Vedat Kitapçılık
Kargo Gönderim Saatleri;
Hafta İçi Saat 16:00 'ya kadar
Cumartesi Saat 11:00 'e kadar
Kartlarına Taksit
Seçeneklerimiz Vardır!
Banka Hesap Bilgilerimiz
Destek
HATTI
0212
240 12 54
240 12 58
Favori
Listenizde
Ürün Yok!
Sepetinizde
Ürün Yok!
Yeni Çıkan Yayınlar:      Nisan (43)      Mart (140)      Şubat (116)      Ocak (138)

Gemi Kaynaklı Deniz Kirlenmesinin Önlenmesi, Azaltılması Ve Kontrol Altına Alınmasında Devletin Yetkisi

Gemi Kaynaklı Deniz Kirlenmesinin Önlenmesi, Azaltılması Ve Kontrol Altına Alınmasında Devletin Yetkisi



Sayfa Sayısı
:  
221
Kitap Ölçüleri
:  
16x23 cm
Basım Yılı
:  
2004
ISBN NO
:  
9789752953628

109,00 TL











öNSöZ Çevre sorunları, bu arada çevre kirlenmesinin önlenmesi, azaltılması ve kontrolü sorunu, gitgide daha ağırlıklı biçimde, millî ve milletlerarası her alanda, gündemin ilk sıralarına oturmuş bulunmaktadır. Çevre hukukunun oluşmasında önemli bir aşama olan Stockholm Birleşmiş Milletler İnsan Çevresi Konferansı′nda kabul edilen 16 Haziran 1972 tarihli İnsan Çevresine oair Bildiri′de öngörülen ilkeler, yirminci yıldönümü olan 3-14 Haziran 1992′de toplanan Birleşmiş Milletler Çevre ve Gelişme Konferansı′nda teyid edilmiş ve geliştirilmiştir. Bu Konferansta benimsenen Çevre ve Gelişmeye dair Rio Bildirisi, milletlerarası hukukta oluşmakta olan hukukî çerçeveyi, diğerleri arasında şu ilkeleriyle, belirler: "Sürdürülebilir bir gelişme kaygısının merkezinde insan vardır; insan, çevre ile uyumlu biçimde, sağlıklı ve üretken bir yaşam hakkını haizdir" (ilke 1). "Gelişme hakkı, gelişmiş ve gelecek kuşakların gelişme ve çevre gereksinimlerini hakkaniyet ve nısfete uygun olarak karşılayacak biçimde gerçekleştirilmelidir" (ilke 3). "Sürdürülebilir bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için çevre koruma, gelişme sürecinin ayrılmaz bir parçası olacaktır ve bundan ayrı olarak ele alınamaz" (ilke 4). "Çevrenin korunması için devletler, olanakları ölçüsünde, önleyici bir yaklaşımı yaygın olarak uygulamalıdır" (ilke 15). Rio Bildirisi′nde, çevre koruma siyasetine temel oluşturması gereken bu ilkeler yanında, çevre kirlenmesinde sorumluluk konusunda temel alınması gereken ilkeler de yer alır: "Devletler, Birleşmiş Milletler Şartı ve milletlerarası hukuk ilkeleri uyarınca kendi kaynaklarından kendi çevre ve gelişme siyasetleri uyarınca yararlanma egemen hakkına sahiptirler ve, yetki ve kontrolüne tabi faaliyetlerin başka Devletlerin çevresine veya millî yetki sınırları ötesindeki alanlara zarar vermemesini sağlama sorumluluğu altındadırlar" (ilke 2). "Devletler, kirlenme ve diğer çevre zararlarına uğrayanlar için sorumluluk tazminat ilkeleri konusunda millî hukuklarını geliştireceklerdir" (ilke 13). Bu düzenlemelerde, "kamu yararı gözetilerek ve milletlerarası ticaret ve yatırım çarpıtılmaksızın, kural olarak kirletenin kirlenme zararını üstlenmesi yaklaşımı" gözönünde bulundurulacaktır, (ilke 16) Kirlenme sorunları arasında önemli bir yer tutan, üç taraf denizle çevrili bir ülke olarak Türkiye açısından büyük önem taşıyan, deniz kirlenmesinin önlenmesi, azaltılması ve kontrolü sorunuyla ilgili hukukî çerçeve, 10 Aralık 1982 tarihli