Vedat Kitapçılık
Kargo Gönderim Saatleri;
Hafta İçi Saat 16:00 'ya kadar
Cumartesi Saat 11:00 'e kadar


Banka Hesap Bilgilerimiz
Destek
HATTI
0212
240 12 54
240 12 58
Favori
Listenizde
Ürün Yok!
Sepetinizde
Ürün Yok!
Yeni Çıkan Yayınlar:      Kasım (49)      Ekim (124)      Eylül (80)      Ağustos (71)

Avrupa Birliği İş Hukukunda İşverenin İş Sağlığı Ve Güvenliği İle İlgili Temel Yükümlülükleri Ve Türk Mevzuatının Uyumu

Avrupa Birliği İş Hukukunda İşverenin İş Sağlığı Ve Güvenliği İle İlgili Temel Yükümlülükleri Ve Türk Mevzuatının Uyumu



Sayfa Sayısı
:  
421
Kitap Ölçüleri
:  
16x23 cm
Basım Yılı
:  
2009
ISBN NO
:  
9786053771708

940,00 TL











ÖNSÖZ 2003 yılında yürürlüğe giren 4857 sayılı İş Kanununda işverenler için "esneklik" içeren hükümler öngörülmüş; işçilere ise iş, ücret ve sağlık alanlarında belirli güvenceler sağlanmıştır. Hiç kuşku yoktur ki, söz konusu güvenceler içinde en önemli olanı işçinin sağlığı ve güvenliği ile ilgili olanıdır. Gerçekten de, insan, insanın sağlığı ve insan sağlığının korunması, gözetilmesi gereken değerlerin en üstünde yer alır. İşte bu anlayışla, yeni İş Kanununda "İş Sağlığı ve Güvenliği"′ başlığı altında (m. 77 vd.) bu husustaki işveren yükümlülüklerine, alınması gereken önlemlere ve işçilerin haklarına -eski İş Kanununa oranla- çok daha geniş bir biçimde yer verilmiştir. Bu yapılırken de Avrupa Birliği′nin 89/391/AET sayılı Çerçeve Yönergesi göz önünde tutulmuştur. Bununla birlikte, günümüzde bazı gelişmeler sonucunda, konunun ayrı bir yasa ile yeniden düzenlenmesi aşamasına gelinmiştir. Avrupa Birliği′nin Yönergesine tam uyumu da sağlayacak bir "İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu" için hazırlık çalışmalarının yapıldığı, taslaklar hazırlandığı bilinmektedir. Gelinen bu noktada. Çerçeve Yönergenin iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin hükümleri ve özellikle bu Yönergeyi iç hukuklarına uyarlamış olan ülkelerin yaklaşımları önem kazanmaktadır. Dr. Mahmut Kabakçı, doktora tezi olarak yaptığı bu çalışma ile Çerçeve Yönergeyi ve bu Yönergeyi iç hukukuna aktarmış olan Almanya′nın uygulama ve öğretisini değerlendirmiş ve AB′ye uyum çerçevesinde hazırlanacak olan yasa için geniş bir veri tabanı sağlamıştır. Dr. Kabakçı"nın bu eserini büyük bir çaba ve emek ile oluşturduğunu yakından bilenlerden biri ve hocası olarak, kendisini kutluyor, başarılarının devamını diliyorum. Prof. Dr. Savaş Taşkent TEŞEKKÜR Bu çalışma. Mannara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Bilim Dalında doktora tezi olarak hazırlanmıştır. Tez, 28.04.2009 tarihinde Prof. Dr. Savaş Taşkent, Prof. Dr. Ali Güzel, Prof. Dr. Müjdat Sakar, Doç. Dr. Nurşen Canliklioğlu (Tez Danışmanı) ve Doç. Dr. Talat Canbolal′tan oluşan jüri önünde savunulmuştur. Savunmadan sonra, sayın jüri üyelerinin değerli eleştiri ve katkıları dikkate alınarak, bazı değişiklik ve eklemeler yapılmıştır. Kitapta, Eylül 2009′a kadar olan yayınlar ve yargı kararlan işlenmiştir. Danışman Hocam Doç. Dr. Nurşen CaniklioğUTnun, ilk defa 1998/1999 öğretim yılında Hukuk Fakültesinin 4. sınıfında okutulan Sosyal Güvenlik Hukuku dersinde öğrencisi oldum. Hocam, o günden bu yana hem yüksek lisans hem de doktora aşamasında, değerli yardımlarını esirgememiştir. Kendisinin eleştirileri, bu tezin ortaya çıkmasında bana büyük destek sağlamıştır. Değerli Hocama çok teşekkür ederim. Sayın Hocam Prof. Dr. Savaş Taşkent, İ.T.Ü. İşletme Fakültesi Hukuk Anabilim Dalında göreve başladığım ilk günden itibaren beni desteklemiş, yol göstermiştir. Değerli Hocamın emeği olmasaydı, akademik açıdan bugünlere gelmem mümkün olamazdı. Asistanı olmaktan gurur duyduğum ve kendime örnek aldığım Hocama, minnet borcumu ödeyebilmem imkansızdır, çok çok teşekkür ediyorum. Anabilim Dalımızın emekli öğretim üyeleri Prof. Dr. Devrim Ulucan ve Prof. Dr. Öner Eyrenci, hocalarım olarak her zaman yanımda olmuşlardır. Hocam Prof. Dr. Sar-per Süzek, beni doktora tez konusu olarak iş sağlığı ve güvenliği alanında çalışmaya teşvik etti; tezin hazırlanma sürecinde, başta İş Güvenliği Hukuku adlı kitabı gelmek üzere, konuya ilişkin eserleri ile ışık tuttu. Sayın Hocam Prof. Dr. Ali Güzel, değerli eleştirileri ile bilimsel konulara her zaman için farklı açılardan bakmanın önemini kavrattı. Değerli Hocalarıma, ne kadar teşekkür etsem azdır. Değerli Hocam Doç. Dr. Kübra Doğan Yenisey, tezi ayrıntılı biçimde okumak suretiyle, bana büyük destek sağladı. Sayın Hocamın eleştirilen sayesinde, konuya bakış açım berraklaşmıştır. Hocam Doç. Dr. Talat Canbolat, jüri üyesi olarak tezin savunmasında değerli eleştiriler getirmekle yetinmemiş, bu çalışmanın yayınlanması konusunda bana yardımcı olmuştur. Sayın Hocalarıma saygılarımı sunuyorum. Mesai arkadaşlarım Yard. Doç. Dr. Özgür Öztürk. Ar. Gör. Gizem Sarıbay, Ar. Gör. Nazlı Elbir ve Ar. Gör. Faruk Barış Mutlay, her zaman destek olmuşlardır. Meslektaşla- rım Dr. Ercüment Özkaraca ve Av. Mikdat Güler, adlarını anmadan geçemeyeceğim insanladır. Kendilerine çok teşekkür ederim. İş sağlığı ve güvenliğinin, iş kazasının ortaya çıkmasından önceki teknik bölümü. Türk İş Hukuku Öğretisinde pek az eserde incelenmiştir. Bu nedenle tezin önemli bir kısmı, 03.07.2007-22.06.2008 tarihleri arasında misafir araştırmacı olarak bulunduğum Trier Üniversitesi Avrupa Birliği İş Hukuku ve Endüstri İlişkileri Enstitüsünde (TAAEG) hazırlanmıştır. Bu vesile ile Enstitüde çalışma imkanını sağlayan sayın Prof. Dr. Dres. h.c. Rolf