Vedat Kitapçılık
Kargo Gönderim Saatleri;
Hafta İçi Saat 16:00 'ya kadar
Cumartesi Saat 11:00 'e kadar


Banka Hesap Bilgilerimiz
Destek
HATTI
0212
240 12 54
240 12 58
Favori
Listenizde
Ürün Yok!
Sepetinizde
Ürün Yok!
Yeni Çıkan Yayınlar:      Aralık (80)      Kasım (60)      Ekim (124)      Eylül (80)

Bilgi Edinme Hakkı - CAN AZER

Bilgi Edinme Hakkı - CAN AZER



Sayfa Sayısı
:  
238
Kitap Ölçüleri
:  
16x23 cm
Basım Yılı
:  
2010
ISBN NO
:  
9789754645750

200,00 TL











GİRİŞ Kamu yönetiminin genişlemesi, yapı ve işleyiş itibarıyla karmaşık bir nitelik göstermesi, ayrıca günlük hayata artan orandaki müdahalesi, etkin bir kamuoyu denetimini gerekli kılmaktadır. Böyle bir denetim ise, kamuoyunun, yönetimin eylem ve işlemleri hakkında bilgi sahibi olmasını, kararlann nasıl ve kimler tarafından alındığını bilmesini gerektirir. Öte yandan, gerçek demokrasi halkın yönetime katılmasıyla gelişir. Vatandaşlar, genel ve yerel seçimlerde oy kullanarak, siyasi yöneticileri seçebilmekte ve çeşitli yollarla onları etkileyebilmektedirler. Fakat aynı şeyleri kamu yöneticileri için söylemek mümkün değildir. Yönetilenler, büyük oranda kamu yönetiminin işleyiş sürecine katıla-mamaktadırlar. Bu da, siyasi demokrasinin yanı sıra idari demok-rasiyi bir zorunluluk haline getirmektedir. Kamu yönetiminin siyasi iktidar karşısında belirli bir özerkliğe sahip olduğu, birçok alanda önemli kararlar aldığı göz önünde tutulursa, söz konusu katılım ve denetim ihtiyacı bir kat daha artmaktadır. îşte, yönetimde açıklık düşüncesi ve onun bir ürünü olan bilgi edinme hakkı, bu tür gelişmelerin ve ihtiyaçların bir ürünüdür. Ancak, yönetimde açıklık ilkesinin gelişip ülkelerin mevzuatlanna yansımaya başlaması, uzun süre hakimiyetini sürdürmüş olan ve halen de etkileri görülmekte olan yönetimde gizlilik/kapalılık anlayışının etkisini kaybetmeye başlaması ile olmuştur. Bu bakımdan giriş bölümünde, özellikle ilerleyen bölümlerde üzerinde durulacak olan konulann daha anlaşılır olması bakımından yönetimde gizlilik/kapalılık konusunu kısaca açıklamak gerekmektedir. Anlam olarak bakıldığında, kamu, bir ülkedeki halkın bütünü1, amme2 gibi gizliliğin ve kapalılığın tam zıddı olan, genelliği içeren ve halka ait oluşu ifade eden bir kavram olarak literatürde yer almaktadır. Ancak, dışandan bakıldığında kamu yönetimi, genelliğin hakim olduğu ve halka açık bir izlenim yaratmaktan ziyade, daha çok içine girilmesi zor olan gizemli bir dünya olarak karşımıza çıkmaktadır. Kamu yönetimi, ilerleyen kısımlarda bahsedeceğimiz üzere, karmaşık yapılı örgütlerden oluşan bir toplumsal sistemdir3. Bu sistemin en temel özelliği, izlediği amaçlar doğrultusunda, her türlü bilgi ve belgeyi elde etmesi, toplaması, saklaması, değiştirmesi, dönüştürmesi ve zaman zaman aktarmasıdır. Kısaca yönetim, toplumsal sistem içerisinde güçlü bir bilgi tekelidir. Bunun böyle