Deniz Hukukuna dair Birleşmiş Milletler Konvansiyo- nu′nda, o tarihe kadar olan g elişmeleri yansıtacak ve gelecekte ortaya çıkacak gelişmelere temel yapı hazırlayacak biçimde kapsamlı olarak düzenlenmiştir. Denizin çelişti kesimlerinde kirlenmenin önlenmesi, azaltılması ve kontrolü için gerekli önlemleri hangi devlet alabilir? Bu önlemleri hangi devlet uygulayabilir? Zararlı kirlenmeden ötürü kim ve hangi ilkeler uyarınca sorumludur? Milletlerarası hukuk kuralları altında çözümlenmesi gereken bu gibi sorunlar, deniz kirlenmesinin çeşitli kaynaklarından birisi olan gemilerin neden olduğu kirlenme açısından, çözümü daha da güç sorunlar olarak ortaya çıkmaktadır. Çünkü, niteliğinden ötürü devlet sınırları içine hapsedilemez bir faaliyet olan deniz ulaştırmasının neden olduğu sorunlar, -bayrak devleti, kirlenmeye yol açan eylemin vuku bulduğu yer devleti, kirlenmeden zarar gören devlet, uğrama devleti gibi-, çeşitli devletlerin yetkilerinin çatışmasına yol açmakta, bu çatışmanın karşıt çıkarları uzlaştıracak bir düzenlemenin kabulüyle giderilmesi gerekli olmaktadır. Dr. Ayşe Nur Tütüncü, "Gemi Kaynaklı Kirlenmenin Önlenmesi, Azaltılması ve Kontrol Altına Alınmasında Devletin Yetkisi" başlığını taşıyan Doktora Tezi′nde bu güç sorunu ele almış; 1982 tarihli Konvansiyon hükümleri yanında, çok taraflı ve bölgesel andlaşmalar, devletlerarası uygulama ve kazaî içtihat ve millî mevzuatımız ışığında incelemiştir. Kendisini bu çalışmasından ötürü kutlar, bu incelemenin ülkemizde henüz gün ışığına çıkmaya başlayan çevre sorunlarına dikkat çekmesini ve bu konuda yapılacak çalışmalarda katkı sağlamasını dilerim. Prof. Dr. Sevin Toluner İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Devletler Umumi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı GİRİŞ Çevre sorunlarının tanınması ve özellikle bu sorunların milletlerarası alanda düzenlenmesi konusundaki çalışmalar çok öncelere dayanmaz. Giderek artan şehirleşme ve nüfus yoğunluğu, bilim ve teknikteki ilerlemeler doğal çevrede büyük bir değişim yaratarak ciddî çevre sorunlarını da beraberinde getirmiştir. İşte bu sorunların çözümüne yönelik çalışmalar, ilk defa olarak 1972 yılında Stockholm′da toplanan B.M. İnsan Çevresine Dair Konferans′ta yoğunlaşmıştır. Bu Konferans, milletlerarası çevre sorunlarının diğer milletlerarası sorunlar arasında ayrı bir sınıf oluşturduğunun anlaşılması bakımından yapıcı bir rol oynamıştır. Kirlenmenin olumsuz olarak etkilediği ortamlar, kara, hava ve su′dur. Genel olarak, şehirleşme ve tarımsal faaliyetler nedeniyle özümsenemeyen atıklar, kara kirlenmesine sebep olurlar. Nüfus artışı da, katı atıkların oluşumuyla orantılı olarak kirliliğin artmasına neden olur. İnsanların hayat tarzlarmdaki gerek nitelik gerekse nicelik itibarıyla artan çeşitlilik de, atık ve çöplerin tasfiyesi meselesini karmaşık bir hale getirerek, karaların kirlenmesinde anî bir artmaya neden olmuştur. Kara kaynaklı kirlenme, deniz kirlenmesinin nedenlerinin başında gelmektedir. Hava kirlenmesi, çeşitli şekillerde ve yollarla oluşabilen bir kirlenmedir. Çeşitli gazların havaya salınması bu çeşit kirlenmenin ana sebebini