Birk′e, ayrıca sevgili meslektaşım Dr. Markus München′e ve Bayan Ulrikc Kuhn′a çok teşekkür ederim. Eşim Av. Semra Kabakçı, tezin hazırlanma sürecinde, özellikle Almanya′da geçen zorlu bir yılda, hep yanımda olmuş, sevgisi ile bana güç vermiştir. Kızım Ayşe. varlığı ile bize mutluluk kaynağı olmuştur. Her ikisine de sevgilerimi sunuyorum. Burada son olarak tezin basımını üstlenen Beta Yayınevinin değerli yöneticisi Seyhan Satar′a ve kitabı baskıya hazırlayan Veysel Coşkun′a çok teşekkür ederim. Maçka, Kasım 2009 Mahmut Kabakçı GİRİŞ Yaşam, insanlıkta her şeyin ilkidir. O varsa her şey vardır, aksi hiçliktir. Yaşam, insan başta olmak üzere onun üyesi bulunduğu toplumun, tabiatın, kısacası var olmaya dair akla gelebilecek her şeym anlamını oluşturur1. Çağımızda insan hakları diye bir kavram var ise, bu yaşamın ve dolayısıyla da insanlığın sü-regitmesi ve hep "var" olması kaygısındandır; amacındandır. "İnsan olmak, insan haklarına sahip olmaktır"′-. Bu nedenle insan varlığının ilk ve en temel hakkı olan yaşam korunmalıdır. İş hukukunun ortaya çıkış nedeni olarak işçinin korunması, en başta onun vücut bütünlüğünün korunmasını gerektirir. Nasıl ki insan haklarına ilişkin ilk metinlerde öncelikle yaşam hakkı tanınmışsa-′, iş hukuku alanında kabul edilen ilk metinler de iş sağlığı ve güvenliğine ilişkindir. Bu nedenle, iş sağlığı ve güvenliği, iş hukukunun çekirdek içeriğini oluşturur ve tarihsel köklerini ortaya koyar4. İş sağlığı ve güvenliği, iş hukuku alanında incelenmekle birlikte, yaşam hakkıyla olan ilişkisi nedeniyle, iş hukukunun karına niteliğinden ayrılan kamu hukukuna ilişkin emredici kurallarla düzenlenmiştir. Yine bu nedenle iş sağlığı ve güvenliği Alman öğretisinde bazı yazarlarca "işçinin korunması hukuku" (Ar-beitsnehmerschutzrecht) olarak da ifade edilmektedir-*′. Ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği konusu, Türk İş Hukuku′nun temel metinleri olan 1936 tarih ve 3008 sayılı ilk İş Kanunu dâhil tüm iş kanunlarında ayrı bir bölüm olarak düzenlenmiştir. Ardından 1475 sayılı İş Kanunu yaklaşık otuz yıl yürürlükte kaldıktan sonra, 10.06.2003 tarihi itibariyle yerini 4857 sayılı İş Kanunu almıştır. 1475 sayılı Kanun ile karşılaştırdığında, 4857 sayılı Kanun temellerini ILO ve AB normlarında bulmaktadır6. Kanunun bu özelliği, iş sağlı- ğı ve güvenliğine ilişkin m.77 vd. hükümleri açısından da geçerlidir. 4857 sayılı Kanun′un iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin yeni yaklaşımını, kullandığı terminolojide görmek mümkündür. Bu kanun ile önceki mevzuattaki "işçi sağlığı ve iş güvenliği" teriminden vazgeçilmiş, işçi yerine tehlikelerin kaynağı olarak işe odaklanan, tehlikeleri kaynağında önleme temelli bir iş sağlığı ve güvenliği anlayışının yansıması sonucu, "iş sağlığı ve güvenliği" kavramı kullanılmıştır 4857 sayılı Kan un′da işverenlerin iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini alma yükümlülüğü, alınan önlemlere işçiler tarafından uyulup uyulmadığını denetleme, iş sağlığı ve güvenliği konusunda eğitim verme gibi yönlerden geliştirilmiştir. Önceki mevzuatta yer almayan iş güvenliği uzmanı olan mühendis veya teknik eleman istihdam etme yükümlülüğüne7 ve işçinin çalışmaktan kaçınma hakkına (m.83) yer verilmiştir. Ancak 4857 sayılı Kanun ile iş sağlığı ve güvenliği konusunda atılan bu olumlu adımın yeterliliği noktasında. Kanun′un yürürlüğü ertesinde iş sağlığı ve güvenliği konusunda yaşanan gelişmeler haklı endişeler uyandırmaktadır. Bu gelişmeleri özetlemeden önce, 4857 sayılı İş Kanunu m.77 vd. hükümlerinin AB ve ILO normları karşısında yetersiz kalan yönlerinin kısaca altının çizilmesi, ileride yapılacak tespitler açısından yol gösterici olacaktır. ILO′nun iş sağlığı ve güvenliği konusundaki temel metinleri 155 ve 161 sayılı Sözleşmeler olup, Türkiye bu sözleşmelere taraftır. AB′nm konuya ilişkin temel metni ise, 89/391/AET sayılı Çerçeve Yönerge′dir. Objektif bir karşılaştırmada hem ILO Sözleşmelerinin hem de AB Çerçeve Yönerge′sinin, kapsamındaki kişiler ve faaliyetler açısından 4857 sayılı İş Kanunu′na göre daha geniş olduğu anlaşılmaktadır (155 sayılı Sözleşme m. 1-3, 161 sayılı Sözleşme m.3 ve ÇY. m.2). ILO Sözleşmelerinde ve Çerçeve Yönerge′de kamu-özel, işçi-me-mur, tarım-üretim-hizmet sektörü gibi ayrımlar dikkate alınmaksızın, tüm işyerleri ve bütün çalışanlar koruma kapsamına alınmıştır. 1475 sayılı Kanun′dan farklı olarak 77. madde ile işçilerin yanında çırak ve stajyerler de korama kapsamına alınmışsa da. 4857 sayılı Kanun′un iş sağlığı ve güvenliği konusundaki kapsamı, altı çizilen uluslararası standartlarla karşılaştırıldığında sınırlı kalmaktadır. İş sağlığı ve güvenliği bakımından İş Kanunu′nun kapsamı işçiler, çırak ve stajyerlerle sınırlıdır. Diğer yandan da İş Kanunu, tüm işçileri kapsamamaktadır. Bir taraftan 4. maddede yer verilen istisnalar ve diğer taraftan da işyeri iş sağlı- ğı ve güvenliği kurulu bakımından 80. madde ve işyeri hekimi ile iş güvenliği uzmanı açısından 81. maddedeki 50 işçi sının, koruma kapsamını daha da daraltmaktadır. Dikkat edilmesi gereken başka bir nokta, işçilerin çalışmaktan kaçınma haklarına ilişkin İş Kanunu 83. madde ile Çerçeve Yönerge 8. madde karşılaştırıldığında, ülkemizde bu hakkın şartlarının sıkı, kullanımının güç olmasıdır. Bu hak-kın kullanımına ilişkin 2003 yılından beri kamuoyuna yansıyan bir örnek bulunmamaktadır. Kısaca vurgulanan bu noktalar ve başka nedenlerden dolayı ülkemizde AB ve ILO