olması da gayet doğaldır. Çünkü, toplumu oluşturan bireyler doğumlarından ölümlerine kadar, kamu yönetimiyle sürekli bir etkileşim ve iletişim içersindedirler. Bunun en temel sebebi de, bireylerin o ülkede yaşamalarının doğal bir sonucu olarak, almış oldukları kamu hizmetleri neticesinde kamu yönetimi lehine oluşan bilgi akışıdır. Bunun sonucunda, toplumdaki bütün bireyler ve idari faaliyetler hakkında kamu yönetiminin elinde çok büyük bir bilgi ağı oluşmaktadır. İşte yönetimde gizlilik/kapalılık dediğimiz husus da, kamu yönetiminin bu bilgileri paylaşması aşamasında karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda, genelde yönetimde açıklığın, özelde ise bilgi edinme hakkının sınırını da oluşturan yönetimde gizlilik/kapalılık sorunu, sebepleri, kaynaklan ve sonuçlan bakımından incelenmeye çalışılacaktır. Gizlilik ve kapalılık kavramlanna doktrinde birtakım tanımlamalar getirilmeye çalışılmıştır4. Ancak, özellikle kapalılık konusunda yapıl-mış olan tanımların bir çoğu tanımdan ziyade, kapalılığın sebebine yönelik olarak yapılmış açıklamalardır5. Doktrinde yapılmış olan tanımlara baktığımızda da görmekteyiz ki, gizlilik ve kapalılık birbirinden farklı biçimde tanımlanmıştır. Bu tür bir ayrıma gitmek doğru bir yaklaşım olmakla beraber, tanımlarda da görüldüğü üzere, söz konusu iki kavram birbirinden çok da uzak değildirler. Başka bir ifadeyle, kapalılık ve gizlilik bir madalyonun iki yüzü gibidir6. Yani, dışa kapalı bir yönetim, esasen gizliliği de faaliyet alanlarına göre genişletmekte ve bu tercih öncelikle bireyle olan ilişkileri etkilemektedir. Kamu yönetiminde gizlilik ve kapalılık birden bire ortaya çıkmış olan bir uygulama değildir. Kamu yönetiminde egemen olan bu anlayışın, bir tarihsel geçmişi ve dayanağı vardır. Bu bağlamda yönetimde gizlilik ve kapalılığın daha iyi anlaşılabilmesi için tarihsel gelişim sürecine bakmak da faydalı olacaktır. Bu bakımdan tezin ilk kısmında, özellikle bilgi edinme hakkı ile ilgili olarak yapılmış diğer birçok çalışmadan farklı olarak yönetimde gizlilik ve kapalılığın modern kamu yönetiminde ortaya çıkış süreci genel hatlarıyla incelenmiştir. Bu yapılırken, gizliliğin/kapalılık uygulamamarınm artmasında etkisi azım-sanmayacak olan bürokrasi konusunda da birtakım açıklamalar yapılmıştır. Özellikle, bürokrasinin gizlilik/kapalılık sayesinde kendisine bireyler karşısında nasıl bir üstünlük kurduğu ve gizliliği/kapalılığı nasıl birer gerekçe olarak kullandığı konuları üzerinde ayrıntılarıyla durulmuştur. Daha sonra ise yönetimde gizlilik/kapalılık anlayışının hangi etkenlerle yavaş yavaş terk edilmeye başlanıp, yönetimde açıklığa doğru bir geçişin olduğu üzerinde durulmuştur. Özellikle, 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren liberal tezin etkisini hissetmeye başlayan kamu yönetimi, zamanla oldukça kapsamlı sayılabilecek bir de-ğişim sürecinin