Vedat Kitapçılık
Kargo Gönderim Saatleri;
Hafta İçi Saat 16:00 'ya kadar
Cumartesi Saat 11:00 'e kadar
Kartlarına Taksit
Seçeneklerimiz Vardır!
Banka Hesap Bilgilerimiz
Destek
HATTI
0212
240 12 54
240 12 58
Favori
Listenizde
Ürün Yok!
Sepetinizde
Ürün Yok!
Yeni Çıkan Yayınlar:      Mart (135)      Åžubat (116)      Ocak (139)      Aralık (134)

Boşuna Yapılmış Masrafların Tazmini ( Bir Tazminat Türü Olarak )

Boşuna Yapılmış Masrafların Tazmini ( Bir Tazminat Türü Olarak )



Sayfa Sayısı
:  
168
Kitap Ölçüleri
:  
16x23 cm
Basım Yılı
:  
2013
ISBN NO
:  
9786054687619

1.152,00 TL











Yrd. Doç. Dr. Memet Erdem AYBAY 9 Mayıs 1974 tarihinde Ä°stanbul\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\′da doÄŸdu. Ä°lk öÄŸrenimini Ä°lhami Ahmed Örnekal Ä°lkokulunda; orta ve lise öÄŸrenimini Özel Moda Lisesinde ta¬mamladı. 1993 yılında girdiÄŸi Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesin¬den 1999 yılında mezun oldu. Aynı yıl Ekim ayında Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Bilim Dalında baÅŸladığı yüksek lisansını 2003 yılında tamamladı. 2003 yılının Ekim ayında Ä°stanbul Üni¬versitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Bilim Dalında baÅŸladığı doktora eÄŸitimini ise 2010 yılında tamamladı. Halen KKTC Yakın DoÄŸu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalında görevine devam etmektedir. GÄ°RÄ°Åž Borçlar hukuku anlamıyla sorumluluk hukukunun, doktrinde ve uygulamadaki yerinin kapsamlı ve önemli olduÄŸu tartışılmazdır. Borçlar Kanunumuzda, üç temel borç kaynağını oluÅŸturan haksız fiiller, sebepsiz zenginleÅŸme ve sözleÅŸmelerden doÄŸan borç iliÅŸkilerine dair hükümler içinde, bu borçlara uyulmaması halinde kimlerin ne ÅŸekilde sorumlu olacaklarına dair hükümler özenli bir biçimde düzenlenmiÅŸtir. ÖrneÄŸin haksız fiillerden doÄŸan borçlar ile ilgili Borçlar Kanunumuzun ilk mad¬desi olan 41. Maddesinde(TBK m.49) haksız bir fiil suretiyle baÅŸkasına zarar veren kiÅŸinin, bu zarardan sorumlu olacağı düzenlenmiÅŸtir. Aynı ÅŸekilde sebepsiz zenginleÅŸme ile ilgili Borçlar Kanunumuzun ilk maddesi olan 61. Maddesinde(TBK m.77) de haklı bir sebep olmaksızın baÅŸka¬sının zararına mal iktisap eden kiÅŸinin bu malı iadeye mecbur olduÄŸu açıkça belirtilmiÅŸtir. Borçlar Kanunumuzun söz edilen iki maddesi de, sorumluluk hukukunun önemini açıkça arz etmektedir. Bunun dışında sözleÅŸmelerden doÄŸan borç iliÅŸkileri baÄŸlamında Borçlar Kanunumuzun hem genel hükümlerinde hem de özel hükümlerinde borç iliÅŸkisine ay¬kırılık halinde sorumluluk hallerine iliÅŸkin çok sayıda ve ayrıntılı hüküm olduÄŸunun da belirtilmesi gerekir. Sorumluluk hukukunun temel yapı taÅŸlarından biri de sözleÅŸmeye aykırılık halleridir. SözleÅŸmeye aykırılığın Türk - Ä°sviçre Borçlar Huku¬kunda birçok görünüÅŸ biçimi vardır. Bunlar arasında borçlunun temerrü¬dü, borçlunun sorumlu olduÄŸu ifa imkânsızlığı veya borcun gereÄŸi gibi ifa edilmemesi sayılabilir. Bütün bu aykırılık hallerinde doÄŸacak zararların, bu ÅŸekilde borcuna aykırılık edenler tarafından giderilmesi gerekmektedir. Bir baÅŸka deyiÅŸle, oluÅŸan zararların tazmini gerekir. \\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\"Tazminat\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\" sözcüÄŸü de burada ortaya çıkmaktadır. Sorumluluk hukukunun önemli öÄŸelerinden biri olan tazminat hakkında da Borçlar Kanunumuzda birçok hükmün bulunduÄŸunu belirtmek gerekir. SözleÅŸmeye aykırılık halinde zarar gören kiÅŸi, malvarlığı oranında bir zarara uÄŸrayabileceÄŸi gibi, nadir de olsa, malvarlığı dışı deÄŸerleri bakımından da bir zarara uÄŸra¬yabilecektir. Malvarlığı ilgili zararda \\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\"maddi tazminat\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\", malvarlığı dışında meydana gelen zararda da \\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\"manevi tazminat\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\" hükümleri uygulanacaktır. SözleÅŸmeye aykırılık hallerinde sorumluluk bakımından sonuçlar da iÅŸte bu tazminat hükümlerine göre