normlarına uygun bir iş sağlığı ve güvenliği mevzuatıyla, işçi-memur tüm çalışanların kapsanması ve önleme odaklı iş sağlığı ve güvenliği standartlarının karşılanması ihtiyacı vardır. İş sağlığı ve güvenliği konusunda 2003 yılında 4857 sayılı İş Kanunuyla yenilenen bir düzenleme bulunmaktadır. Buna rağmen aynı yıl hükümet tarafından Türkiye′nin Avrupa Birliği′ne katılım sürecinde, kısa ve orta vadede gerçekleştirilmesi öngörülen çalışmaları kapsayan "Avrupa Birliği Müktesebatf nın Üst-lenilmesine İlişkin Türkiye Ulusal Programı" hazırlanmış ve Bakanlar Kurulu kararı olarak Resmi Gazete′de yayınlanmıştır^. Bu programdaki uyum konularından bir tanesi de iş sağlığı ve güvenliği olup, hedef AB düzenlemesi olarak Çerçeve Yönerge gösterilmiştir. Söz konusu metnin Resmi Gazete′de yayınlanmasının ardından ülkemiz iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı, ulaşılması gereken nihai aşaması belli olan. ancak bugün için ilerleme şekli bakımından belirsizliğini koruyan bir sürece girmiştir. Hedef 155 ve 161 sayılı ILO Sözleşmeleri ile Çerçeve Yönerge′ye uygun bir İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ya da İş Kanunu m.77 vd. hükümlerde değişikliktir. Belirsiz olan ise, ülkemizin kendine özgü şartlan nedeniyle çıkarılacak mevzuatta, uluslararası normların ne dereceye kadar uyarlanabileceğidir. Hem ülke şartlarına hem de uluslararası standartlara uygun bir İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, söz konusu uluslararası belgelerin hareket noktası dikkate alınarak, hükümetin sosyal tarafların da katılımını sağlayacağı bir süreç çerçevesinde başarılabilecektir. Ancak bugüne kadar gözlenen süreç, başlangıçta bu şekilde gelişmemiştir. ÇSGB İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü nden bir bürokratın şu açıklaması dikkat çekicidir: "2003 yılı Haziran ayında yayınlanan İş Kanunu′nun ardından hazırlıkları tamamlanmış. Bakanlık görüşleri dahi alınmış olan İş Sağlığı ve Güvenliği Tüzüğü taslağı; dayanak maddeleri9 ve diğer hazırlıkları yeniden yapılıp, bütün bakanlıkların görüşüne tekrar sunulup topar lanması çok vakit alacağı için geri çekilmek zorunda kalındı. Hazırlanan takvi me uyum ve Avrupa Birliği taahhüdünün yerine getirilebilmesi gerekiyordu. Ay rica Çerçeve Direktifin yayınlanması ön şartına bağlanmış olan, İSGÜM′üı yeniden yapılandırılmasına ilişkin 7 milyon Eııro′Iuk hibe Projenin kaybedilme mesi için süreç hızlandırılmalıydı. Bu kaygılarla kanun düzeyinde bir düzenle me olması gereken Çerçeve Direktif yönetmelik olarak hazırlandı vı 09.12.2003 tarihinde ′İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği′ olarak yayınlan di"10. Ancak AB ve ILO mevzuatı yerine, hazırlanan takvime uyum ve hibe pa ranın kaçırılmaması kaygısı, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatımızı belirsizliği sokmuştur. Bakanlığın henüz başlangıç aşamasında iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına bu yaklaşımı, bugün için ne şekilde aşılacağı belli olmayan bir durumı ortaya çıkarmıştır. AB mevzuatında iş sağlığı ve güvenliği konusu Çerçeve Yönerge′nin çatış altında özel tehlikeler ve çalışma biçimleriyle ilgili toplam 19 adet yönergedeı oluşmaktadır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Çerçeve Yönerge′nin sü rekli iyileştirme, geliştirme felsefesini, bilim ve teknikteki gelişmelere uyumı gerçekleştirecek mevzuatı en kısa sürede çıkarma şeklinde değerlendirmiştir11 İş Kanununun 78. maddesi doğrultusunda İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeli ği′nden başka, Aralık 2003 ile Kasım 2004 tarihleri arasında 19 AB yönergesi ne uyumu sağlayan 19 yönetmelik çıkartılmıştır. Bu yönetmelikler öğretide hu kuk yapma tekniğinde bulunmayan bir ayrım ile "genel yönetmelik-özel yönet melik" şeklinde eleştirilmiştir12. Yönetmeliklerin dikkati çeken bir başka yönü ilgili AB yönergelerinin tercüme hatalarıyla birlikte bire bir çevirisi olması, bu nun da her yönetmelikte en sondaki yürürlük ve yürütme maddelerinden hemer önce "ilgili AB Mevzuatı" başlıklı maddelerde ifade edilmiş olmasıdır. İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği ile diğer yönetmelikler arasında genel özel ilişkisi kurulması ve İş Kanunu 78. madde doğrultusunda temel ilkelerin yönetmelik yerine üst metin olarak bir tüzükle belirlenmesi gereği, kaçınılmaz olarak Danıştay iptallerini getirmiştir. İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği′nin öncelikle 2004 yılında yürütmesi durdurulmuş13. 2006 yılında da tamamen ıpta edilmiştir14. Bakanlık Çerçeve Yönerge′ye uyumun ancak bir tş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile mümkün olabileceğinin bilincinde olmasına rağmen, iptal edilen yönetmeliğe İş Sağlığı ve Güvenliği Tüzüğü başlığını koyarak Danıştay onayına sunmuştur. Danıştay Tüzükte yer verilen ilkelerin ancak bir kanun ile düzenlenebilecek genellikte olduğundan bahisle, bunu Başbakanlığa iade etmiştir15. Danıştay′ın iptal ve iade kararlan, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatında ciddi bir karmaşayı ortaya çıkarmış. Uygulamada 1475 sayılı Kanun döneminde çıkarılan tüzük ve yönetmeliklerin mi, yoksa 4857 sayılı İş Kanunu′nun 78. maddesi doğrultusunda çıkarılan yönetmeliklerin mi yürürlükte olduğu tartışmalarına neden olmuştur16. Daha da düşündürücü olan husus, Çerçeve Yönerge çatısı altındaki özel yönergeler esas alınarak İş Kanunu′nun 78. maddesine atfen çıkarılan yönetmeliklerin, öngördükleri iş sağlığı ve güvenliği