içerisine girmiştir. Bazı dönemlerde bu değişim oldukça sert olmuş, kamuoyundan destek görmüş ve teoriden uygulamaya aktarılmıştır. Bazı dönemlerde ise, geçici heves niteliğinden kurtulamamış ve etkisi çok zayıf kalmıştır. İşte yönetimde açıklık da, hangi saikle olursa olsun ilk gruba giren bir değişim ve dönüşümdür denilebilir. Daha sonra, yönetimde açıklık, dolayısıyla da yönetimde demokrasinin hayata geçebilmesi bakımından en önemli araçlardan olan bigi edinme hakkının tarihsel gelişimine kısaca değinildikten sonra, yönetimlerden hesap sormada çok etkin bir araç olan bilgi edinme hakkının tanımı ve unsurları üzerinde durulmuştur. Başka bir ifadeyle, demokratik bir devlette şeffaflığı, kamu hizmetlerinde halka yakınlığı, eşitliği, katılımı ve halk denetimine açıklığı sağlayabilme, temel hedefler olup, söz konusu hedefleri hayata geçirmedeki en önemli araçlardan olan bilgi edinme hakkının tanımı ve unsurlarına değinilmiştir. Bilgi edinme hakkının, insan haklan içerisindeki yerinin tahlilini yapmada ise, Hohfeldin hak tanımına getirmiş olduğu kullanım alanlarından faydalanılmıştır. İkinci bölümün ilk kısmında, uluslararası hukukta bilgi edinme hakkına nasıl ve hangi içerikle yer verildiğine, söz konusu hakkın gelişimine katkısı büyük olan düzenlemeler göz önünde bulundurularak değinilmiştir. Daha sonra, dünyada da özellikle 1980 lerden sonra bu hakkın kabul görmeye başlaması nedeniyle, Türkiye Cumhuriyeti′nin 1982 Anayasasının hangi hükümlerinin bilgi edinme hakkı ile ilişki-lendirilebileceği konularına açıklık getirilmeye çalışılmıştır. Özellikle, 1982 Anayasası′nın bu konuda doğrudan bir düzenleme içerip içermediği hususları açıklanmaya çalışılmıştır. Ayrıca, demokrasi, ifade özgürlüğü, iletişim özgürlüğü ve dilekçe hakkı gibi Anayasamızda da yer almış olan temel haklarla bilgi edinme hakkı arasıdaki ilişkiye de değinilmiştir. Daha sonra ise, 4982 sayılı Kanun ile bilgi edinme hakkı kabul edilmeden önce, bilgi edinme hakkına yürürlükte bulunan diğer kanunlarda nasıl yer verildiğine, bunlarla bilgi edinme hakkı arasında zaman zaman nasıl çatışmaların çıktığına ve bunların nasıl çözümlendiği konuları üzerinde durulmuştur. İkinci bölümün son iki kısmında ise, bilgi edinme hakkının hukuki çerçevesinin tam olarak oturtulması bakımından, esasında bilgi edinme hakkı ile yönetimde açıklığın sağlanması bakımından sistem reformunun bir parçası olan ancak, ülkemizde henüz kanunlaşmamış olan idari usul konusu ile bilgi edinme hakkı ilişkisi üzerinde durulmuştur. Bu yapılırken de idari usulün yönetimde açıklık açısından ne gibi kazanımlannm olduğu, bilgi edinme hakkının idari usul için ne anlam ifade ettiği, idari usulün diğer unsurlarının bilgi edinme hakkı için neden önemli olduğu hususları üzerinde durulmaya çalışılmış ve ülkemizde, bilgi edinme hakkının idari usul olmadan yürürlüğe girmesinin ne gibi sonuçlarının