belirlenir. SözleÅŸmeye aykırılık sonucu tazminatın söz konusu olabilmesi için bir takım ÅŸartların gerçekleÅŸmesi gerekecektir. Bu ÅŸartlar, sözleÅŸme uyarınca üstlenilmiÅŸ bir borca aykırılık, borca aykırılıkta kusur, borca aykırılık ile zarar arasında uygun illiyet bağı ve alacaklı tarafında oluÅŸmuÅŸ zarardır. Söz konusu ÅŸartlar arasında zararın önemli bir yerinin olduÄŸunun gözden kaçırılmaması gerekmektedir. Zararın hangi ÅŸartlar altında olu¬ÅŸacağı veya malvarlığında ve malvarlığı dışı bir deÄŸerde zararın oluÅŸup oluÅŸmayacağı hususunda belirli kesin yargılar verilmekle beraber, bazı noktalarda hem doktrin hem de uygulamada farklı görüÅŸler ortaya çı¬kabilecektir. ÖrneÄŸin kiÅŸi, malvarlığı deÄŸerinde bir zarara uÄŸramakla birlikte baÅŸka bir sebep dolayısıyla zararını telafi etme olanağına sahip olmuÅŸsa, burada zararın oluÅŸtuÄŸu konusunda bir takım ÅŸüphelere düÅŸül¬mesi kaçınılmazdır. SözleÅŸmeye aykırılık dolayısıyla zarar gören kiÅŸinin bu zararı, yalnızca fiilen maruz kaldığı zarardan ibaret de olmayabilir. Ä°leride gerçekleÅŸmesi muhtemel zararlardan dolayı da sözleÅŸmeye aykırı davranarak karşı tarafı zarara uÄŸratan kiÅŸi sorumlu tutulabilecektir. Hem Türk - Ä°sviçre Borçlar Hukuku doktrininde hem de diÄŸer ülkelerin hu¬kuk sistemlerinde zararın türüne iliÅŸkin yeni eÄŸilimlerin ortaya çıktığı da görülmektedir. Alman Hukukunda ortaya çıkan \\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\"normatif zarar\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\" kavramı, bu eÄŸilimlere örnek olarak gösterilebilir. GörünüÅŸte zarar gören tarafında malvarlığı baÄŸlamında bir olumsuz etki görülmese de hakka¬niyet gereÄŸi olarak bir zararın takdir edilmesi gerektiÄŸini düÅŸünen bu görüÅŸ, hukuk çevrelerinde azımsanmayacak ölçüde taraftar toplamıştır. Hatta bazı ülkelerde bu görüÅŸten etkilenen kanunkoyucular, hakkaniyet gereÄŸi oluÅŸması gerektiÄŸi düÅŸünülen bu tür zararlara kanun metinlerinde yer vermiÅŸlerdir. Bu durum da bize, klasik zarar kavramının kalıplarının dışında eÄŸilimlerin de hukuk sistemleri içine girmeye baÅŸladığını göster¬mektedir. Modern Avrupa yasalarında bu eÄŸilimler göze çarpmaktadır. Klasik zarar kavramlarından sıyrılmak isteyen ülkelerin yasaları, modern¬leÅŸtirme yoluyla modern çağın dinamik yapısına ayak uydurmak yolunu benimsemiÅŸlerdir. Günümüzde Avrupa\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\′nın modern yasalarından biri Alman Medeni Kanunu (BGB) dur. Esasında Avrupa\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\′daki en eski yasalardan biri olan BGB\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\′ nin özellikle borçlar hukuku hükümlerinde, modern çağın gerek¬lerine ayak uyduramadığı yönünde eleÅŸtiriler üzerine, bir reform yapılma ihtiyacı duyulmuÅŸtur. Bunun üzerine yapılan çalışmalar sonucu 1 Ocak 2002 tarihinde geniÅŸ ölçüde yenilenmiÅŸ BGB yürürlüÄŸe girmiÅŸtir. BGB\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\′ nin borçlar hukuku sistemine yenilikler getiren hükümleri arasında önemli bir yeri de yeni \\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\"Ä°fa Engelleri Hukuku\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\" (Leistungsstörungsrecht) hükümleri kaplamaktadır. SözleÅŸmeye aykırılık ÅŸeklinde de anlaşılabilen ifa engellerini düzenleyen, son dönemlerde özellikle Avrupa\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\′da ortaya çıkan yeni geliÅŸmelerin dikkate alındığı söz konusu hükümler arasında dikkat çekici hükümlerden biri de yeni BGB §284 hükmüdür. BGB §284 hükmü, yalın bir anlatımla, boÅŸuna yapılmış masrafların tazmini kavramını düzenlemektedir. Bu kavramın, esas olarak, Alman Hukukuna yabancı bir kavram olmadığı, tarihsel geliÅŸim incelendiÄŸinde ortaya çıkmaktadır. 