anlayışı ve sistemi bakımından 77. maddede ortaya konulan sistemden çok farklı olması, bu nedenle de yasal dayanaktan yoksun yükümlülükler getirmesidir. Hem İş Kanunu 77. madde hem de Çerçeve Yönerge 5. madde, işçilerin iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması hedefine yönelmişse de, bunun yöntemi açısından Çerçeve Yönerge sürece odaklanmıştır. Buna karşın, İş Kanunu 77. madde ile benzer hükmü içeren 1475 sayılı İş Kanunun 73. madde çerçevesinde çıkarılan tüzük ve yönetmeliklerde, alınacak somut önlemler ön plandadır. Bu durum kaçınılmaz sonuç olarak, 2003′den sonra çıkarılan yönetmeliklerin uygulamada dikkate alınmamasına neden olmuştur. Bakanlık daha sonra, Danıştay tarafından iptal edilen İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği′nde ve iade edilen İş Sağlığı ve Güvenliği Tüzüğü′nde olduğu üzere. Çerçeve Yönerge′nin çevirisinden ibaret olan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu taslağını hazırlanmış ve Aralık 2006 tarihinde sosyal tarafların görüşüne sunmuştur. Aynı dönemde yaşanan bir başka gelişme, Danıştay′ın HekimY. İle MühendisY. hakkındaki iptal kararlarıdır17. Bu iptaller nedeniyle Mayıs 2008 tarihinde kamuoyunda İstihdam Paketi Kanunu olarak da bilinen 5763 sayılı Kanun18 ile İş Kanunu nun 78. ve 81. maddeleri değiştirilmiş, 82. madde yürürlükten kaldırılmıştır19. Bu değişiklikler kapsamında AB yönergeleri esas alınarak çıkarılan birçok yönetmelikte geçen risk değerlendirmesi konusu yasal dayana ğa kavuşmuş (m.78), işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanına ilişkin yasal esa: bakımından, 50 işçi ölçütü dışında kısmen de olsa Çerçeve Yönerge 7. maddeyi uyum sağlanmıştır (m.81). 5763 sayılı Kanun ile yapılan kısmi değişikliğin Çerçeve Yönerge′ye uygııı bir iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı şartım karşıladığını ve Çerçeve Yönerge te melli bir İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu tartışmalarına son verdiğini söyleye meyiz. Bu değişiklik iş sağlığı ve güvenliği mevzuatında var olan karışıklığa ge cici bir çözümdür. ÇSGB Aralık 2006 tarihinde kamuoyuyla paylaştığı İş Sağlı ğı ve Güvenliği Kanunu Taslağına getirilen yoğun eleştiriler karşısında, İş Sağ lığı ve Güvenliği Konseyi çalışma grubu tarafından hazırlanmak" üzere bu metn gen çekmiştir. 2008 yılında Bakanlık yeni bir Taslak hazırlamış, bum 07.07.2008 tarihinde gerçekleştirilen Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi′nii olağanüstü toplantısında. Konsey üyelerinin görüş ve değerlendirmelerine sun muştur20. Taslağın son haline bakıldığında, yapılan değişikliklerin kamuoyundi getirilen eleştirilerle uyuşmadığı, Taslağın öngördüğü iş sağlığı ve güvenliği sis temi bakımından özünde Çerçeve Yönerge "den hareket ettiği görülmektedir21. 2003 tarihli Ulusal Programdan sonra, 2008 Ulusal Programında da2: 89/391 /AET sayılı Çerçeve Yönergeye uygun bir İş sağlığı ve Güvenliği Kanunu′nun 2009 yılında çıkarılmasını taahhüt etmiştir. Tüm bu gelişmeler önümüzdeki süreçte ülkemizde Çerçeve Yönerge temelli bir İş Sağlığı ve Güvenliği Kamı nu′nun yürürlüğe konulacağım göstermektedir. Bu nedenle Çerçeve Yönerge′nit iş sağlığı ve güvenliği anlayışının, özellikle de işveren yükümlülüklerine yaklaşımının bilinmesi çok önemlidir. Öğretide birçok yazar Çerçeve Yönerge′nin bin bir çevirisinden ziyade, ülke şartlan göz önünde bulundurularak, bu çerçevede biı düzenleme yapılmasının daha doğru bir yaklaşım olduğunda birleşmektedirler23 Ancak Taslak hakkındaki eleştirilere bakıldığında bunların özellikle kişiler bakımından kapsamı üzerinde yoğunlaştığı, öngördüğü iş sağlığı ve güvenliği sistemine ilişkin eleştirilerin ikincil planda kaldığı görülmektedir. Taslak hakkında kişiler yönünden kapsama ilişkin olmayan eleştirilerden ön plana çıkanlardan biri, 5 6, 7, 8 ve 9. maddelerde birbirinin tekrarı hususlarının düzenlendiğidir24. Yine dü- zenlemenin içerdiği kurallar ve yükümlülükler itibariyle soyut, keyfi uygulamalara açık olduğu, bu nedenle de içeriği belli, somut ve etkin kurallara yer verilmesi, herkesin farklı şekilde yorumlayabileceği düzenlemeler yapılmaması gerektiğine işaret edilmiştir25. Çerçeve Yönerge′ye uyum açısından mevcut Taslağın yeterliliği hakkında, ileri sürülen eleştiriler, haklı tereddütleri doğurmaktadır. Bu nedenle Yöner-ge′nin öngördüğü iş sağlığı ve güvenliği sisteminin tanıtılması, konuyla ilgili yürütülecek tartışmalarda faydalı olacaktır. Böyle bir çalışmada Çerçeve Yöner-ge′yi iç hukukuna uyarlamış ülkelerin uygulama ve öğretisinden yararlanılması bir zorunluluktur. Biz bu noktada kendimize Çerçeve Yönerge′yi 1996 yılında İş Güvenliği Kanunu (ArbSchG) olarak hukukuna uyarlayan Almanya′yı esas aldık. Çünkü bu ülke uygulaması görece uzun ve zengin bir literatüre sahip olduğu gibi, Alman İş Güvenliği Kanunu, Çerçeve Yönerge ile Taslaktaki kadar paralel olmasa da önemli derecede örtüşmektedir. Alman İş Güvenliği Kanunu′na bakıldığında, öğreti de işaret edilen ′′Çerçeve Yönerge′ye ülke şartlan göz önünde bulundurularak uyuma ilişkin ipuçları yakalanmaktadır. Çerçeve Yönerge içeriği itibariyle her ülke tarafından çıkaracağı kanunda mutlak olarak uyulması, aynen alınması gereken kuralların yanında, ilgili ülkenin iç hukukuna uyarlarken belirli derecede öncelik kullanabileceğe esaslara yer vermektedir26. Bu hükümler Alman İş Güvenliği Kanunu nda kendi şartlarına göre düzenlenmiş. Taslakta ise, bu içerikteki hükümler görmezden gelinmiştir. Bu nedenle