Anonim Ortaklığın Devralınması - ALİ PASLI
Anonim Ortaklığın Devralınması - ALİ PASLI
Ali PASLI - Vedat Kitapçılık
ÖNSÖZ Değişen piyasa koşullarına ayak uydurabilmek açısından kaçınılmaz olan ekonomik büyümeyi sağlayan araçlar arasında, uygulamada, özellikle gerçekleştirilme aşamasının nispeten basitliği ile; birleşme, işletme devri gibi benzer işlemlerin önüne geçen, hedef ortaklık kontrol iktisaplarını, “anonim ortaklığın devralınması” ismini verdiğimiz özel bir hukuki işlem çeşidi olarak incelediğimiz bu çalışma, İ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Ana Bilim Dalı nezdinde, doktora tezi olarak hazırlanmıştır. Haziran 2004’de doktora yeterlilik sınavını vermemin ardından başlayan tez konusu belirleme, bu konuya ilişkin yurt içi ve yurt dışı kaynakların tedariki ve tezin yazımı aşamaları 2009 yılının ortalarında tamamlanmıştır. Tez, 01.09.2009 günü, Prof. Dr. Ömer Teoman, Prof. Dr. Hamdi Yasaman, Prof. Dr. Abuzer Kendigelen, Prof. Dr. Arslan Kaya ve Prof. Dr. Aydın Gülan’ın oluşturduğu jüri önünde savunulmuş ve oy birliğiyle başarılı bulunmuştur. Öncelikle değerli eleştirileri ile teze katkıda bulunan ve savunma sırasındaki sözleri ile beni onurlandırıp, uzun ve yorucu çalışmalarımın boşuna olmadığını anlamamı sağlayan tüm jüri üyesi Hocalarım’a şükranlarımı sunmak isterim. Tezde, anonim ortaklığın devralınması meselesi, teorik ve pratik yönü ile birlikte ele alınmıştır. Ancak konunun ilgili olduğu hukuk dalları çok geniş bir alana yayılmaktadır. Dolayısıyla çalışmamızda, her bir özel alana, mümkün olduğunca, değinilmiş olmakla birlikte, tez formatı itibarıyla bunların hepsine ilişkin ayrıntılı bir inceleme yapılmamıştır. Konu, özellikle uzmanlık alanımız olan anonim ortaklıklar ve sermaye piyasası hukukları açısından irdelenmiştir. Vergi hukukundan devletler özel hukukuna kadar tüm yan dallara ve ayrıca bizi tez açısından çok fazla ilgilendirmeyen devralma prosedürüne yönelik olarak çalışmanın kapsamı genişletilmeye oldukça müsaittir. İlerleyen zamanda bunu yapmak benim için bir ödevdir. Elinizdeki kitap, bir geleneğin takibi ile, savunulan ve kabul edilen bir tezin, –küçük tashih hatlarının düzeltilmesi bir tarafa– aynen basılmış halidir. Bu sebeple jüri üyesi Hocalarım’ın savunma sırasındaki uyarıları kitaba yansıtılamamıştır. Bu da, benim bir diğer görevimdir. Bunun gibi tezin savunulmasının ardından yürürlüğe giren, ihtiyari ve zorunlu aleni pay alım teklifi (çağrı) kurumlarını düzenleyen Seri: IV, No: 44 sayılı SPK tebliği de, yürürlükteki bir düzenleme olarak ayrıntılı incelemeye tabi tutulmamış, anılan konular, savunma tarihi itibarıyla yürürlükte olan Seri: IV, No: 8 sayılı Tebliğ hükümleri çerçevesinde incelenmiş, ancak o gün itibarıyla kamuya açıklanmış olan Taslak Tebliğ hükümleri, yeri geldikçe irdelenmiştir. Dolayısıyla işbu çalışmada, 01.09.2009 tarihi itibarıyla yürürlükte olan mevzuat hükümlerinin dikkate alınmış olduğu hususu, tüm ilgililerin bilgisine sunulmalıdır. Çalışmamda, “Anonim Ortaklık Kurumsal Yönetimi” isimli yüksek lisans