1900lü yılların başında ünlü hukukçu Andreas VON TUHR tarafından ileri sürülen \\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\"BoÅŸa Çıkma GörüÅŸü\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\" (Frustrationsthe-orie), haksız bir fiil sonucu zarar gören kiÅŸilerin bu zararlarının arasında, yaptıkları harcamaların amacının ortadan kalkması sonucunda uÄŸradık¬ları olumsuz etkinin de deÄŸerlendirilmesi gerektiÄŸi düÅŸüncesine dayan¬maktadır. Bir baÅŸka deyiÅŸle, harcamaların boÅŸa çıkması sonucunda bir zarar meydana gelecektir ve bu zararın tazmin edilmesi gerekmektedir. Tartışma yaratan bu görüÅŸ, kimi Alman hukukçular tarafından benimse¬nirken, kimi hukukçular tarafından da zarar ile fiil arasındaki nedensellik bağının eksik olmasından dolayı eleÅŸtirilere uÄŸramıştır. Masrafların boÅŸuna yapılmış olmasının bir zarar oluÅŸturduÄŸu yönünde bir baÅŸka görüÅŸ de önce Ä°mparatorluk Mahkemesi (Reichsgericht), daha sonra da Alman Yüksek Mahkemesi (Bundesgerichtshof) tarafından benimsenen, kronolojik olarak boÅŸa çıkma görüÅŸünden sonra ortaya çıkan, bir karine yardımı ile geliÅŸen bir görüÅŸtür. Söz konusu karine \\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\"Verimlilik Karinesi\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\" (Rentabilitâtsvermutung) ÅŸeklinde adlandırılmıştır. Buna göre; düzgün ifanın gerçekleÅŸmemesi yüzünden alacaklının uÄŸradığı zararın varlığı, düzgün ifa gerçekleÅŸseydi alacaklının yaptığı masrafların kendini amorti edeceÄŸine iliÅŸkin karinenin ispatına baÄŸlıdır. Masrafların kazanç odaklı olması esastır; bir baÅŸka deyiÅŸle, edim konusuna yapılan masraflar ile¬ride bu masrafların kendini amorti edeceÄŸine inanılarak yapılacaktır. EÄŸer masrafların kendini amorti etmesi, sözleÅŸmeye aykırılık yüzünden engellenmiÅŸse, alacaklının bu yöndeki zararının tazmini gerekmektedir. Verimlilik karinesine dayanan bu görüÅŸ, tüm masrafların kazanç amaçlı yapıldığı yönünden eleÅŸtirilere uÄŸramıştır. Masrafların sadece ileride bir kazanç elde etme amacı ile yapılmasının söz konusu olmaması, masrafların ideal hedefler doÄŸrultusunda da yapılabileceÄŸi, bu yüzden de bu türden masrafların boÅŸa çıkmış olması halinde de tazminata hükmedilmesi ge¬rektiÄŸi ifade edilmiÅŸtir. Verimlilik karinesinin kazanç elde etmek dışında baÅŸka amaçlar baÄŸlamında söz konusu olmayacağı yönündeki mahkeme içtihatlarına yapılan bu eleÅŸtirilere, BGB\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\′ ye yeni hükümler getirilmesine iliÅŸkin tasarının tartışmaları sırasında da deÄŸinilmiÅŸ ve boÅŸluk dolduru¬cu bir hüküm getirilmesi gerektiÄŸi üzerinde uzlaÅŸmaya varılmıştır. Bu geliÅŸmeler sonucunda da BGB §284 hükmü ortaya çıkmıştır. Bu hükme göre, edimi elde edeceÄŸine güvenen alacaklı, hakkaniyet sınırları içinde bir takım masraflar yapmışsa, borçlunun yükümlülük ihlali üzerine talep edebileceÄŸi ifa yerine tazminatın yerine, bu masrafların boÅŸuna yapılmış olmasından dolayı uÄŸradığı zararı talep edebilecektir. EÄŸer yükümlülük ihlali olmadan da masrafların amacına ulaşılamayacaksa, masraf tazmini¬ne izin verilmeyecektir. Tarihsel geliÅŸimi bu ÅŸekilde gerçekleÅŸen BGB §284 hükmünün konusu olan boÅŸuna yapılmış masrafların tazmini kavramı, çalışma ko¬numuzun esasını oluÅŸturmaktadır. Alman Borçlar Hukukunda yeni olan bu kavramın Türk Hukukunda da incelenmesi gerektiÄŸini düÅŸünmek¬teyiz. Türk Hukukuna yabancı bu kavramın bu ÅŸekilde incelenmesinin zorluklar arz ettiÄŸi açıktır. Bununla birlikte Türk doktrininde ve hukuk uygulamasında bu konuda bir boÅŸluÄŸun doldurulması gerektiÄŸi de orta¬dadır. BoÅŸuna yapılmış masrafların tazmini kurumu, bir seçenek olarak hukukumuzda da alacaklının önüne konursa, oluÅŸan bu boÅŸluÄŸun doldu¬rulacağı ve hakkı ihlal edilen alacaklı tarafında oluÅŸan zararın daha kolay bir biçimde tazmin edileceÄŸini düÅŸünmekteyiz. Bunun dışında varılacak sonuçlar açısından çalışmamızın doktrine ve uygulamaya bir ışık tutaca¬ÄŸÄ±na da inanmaktayız. Çalışma konumuzun daha iyi anlaşılmasını saÄŸlamak amacıyla önce¬likle sözleÅŸmeye aykırılıkta sorumluluk bakımından hem Türk - Ä°sviçre hem de Alman Hukuku sistemlerinin incelenmesinin gerekli olduÄŸunu düÅŸünüyoruz. Bu yüzden, çalışmamızın ilk bölümünde, her iki hukuk sis¬teminde, sözleÅŸmeden doÄŸan aykırılık halleri ve bunların sonuçları üze¬rinde, çalışma konumuzu ilgilendirdiÄŸi