dr. Abdürrahim Karslı ve Doç. Dr. Adnan Deynekli ile hukuki istişareleri saye¬sinde tezimin zenginleşmesine katkı sağlayan pek kıymetli üstadım Hilmi Şeker ağabeyime de teşekkürü bir borç bilirim. Tezimi okuma zahmetine katlanıp, yeniden gözden geçiren meslektaşlarım Adem Kahriman ve Hüsrev Mustafaoğlu′na mahcubiyetimi ifade edecek söz bulamıyorum. Ankara′ya her gelişimde muavenet ve müzaheretini eksik etmeyen sevgili dostlanm Mehmet Alper Bostancı ve Mehmet Akbal′a da şükranlarımı sunarım. Ya¬zım ve düzeltmeler için hep yanımda olan kıymetli zabıt katibi kardeşlerim Hamit Coşkun, Gülten Akçin, Emel Karabağ ve Öner Kutlucan ile bilgisayar karşısında gözlerim kararıp, dermanım kalmadığında hemen imdadıma ko¬şan kardeşim Feyza İyilikli′ye de ayrı ayn teşekkür ederim. Azim ve mükte-sebatıma güvenip, samimi temenni ve dualanyla motivasyonumu artıran, bu bağlamda, çorbada tuzu bulunan pek kıymetli dost ve meslektaşlarım; Lütfullah Kervankıran, Selahattin Menteş, Tekin Karaca, Koksal Çelik, Mustafa Kahveci, Cemal Kaya, Halil Çalık, Mehmet Ökmen, Turan Kök, Salih Polat, İlker İlkılıç, Cengiz Ardak ve Musa Dündar′a en samimi minnet hislerimi arz eder ve son olarak, bu zorlu yolda zamanlarını çaldığım kıy¬metli eşim Çiğdem İyilikli, çocuklarım Alper Melih İyilikli ve Kağan Eren İyilikli′ye fedakarlıklan için hoşgörülerine sığınır, helallik istemeyi vazife addettiğimi mahsusen belirtirim. Bugünlere gelmemde emek ve katsızı tartışılmaz pek kıymetli annem Olcay İyilikli ve fedakâr eşim Çiğdem İyilikli ′ye... Dr. Ahmet Cahit İyilikli Beykent-İST./Arahk2011 İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BOLUM &1. HACİZ İHBARNAMELERİ A. Birinci Haciz İhbarnamesi 23 I. Birinci Haciz İhbarnamesinin İçeriği ve Hukuki Niteliği 23 II. Hukuki Sonuçları 31 1. Üçüncü Kişinin Birinci Haciz İhbarnamesine İtiraz Etmesi 31 2. Üçüncü Kişinin Birinci Haciz İhbarnamesine İtiraz Etmemesi 52 3. Üçüncü Kişinin Birinci Haciz İhbarnamesindeki Borcu Kabul Etmesi 56 B. İkinci Haciz İhbarnamesi 64 I. İkinci Haciz İhbarnamesinin İçeriği ve Hukuki Niteliği 64 II. Hukuki Sonuçlan 66 1. Üçüncü Kişinin İkinci Haciz İhbarnamesine İtiraz Etmesi 66 2. Üçüncü Kişinin İkinci Haciz İhbarnamesine İtiraz Etmemesi 68 3. Üçüncü Kişinin İkinci Haciz İhbarnamesindeki Borcu Kabul Etmesi 69 C. Üçüncü Haciz İhbarnamesi 72 I. Üçüncü Haciz İhbarnamesinin İçeriği ve Hukuki Niteliği 72 II. Hukuki Sonuçlan 74 1. Üçüncü Kişi Tarafından Menfi Tespit Davası Açılmaması 74 2. Üçüncü Kişi Tarafından Menfi Tespit Davası Açılması 75 a. Davanın Taraflan ve İspat Yükü 82 b. Yetkili ve Görevli Mahkeme 92 c. Davanın Sonucu 94 İKİNCİ BÖLÜM &2. HACİZ İHBARNAMELERİ UYGULANMASINDA