tezimde olduğu gibi, TDK tarafından benimsenen ve Kurum’un internet sitesinde yayınlanan yazım ve dilbilgisi kurallarını esas aldım. Böylelikle dilde ve yazımda yeknesaklık konusunda bir katkı sağlanması amaçlanmaktadır. Yazarın yoğun bireysel çabası, doktora tezi ölçeğindeki çalışmaların hayata getirilmesi için “esas” nitelikte olmakla birlikte, bunun için tek başına yeterli değildir. İşte bu noktada ben, oldukça şanslıyım. Öncelikle, üzerimdeki hakkını ödemem imkânsız olan, Hocam Prof. Dr. Hüseyin Ülgen’in deyimiyle gerçekten de hepimiz, özellikle de biz asistanlar için bir “lütuf” olan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı ailesinin bir ferdiyim. Bu aile içinde insanın kendisini geliştirmemesi, zaten mümkün değil. Bireysel çabama destek olan onlarca kişi arasında öncelikle ve özellikle anmak istediğim sayın Hocam Prof. Dr. Ömer Teoman, tez danışmanlığımı üstlenerek beni onurlandırmıştır. Hocam, Anabilim Dalı başkanı olarak bizlere rahat bir çalışma ortamı sağlamış; engin hukuk bilgisi ve geniş bir alana yayılan eserleri ile her konuda ufkum(uz)u açmıştır. Hocam, ayrıca gerek tez konusunun seçilmesi ile gerek de tezi en ince ayrıntısına kadar okuyarak yaptığı savunma öncesi eleştirilerle tezin oluşmasına doğrudan etki etmiştir. Sayın Prof. Dr. Abuzer Kendigelen de, öncelikle tezin planı, bölümlerin son şeklini alması; ayrıca tezin içeriğine ilişkin ayrıntılı hukuki tartışmalar ve düzeltmeler ile birçok konuda yol gösterici olmuştur. Aynı şekilde sayın Prof. Dr. Arslan Kaya da, tezin kapsamına giren birçok tartışmalı meselede bana ışık tutmuş, konuya daha derinlemesine bakmamı sağlamış ve kapsamın genişlemesine ön ayak olmuştur. Her iki Hocam, bana duydukları güveni kürsüye dâhil olmam yolundaki öncü adımları atarak ortaya koydukları gibi, bu yolda yeri geldikçe arkadaş, ağabey ve baba karışımı yaklaşımları ile her zaman desteklerini göstermişlerdir. Onların maddi ve manevi destekleri olmaksızın, her anlamda ayakta durabilmem mümkün olmazdı. Bu bağlamda tüm Hocalarım’a teşekkürü bir borç bilirim. Türkiye’de doktora yeterlilik sınavının ardından başlayan maratonun, önemli yapı taşları İngiltere’de “ziyaretçi araştırmacı” sıfatıyla bulunduğum Coventry University Business School Department of Law’da yapılan çalışmalarda ve ardından Almanya’da Hamburg’da “Max Planck- Institut für auslandisches und internationales Privatrecht”de oluşturulmuştur. Doktora çalışmalarımın yurt dışı kısmının İngiltere ayağında, üniversitesinin her türlü imkânının tarafıma tahsisini sağlayan ve düzenli toplantılarla bana “takeover” hukuku ile de sınırlı kalmayan bir şekilde yol gösterici olan Principal Lecturer sayın Colin Perkin’e; ve ayrıca Max Planck bursunu bana tedarik eden; Hamburg’da bulunduğum sürede bilhassa tezin planı ve konunun Avrupa Birliği hukuku yönü ile ilgili olarak yardımını esirgemeyen sayın Prof. Dr. Klaus J. Hopt’a şükran dileklerimi sunarım. Her iki ülkedeki araştırma ve çalışmalarım, İ.