de birçok yükümlülük ve kural belirsiz içerikte kalmaktadır. Çalışmamızda Çerçeve Yönerge′nin iş sağlığı ve güvenliği sistemi, işveren lerin iş sağlığı ve güvenliği temel yükümlülükleri bağlamında incelenecekti! Çünkü 4857 sayılı İş Kanunu m.77 vd. hükümlerde olduğu gibi Çerçeve Yöner ge düzenlemelerinde de sistem, iş ilişkisinin doğası gereği ağırlıklı olarak işve ren üzerinden şekillenmektedir. Bu çerçevede tezin konusu, AB İş Hukuku′nd; işverenin iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili temel yükümlülükleri ve Türk Mevzua tf nin uyumu olarak özetlenebilir. Çalışmanın birinci bölümünde, işverenin Çerçeve Yönerge′deki temel yü kümlülükleri olarak iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini alma ve iş sağlığı ve gü venliği organizasyonu yükümlülükleri genel olarak tespit edilecektir. Burada ön görülen temel yükümlülükler 1475 sayılı İş Kanunu m.73 vd. ve 4857 sayılı T: Kanunu m.77 vd. hükümlerde yer verilen sistem ile karşılaştırılacaktır. Birine bölümde daha sonra Çerçeve Yönergemde öngörülen iş sağlığı ve güvenliği yü kümlülüklerinin temel felsefesi, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasında işve ren, işçi ve devletin rolleri bağlanımda tanıtılacaktır. Çalışmanın ikinci bölümü, işverenin en temel yükümlülüğü, iş sağlığı v< güvenliği önlemlerinin alınması ve uygulanmasıyla ilgilidir. Bu bağlamda ilkiı iş sağlığı ve güvenliği önleminin ne olduğunu açıklayacağız. Sonra, iş sağlığı v< güvenliği önlemlerinin alınmasının ilk aşaması olarak, planlama ve planlamamı vazgeçilmez aracı risk değerlendirmesi ele alınacaktır. İş sağlığı ve güvenliği ön lemlerinin alınmasında son aşama, planlamada ulaşılan tespitler ışığında yapıla cak somut kararlaştırma ve bunun hukuki yönden sınırları tanıtılacaktır. İş sağ lığı ve güvenliği önlemleri kapsamındaki diğer temel yükümlülükler, alman i: sağlığı ve güvenliği önlemlerinin etkinliğinin kontrol edilmesi ve gerekli haller de uyarlama önlemlerinin alınmasıdır. Çerçeve Yönerge nin işyeri uygulamasın da iş sağlığı ve güvenliğinin sürekli iyileştirilmesi ve geliştirilmesi hedefinin so mut aracı olarak uyarlama önlemleri konusu, mevcut iş sağlığı ve güvenliği an layışma göre önemli bir değişimi ifade etmektedir. İş Kanunu 77. madde gereğ işveren uyarlama önlemlerini almakla yükümlüyse de. Çerçeve Yönerge anlayı şında bu bir sistem dahilinde somutlaştırılmıştır. İşverenin iş sağlığı ve güvenli ği önlemlerini alma yükümlülüğü, işverenin mülkiyet hakkından kaynaklanaı mevcudun/güvenin korunması ilkeleriyle sınırlıdır. İş sağlığı ve güvenliği ön lemlerinin alınmasıyla ilgili ikinci bölümde son olarak iş sağlığı ve güvenliği ön lemlerinin belgelenmesi ve saklanması ele alınacaktır. Üçüncü bölümde, diğer temel yükümlülük iş sağlığı ve güvenliği organizas yonu incelenecektir. Burada ilk olarak organizasyon ile iş sağlığı ve güvenliği nin ilişkisi, özellikle de sağlık ve güvenlik üzerinde bir yük olarak organizasyo nun etkileri, tanıtılacaktır. Bu bölümde daha sonra, organizasyonla ilgili hukuk düzenlemelerin amaca uygun biçimde yorumlanması için işletme biliminin ge nel organizasyon anlayışı ele alınacaktır. Başta BK m.41 ve 55 gelmek üzere mesuliyet hukukunun ve ceza hukukunun sorumluluğa ilişkin ilkelerinden hareketle, iş sağlığı ve güvenliği organizasyonunun olması gereken yapısı hakkında çıkarsamalarda bulunulacaktır. Diğer aşama ise, yönetim sistemleri ve iş sağlığı ve güvenliği organizasyonu ilişkisidir. Bu bağlamda Birlik üyesi ülkeleri doğrudan bağlayan nitelikte bir tüzük olarak AB EMAS çevre yönetim sistemi genel hatlarıyla tanıtılacak, bunda yer alan esaslardan Çerçeve Yönergedeki iş sağlığı ve güvenliği organizasyonu yükümlülüğü hakkında değerlendirmeler yapılacaktır. Bu ön bilgilerden sonra Çerçeve Yönerge ve mevcut mevzuat dikkate alınarak iş sağlığı ve güvenliği organizasyonunun temel unsurları olarak işveren, iş sağlığı ve güvenliğinden sorumlu işveren vekilleri, işyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanları, iş sağlığı ve güvenliği işçi temsilcisi ve işyeri iş sağlığı ve güvenliği kurulu, iş sağlığı ve güvenliği organizasyonundaki konumları, organizasyonel güvenceleri ve işlevleri bakımından tanıtılacaktır. Bu aktörler tanıtılırken onların iş sağlığı ve güvenliği organizasyonundaki yerlerine odaklanılacaktır. Yoksa bunların her biri ayrı çalışma konusu oluşturacak kapsamdadır. İş sağlığı ve güvenliği organizasyonu konulu üçüncü bölümde ayrıca Çerçeve Yöncrge′nin iş sağlığı ve güvenliğine ve özellikle de iş sağlığı ve güvenliği organizasyonuna özgün bakış açısını yansıtan ve özel organizasyon yükümlülüğü olarak nitelendirebileceğimiz işyerinde ya da işletmede iş sağlığı ve güvenliğinin yatay ve dikey bütünleşmesi yükümlülükleri ele alınacak; organizasyon oluşturma yükümlülüğünün sınırları çizilecektir. Çalışmanın son bölümü, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatının uygulanmasını sağlanmak için büyük önem taşıyan resmi denetim konusuna ayrılmıştır. Burada hedef. Çerçeve Yönerge′de öngörülen iş sağlığı ve güvenliği anlayışının mevcut iş denetimi sistemiyle karşılaştırılması, ileride Çerçeve Yönerge temelli bir İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ülkemizde yürürlüğe konulduğunda, mevcut sistem itibariyle resmi denetimde karşılaşılacak olası sorunların tespitidir. Bu kapsamda öncelikle denetim kurumunun iş sağlığı ve güvenliği konusundaki düzenleme, bir başka deyişle işverenlere emir