ölçüde, durulmuÅŸtur. Ayrıca bu kapsamda olmak üzere zarar ve tazminat kavramlarına da, yine çalışma konumuzla ilgisi olduÄŸu ölçüde, deÄŸinilmiÅŸtir. Söz konusu bölüm içeri¬sinde sadece sözleÅŸmeden doÄŸan aykırılık halleri ve sonuçları açısından zarar ve tazminat kavramlarının incelenmesinin sebebi, çalışma konumu¬zun temeli olan BGB §284 hükmünün sadece sözleÅŸmeden doÄŸan aykı¬rılık hallerinde geçerli olmasıdır. Her ne kadar boÅŸuna yapılmış masraflar kavramı Almanya\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\′da öncelikle haksız fiiller alanında ortaya çıkmış olsa da, 2002 yılında yürürlüÄŸe giren BGB §284 hükmü anlamında haksız fiiller ve sebepsiz zenginleÅŸme baÄŸlamında boÅŸuna yapılmış masrafların tazminine izin verilmemektedir. Bu sebepten dolayı, hukukumuzda da sözleÅŸmeye aykırılık halleri dışında bu kavramın uygulama ihtiyacının olmadığım düÅŸünmekteyiz. Çalışmamızın ikinci bölümünde ise, boÅŸuna yapılmış masrafların tazmini kavramının BGB\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\′ deki yansıması, BGB §284 hükmü incelenmiÅŸ¬tir. Bu inceleme yapılırken, öncelikle tarihsel geliÅŸim hakkında bilgiler verilmiÅŸ, daha sonra da alacaklıya tanınan boÅŸuna yapılmış masrafların tazmini talebinin ÅŸartları ayrıntılı olarak belirtilmiÅŸtir. Ä°kinci bölüm içe¬risinde çeÅŸitli yerlerde Alman Hukukunda oluÅŸmuÅŸ doktrin görüÅŸlerine yer verilmiÅŸtir. Ayrıca konuyla ilgili Alman Yüksek Mahkemesi (BGH) kararlan da bölüm metni içerisine yerleÅŸtirilmiÅŸtir. Bu noktada BGH kararlarının sayısının çok fazla olmadığının belirtilmesi gerekir. Bunun sebebi olarak BGB §284 hükmünün Alman Borçlar Hukukunda nispeten yeni bir hüküm olması gösterilebilir. Bununla birlikte çalışmamız baÄŸla¬mında mümkün olduÄŸunca en yeni tarihli kararların inceleme konusu yapıldığım söyleyebiliriz. Çalışmamızın üçüncü bölümünde Ä°ngiliz ve Amerikan hukukunda masrafların yararsız hale gelmesi halinde tazminatın ne ÅŸekilde düzenlen¬diÄŸi hakkında açıklamalara yer verilmiÅŸtir. Bu bölümün amacı, boÅŸuna yapılmış masrafların tazmini kavramının Türk Hukukunda uygulanabi¬lirliÄŸini tartışmadan önce, boÅŸuna yapılmış masraflar kavramına çok ben¬zeyen yararsız masraflar kavramı incelenerek, çalışma konusu kavramın Türk Hukukuna uygulanmasında daha saÄŸlıklı sonuçlara varmaktır. Çalışmamızın dördüncü ve son bölümünde ise, boÅŸuna yapılmış masrafların tazmini kavramının Türk Hukukunda uygulanabilirliÄŸi tartı¬ÅŸÄ±lmıştır. Bölüm içinde, öncelikle masraf kavramından Türk Hukukunda ne anlaşıldığı ve masrafın zarar kavramından farkı üzerinde açıklamalarda bulunulmuÅŸtur. Çalışma konumuz olan boÅŸuna yapılmış masrafların, Türk Hukukunda anlaşılan masraflardan farkı ve bu kavramın hukukumuzda kabul edilmesi halinde ne ÅŸekilde sınırlandırılabileceÄŸi bu baÄŸlamda in¬celeme konusu yapılmıştır. Bu inceleme yapılırken yarar saÄŸlayacağı dü¬ÅŸünülerek Alman Borçlar Hukuku doktrinindeki tartışmalara da deÄŸinil¬miÅŸtir. Son olarak boÅŸuna yapılmış masrafların tazmini seçeneÄŸinin Türk Hukuku tarafından kabul edilmesi halinde hangi yararlan beraberinde getireceÄŸine deÄŸinilmiÅŸ ve kavramın kabul edilmesi için çözüm yolları gerekçeleri ile birlikte ifade edilmiÅŸtir. ONSOZ Dünyadaki hukuk sistemleri incelendiÄŸinde, borçlar hukuku baÄŸla¬mında sorumluluÄŸa iliÅŸkin kuralların önemli bir yer kapladığı görülebilir. Özellikle sözleÅŸmeye aykırılık hallerinde kimin ne derecede sorumlu ola¬cağının belirlenmesinin önemi yadsınamaz. Gerek Kara Avrupası Hukuk Sistemi\\\′nde, gerekse îngiliz - Amerikan Hukuk Sistemi\\\′nde sözleÅŸmeler¬den doÄŸan borç iliÅŸkilerinde sorumluluk hususuna geniÅŸ yer verilmiÅŸtir. Türk - Ä°sviçre Borçlar Hukuku\\\′nda da üç temel borç kaynağı olarak görülen haksız fiiller, sebepsiz zenginleÅŸme ve sözleÅŸmeler alanlarında sorumluluk düzeninin özenli bir biçimde hazırlandığı gözlerden kaçma¬maktadır. Bununla birlikte çeÅŸitli ihtimaller göz önüne alınarak hazırlanan bu düzenin, hukukun dinamik yapısı ve modern çağın gerekleri uyarınca yeri geldiÄŸince deÄŸiÅŸtirilmesi gereÄŸi de ortadadır. Türk - Ä°sviçre