Vedat Kitapçılık
Kargo Gönderim Saatleri;
Hafta İçi Saat 16:00 'ya kadar
Cumartesi Saat 11:00 'e kadar


Banka Hesap Bilgilerimiz
Destek
HATTI
0212
240 12 54
240 12 58
Favori
Listenizde
Ürün Yok!
Sepetinizde
Ürün Yok!
Yeni Çıkan Yayınlar:      Kasım (49)      Ekim (124)      Eylül (80)      Ağustos (71)

Enerjinin Zamanda Yolculuğu Vergi Etkisi

Enerjinin Zamanda Yolculuğu Vergi Etkisi



Sayfa Sayısı
:  
120
Kitap Ölçüleri
:  
16x23 cm
Basım Yılı
:  
2009
ISBN NO
:  
9786055929152

1.280,00 TL











öNSöZ Enerji sadece geçmişin değil bugünün ve geleceğin de sesidir. Dünya′da, güneş sisteminde ve uzayda varolan ve varolduğuna inanılan hayatların başlangıcında ve sürdürülmesinde temel rol oynadığı gibi bunların varlıklarını sürdürdüğü her anda da varolan bir kavramdır. Bu kadar eski, önemli ve karmaşık bir kavramı ifade etmek ve içerisinde yer alan sayısız şekil ve türleri belirtmek için kullanılan enerji terimi çok sade görünmektedir. Fakat enerji kavramının vergi ile bağlantılarını hedef alan bu çalışma bakımından enerji türlerine de değinilerek, farklı görünümler ortaya konacaktır. Çalışma aslında daha fazla siyaset açısından bakılan bir kavramın vergi özelliklerini, hayatı nasıl etkilediğini, insanlık ve özellikle ülkemiz için nasıl bir gelecek çizdiğini gösterecektir. Bunu yaparken enerjinin kapsamı dikkate alındığında temel enerji alanlarını esas almak ve siyasetin büyük oranda yönlendirdiği ve her ülke bakımından farklı politikaların geçerli olduğu bu konuda ağırlıklı olarak ülkemizin durumuna bakmak kaçınılmazdır. Bu kapsamda enerjinin ülkemizde ve dünyada uygulan politikalar ve gelişmeler çerçevesinde nasıl şekillendiği ortaya konulacak, enerji ve verginin birbirlerini ne şekilde etkilediği değerlendirilecektir. Türkiye gibi dünya enerji koridorlarının ortasında bulunan bir ülkenin konuya bakış açısı ve vergi boyutu bu sebeple önemlidir Enerji ve vergi çerçevesinde bugünün gözüyle geçmiş ve gelecek arasında bir bağlantı bulunmaktadır. Böylece enerji geçmişten geleceğe, eski ve yeni şekilleriyle, zamanda yolculuğunu sürdürecektir. Hayat da öyle. Hayatın her anında yanımda, aklımda ve hayalimde olan Sultan′a ve hayat kaynağımız Saba Şahika TAHMAZ′a sonsuz sevgilerimle. Doç. Dr. Hakan ÜZELTÜRK Üsküdar, 2008 GİRİŞ Çalışmanın başlığında yer alan vergi etkisi, ünlü kelebek etkisi (butterfly effect) teorisinden1 esinlenerek kullanılmıştır. Kelebek etkisi, bir sistem oluşturulurken esas alınan başlangıç verilerindeki çok küçük değişikliklerin sebep olabildiği önemli sonuçları ifade etmek için oluşturulan bir teoridir, isim, hava tahminleri çalışması yapan Edvvard N. Lorenz tarafından 1963 senesinde kullanılmıştır. Örneğe göre, Amazon Ormanlarında kanat çırpan bir kelebek, Avrupa′da fırtınaya yol açabilir. Lorenz, hava durumuyla ilgili olarak yaptığı iki hesaplamada kullandığı sayılar arasında sadece binde bir fark olmasına rağmen sonuçları arasında çok büyük farklar görünce bu başlangıçtaki küçük farkı daha vurucu ifade edebilmek amacıyla önce martı kanadı örneğini kullanmış, sonra daha vurucu olan kelebek kanadını örnek vermiştir. Bu çalışmada da vergi ile ilgili olarak yapılacak küçük değişikliklerin enerji tercihleri, kullanım şekli ve alışkanlıklarında ne kadar önemli değişiklikler yarattığı görülecektir. Bu nedenle enerjideki bu etki kelebek etkisi gibi "vergi etkisi" yaratabilmektedir. Doğal kaynaklarının binde birinden2 faydalanabilen Türkiye sahip olduğu enerji alanındaki büyük potansiyeli ile ilgili problemlerini yıllardır aşamamaktadır. Bu çerçevede maden konusu Dünya′da bir savaş alanı olarak nitelendirilmektedir3. Türkiye maden rezervi açısından dünyanın en zengin ülkeleri arasında yer alırken, oldukça büyük bir serveti de bünyesinde barındırmaktadır4. Maden Tetkik Arama verilerine göre Türkiye yer altı kaynakları yönünden Dünyada 132 ülke arasında toplam üretim değeri açısından 28., maden çeşitliliği bakımından ise 10. sırada yer almaktadır. Dünyada ticareti yapılan 90 çeşit madenden 77′si Türkiye′de olup, üretimi yapılan maden ve mineral sayısı ise 60 civarındadır. Dünya metal maden rezervlerinin % 0,4′ü, endüstriyel ham madde rezervlerinin % 2,5′i, kömür rezervlerinin % 1′i ve jeotermal potansiyelinin % 0,8′i de Türkiye′de bulunmaktadır. Do- 1 www.wikipedia.org 2 Dünya, 19.8.2008. 