olabileceğinin tahlili yapılmaya çalışılmıştır. Kamu yönetiminde şeffaflıkla ilgili anayasal ve yasal düzenlemelere duyulan ihtiyaç yeni hukuki düzenlemelerle giderilmeye çalışılmaktadır. Son yıllarda, ülkemizin yönetimde açıklığı sağlamak adına, eksik de olsa bir takım adımlar atma çabası içerisinde olduğu gözlemlenmektedir. Gerek, Anayasanın 40. maddesi ile başvuru yollarının gösterilmesi ilkesinin anayasal bir ilke olarak kabul edilmesi gerekse de, 4982 sayılı Kanun ile bilgi edinme hakkının kabul edilmiş olması bunun göstergesidir. Bilgi edinme hakkının kullanılmasındaki usul ve esasları düzenleyen 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, bu bakımdan önem kazanmaktadır. İşte üçüncü bölümde bu adımların en önemlilerinden birini oluşturan, 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Ka-nunu′nun genel çerçevesi üzerinde durulmuştur. İlk olarak Kanun′un amacı ve kapsamı üzerinde durulmuştur. Özellikle, kapsam konusunda Kanun′un lafzından kaynaklanan bazı problemlere ve Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu′nun söz konusu problemleri nasıl aşmaya çalıştığına değinilmiştir. Ayrıca, yine Kanun uyarınca kimlerin bilgi edinme hakkına sahip olduğuna ve bu konuda uygulamada karşılaşılan (kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, devlet memurları vb.) sorunlara ve bunların çözüm yollarına yer verilmeye çalışılmıştır. Daha sonra hak sahibi olan kişilerin hakkı nasıl kullanabilceklerine dair bilgilere yer verilmiştir. Hakkın muhatabı olan idarenin, kişilerin bilgiye erişmelerinin sağlanabilmesi bakımından hangi hak ve yükümlülüklere tabi olduğu konularına da değinilmiştir. Üçüncü bölümün son kısmından ise, bilgiye erişimde idare ile kişiler arasında yaşanan uyuşmazlıkların çözümü ve denetimi mekanizmalarına yer verilmiştir. Bu mekanizmalardan bir tanesi kuşkusuz yargı yoludur. Diğer ise, bilgi edinme hakkı için 4982 sayılı Kanun ile özel olarak kurulmuş olan ve başvuru için zorunluluk taşımayan Bilgi Edinme Değerendirme Kuruludur. Çalışmanın son bölümünde ise, hakkın sınırları üzerinde durulmuş, bu yapılırken de anlaşılır olması bakımından sınırlamalar, kamusalgizlilik alanı ve özel gizlilik alanı olmak üzere iki başlık altında incelenmiştir. Bilgi edinme hakkı mutlak bir hak değildir. Örneğin özel hayatın gizliliği hakkı ile bilgi edinme hakkı çatışmaktadır. Özel hayatın gizliği hakkı bilgi edinme hakkı bakımından bir sınırdır. Ticari sırlar, haksız rekabetin önlenmesinin sağlanması bakımından bilgi edinme hakkının istisnaları arasında düzenlenmiştir. Fakat bilgi edinme hakkı bu haklarla çatışmakla birlikte tamamen feda edilmiş de değildir. Buna göre bilgi edinme hakkıyla bu haklar bir denge içerisinde bulunmalıdırlar. Bu anlamda devlet sırrına ilişkin konularda tamamen ifşa ilkesinin benimsenmesi elbette ki toplumun güvenliği açısından tehlikelidir. Ancak, devletin