Borçlar Hukuku\\\′nda bu türden deÄŸiÅŸikliklere zaman zaman rastlanmaktadır. Söz konusu gereklilik, aslında tüm ülke hukukları için de geçerlidir. Kara Avrupası Hukuk Sistemi\\\′nde önemli bir yer tutan Alman Borç¬lar Hukukunun da deÄŸiÅŸim ihtiyacı içinde olduÄŸu hissedilmiÅŸ ve buna uygun olarak 1 Ocak 2002 tarihi itibariyle yürürlüÄŸe sokulan yeni bir yasa ile borçlar hukuku sisteminin modernizasyonu yoluna gidilmiÅŸtir. Alman Medeni Kanununun (BGB) borçlar hukuku kurallarının yenilenmesi ÅŸek¬linde gerçekleÅŸtirilen bu deÄŸiÅŸikliÄŸin en önemli alanı sözleÅŸmeye aykırılık (Alman doktrininde geçen adıyla ifa engelleri) alanı olmuÅŸtur. SözleÅŸme¬ye aykırılık hallerinde geçerli olan sistem büyük ölçüde deÄŸiÅŸtirilirken, o zamana kadar kanunda olmayan hükümler de getirilmiÅŸtir. Bu hükümler¬den birinde de hiç ya da gereÄŸi gibi ifa edilmemede alacaklıya ifa yerine tazminatın yerine alternatif olarak \\\"boÅŸuna yapılmış masrafların tazmini\\\" olanağı saÄŸlanmıştır. Daha önceleri doktrinde bir görüÅŸ olarak ortaya atılmış, daha sonra Alman Yüksek Mahkemesi yoluyla, kanun hükmünde olduÄŸu kadar geniÅŸ olmasa da kabul edilmiÅŸ bir kavram olan boÅŸuna yapıl¬mış masrafların tazmini, bu ÅŸekilde kanun hükmü haline getirilmiÅŸtir. Çalışmamızın esasını da Almanya\\\′da yeni yürürlüÄŸe girmiÅŸ bu kav¬ram oluÅŸturmaktadır. Bu baÄŸlamda kavram ayrıntılarıyla incelenecektir. Bu inceleme yapılırken öncelikle Türk - Ä°sviçre Borçlar Hukuku ve Alman Borçlar Hukukunda konuyla baÄŸdaÅŸtığı ölçüde zarar ve tazminat kavram¬larından ne anlaşıldığı konusu üzerinde durulmuÅŸ, daha sonra, BGB\\\′ ye yeni getirilmiÅŸ olan hüküm ayrıntılarıyla açıklanmıştır. Son bölüme geçmeden yararlı olacağı düÅŸünülerek Ä°ngiliz ve Amerikan hukukunda yararsız masrafların ne ÅŸekilde tazmin edileceÄŸi ile ilgili açıklamalarda da bulunulmuÅŸtur. Son bölümde ise boÅŸuna yapılmış masrafların tazmini seçeneÄŸinin, özellikle Türk hukukunda uygulanabilirliÄŸi tartışılmıştır. Bu bölüm içerisinde kavramın kabul edilmesi halinde hukukumuza ne gibi yararlar getireceÄŸi sorgulanmış ve kavramın hukukumuzda kabul edile¬bilmesi için çeÅŸitli öneriler geliÅŸtirilmiÅŸtir. Esas olarak bu çalışma Ä°stanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Ens¬titüsü Özel Hukuk Anabiüm Dalı Doktora Programı kapsamında bir doktora tezi olarak hazırlanmıştır. \\\"Bir Tazminat Türü Olarak: BoÅŸuna Yapılmış Masrafların Tazmini\\\" isimli bu tez, 09.04.2010 tarihinde, Prof*. Dr. Rona SEROZAN(DamÅŸman), Prof. Dr. Cevdet YAVUZ, Prof. Dr. Tufan ÖÄžÜZ, Prof. Dr. Haluk Nami NOMER ve Prof. Dr. Gülçin Elçin GRASSINGER\\\′den oluÅŸan jüri önünde savunulmuÅŸ ve baÅŸarılı bulun¬muÅŸtur. Elinizdeki çalışma, aynı isimli tezin, sayın jüri üyelerinin deÄŸerli eleÅŸtiri ve görüÅŸleri doÄŸrultusunda hazırlanmış son halidir. Öncelikle baÅŸta Tez Ä°zleme Komitesinde yer alan, ancak rahatsızlığı sebebiyle jüri önündeki savunmamdan kısa bir süre önce komiteden ay¬rılmak zorunda kalan ve Kasım 2011\\\′de kaybettiÄŸimiz rahmetli hocam Prof. Dr. Åžener AKYOL\\\′un aziz hatırası önünde saygıyla eÄŸiliyorum. Kendisinin bana zorlu hazırlanma sürecinde verdiÄŸi desteÄŸi ve ÅŸefkati hayatım boyunca unutmayacağım. Tez danışmanlığımı üstlenmeyi kabul ederek, konunun belirlenmesinden bitimine kadar olan süreçte benden desteÄŸini ve katkısını hiçbir zaman esirgemeyen deÄŸerli hocam Prof. Dr. Rona SEROZAN\\\′a burada ÅŸükranlarımı sunmaktan onur duyarım. Bu¬nun yanında Tez Ä°zleme Komitesinde ve jüride yer alan sayın hocalarım Prof. Dr. Cevdet YAVUZ, Prof. Dr. Tufan ÖÄžÜZ, Prof. Dr. Haluk Nami NOMER ve Prof. Dr. Gülçin Elçin GRASSINGER\\\′e deÄŸerli katkılarını esirgemedikleri için çok teÅŸekkür ediyorum. GöstermiÅŸ oldukları hoÅŸgörüyle tezimin savunmasını tamamla¬mamda bana gerekli zamanı tanıyarak ve tüm bu zorlu süreçte destek olarak büyük katkıları olan Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesinde görev yapan deÄŸerli çalışma arkadaÅŸlarıma ve eski dekanlarım Prof. Dr. Devrim ULUCAN ve Prof. Dr. Oktay UYGUN\\\′a teÅŸekkürlerimi sunarım. Tezimi baskıya