oluşturmaktadır. Özellikle, fabrikalarda yakıt olarak kullanılan mazottan çıkan gazlar, taşıt araçlarında kullanılan benzinle meydana gelen eksoz gazı, DDT gibi kimyevî maddelerin sanayide kullanımı ve bacalarla püskürtülerek havaya karışması, karada yapılan çeşitli faaliyetlerden çıkan toz ve pisliğin havada dağılması, nükleer jenaratörler vasıtasıyla ısı üretilmesinde ve nükleer denemelerde açığa çıkan nükleer maddelerin havaya karışması hava kirliliğin çeşitli sebepleridir. Havadaki kirlenme nihaî olarak yere döndüğü için, hava kirlenmesi, kara ve su kirliliğinin de önemli bir nedenini oluşturmaktadır. Su kirlenmesi denilince, genel olarak yerüstü ve yeraltı sularının kirlenmesi anlaşılır. Yerüstü suları, nehirler, göller ve denizlerdir. Topraktaki kimyevî maddelerin süzülmesi yeraltı sularını, nehirleri ve sonuçta da denizleri kirletir. Nehir ve göllere ilişkin kirlenme sorunları, çevre sorunları içinde en erken tecrübe kazanılan sorunlar olmuşlardır. Ayrıca, bölgesel çevre kirlenmesi sorunları bakımından da iyi bir örnek oluştururlar. Zira, bu çeşit kirlenmenin etkileri ilgili Devletlerin yetkisi içindeki alanlarda ve faaliyetlerde görülmektedir. Su kirlenmesi içinde, deniz kirlenmesi önemli bir yer tutmaktadır. Dünyadaki su kaynaklarının % 95′i denizlerdir. Nehirler ve atmosfer vasıtasıyla karadan taşman kirletici maddelerin yamsıra, doğrudan doğruya denizlere yapılan depolama, gemicilik, araştırma ve işletme faaliyetleri dolayısıyla ortaya çıkan kirlilik denizlerdeki canlı kaynakların azalmasına neden olmuştur. Yakın geçmişte meydana gelen ve büyük kirlilik yaratan olaylar, millî ve milletlerarası organları ve milletlerarası toplumu gittikçe artan bir şekilde uyararak, deniz kirliliği sorununun çözümlenmesinde önemli adımların atılmasına neden olmuştur. 1967 yılının Mart ayında meydana gelen petrol tankeri Torrey Canyon′un karaya oturarak yükü olan ham petrolün denize yayılmasıyla, 11 yıl sonra, yine petrol yüklü Amoco Cadiz tankerinin dümen kırılmasıyla denizde sürüklenerek karaya oturması ve yükü olan petrolün denize yayılmasıyla, 1989 yılında Alaska′da dev petrol tankeri Exxon Valdez′in binlerce ton petrolü denize yaymasıyla sonuçlanan kirlenme vak′aları, kilometrelerce mesafedeki deniz alanının ve denizdeki organizmaların büyük zarara uğramasına neden olmuştur. Deniz kirlenmesi sadece gemi kaynaklı değildir. Kuzey Deni-zi′nde ve Meksika Yukatan yarımadasındaki petrol arama kuyularında meydana gelen kazalar, on binlerce ton petrolün denize karışmasıyla ekolojik çevrede derin zararlar meydana getirmiş ve dünya çapında iz bırakan hadiseler olmuştur. Petrol ve türevleri dışında, gelişmiş bazı Avrupa Devletlerinde nükleer santrallerden açığa çıkan nükleer atıklar ve zehirli kimyasal maddelerin konteynerlere konularak denizlere depo edilmesi, bu tehlikeli atıkların zararlı niteliklerini içine konuldukları kaplarda uzun müddet korumaları sebebiyle denizleri tehdit eden diğer önemli kirletici maddeler arasında yer almaktadır. Dünyadaki bu genel gidişe paralel olarak, Türkiyede′ki deniz kir- liliğinin de giderek arttığı ve ciddî boyutlara ulaştığı bilinmektedir. 