Vedat Kitapçılık
Kargo Gönderim Saatleri;
Hafta İçi Saat 16:00 'ya kadar
Cumartesi Saat 11:00 'e kadar


Banka Hesap Bilgilerimiz
Destek
HATTI
0212
240 12 54
240 12 58
Favori
Listenizde
Ürün Yok!
Sepetinizde
Ürün Yok!
Yeni Çıkan Yayınlar:      Kasım (60)      Ekim (124)      Eylül (80)      Ağustos (71)

Ceza Muhakemesi Hukukunda Tanık ve Beyanının Güvenilirliği

Ceza Muhakemesi Hukukunda Tanık ve Beyanının Güvenilirliği



Sayfa Sayısı
:  
150
Kitap Ölçüleri
:  
16*24
Basım Yılı
:  
2020
ISBN NO
:  
9786050506341

250,00 TL











Adli hata sonucu meydana gelen haksız mahkumiyetlerde, temel etkenin gerçeğe uygun olmayan tanık beyanı olduğunun tespiti ile çalışma konusu seçilmiştir. Tanık beyanı, serbest delil sisteminin de etkisiyle, ceza yargılamasında çokça kullanılmasına karşın, tarih boyunca hep şüphe ile yaklaşılan bir delil olmuştur. Bu kadar sık kullanılan bir delilin gerçeği yansıtmaması halinde, hakimi veya jüriyi hatalı yönlendireceği muhakkaktır.


Çalışmanın temel konusunu “yanlış beyan” kavramı oluşturmaktadır. Yanlış beyan, yalan beyanın aksine, tanığın hatalı bilgi verdiğini fark etmemesi ve bu durumun klasik yalan beyan tespit yöntemleri ile tespit edilememesidir. Bu durumun bir adım ötesinde uygulamada “yalan değilse doğrudur” anlayışı yerleşmiş olup, yanlış beyan göz ardı edilmekte ve adaletin tesisi bu sebeple tehlikeye düşmektedir.


Tanık beyanının güvenilirliğinin, ülkemizde en az irdelenmiş olan yanlış beyan yönünü yeterli bir şekilde açıklayabilmek amacıyla çalışma üç bölüme ayrılmıştır. İlk bölümde ceza muhakemesinde ispat kavramı ve ispata ilişkin temel ilkelere; ikinci bölümde ise tanık kavramı, önemi ve tanıklığa ilişkin yasal düzenlemelere yer verilmiştir. Üçüncü ve son bölümde ise çalışmanın temelini oluşturan ve tanık beyanının doğru tartılması için mutlaka göz önünde bulundurulması gereken; algılama, hatırlama ve beyan aşamalarında hataları oluşturabilecek hususların neler olduğu ve bunların tespiti örnek olaylarla birlikte incelenmiştir.


Bu çalışma yüksek lisans tezi olarak hazırlanmış ve 2017 yılında savunulmuştur. Bu süreçte engin bilgisiyle yol gösteren Sayın Prof. Dr. Ayşe Nuhoğlu’na, danışmanım Sayın Yard. Doç. Dr. Namık Kemal Topçu’ya, iş bölümü ile çalışma için gerekli süreyi oluşturmada desteği bulunan meslektaşlarıma ve süreç boyunca manevi desteğini bir an için esirgemeyen kıymetli eşim Dr. Burcu Bal’a en içten teşekkürleri borç bilirim.


 


Çalışmanın kitaplaştırılması aşamasında; teşviğini ve desteğini bir an için esirgemeyen değerli hocam Prof. Dr. Çetin Arslan’a ve sağladıkları katkılar için Rahime Reyhan Tülü, Tarık Mirza Ayçiçek ve Sümeyra Kastanbolu’ya en içten teşekkürlerimi sunuyorum.