ve talimat verine yetkisi ve bunun Çerçeve Yönerge bakımından uygunluğu ele alınacaktır. Öğretide mevcut Taslak hakkında ileri sürülen eleştirilerden, yer verilen kuralların soyutluğu karşısında müfettiş teftiş sırasında neye göre denetim yapacak ve yaptırım uygulayacak sorusu27, aydınlatılmaya çalışılacaktır. Bu bölümde daha sonra iş sağlığı ve güvenliği mevzuatının uygulanmasına dair bir araç olarak resmi denetim kurumunun işverenleri bilgilendirmesi anlamında damşmalığı, teftiş raporlarının işlevleri ve seTcnlere önel verilmesi incelenecektir. Çerçeve Yönerge temelli bir İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu′nun kabulünden sonra denetim kurumunun işlevlerinde ortaya çıkacak bir değişim gerekliliğine işaret edilebilir. Bu bölümde Çerçev Yönerge temelli bir İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu′nun ülkemizde yürürlüğ sonrası dönem için öngörüler söz konusudur. Çalışmamızda Çerçeve Yönerge kapsamında işverenlerin temel yükümlü lüklcri tanıtılmakla kalınmamış, ülkemizin uyum hedefiyle paralel olarak ilgi yerlerde mevcut mevzuatımız ile karşılaştırmalar yapılmış, Taslaktaki düzenk melere ve bunlar hakkında eleştirilere yer verilmiş, yapılması yerinde olacak be zı değişikliklere işaret edilmiştir. Bu çerçevede tezde en çok incelenen düzenk me, 5763 sayılı Kanunla değişik İş Kanunu 81. madde uyarınca çıkarılan tşyeı Sağlık ve Güvenlik Birimleri ile Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri Hakkınd Yönetmelik′tir. Çalışmamızda kullandığımız terminoloji ile ilgili bir noktanın altını çizme istiyoruz. Hem 155 ve 161 sayılı ILO Sözleşmeleri′nde hem de Çerçeve Yöneı ge′de memur, işçi gibi tüm bağımlı çalışma tiplerini kapsayacak biçimde ′çalı şan′ terimi kullanılmıştır. Ülkemizde Çerçeve Yönerge ile ILO Sözleşmeleri′n uygun bir İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kabul ya da mevcut İş Kanunu düzen lemelerinde bir değişikliğe gidildiğinde, bunun kişiler yönünden kapsamını işçi ler değil, tüm bağımlı çalışma tiplerini içerir biçimde çalışanlar oluşturacaktı′ Taslakta yer verilen düzenlemeler, bu tespitimizi doğrulamaktadır. Ancak iş sağ lığı ve güvenliğine dair mevcut mevzuatımızın kişiler yönünde kapsamını işçi ler oluşturmaktadır. Diğer taraftan iş ve sosyal güvenlik hukukunda çalışan kav ramı, üst kavram olarak dahi olsa şu an için hukuki bir terim olmaktan uzaktıı Bu nedenle çalışmamızda çalışan yerine, işçi terimini kullanmayı tercih ettik. İÇİNDEKİLER. KİSALTMALAR... KAYNAKÇA §1. GİRİŞ Birinci Bölüm İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TEMEL ESASLARI AB İŞ HUKUKLUNDA İŞVERENİN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİYLE İLGİLİ TEMEL YÜKÜMLÜLÜKLERİ I. II. Genel Olarak 11 İş Sağlığı ve Güvenliği Önlemlerinin Alınması ve Uygulanması 13 1. Yükümlülüğün içeriği 13 2. Yükümlülüğün amacı ve esasları 15 a) İş sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasında işverenin garantör rolü 15 b) Önleme odaklı bir iş sağlığı ve güvenliği 16 c) Uygulamanın yönlendirilmesi ve özerklik 17 d) Genel şart niteliği 19 III. Organizasyon Oluşturma 24 1. Yükümlülüğün içeriği 24 2. Yükümlülüğün amacı ve esasları 26 a) İş sağlığı ve güvenliğinde organizasyonun önemi 26 b) Kapsamlı bir koruma anlayışı bakımından araç niteliği 28 c) Bir yönetim görevi olarak iş sağlığı ve güvenliği 29 d) İşyerinin tüm üyelerinin ödevi olarak iş sağlığı ve güvenliği 29 3. Yükümlülüğün hukuki sistematik açısından yeri 30 IV. Önlemlere İlişkin Masrafların İşverence Karşılanması 31 § 3. ÇERÇEVE YÖNERGE′NİN UYGULAMA SÜRECİNİ YÖNLENDİRME AMACI VE TÜRK MEVZUATI 33 I. İşyeriyle İlgili Devletin ve İşverenin Sorumluluğuna İlişkin Yeni Bir Yaklaşım ...33 II. Somut Önlem Odaklı Bir Anlayıştan Süreç Odaklı Bir Anlayışa Yönelim 36 1. İşverene işyeriyle ilgili tanınan özerk alan 37 a) Hukuki yönden değerlendirme ölçütü olarak süreç 37 b) Yapısal bir ilke olarak katılım 41 2. Süreç odaklı iş sağlığı ve güvenliği anlayışında devletin konumu 43 III. AB İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı ve Türk Hukuku 46 1. îş sağlığı ve güvenliği önlemleri bakımından 47 2. Organizasyon oluşturma bakımından 49 3. Çerçeve Yönerge′ye uyum açısından Taslağın yeterliliği 50 4. Çerçeveye Yönerge′ye uyumun tamamlayıcısı olarak devletin iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili kurumsal yapılanmasında değişiklik 53 İkinci Bölüm İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ÖNLEMLERİNİN PLANLANMASI VE UYGULANMASI § 4. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ÖNLEMİ KAVRAMI 58 T. Genel Olarak 58 II. İş Sağlığı ve Güvenliği Önlemlerinin Klasik Amacı 63 1. İş kazalarından korunma 63 2. İşten kaynaklı sağlık tehlikelerinden korunma 66 3. İş kazalarından korunma önlemleri ile işten kaynaklı sağlık tehlikelerinden korunma önlemleri arasındaki hukuki ilişki 70 III. İşin İnsan Unsurunun Gereklerine Uygun Yapılandırılması Önlemleri 70 1. İş sağlığı ve güvenliği hukukunda yapılan iş odaklı bir anlayıştan insan temelli bir yaklaşıma dönüşüm 70 2. Kavram ve içerik 72 3. İşin insan unsurunun gereklerine uygun yapılandırılmasının sağlık ile olan ilişkisi 75 IV. Çerçeve Yönerge′nin İş Sağlığı ve Güvenliği Önlemi Anlayışının Türk İş Sağlığı ve Güvenliğine Olası Etkileri 73 1. Sağlık anlayışındaki etkileri 76 2. Tehlike - Tehlikeli (etken) - Risk 78 V. Değerlendirme 81 § 5. İŞ SAĞLİĞİ VE GÜVENLİĞİ ÖNLEMLERİNİN ALINMASI 82 I. İş Sağlığı ve Güvenliği Önlemlerinin