3 Doğan AYDAL, Maden Savaşları-Dünyanın Kara Talihi, istanbul 2007. 4 Milliyet, 25.8.2008. layısıyla bu konumdaki bir ülkenin Dünya enerji sektöründe olması gereken yerde olmaması düşündürücüdür. Bu durumun da ötesinde Türkiye enerji alanında kendine dahi yetememekte, yıllardır enerjide dış kaynaklara bağlı bulunmaktadır. Konuyla bağlantılı ulusal ve uluslar arası çeşitli veriler incelendiğinde çarpıcı bilgiler ve ülkemizin sahip olduğu zenginliklerin boyutu da ortaya çıkmaktadır. Sahip olunan bu zenginlikler doğrudan ya da yatırımlar ve finansman yönünden dolaylı olarak enerji alanını mutlaka ilgilendirmektedir. Örneğin altın konusu dünyada birçok firmanın da dikkatini çekmekte, bu sebeple yıllardır altın aranması konusundaki girişimler, polemikler ve davalar sürmektedir. Türkiye′nin tahmin edilen 6500 tonluk altın potansiyeli kendisini dünya ikincisi konumuna getirmektedir. Yapılan çalışmalarla 600 ton altın varlığı görünür hale getirilmesine rağmen mevcut potansiyelin ancak % 10′u bulunmuş ve 50 ton civarında altın üretilmiştir. Türkiye′de yılda 300 ton altın ithal edildiği düşünülürse bu rakamların önemi daha iyi anlaşılabilecektir. Bir başka önemli alan bu konudaki farklı görüşlere rağmen bor madenidir. Türkiye 3 milyar 66 milyon ton bor rezervleri ile dünya bor potansiyelinin % 72′sini elinde bulundurmaktadır. Buna rağmen bor alanında da Dünya′da ne kadar etkisiz olduğumuz bilinmektedir. Bu iki örnek madenin yanı sıra kömürden de bahsetmek gerekir. Kömür alanında uzun yıllardır değişmeyen 8,3 milyar ton kömür rezervi, 300 bin metre sondaj yapılarak ve 2,3 milyar ton yeni kömür rezervi bulunarak ( oranında artmıştır. Toplam linyit rezervi de 10,6 milyar tona yükselmiştir. Türkiye′de yılda yaklaşık 60 milyon ton civarında üretilen kömürün büyük bir kısmı termik santrallerde enerji üretiminde kullanılmaktadır. Madenler dışında yenilenebilir enerji alanında da Türkiye′nin potansiyeli çok yüksektir. Özellikle üzerinde durulması gereken rüzgar ve güneş enerjisinin yanı sıra jeotermal enerji potansiyeli 31.500 MVVt (megavat termal) olan Türkiye, bu potansiyeli ile dünyada 7., Avrupa da ise 1. sırada yer almaktadır. Türkiye′nin bugün jeotermal enerjiyi doğrudan kullanım kapasitesi ise 1229 MVVt olup, bu rakam Türkiye Dünya′da 5. sıraya getirmektedir. Bütün bu konular ilerleyen bölümlerde daha ayrıntılı incelenecektir. Türkiye′nin sahip olduğu bu enerji potansiyelin önünü açacak düzenleme ve çalışmaların ise çok sınırlı, dar bütçeli ve yavaş olması, önemli hukuki düzenlemelerin hala yapılamaması, geleceğin enerji politikalarının oluşturulamaması, enerji teşvikleri konusunda atılması gereken adımların atılmaması, vergi desteklerinin sağlanamaması ise oldukça üzücü olup enerjide yurtdışı bağımlılığımızı sürdürmemize sebep olmakta, aynı zamanda ülkemizin bugüne ve geleceği bakımından çok önemli ekonomik kayıplar yaratmaktadır. Bugün alınması gereken önlemler alınmadığı takdirde gelecek nesiller de bizim dönemimizin problemlerini maalesef fazlasıyla yaşayacaklardır. İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM ENERJİ VE ZAMAN ENERJİNİN KISA TARİHİ 15 1. Güneş Enerjisi 16 2. Rüzgâr Enerjisi 17 3. Jeotermal Enerji 18 4. Dalga ve Gelgit Enerjisi 19 5. Biyoetanol 19 6. Nükleer Enerji 20 7. Elektrik Enerjisi 20 8. Hidrojen Enerjisi 22 9. Bor 23 -GÜNÜMÜZDE ENERJİ 24 1. Enerji Güvenliği 25 2. Enerji Verimliliği 26 3. Doğalgaz 33 4. Petrol 36 5. Nükleer Enerji 40 6. Rüzgâr Enerjisi 41 7. Güneş Enerjisi 51 8. Jeotermal Enerji 53 I-...VE SONRASI 53 İKİNCİ BOLUM ENERJİDE VERGİ ETKİSİ I-DUNYA′DA 1. Genel Olarak 2. Avrupa Birliği′nde II-TÜRKİYE′DE SONUÇLAR YARARLANILAN KAYNAKLAR.« 113