Ü. Tinçel Vakfı, Tübitak ve Max Planck Institute’un tarafıma sağladığı burslar ile mümkün olabilmiştir. Bunlar arasında Tübitak, özellikle yeni yönetim kadrosu ile birlikte sosyal bilimlere verdiği destek ile bu tezin yazılabilmesinde öncü bir role sahiptir. Her üç kurumun tüm yönetici kadrosuna da burada teşekkürlerimi arz etmek isterim. Bunun gibi sayın Vedat Carbaş nezdinde, tezin yayınlanması işini üstlenen Vedat Kitapçılık’ın, dizgi işinden Sultanahmet mağazada bulunanlara kadar, tüm çalışanlarına yakın ilgilerinden dolayı teşekkürü de bir borç bilirim. Bu tez, benim olduğu kadar O’nun da sayılır. Sevgili eşim Av. Özgür Hande Paslı, evliliğimizin ilk günlerine denk gelen tezin başlangıç anından beri bu kahır dolu mücadelede yanımda olmuş ve hemen hemen tek bir gün tatilin olmadığı yaklaşık beş yıllık serüvenin ortağı olmuştur. Tezin savunulma tarihi ile ailemizin yeni ferdi Gülse Paslı’nın doğum tarihleri birbirine çok yakındır. Tez, beni hayata bağlayan “canlarım”a ithaf edilmiştir. Ataköy, 30.10.2009 Ali Paslı GİRİŞ Bugünün ekonomik dünyası, rekabet mantığı üzerine kuruludur. İnsanların her türlü ihtiyacını oluşturan mal ve hizmetlerin arz kesiminde yer alan tedarikçi firmalar, piyasa koşulları içerisinde birbirleri ile yarışarak ön plana çıkmaya ve böylelikle -geniş anlamıyla- mümkün olduğunca çok para kazanmaya çalışmaktadırlar. Rekabet, "globa-lizm (küreselleşme)" adı verilen büyük sarmalın yönlendirmesi ile hemen tüm sektörlerde, (neredeyse) bütün dünyaya yayılmış durumdadır. Dünyanın her yöresindeki firmalar, birbirlerinin rakibidir. Bu amansız yarış içerisindeki firmaların sadece öne çıkmalarının değil, ayakta kalmalarının yani mevcut piyasa gücünü korumalarının yolu da, "büyüme"lerinden geçmektedir. "Büyüme"nin en basit ve yararlı yöntemi ise, rakip olan veya olmayan mevcut firmaların iç bünyeye katılması yani devralınmasıdır. Bu yöntem, bir işletmenin en baştan kurulmasından hem daha az riskli hem de daha az maliyetlidir. Bugünkü ekonomik düzenin bir başka gerçeği de, yukarıda anılan yarışın içindeki firmaların hukuki şekillerinin/kalıplarının büyük bir çoğunlukla ve sırasıyla "ortaklık" - "ticaret ortaklığı" - "anonim ortaklık" olmasıdır. İlgili firma büyüdükçe, giydiği hukuki elbisenin "anonim ortaklık" olması da -fiilen- kaçınılmaz olmaktadır. O zaman anonim ortaklıkların devralınması, bir büyüme yöntemi olarak dikkati çekmektedir. Ancak bu sonuç, iktisadi bir gerçekliği göstermekte olup, kavramın içinin hukuken doldurulması lazımdır. Gerçekten de, iktisadi açıdan anonim ortaklığın/firmanın devralınması şeklinde vasıflandırılabi-lecek bir işlemin, hukuken gerçekleştirilme şekilleri/yöntemleri farklıdır. Bu yöntemler, anonim ortaklık uzmanlarının üzerinde en fazla uğraştıkları konuların başında gelmektedir. Anonim ortaklık şeklinde örgütlenen firmaların, bir bütün olarak devralınmasını sağlayan birleşme, işletme devri, pay alımı, bölünme gibi yöntemlere iktisatçıların ortak bir bakış açıları vardır. Onlar, bu yöntemler arasında nitelikli bir ayrım görmezler. Bir anonim ortaklığın mal varlığının kontrolü, bir başka deyişle doğrudan