elinde bulunun tüm bilgilerin devlet sırrı olarak değerlendirilmesi de mümkün değildir. Bu durum devlet sırrının gizliliği ile bilgi edinme hakkının dengede olmasını gerektirmektedir. Başka bir ifadeyle, özellikle bilgiye ulaşmadaki yarar ile korunması gereken yarar arasında nasıl bir dengenin kurulduğu önem taşımaktadır. Bilgi edinme hakkının sınırları tam olarak belirlenmeli ve net bir şekilde tanımlanmalıdır. Bu anlamda bilgi edinme hakkının sınırlarının tespiti öncelikle hakkın tanımlanabilmesi açısından gereklidir. Başka bir deyişle hakkın içeriği ve kapsamı sınırlarından hareketle tespit edilmelidir. Bu bağlamda Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu′nun kararlanna bakıldığında verilen kararlann çoğunluğunun bilgi edinme hakkmm sınırlanna ilişkin olduğu göze çarpmaktadır. İşte bu son kısımda hakkın sınırlarına, Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu ve yargı kararla-nndan da yararlanılarak bir açıklık getirilmeye çalışılmıştır. TEŞEKKÜR Elinizde tuttuğunuz çalışmamın gelişmesinde ve bu aşamaya gelmesinde katkıları olan tez jüri üyelerim başta olmak üzere, danışmanım Sn. Prof. Dr. Metin Günday ve Prof. Dr. Zehra Odyakmaz ile hakkını ve emeğini hiçbir zaman ödeyemeyeceğim hocam Sn. Prof. Dr. Zehreddin Aslana sonsuz teşekkürü bir borç bilirim. Ayrıca, imkan tanıyarak bugünlere gelmemde çok büyük katkısı olan ve mensubu olmaktan gurur duyduğum Doğu Akdeniz Üniversitesi′ne de teşekkürlerimi sunarım. Kendisiyle aynı üniversite ve aynı kürsüde bulunmaktan büyük mutluluk duyduğum ve kendisinden çok şeyler öğrenmeye devam ettiğim hocam Sn. Yrd. Doç. Dr. Tufan Erhürmana da teşekkürler. Verdiği fikirlerin, yaptığı okuma ve düzeltmelerin ap ayn bir değeri olan çok sevgili dostum Mazlum Doğan′a da aynca sonsuz teşekkürler. Son olarak, devam ettiğim bu yolda gösterdiği fedakarlıklar yanı sıra, büyük bir sabır, hoşgörü ve sevgiyle, çıkmaza girdiğim anlarda dahi beni cesaretlendiren sevgili eşim Mediha ve hayatımızı aydınlatan oğlumuz Ömer başta olmak üzere, maddi ve manevi katkıları ile bugünlere gelmemde büyük pay sahibi olan sevgili annem ve babama ne kadar teşekkür etsem azdır. Can Azer 26 Kasım 2010, Gazimağusa İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER 7 KISALTMALAR 11 GİRİŞ 13 BİRİNCİ BÖLÜM KAMU YÖNETİMİNİN MODERNLEŞMESİ ve BİLGİ EDİNME HAKKI I. MODERN KAMU YÖNETİMİNİN ORTAYA ÇIKIŞI VE GİZLİLİK/KAPALILIK SORUNU 19 II. MODERN KAMU YÖNETİMİNDE BÜROKRASİNİN EGEMEN KONUMU VE YÖNETİMDE GİZLİLİK/KAPALILIK 32 1. Modern Kamu Yönetiminin Temel Unsuru Olarak Bürokrasi ...33 2. Bürokratik Yapı ve Yönetimde Gizlilik/Kapalılık 39 III. YÖNETİMDE AÇIKLIK İLKESİNİN VE BİLGİ EDİNME HAKKININ ORTAYA ÇIKIŞI 44 1. Yönetimde Gizlilikten Açıklığa Geçiş Süreci ve Nedenleri 46 2. Yönetimde Açıklığın Temel Aracı Bilgi Edinme Hakkının Ortaya Çıkışı 56 IV. BİLGİ EDİNME HAKKININ TANIMI VE AMAÇLARI 61 1. Tanım 61 2. Amaç 63 V. BİLGİ EDİNME HAKKININ UNSURLARI 65 1. Bilgi ve Belgelere Ulaşma Hakkı 65 A. Bireylerin Devletin Elinde Tuttuğu Kendileriyle İlgili Bilgilere Ulaşma Hakkı 66 B. Bireylerin Devletin Elinde Tuttuğu Kamuyla İlgili Belgelere Ulaşma Hakkı 69 2. Bilgi ve Belgeleri Açıklayabilme Hakkı 70 VI. İNSAN HAKKI OLARAK BİLGİ EDİNME HAKKI 71 İKİNCİ BÖLÜM BİLGİ EDİNME HAKKININ HUKUKİ ÇERÇEVESİ I. ULUSLARARASI HUKUKTA BİLGİ EDİNME HAKKI 79 1. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi 79 2. Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme 80 3. Aarhus Konvansiyonu 81 4. Avrupa Konseyi Kararlan 82 5. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 83 6. Avrupa Birliği 87 II. ULUSAL MEVZUATTA BİLGİ EDİNME HAKKI 88 1. Anayasa ve Bilgi Edinme Hakkı 88 2. Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun ve Bilgi Edinme Hakkı 100 3. Avukatlık Kanunu ve Bilgi Edinme Hakkı 103 4. Devlet Memurları Kanunu ve Bilgi Edinme Hakkı 105 5. Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ve Bilgi Edinme Hakkı 106 6. Çevre Kanunu ve Bilgi Edinme Hakkı 107 III. İDARİ USUL VE BİLGİ EDİNME HAKKI 108 IV. OMBUDSMAN VE BİLGİ EDİNME HAKKI 116 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 4982 SAYILI KANUN UYARINCA TÜRKİYE′DE BİLGİ EDİNME HAKKININ GENEL ÇERÇEVESİ I. BİLGİ EDİNME HAKKI KANUNU′NUN AMACI VE KAPSAMI 125 1. Amaç 125 2. Kapsam 126 II. BİLGİ EDİNME HAKKININ ÖZNESİ 131 1. Bilgi Edinme Hakkına Sahip Kişiler 132 2. Bilgi Edinme Başvurusu 136 A. Başvuru Usulü 136 B. Başvuru Ücreti 137 III. BİLGİ EDİNME HAKKININ MUHATABI: İDARE 138 1. İdarenin Haklan 138 2. İdarenin Yükümlülükleri 139 A. Bilgi Vermek 139 B. Bilgi ve Belgeleri Tasnif Etmek ve Aleni Hale Getirmek... 143 C. Rapor Hazırlamak 145 IV. BİLGİ EDİNME HAKKININ KULLANIMINDAN KAYNAKLANAN UYUŞMAZLIKLARIN ÇÖZÜMÜ 146 1. Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu 146 A. Kurul′un Oluşumu 146 B. Kurul′un Yapısı 148 C. Kurul Kararlarının Niteliği 151 D. Kurul′un Çalışma Usulü 153 aa. Kurul′a Başvuru 154 bb. Başvuruların Usul Yönünden İncelenmesi 156 cc. Başvuruların Esas Yönünden İncelenmesi 159 2. Yargı Yolu 160 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM BİLGİ EDİNME HAKKININ SINIRLARI I. GENEL OLARAK 163 II. KAMUSAL GİZLİLİK ALANI 168 A. Kişinin Çalışma Hayatı ve Mesleki Onurunu Etkilemeyen Yargı Denetimi Dışında Kalan İşlemler 170 B. Devlet Sırrı 173 C. Ülkenin Ekonomik Çıkarları 180 D. İstihbarata İlişkin Faaliyetler 182 E. İdari Soruşturma-Adli Soruşturma ve Kovuşturma 184 F. Kurum İçi Düzenlemeler-Kurum İçi Görüş, Bilgi Notu ve Tavsiyeler 187 G. Tavsiye ve Mütalaa Talepleri 191 H. Gizliliği Kaldırılan Bilgi ve Belgeler 192 III. ÖZEL GİZLİLİK ALANI 193 A. Özel Yaşamın Gizliliği 196 B. Haberleşmenin Gizliliği 193 C. Ticari Sır 201 D. Fikir ve Sanat Eserleri 204 SONUÇ 207 KAYNAKÇA 215