hazırlamak için yoÄŸunlaÅŸtığım günlere denk gelen zaman olan 2012 yılının Åžubat ayında çalışmaya baÅŸladığım Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Yakın DoÄŸu Üniversitesi Hukuk Fakültesinde görev yapan, baÅŸta dekanım Prof. Dr. Yıldırım ULER olmak üzere tüm hocalarıma ve çalışma arkadaÅŸlarıma da verdikleri destekten ve saÄŸladıkları huzurlu ortamdan dolayı teÅŸekkürü borç biliyorum. Ailenin desteÄŸi her insanın hayatında büyük önem taşır. Akademis¬yenlik gibi zor bir mesleÄŸi yürütürken bana her adımda destek olan, tüm zor zamanlarımda beni her zaman ayakta tutan ve özellikle de tezin tüm aÅŸamalarında yanımda olan deÄŸerli babam Prof. Dr. Aydın AYBAY ve de¬ÄŸerli annem Av. Fatma Burçin AYBAY\\\′a beni bu ÅŸekilde yetiÅŸtirdikleri için ve bugünlere gelmemi saÄŸladıkları için ne kadar teÅŸekkür etsem azdır. Ay¬rıca hem ailevi hem de akademik anlamda desteÄŸini benden hiçbir zaman esirgemeyen sevgili amcam Prof. Dr. Rona AYBAY\\\′a ve sevgilerini her zaman hissettirmiÅŸ ailemin diÄŸer deÄŸerli üyelerine teÅŸekkürü borç bilirim. Son olarak, kitabın basım ve yayınını gerçekleÅŸtirerek sizlere ulaÅŸ¬masını saÄŸlayan baÅŸta sayın Erol ÖZ olmak üzere, tüm emeÄŸi geçenlere ve On Ä°ki Levha Yaymcılık\\\′a teÅŸekkürlerimi sunarım. Yrd. Doç. Dr. Memet Erdem AYBAY Ä°stanbul/LefkoÅŸa 2012 ONSOZ Tazminat sorumluluÄŸu alanındaki geliÅŸmeler baÅŸ döndürmekte. Nedensellik alanında sorumluluk sınırlayıcı \\\"normun koruma amacı ku¬ramı\\\" ve \\\"önceden görülebilirlik\\\" (foreseeability) kavramı, zarar alanında sorumluluk geniÅŸletici \\\"normatif zarar\\\" kavramı derken, son zamanlarda bu kuramların ve kavramların yanma bir de \\\"boÅŸuna yapılmış masrafların tazmini\\\" istemi katıldı. Alacaklının borçlusunun borcunu gereÄŸi gibi ifa edeceÄŸine inanarak yapmış olduÄŸu masrafların tazminini borçlusundan isteyebilmesi Alman hukukunda öngörülmüÅŸ yeni ve ilginç bir tazminat seçeneÄŸi. Almanya\\\′da önce yargıda, daha sonra yazında, son aÅŸamada da Borçlar Hukukunu modernleÅŸtirme sürecinde yasada benimsenmiÅŸ. Erdem Aybay\\\′ın bu önemli ve zor konudaki yapıtına bir Önsöz ya¬zarken Aybay\\\′m ve danışmanı olarak benim, meslektaÅŸlarımız tarafından \\\"bu ne cüret\\\" diye yadırgandığımızı anımsıyorum. Ama biz bu riski bir¬likte göze aldık. Åžimdi Erdem\\\′in yayın yaÅŸamına çıkan yapıttaki baÅŸarısı ve benim ortak çalışmalar sırasında aldığım zevk ikimize de \\\"katlanılan sıkıntıya ve harcanan emeÄŸe deÄŸdi\\\" dedirtiyor. BilindiÄŸi gibi, gönülsüz bir kayıp anlamına gelen \\\"zarar\\\"dan ayrımlı olarak, \\\"masraf\\\" gönüllü bir özveri. Ancak a) vekalette, vekaletsiz iÅŸ görmede veya masraf zenginleÅŸmesinde olduÄŸu gibi, baÅŸkasının çıkarına yapıldığında ödetilebiliyor, b) zararın artmasını önleme amacıyla yapıldığında tazmin ettirilebiliyor, c) sözleÅŸmenin hükümsüzlüÄŸüne yol açmada olumsuz güven zararı baÄŸlamında tazmin ettirilebiliyor. Erdem Aybay\\\′ın bu yapıtında ele alınan Alman hukukunun yeni tazminat alternatifinde ise masraf deÄŸiÅŸik bir tazminat yolu olarak kar¬ÅŸÄ±mıza çıkmakta. Bu yeni yolda, geçerli olarak kurulmuÅŸ bir sözleÅŸmenin ifa edileceÄŸine güvenilerek yapılmış olan masraflar hem gönüllü olarak yapıldıkları için hem de bunlar sözleÅŸme gereÄŸi gibi ifa edilseydi bile zaten yapılacak masraflar oldukları için aslında gerçek anlamda \\\"zarar\\\" sayılamayacakları ve geride anılan ÅŸemada yer almadıkları halde pekala tazmin ettirilebiliyor. BoÅŸuna yapılmış masrafların tazminine önce sözleÅŸme dışı sorumlu¬luk alanında baÅŸlanmış. Åžöyle ki trafik kazasının maÄŸduru, hastane ve oto tamir parasının yanı sıra, boÅŸ kalmış ve yararlanılamamış garajın parasını, izlenememiÅŸ olan gösterinin ve çıkılamamış olan tatil yolculuÄŸunun bilet parasını, boÅŸuna ödenmiÅŸ taşıt vergisini ve sigorta primini de sorumlusu¬na tazmin ettirebilmiÅŸ. Sonradan, sözleÅŸmeye aykırılık alanında da alacaklının edime ka¬vuÅŸacağı umuduyla yaptığı masrafları, örneÄŸin bastırılan davetiyenin bedelini ya da satın alınmış mal için yapılmış tadilat masrafını edimden saÄŸlanacak asgari