1988 yılında radyoaktivite yayan zehirli sanayii artığı yüklü Peters-berg gemisinin ortaya çıkardığı siyasî gerginlik, 1989 yılında Karadeniz kıyılarına vuran kimyasal atık yüklü variller, boğazdan hemen hemen her yıl çok büyük zararların meydana gelmesinin şans eseri kıl payı atlatıldığı kazalar kamu oyunun gündeminden hiç eksilme-mektedir. İşte tüm bu sebeplerle her şeyden önce bir insan ve bu toplumun bir ferdi olarak deniz kirliliği konusuna ilgi duymamak olanaksızdı. Ancak, deniz kirlenmesinin kaynaklarındaki bu çeşitlilik, konuyu çok genişlettiğinden, tez konusu olarak deniz kirlenmesini seçerken, incelememi sınırlayarak gemi kökenli kirlenmenin önlenmesi, azlatıl-ması ve kontrol altına alınmasında Devletin yetkisi olarak belirledim. İnceleme, dört ana başlık altında yapılmıştır. Öncelikle, deniz kirlenmesi kavramı, genel olarak tanım, kaynaklar ve bu konuya ilişkin milletlerarası hukuktaki deniz kirlenmesi bir bütün olarak irdelenerek ele alınmıştır. Ülkemiz, coğrafi konumu itibariyle oldukça yoğun bir deniz trafiğine sahne olmaktadır. Bu itibarla, gemi kökenli kirlenme konusundaki milletlerarası düzenlemelerin ve Devletlerin bu düzenlemeler uyarınca haiz oldukları düzenleme ve uygulama yetkilerinin kapsam ve sınırlarının bilinmesi önem taşır. Zira, milletlerarası deniz taşımacılığının kapasitesinin artması, ortak milletlerarası standartların kabulünü gerekli kılmıştır. İşte incelememizin ikinci bölümünde, denizlerin gemi kaynaklı kirlenmesinin azaltılması ve kaldırılması için milletlerarası standartları belirledikten sonra, bunların düzenlenmesi ve uygulanmasındaki yetki sorununa, önemi nedeniyle 1982 tarihli Deniz Hukukuna Dair Birleşmiş Milletler Konvansiyonu′mm öncesi ve bu Konvansiyon′un getirdiği düzen ayırımıyla değindik. Bu bağlamda, kazalar sebebiyle kirlenmenin önlenmesi için kabul edilmiş önlemler, kıyı Devletinin kirlenmeye yaratan kazalara müdahalesi ve kirlenmenin önlenmesi ve azaltılması bakımından Devletler arasındaki işbirliği konuları da bunlara ilişkin bölgesel düzenlemeler ve diğer andlaşmalar da gözönünde tutularak ayrıntılı bir şekilde ele alın- Denizlerdeki kirlenmenin en önemli kaynaklarından biri olan depolama, üçüncü bölümün konusunu teşkil etmektedir. Depolama, gemiler vasıtasıyla gerçekleştirilmesine rağmen, milletlerarası andlaşmalar düzeni içinde, gemi kökenli kirlenmeden farklı bir kirlenme kaynağı olarak ele alınmıştır. Fakat, aralarındaki yakın ilgi dolayısıyla, bu bölüm içinde depolamaya ilişkin evrensel ve bölgesel düzenlemelere değinmenin konuyu tamamlayacağı düşüncesiyle incelememize bu hususu da dahil etmiş bulunmaktayız. Nihayet, incelememizin dördüncü bölümünde, gemi kaynaklı kirlenmenin önlenmesi ve azaltılmasmdaki yetkiye dair Türk düzenlemesi açıklanarak, burada milletlerarası düzenlemelere göre aksayan veya eksik yönler vurgulanmaya çalışılmıştır. İncelemenin bütünü çerçevesinde, milletlerarası çevre hukukunun temeli olan andlaşmalar açıklanırken genel ve evrensel nitelikli olanlar öncelikle ele alınmış, bölgesel ve ikili andlaşmaların düzenlemelerine ise bundan sonra değinilmiştir. Konuyla ilgili önemli evrensel ve bölgesel milletlerarası andlaşmalara taraf olan Türkiye′nin