Planlanması 82 1. Planlama kavramı 84 2. Planlamanın konusu 86 3. Planlama sürecinin yapısı 89 4. Planlamada yapısal serbesti 92 5. Değerlendirme 97 II. Planlamanın İlk Aşaması: Risk Değerlendirmesi 98 1. İş sağlığı ve güvenliği bakımından risk değerlendirmesinin anlamı 99 2. Bir araç olarak risk değerlendirmesinin şartlan 102 a) Risk değerlendirmesinde hedef 102 b) Risk değerlendirmesinin konusu 104 c) İçeriği bakımından dikkate alınması gerekenler 105 d) Risk değerlendirmesinin kapsamı 108 e) Bir süreç olarak risk değerlendirmesinin ilerleyişi 110 aa) Metoda ilişkin saptamalarda hareket noktası 110 bb) Tehlikeli etkenleri saptama koşulları 112 cc) Tehlikeli etkenlerin hukuki yönden değerlendirilmesi 114 aaa) Çerçeve Yönerge′deki genel esasların dikkate alınması 115 bbb) İş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili özel düzenlemelerdeki koruma amaçları 121 ece) Genel esaslar ile diğer özel düzenlemelerdeki koruma amaçlan arasındaki ilişki 122 dd) Mevzuattaki koruma amaçlarını sağlamaya uygun önlemlerin araştırılması 125 3. Değerlendirme: İşyerinin yapılandırılması aşamasında risk değerlendirmesinin önemi 126 III. Planlamanın Son Aşaması: Önlemlerin Kararlaştırılması 128 1. Karmaşık nitelikte takdire dayalı bir karar verme olarak planlamaya dayanan kararlaştırma 128 2. Planlamaya ilişkin takdir hakkının hukuki sınırları 130 a) Değerlendirme süreci 133 aa) Yok hükmünde değerlendirme 133 bb) Eksik değerlendirme 134 b) Değerlendirme sonucu 135 aa) Mevzuatta kesin olarak saptanan sınırları karşılamayan değerlendirme 135 bb) Değerlendirmede orantısızlık 137 cc) Orantılılık ilkesi yoluyla yükümlülüğün sınırlandırılması 139 3. Planlamada yapılan değerlendirmenin işlevi 141 IV. Kararlaştırılan İş Sağlığı ve Güvenliği Önlemlerinin Uygulanması 142 § 6. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ÖNLEMLERİNİN ETKİNLİĞİNİN KONTROLÜ 143 I. Genel Olarak 143 II. Etkinlik Kontrolünün Konusu ve Türleri 144 III. Etkinlik Kontrolünün Uygulanması 145 1. İşyerinde etkinlik kontrollerine ilişkin bir anlayışın planlanması 145 2. Etkinlik kontrollerinin sonucunda gerekli olanların yapılması 147 § 7. İŞ SAĞLİĞİ VE GÜVENLİĞİ ÖNLEMLERİNİN UYARLANMASI 148 I. Genel Olarak 148 II. Gerçek Olmayan Uyarlama Önlemleri 149 1. Etkin olmayan önlemler 149 2. İşyerinin fiili çalışma şartlarındaki değişiklikler 150 III. Uyarlama Önlemlerin Planlanması 153 1. Mevcut önlemlerin sürekli iyileştirilmesi hedefi ve sistematik gözden geçirmeler 153 §8. a) İşçilerin durumunda değişiklik 154 b) Bilim ve teknikteki gelişmeler 158 2. Uyarlama önlemlerinin tespiti 162 a) Orantılılık ilkesi yoluyla yükümlülüğün sınırlandırılması 163 b) Uyarlama önlemlerinin uygunluğunun değerlendirilmesinde mevcudun ve/veya güvenin korunması anlayışının önemi 163 aa) Mevcudun korunması esasının anayasal temelleri 164 bb) İş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin uyarlanması yükümlülüğü ve mevcudun korunması 168 aaa) Türk iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı açısından mevcudun korunması 169 bbb) AB iş sağlığı ve güvenliği sisteminde mevcudun korunması.... 172 ece) Sürekli iyileştirme yükümlülüğü ve mevcudun korunması 174 cc) Uyarlama önlemlerinde orantılılık ilkesinin yardımıyla mevcudun korunması menfaatleri ile yenileme amacının dengelenmesi 177 dd) Uyarlama önlemlerinin orantılılığı ölçütleri 181 aaa) İş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin hiyerarşisi ilkesi 182 bbb) İş sağlığı ve güvenliğiyle hedeflenen menfaatlerin değerlendirilmesi kıstasları 184 (a) Tehlikeden korunma 184 (b) Tehlikeli etkenden korunma 186 ece) Mevcudun ve/veya güvenin korunması menfaatlerinin değerlendirilmesi kıstasları 187 (a) Mevcudun korunması menfaatlerinin tespit edilmesi kıstası olarak işyerindeki makine, teçhizat, donanımın kullanım süresi 188 (b) Uyarlama önlemlerinin pozitif ekonomik etkilerinin dikkate alınması 191 IV. Uyarlama Önlemelerinin Uygulanması 191 BELGELEME VE SAKLAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ 192 I. Genel Olarak 192 II. Yükümlülüğün Anlam ve Amacı 194 III. Yükümlülüğün İçeriği ve Şekli 196 IV. Belgelerin Saklanma Süresi 198 V. Yükümlülüğün Sınırlandırılması 201 Üçüncü Bölüm ORGANİZASYON OLUŞTURMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ İÇİN ORGANİZASYONUN ÖNEMİ 206 1. Yetersiz Organizasyonun Kazalar ile Olan İlişkisi 206 1. Karmaşık sosyo-teknik sistem olarak işyeri 208 2. Kazaların yönetim eksiklikleriyle ilişkisi 211 a) Yazılı ya da sözlü kurallar 211 II. b) Yapılandırma için gerekli bilgilerin araştmlmamasi 212 c) Yetki ve sorumluluk düzeni 212 d) Güvenlik kültürü 213 e) Güvenlik iletişimi 213 F) Eğitim 214 İşyeri Organizasyonu ve Sağlık 215 1. İşçilerin sağlığı ve organizasyonla ilgili şartlar arasındaki ilişki 215 2. Sağlıkla ilgili organizasyon kaynaklı tehlikeler 216 § 10. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN KONUSU OLARAK ORGANİZASYON ....219 I. Organizasyon Kavramı ve İşlevleri 219 II. Organizasyon Yapılanması ve Organizasyon Kapsamında Faaliyet 221 1. Kuruluş organizasyonu 221 2. İşleyiş organizasyonu 225 III. İşyeri ya da İşletme Organizasyonunun Bir Parçası Olarak İş Sağlığı ve Güvenliği Organizasyonu 229 1. Dikey bütünleşme ilkesi 229 a) İş sağlığı ve güvenliğinin dikey bütünleşmesinin amacı 230 b) Dikey bütünleşme yükümlülüğünün Çerçeve Yönerge"ye uygun düzenlemesi 231 2. Yatay bütünleşme ilkesi 233 a) İş sağlığı ve güvenliğinde yatay bütünleşmenin amacı 234 b) Yatay bütünleşmenin uygulamada yansımaları 235 aa) Tedarik faaliyetleri kapsamında 235 bb) Yeniden yapılanma kapsamında 237 cc) Pazarlama ve satış faaliyetleri kapsamında 239 dd) Personel yönetimi kapsamında 240 § 11. SORUMLULUK VE CEZA HUKUKU′NUN ORGANİZASYONEL YAPILANMADAKİ ETKİLERİ 241 I. Genel Olarak 241 II. Sorumluluk Hukukunda Organizasyon 242 1. BK. nı.55′e göre yardımcıların seçimi, talimat verilmesi ve denetlenmesi ..243 a) Yardımcıların seçimi 246 b) Yardımcıların denetimi 247 c) Yardımcılara talimat verilmesi 248 2. İşyerinde genel bir işleyiş düzeni ile üst denetimin oluşturulması 248 III. Ceza Hukuku′nda Organizasyon 254 1. Ceza ve kabahatler hukuku kapsamında işyeri organizasyonuyla ilgili çıkartılan sonuçlar 255 2. Organizasyon oluşturma yükümlülüğünün içeriğine dair ceza ve kabahatler hukukundan anlaşılan şartlar 261 a) Karşılıklı güven esası 262 b) Örnek olma işlevi 265 § 12. ÇERÇEVE YÖNERGE′NİN BİR YÖNETİM SİSTEMİNE YAKLAŞAN ORGANİZASYON ANLAYIŞI 267 I. Yönetim Sistemlerinin Organizasyon Oluşturma Yükümlülüğüyle İlişkisi ....267 II. Bir Yönetim Sisteminin Hukuki Açıdan Belirleyici Unsurları: EMAS Çevre Yönetim Sistemi Örneği 268 1. EMAS′ın yeri 268 2. Genel özellikleri 269 3. EMAS′ın organizasyon yapılanması anlamında öne çıkan unsurları 271 a) Çevre politikası 272 b) Çevre programı ve işyeri çevre denetimi 273 c) Çevre yönetim sistemi 276 4. Değerlendirme: İş sağlığı ve güvenliğinde yönetim sistemlerinin yeri 278 III. Çerçeve Yönerge′nin Organizasyon Anlayışının Yönetim Sistemleriyle Örtüşen Unsurları 279 1. Yönetim sistemleri açısından kuruluş ve işleyiş organizasyonu 279 2. Organizasyon oluşturma yükümlülüğü ve yönetim sistemleri 282 a) Bir iş sağlığı ve güvenliği yönetim sisteminin oluşturulması yükümlülük müdür? 282 b) Kalite, çevre ve iş güvenliği yönetimi sistemlerinin iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı uyarınca zorunlu bulunan bir organizasyon oluşturma yükümlülüğü ile olan ilişkisi 285 IV. Refleksif (özerk çerçeveyi çizen) Hukuk Olarak Organizasyon Yükümlülüğü 287 § 13. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ İŞYERİ ORGANİZASYONUNUN UNSURLARI VE YÜKÜMLÜLÜĞÜN SINIRLARI 292 I. Genel Olarak 292 II. İşyeri İş Sağlığı ve Güvenliği Organizasyonunun Unsurları 295 1. İşveren 295 a) Konumu 295 b) Organizasyon kapsamında güvenceleri 297 aa) İş sağlığı ve güvenliği politikası 297 bb) Görevlerin dağıtımı ve denetimi 299 cc) Görevlerin başkalarına devrinin organize edilmesi 301 aaa) İş sağlığı ve güvenliğinden sorumlu işveren vekilleri olarak uygun kişilerin seçimi 301 bbb) Sorumlu kişilerin eğitilmesi, yetki ve yükümlülükleri hakkında bilgilendirilmesi 304 2. İş sağlığı ve güvenliğinden sorumlu işveren vekili 304 a) Konumu 304 b) Organizasyon kapsamında güvenceleri 306 3. İş sağlığı ve güvenliği organizasyonunun özel aktörleri: İşyeri hekim ile İş Güvenliği Uzmanı 306 a) Konumları 308 b) Organizasyon kapsamında güvenceleri 310 c) İşyeri hekiminin ve iş güvenliği uzmanının güvenceleri açısından uygulamada ortaya çıkabilecek olası aksaklıklar 315 4. İş sağlığı ve güvenliği işçi temsilcisi 320 a) Konumu 321 b) Organizasyon kapsamında güvenceleri 323 5. İşçiler 325 a) Konumlan 326 b) Organizasyon kapsamında güvenceleri 330 6. İşyerinde güvenlik iletişimine ve işbirliğine dair platformlar 33 i a) İşlevleri 332 b) Çeşitlen 333 e) Organizasyon kapsamında güvenceleri 335 III. Organizasyon Oluşturma Yükümlülüğünün Sınırlan 336 1. Orantılılık ilkesi 336 2. Özel düzenlemelerdeki kurallar 339 14. İŞVERENİN İŞYERİ ORGANİZASYONUNA İLİŞKİN DİĞER YÜKÜMLÜLÜKLERİ 340 I. İşyeri Düzeyinde Katılım ve İşbirliği Düzeni 340 II. İşyeri Organizasyonunun Denetim Kurumuna Bildirilmesi ve Önemi 347 III. İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi 351 1. Genel eğitim yükümlülüğü 352 a) Eğitimin amacı 352 b) Eğitim konulan 353 c) Eğitimin verilmesi 354 2. Özel eğitim yükümlülüğü 356 IV. İlkyardım e Diğer Acil Durum Önlemleri 358 Dördüncü Bölüm ÇERÇEVE YÖNERGE SİSTEMİNDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ DENETİMİ ÇERÇEVE YÖNERGENİN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ANLAYIŞINDA DENETİMİN YERİ 361 I. Mevcut İş Teftişi Sisteminin Çerçeve Yönerge′ye Uygunluğu 361 II. Denetim Kurumunun Düzenleme Yetkisi 364 1. Denetim kurumunca verilecek talimatların unsurları 366 a) Denetim kurumunun genel yetkisi 368 b) Denetim kurumunun kesin ve ciddi tehlike arz eden haller bakımından yetkisi 372 2. Denetim kurumunun idari tasarruflarının içeriğine dair şartlar 374 a) Bir idari işlem olarak denetim kurumunun talimatları 375 aa) Yapılacak işlemin ve alınacak tedbirin (İşTefKuY. m.49) kesinliği ve Çerçeve Yönerge ile işverene tanınan özerklik 375 bb) Amacın belirliliği şartları 382 b) Denetim kurumunun iş sağlığı ve güvenliği önlemleriyle ilgili talimatları ..385 c) Denetim kurumunun organizasyon oluşturma yükümlülüğüyle ilgili talimatları 390 III. Denetim Kurumunun Düzenleme Yetkisinin Sınırları 396 IV. Değerlendirme: İş sağlığı ve Güvenliği Denetiminde Yeni Dönem 398 § 16. TEFTİŞ RAPORLARİNİN İŞLEVİ. İŞVERENLERE ÖNEL VERİLMESİ VE DENETİM KURUMUNUN İŞVERENLERE YÖNELİK DAN1ŞMAL1Ğ1 400 I. Teftiş Raporlarının İşlevi ve İşverenlere Önel Verilmesi 400 II. Denetim Kurumunun İşverenlere Yönelik Danışmanlığı 403 1. Denetim kurumunun danışmanlığının hukuki sınırları 405 2. Denetim kurumunun danışmanlığının Çerçeve Yönerge sistemindeki yeri ...408 § 17. SONUÇ 4) j ÖZET 420