kazanç kalemi ya da amortizasyon kalemi olarak talep edebileceÄŸi kabul edilmiÅŸ. Dikkat edilirse, burada, aslında masrafların yapılması deÄŸil de edim¬den yoksun kalınması yüzünden bu masrafların karşılıksız kalması, baÅŸka bir söyleyiÅŸle, yapılan masrafların amortize edilmesi fırsatının kaçırılması zarar sayılmakta. Böylece gönüllü olarak yapılan masraf cüretli bir man¬tıksal \\\"salto mortale\\\" ile gönülsüz olarak katlanılan bir zarara dönüÅŸtürül¬mekte. Bu kendine özgü tazminatın kapsamına olumsuz zarardan ayrımlı olarak ne sözleÅŸme müzakereleri için harcanan paralar ne de elveriÅŸli bir sözleÅŸme fırsatının kaçırılması zararı girer. Öte yandan, bu zararın kapsamına olumlu zarardan ayrımlı olarak yoksun kalınan kazanç girmez. Gözden kaçırılmaması gerekli önemli nokta ÅŸudur: Bu tazminat ancak beylik büyük tazminat (olumlu zararın tazmini) \\\"yerine\\\" istenebi¬lecek \\\"alternatif\\\" bir tazminattır; yoksa büyük tazminata ek olarak istene¬bilecek olan \\\"kümülatif\\\" bir tazminat deÄŸildir. \\\"Pekiyi ama öyleyse alacaklı için ne yararı vardır bu kendine özgü tazminatın?\\\" diye sorulabilir. SözleÅŸmeye aykırılık maÄŸduru alacaklının ispat kolaylığından ya¬rarlanma ve ticari sırlarını ortaya dökmeme çıkarı bu alternatif tazminatı haklı ve yerinde gösteren baÅŸlıca nedenlerdendir. Alacaklı bu kestirme yoldan beylik tazminat istemi baÄŸlamında varlığını kanıtlamak ve ortaya dökmek zorunda kalacağı deÄŸiÅŸik zarar kalemleri yerine, sözleÅŸmenin ifa edileceÄŸine güvenerek yapmış olduÄŸu reklamların, ödediÄŸi kiraların, ısmarladığı malların ve baÅŸkaca ödemelerinin faturalarını ibraz ederek, belki daha sınırlı ama daha kolay bir tazminata kavuÅŸabilmektedir. Pekiyi ama Türk hukukunda alacaklıya tanınabilir mi böyle bir alter¬natif tazminat? Türk hukukunda a) sözleÅŸme dışı sorumluluk alanında boÅŸuna ya¬pılmış masrafların tazmini \\\"normatif zarar\\\" kavramı eÅŸliÄŸinde pekala be¬nimsenmiÅŸ olduÄŸuna göre, b) alacaklının olumlu tazmin seçeneÄŸi yerine pekala olumsuz zararın tazminini isteyebileceÄŸi de kabul edildiÄŸine göre, bir adım daha atılarak, bu yeni seçeneÄŸin bizde de karşılaÅŸtırmalı hukuk ışığında \\\"yasa boÅŸluÄŸunun doldurulması\\\" yolundan benimsenememesi için hiçbir neden yoktur. SözleÅŸmeye aykırılık maÄŸduru alacaklının korunmaya deÄŸer çıkarı böyle bir tazminat seçeneÄŸini artık bizde de yargının ve yazının günde¬mine getirmiÅŸ sayılabilir. Aybay ailesi Türk hukuk camiasının \\\"asilzade\\\"lerindendir. Öyle anlaşılıyor ki Erdem Aybay da bu asil soya çekmiÅŸ ve ortaya düzeyli bir bilimsel ürün çıkarmıştır. Özellikle yazarın soyut bir kavramcılıktan ve biçimci bir kuralcılık¬tan uzak bir yaklaşımla, \\\"de lege lata\\\" eleÅŸtirel bir zekayla, \\\"de lege ferenda\\\" yaratıcı bir zekayla oluÅŸturduÄŸu görüÅŸler övgüyü hak eder. Prof. Dr. Rona Serozan Ä°ÇÄ°NDEKÄ°LER Birinci Bölüm TÜRK, Ä°SVÄ°ÇRE VE ALMAN HUKUKLARINDA SÖZLEÅžMEYE AYKIRILIK, ZARAR VE TAZMÄ°NAT KAVRAMLARI I. GiriÅŸ 7 II. SözleÅŸmeye Aykırılık ve Sonuçları 8 A. SözleÅŸmeye Aykırılık Kavramı ve ÇeÅŸitli GörünüÅŸ Biçimleri 8 1. Genel Olarak SözleÅŸmeye Aykırılık Kavramı 8 2. SözleÅŸmeye Aykırılığın ÇeÅŸitli GörünüÅŸ Biçimleri 12 B. SözleÅŸmeye Aykırılığın Sonuçları 14 1. Genel Olarak 14 2. ÇeÅŸitli Sonuçlar 15 a. Aynen Ä°fa ve Cebri Ä°cra 15 b. Tazminat Talebi 15 III. Zarar ve Tazminat Kavramları 16 A. Zarar Kavramı 16 1. SözleÅŸmeye Aykırılıkta Zarar 16 2. Zarar Ayrımları 17 a. Genel Olarak 17 b. Önemli Bir Zarar Ayrımı: Olumlu - Olumsuz Zarar 19 c. Normatif Zarar 24 3. Zararın Ä°spatlanması ve Hesaplanması 29 B. Tazminat Kavramı 33 1. Genel Olarak 33 2. Tazminatın Åžekli 33 3. Tazminatın Kapsamı 35 IV. Alman Hukukunda SözleÅŸmeye Aykırılıktan DoÄŸan Zarar ve Tazminat 36 A. Genel Olarak 36 B. SözleÅŸmeye Aykırılıktan DoÄŸan Zararlarda Talep Temeli ve Yükümlülük Ä°hlali 37 1. Talep Temeli Hüküm: BGB §280 37 2. Yükümlülük Ä°hlali 39 a. Genel Olarak 39 b. ÇeÅŸitleri 40 aa. Borçluya Yükletilebilen Ä°mkânsızlık 40 bb. Borçlunun Temerrüdü 41 cc. Ä°fanın Hiç veya GereÄŸi Gibi Yapılmaması 42 