düzenlemelerine ise yeri geldikçe değinilerek işaret edilmiştir. İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ V İKİNCİ BASIYA ÖNSÖZ VII İÇİNDEKİLER IX GİRİŞ 1 I- DENİZ KİRLENMESİ 1- Deniz Kirlenmesinin Tanımı 5 2- Deniz Kirlenmesinin Kaynakları 9 A- Denizlerin Gemicilik Faaliyetleri Dolayısıyla Kirlenmesi 9 B- Denizlerin Depolama Sebebiyle Kirlenmesi 10 C- Denizlerin Deniz Yatağındaki Faaliyetler Dolayısıyla Kirlenmesi 11 D- Denizlerin Kara Kaynaklı ve Atmosfer Kaynaklı Sebeplerle Kirlenmesi 12 3- Deniz Çevresinin Kirlenmesinde Rol Oynayan Kirletici Maddeler 12 4- Milletlerarası Hukuk ve Deniz Kirlenmesi Sorunu 14 A- Milletlerarası Mahkeme Kararları 15 a- Trail Smelter Tahkimi 15 b- Korfu Boğazı Davası 15 c- Lanoux Gölü Davası 16 d- Gabçikovo - Nagymaros Davası 17 e- Mox Tesisi Davası 20 f- Malezya - Singapur Davası 22 B- Hükümetlerarası Bildiriler 23 C- Milletlerarası Andlaşmalar 27 II- GEMİLERDEN KAYNAKLANAN KİRLENME 30 1- Kirlenmenin Önlenmesi ya da Ortadan Kaldırılması İçin Benimsenen Genel Kabul Görmüş Standartlar 31 A- 1954 Tarihli Denizin Petrol ve Türevleri İle Kirlenmesinin Önlenmesine Dair Milletlerarası Konvansiyon 32 X İçindekiler B- 1973 Tarihli Gemilerin Neden Olduğu Kirlenmenin Önlenmesine Dair Milletlerarası Konvansiyon (MARPOL) . 36 C- Diğer Andlaşmalar 43 2- Gemi Kaynaklı Kirlenmenin Önlenmesi, Ortadan Kaldırılması ve Kontrol Altına Alınmasında Kabul Edilen Hukukî Düzenleme Yapma ve Hukuku Uygulama Yetkisi 46 A- Genel Olarak 46 B- Denizlerin Gemi Kaynaklı Kirlenmesinin Azaltılması, Kontrol Altına Alınması veya Ortadan Kaldırılması İçin Kabul Edilen Standartların Düzenlenmesi ve Uygulanmasında Yetki 49 a- Gemilerin Tâbiyeti 50 b- Elverişli Bayrak (Flag Of Convenience) Sorunu 52 C- 1982 Tarihli Birleşmiş Milletler Konvansiyonu Öncesinden Milletlerarası Düzenleme 57 a- 1958 Tarihli Deniz Hukukuna Dair Cenevre Konvansiyonlarında Düzenleme Yetkisi 57 aa- 1958 Tarihli Açık Denizler Konvansiyonu 57 bb- 1958 Tarihli Karasuları ve Bitişik Bölge Konvansiyonu 59 cc- 1958 Tarihli Kıta Sahanlığı Konvansiyonu 59 b- 1954 Tarihli Denizin Petrol ve Türevleriyle Kirlenmesine Milletlerarası Konvansiyon ve 1973 Tarihli Gemilerin Neden Olduğu Kirlenmenin Önlenmesine Dair Milletlerarası Konvansiyonda Düzenleme Yetkisi 61 c- Uygulama Yetkisi 62 d- Üçüncü Deniz Hukuku Konferansı 68 D- 1982 Tarihli Deniz Hukukuna Dair Birleşmiş Milletler Konvansiyonu′nun Getirdiği Düzen 70 a- Düzenleme Yetkisi 75 aa- Bayrak Devletinin Yetkisi 75 bb- Kıyı Devletinin Yetkisi 81 aaa- Kıyı Devletinin Karasularmdaki Düzenleme Yetkisi 81 (1)- 1982 Tarihli B.M. Konvansiyonu′nda Zararsız Geçiş Hakkı ve Deniz Çevresinin Kirlenmesini Önleme Yetkisi 82 İçindekiler XI (2)- 1982 Tarihli B.M. Konvansiyonu′nda Transit Geçiş ve Deniz Çevresinin Kirlenmesini Önleme Yetkisi 90 bbb- Kıyı Devletinin Münhasır Ekonomik Bölgede Yetkisi 106 (1)- Münhasır Ekonomik Bölgedeki Belirli Özelliklerin Özel Zorunlu Tedbirlerin Alınmasını Zorunlu Kılması Durumunda Kıyı Devletinin Düzenleme Yetkisi 108 (2)- İçinde Buzla Kaplı Alanların Bulunduğu Münhasır Ekonomik Bölgelerde Kıyı Devletinin Düzenlenme Yetkisi 110 ccc- İç Sularda Yetki 112 b- Uygulama Yetkisi 113 aaa- Bayrak Devletinin Yetkisi 114 bbb- Kıyı Devletinin Yetkisi 116 (1)-Karasularındaki Yetkisi 116 (2) Münhasır Ekonomik Bölgedeki Yetkisi 118 ccc- Liman Devletinin Yetkisi 120 c- 1982 Tarihli B.M. Konvansiyonu′nda Liman ve Kıyı Devletinin Yetkisinin Uygulanması Bakımından Öngörülen Teminat Hükümleri 126 3- Kazalar Dolayısıyla Meydana Gelen Kirlenmenin Önlenmesi İçin Kabul Edilen Önlemler 130 A- Gemilerin Denize Elverişliliği 132 B- Çatmaların Önlenmesi ve Gemilerin Rotalarının Düzenlenmesi 133 C- Mürettebata İlişkin Standartlar 135 D- Seyrüsefere İlişkin Konularda Yardım ve İşbirliği 136 4- Kıyı Devletinin Kirlenme Doğuran Kazalara Müdahalesi Eylemi 137 A- 1969 Tarihli Açık Denizlerde Kazalar Dolayısıyla Olan Kirlenmeye Müdahaleye İlişkin Konvansiyon 139 a- Konvansiyon′un Kapsamı 139 b- Kıyı Devleti′nin Müdahale Edebileceği Durumlar 141 c- Müdahale İçin Şartlar 141 B- 1982 Tarihli B.M. Konvansiyonu′ndaki Düzenleme 143 XII İçindekiler 5- Kirlenmenin Önlenmesi ve Azaltılmasında Devletler Arasında İşbirliği 146 A- 1969 Tarihli Kuzey Denizi′nin Petrol ve Türevleri İle Kirlenmesinde İşbirliğine Dair Andlaşma 147 B- 1976 Tarihli Akdeniz′in Kirlenmeye Karşı Korunmasına Dair Konvansiyon ve Protokolleri 148 a- Deniz Çevresinin ve Kirlenmesinin İzlenmesi 150 b- Âcil Durum Halinde İşbirliği 151 C- Diğer Bölgesel Andlaşmalarda İşbirliği 153 a- 1978 Tarihli Deniz Çevresinin Kirlenmeden Korunmasında İşbirliğine Dair Kuveyt Bölgesel Konvansiyonu ve 1982 Tarihli Kızıl Deniz ve Aden Körfezi Deniz Çevresinin Korunmasına Dair Bölgesel Konvansiyon 153 b- 1983 Tarihli Kuzey Denizi′nin Petrol ve Türevleri ve Diğer Zararlı Maddelerle Kirlenmesinde İşbirliğine Dair Andlaşma 155 c- 1992 Tarihli Karadeniz′in Kirlenmeye Karşı Korunması Sözleşmesi 157 D- İki Taraflı Andlaşmalar 159 III-DEPOLAMA 160 1- Depolamanın Tanımlanması 163 2- Denize Depolamanın Önlenmesi ve Kontrol Altına Alınmasında Milletlerarası Düzenleme 164 A- 1972 Tarihli Denizin Atık ve Diğer Maddelerin Depolanması Suretiyle Kirlenmesinin Önlenmesine Dair Konvansiyon 166 a- Depolamanın Tanımı 166 b- Yasak Kapsamı 167 c- Yasağın İstisnaları 168 d- Yetki 170 e- Konvansiyonun Uygulanmasını Güçlendirme Önerileri 171 f- Daha Sonraki Gelişmeler 173 g- 1996 Tarihli Londra Konvansiyonu Protokolü 175 B- 1982 Tarihli Deniz Hukukuna Dair B.M. Konvansiyonu′nda Depolamaya İlişkin Düzenleme 176 a- Düzenleme Yetkisi 177 b- Uygulama Yetkisi 178 İçindekiler XIII C- Denize Depolamanın Önlenmesi ve Kontrol Altına Alınmasında Bölgesel Düzenleme 179 a- 1972 Tarihli Denizin Gemi ve Uçaklardan Yapılan Depolama İle Kirlenmesinin Önlenmesine Dair Konvansiyon (Oslo Konvansiyonu) 179 b- 1974 Tarihli Baltık Deniz Alanı Çevresinin Korunmasına Dair Konvansiyon 181 c- 1976 Tarihli Gemilerden ve Uçaklardan Yapılan Depolamalar Sebebiyle Akdeniz′in Kirlenmesinin Önlenmesine Dair Protokol (Barselona Protokolü) 183 d- 1986 Tarihli Güney Pasifik Bölgesi Protokolü 184 e- 1992 Tarihli Karadeniz Çevresinin Depolama Nedeniyle Kirlenmesinin Önlenmesine Dair Protokol 186 IV- DENİZ ÇEVRESİNİ KORUMAYA DAİR TÜRK DÜZENLEMESİ 189 SONUÇ 189 BİBLİYOGRAFYA 203 KAVRAM DİZİNİ 215