Ceza Muhakemesi Hukukunda Aleyhe Değiştirme (reformatio in peius) Yasağı
Ceza Muhakemesi Hukukunda Aleyhe Değiştirme (reformatio in peius) Yasağı
Uğur ERSOY
“Sanık, yardım çığlığı üzerine, yağmurdan kaçarken doluya tutulmayacağı yolunda bir garantiye sahip olmamalıdır.” Beling1 1925 yılında yayımladığı bir makalede, kendi bakış açısından aleyhe değiştirme yasağının esasını bu sözlerle betimlemiştir. 1954 yılına gelindiğinde ise Seibert2, Beling’ten esinlenerek ancak ondan farklı olarak şu tespitlerde bulunmuştur: “Sanığın kanun yoluna başvurması dolayısıyla -bunu kanunen hak etmiş olsa dahi- tabir caizse yağmurdan kaçarken doluya tutulmayacağından ve yardım çığlığı üzerine öncekinden daha kötü bir duruma girmeyeceğinden emin olması gerekmektedir.” Aynı hukuki kurumun, farklı iki yazar tarafından bu denli taban tabana zıt bir şekilde değerlendirmeye tabi tutulmuş olması, çalışma konusunun literatürde nasıl farklı görüşlerin ileri sürülmesine yol açtığını göstermesi noktasında önemli bir göstergedir.
Türk ceza muhakemesi hukuku açısından konuya yaklaşıldığında ise aleyhe değiştirme yasağının günümüze kadar doktora ve üstü akademik seviyede herhangi bir tezin konusunu oluşturmamış olması bizi bu konuda araştırma yapmaya iten en önemli nedenlerin başında yer almıştır. Türk hukuk literatüründe özellikle ceza muhakemesi hukukunda konuyla ilgili yeterli sayıda kaynak bulunmamasından ötürü de aleyhe değiştirme yasağıyla ilgili hatırı sayılır bir kaynağa sahip Alman literatüründen ve yüksek mahkeme kararlarından yararlanma ihtiyacı hissedilmiştir.