ALACAKLI VE ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN SAHİP OLDUĞU BAŞKACA İMKÃNLAR A. Alacaklının Üçüncü Kişinin Haciz İhbarnamesine Verdiği Cevabın Aksini İspatı (İİK m. 89/4) 103 I. Davanın Tarafları ve Hukuki Sebebi 124 II. Davanın Sonucu 130 B. Alacaklının Genel Mahkemede Dava Açması (İİK m. 120/2) 131 I. Davanın Tarafları ve Hukuki Sebebi 134 II. Davanın Sonucu 135 C. Üçüncü Kişinin Takip Borçlusuna Karşı Haksız Zenginleşme Davası Açması 135 I. Davanın Tarafları ve Hukuki Sebebi 145 II. Davanın Sonucu 146 D. Üçüncü Kişinin Kötü Niyetli Alacaklıya Karşı Dava Açması 147 I. Davanın Tarafları ve Hukuki Sebebi 152 II. Davanın Sonucu 153 E. Üçüncü Kişinin Takip Borçlusu ve Kötü Niyetli Alacaklıya Birlikte Dava Açması 153 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM &3. ÜÇÜNCÜ KİŞİLERDEKİ MENKUL MAL, HAK VE ALACAKLARIN NİTELİKLERİ BAKIMINDAN ARZ ETTİĞİ ÖZELLİKLER A. Üçüncü Kişilerdeki Hak ve Alacakların Haczi 159 B. Üçüncü Kişilerdeki Menkul Malların Haczi 168 C. Bankadaki Hak ve Alacakların Gösterdiği Özellikler 170 I. Borçlunun Bankadaki Menkul Mallarının Haczi 170 1. Bankaya Tahsile Verilmiş Kıymetli Evrakın Haczi 170 2. Bankaya Rehin Edilmiş Kıymetli Evrakın Haczi 174 3. Borçlunun Kiralık Kasada Bulunan Menkullerinin Haczi 174 4. Bankadaki Paranın Haczi 176 a. Müşterek ve İştirak Halindeki Hesabın Haczi 187 b. Cari Hesabın Haczi 190 D. Şirket ve Ortaklarda Bulunan Hak ve Alacakların Gösterdiği Özellikler 194 I. Kolektif ve Komandit Şirketlerde Hak ve Alacak Haczi 195 II. Adi Şirkette Hak ve Alacak Haczi 198 III. Limited Şirkette Hak ve Alacak Haczi 202 FV. Kooperatiflerde Hak ve Alacak Haczi 208 V. Anonim Şirkette Hak ve Alacak Haczi 215 1. Çıplak Payın Haczi 215 2. Hisse Senedine Bağlanmış Payın Haczi 218 3. Halka Açık Anonim Şirketlerde Kaydileştirilmiş Hisse Senedinin Haczi (MKK) 221 E. Kamu Alacaklarından Dolayı Üçüncü Kişilerdeki Mal, Hak ve Alacakların Haczi 228 F. Müstakbel Alacakların Haczi 241 I. Mülkiyeti Muhafaza Kaydıyla Yapılan Satışlardan Doğan Alacakların Haczi 253 II. Teminat Mektubundan Doğan Alacağın Haczi 258 III. Finansal Kiralama Sözleşmesinden Doğan Alacakların Haczi 262 IV. Faktoring Sözleşmesinden Doğan Alacakların Haczi 272 V. Maaş ve Ücret Alacaklarının Haczi 279 G. İntifa Hakkından Doğan Alacakların Haczi 289 H. Katkı ve Katılma Payı Alacağının Haczi 291 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM &4. HACİZ İHBARNAMELERİNİN AYNI KANUNDAKİ BENZER HÜKÜMLERLE MUKAYESESİ A. İİK m. 89 ile İİK m. 78′in Karşılaştırılması 299 B. İİK m. 89 ile İİK m. 99′un Karşılaştırılması 303 C. İİK m. 89 ile İİK m. 120′nin Karşılaştırılması 306 SONUÇ 311 ABSTRACT 315 KAYNAKÇA 319