C. SözleÅŸmeye Aykırılıktan DoÄŸan Tazminat 43 1. Genel Olarak 43 2. SözleÅŸmeye Aykırılıktan DoÄŸan Tazminatın Temel ÇeÅŸitleri 45 a. Genel Olarak 45 b. Tazminatın Temel ÇeÅŸitleri 45 3. SözleÅŸmeye Aykırılıktan DoÄŸan Tazminatın Kapsamı ve Hesaplanması 47 a. Kapsam 47 b. Fark ve Ä°kame Teorileri 47 c. Somut ve Soyut Zarar Hesaplaması 49 Ä°kinci Bölüm SÖZLEÅžMEYE AYKIRILIKTA BÄ°R TAZMÄ°NAT SEÇENEĞİ OLARAK: BOÅžUNA YAPILMIÅž MASRAFLARIN TAZMÄ°NÄ° (BGB §284) I. Genel Olarak 53 II. BGB §284: BoÅŸuna Yapılmış Masrafların Tazmini 55 A. Tarihi GeliÅŸim 55 1. Kavramın Teorik Temeli: BoÅŸa Çıkma Doktrini (Frustrationsgedanke) 55 a. Tarihsel GeliÅŸim ve Ä°lkeler 55 b. BoÅŸa Çıkma DüÅŸüncesinin EleÅŸtirisi 59 2. Kavramın Pratik Temeli: Verimlilik Karinesi (Rentabilitätsvermutung) 62 a. Genel Olarak 62 b. Ä°mparatorluk Mahkemesinin (Reichsgericht) GörüÅŸü 63 c. Alman Federal Mahkemesinin (BGH) GörüÅŸleri 65 aa. Mimarlar Kararı 65 bb. Belediye Salonu Kararı 66 cc. Diskotek Kararı 67 dd. Apartman Dairesi Kararı 68 d. Alman Federal Mahkemesi (BGH) Kararlarının DeÄŸerlendirilmesi 68 3. Kavramın Alman Hukukunda YasalaÅŸma Süreci 72 B. BGB §284 ün Åžartları 75 1. BGB §284Â’ün Uygulama Alanı 75 2. Ä°fa Yerine Tazminat Talebinin Olması 77 3. BGB §284 de Bir Unsur Olarak Ä°fa Yerine Tazminat 78 4. Edimin Ä°fasına Olan Güven ile Yapılan Masraflar 81 a. Genel Olarak 81 b. Edimin Ä°fasına Olan Güven 81 aa. Alacaklının Edimi Talebinden Önce OluÅŸan Güveni 81 bb. Alacaklının Edimi Talep Hakkı DoÄŸduktan Sonra OluÅŸan Güveni 82 c. Masraflar 84 aa. Genel Olarak 84 bb. BGB §284 Kapsamında DeÄŸerlendirilebilecek Masraflar 84 cc. BGB §284 Kapsamında DeÄŸerlendirilmeyen Masraflar.. 85 i. Alacaklı Tarafından Ä°fa Edilen Karşı Edimin BGB §284 ile BaÄŸlantısı 85 ii. Alacaklının Ä°fa EttiÄŸi Ä°ÅŸ Edimlerinin BGB §284 ile BaÄŸlantısı 87 iii. Kaçırılmış Kazancın BGB §284 e Göre Tazmin EdilemezliÄŸi 88 d. Masraflarda Olması Gereken Hakkaniyet Ölçüsü 89 aa. Alman Medeni Kanununda Hakkaniyet Kavramı 89 bb. BGB §284 deki Hakkaniyet Kavramı 90 cc. BGB §284 e Göre Hakkaniyetin DeÄŸerlendirilmesi Ölçütleri 90 i. Edimin Ä°fasına Olan Güven 90 ii. DiÄŸer DeÄŸerlendirme Ölçütleri 92 dd. Hakkaniyete Aykırı Masrafların Hukuki Sonuçları 93 5. Amaç Kaybı 94 a. Genel Olarak 94 b. Yükümlülük Ä°hlali Olmadan Da Amaca Ulaşılamayacak Olması 96 bb. Farazî Amaç Kaybı Sorunu 96 c. Yükümlülük Ä°hlaline RaÄŸmen Amaca UlaÅŸma 98 d. Ä°fa Ä°mkânsızlığı Halinde Amaç Kaybı Sorunu 100 6. Masraf Tazmini Talebinde Birlikte Kusur Halinden Kaynaklanan Azalma 101 a. Genel Olarak 101 b. “Birlikte Kusur” Hükmünün Uygulanacağı Haller 102 c. “Birlikte Kusur” Hükmünün Hakkaniyet Denetimi ile Olan Ä°liÅŸkisi 103 C. BGB §284 ün Hukuki Sonuçları 104 1. Talep Miktarı 104 2. Masraf Tazmininin DiÄŸer Taleplerle Olan Ä°liÅŸkisi 104 a. Masraf Tazmini ve Ä°fa Yerine Tazminat 104 b. Masraf Tazmini ve Dönme 106 c. Masraf Tazmini ve Tazminatın Ä°adesi 108 3. Zamanaşımı 108 4. Ä°spat Yükü 109 Üçüncü Bölüm BOÅžUNA YAPILMIÅž MASRAFLAR KAVRAMINA DEĞİŞİK BÄ°R BAKIÅž AÇISI: Ä°NGÄ°LÄ°Z VE AMERÄ°KAN HUKUKUNDA YARARSIZ MASRAFLAR I. GiriÅŸ 111 II. Ä°ngiliz Hukuku 112 III. Amerikan Hukuku 115 Dördüncü Bölüm BOÅžUNA YAPILMIÅž MASRAFLARIN TAZMÄ°NÄ° SEÇENEĞİNÄ°N TÜRK HUKUKUNDA UYGULANABÄ°LÄ°RLİĞİ I. GiriÅŸ 119 II. Masraf Kavramı ve Masrafın Zarardan Farkı 120 A. Masraf Kavramı 120 1. Haksız Fiilde Masraflar 121 2. Sebepsiz ZenginleÅŸmede Masraflar 122 3. SözleÅŸmeden DoÄŸan Borç Ä°liÅŸkilerinde Masraflar 124 B. Masrafın Zarardan Farkı 125 III. BoÅŸuna Yapılmış Masraf Kavramı ve Bu Kavramın Sınıflandırılması 127 A. BoÅŸuna Yapılmış Masraf Kavramı 127 B. BoÅŸuna Yapılmış Masrafların Tazmini Kavramının Sınıflandırılması 130 1. Olumlu Zarar Kavramıyla Olan Ä°liÅŸki 130 2. Olumsuz Zarar Kavramıyla Olan Ä°liÅŸki 131 3. Normatif Zarar Kavramıyla Olan Ä°liÅŸki 134 4. DeÄŸerlendirme 137 IV. BoÅŸuna Yapılmış Masrafların Tazmini SeçeneÄŸinin SaÄŸlayacağı Yararlar 139 V. BoÅŸuna Yapılmış Masrafların Tazmini SeçeneÄŸinin Türk Hukukunda Kabul Edilebilmesi Ä°çin Önerilen Yollar 142 SONUÇ 155 KAYNAKÇA 159