veya dolaylı sahipliği, devralma suretiyle gerçekleştirilen bir birleşme işlemi ile de, bu ortaklığın çoğunluk paylarının satın alınması suretiyle de, ya da doğrudan aktif ve pasif kalemlerinin bir bütün olarak devralınması ile de gerçekleştirilebilir. İktisadi açıdan her birinde, anonim ortaklığın/fır-manın/işletmenin iç bünyeye dâhil edilmesi, böylelikle büyüme gerçekleşmiştir. Biz bu çalışmada; "anonim ortaklığın devralınması" kavramını, ona spesifik bir hukuki anlam vererek ve bir hukuki işlem çeşidi olarak inceleyerek, nispeten dar bir kapsamda kullanmaktayız. Diğer büyüme/devralma yöntemlerinden farklı olarak bizatihi anonim ortaklık kontrol değişikliğine hukuk düzeni özel sonuçlar bağlamıştır. O zaman bu durumun hem isimlendirilmesi hem tanımlanması hem de içeriğinin doldurularak iktisadi açıdan benzer işlemlerden ayırt edilmesi lazımdır. Bunu yaparken, başlangıç noktası da, devralınanın ne olduğunu ortaya koymak olmalıdır. Devralman, bir firma çeşidi olarak "anonim or-taklık"tır. İşte bu amaçla çalışmamızın ilk bölümünde iktisadi bir kavram olan "fırma"nm hukuki karşılığı ortaya konularak, anonim ortaklığın anlamı açıklanmıştır. Böylelikle devir konusunun "ne" olduğu ve esasında "anonim ortaklığın devralınması" ifadesinin karşılığı belirlenerek, gramatik ve hukuki açıdan anonim ortaklığın bizatihi kendisinin devre konu olamayacağı ortaya konulmuş ve devamında anonim ortaklığın devralınmasmda/devrinde tüzel kişilik olarak anonim ortaklığa ilişkin bir başka saptama yapılması gerekliliği sonucuna ulaşılmıştır. Bu saptama, anonim ortaklıkta "yönetim" ve "kontrol" şeklinde iki ayrı ve içerikleri birbirinden farklı olgunun bulunduğudur. İşte devra-lınabilecek olan, anonim ortaklığın yönetimi üzerindeki hâkimiyeti karşılayan "kontrol"dür. Bu sebeple gene ilk bölüm içerisinde anonim ortaklığın "yönetimi" ve "kontrolü" kavramları, nispeten ayrıntılı bir analize tabi tutulmuştur. "Yönetim" kavramı incelenmeden, "kont-rol"ün gerçek anlamının ve kapsamının ortaya konulması mümkün değildir. Böylelikle "anonim ortaklığın devralınması" şeklinde isimlendirdiğimiz hukuki işlem çeşidinin tanımsal unsurunu oluşturan kavramların ne olduğunu incelediğimiz birinci bölümün ardından, "anonim ortaklığın devralınması"nın ayrıntılı incelemesine çalışmamızın ikinci bölümünde başladık. "Anonim ortaklığın devralınmasının ayırıcı özellikleri" başlığı altında; kavramın hukuki anlamı, yabancı literatürdeki muhtemel karşılıkları ve hukuki işlemin tarafları da incelenerek belirlenmiş, ardından karşılaştırmalı hukukta ve Türk hukukundaki düzenleme şekli üzerinde durulmuştur. Bu iki alt bölümü takiben "benzer işlemlerle karşılaştırma" başlığı altında, anonim ortaklığın devralınmasının; birleşme, işletme devri gibi benzer müesseselerden farklarını, bizatihi anonim ortaklığın devralınması işleminin ayrıntılarını da vererek inceledik, ikinci bölümü, anonim ortaklığın devralınmasını sağlayan hukuki devralma yöntemlerini inceleyerek tamamladık. Üçüncü ve son bölüm ise anonim ortaklığın devralınmasının hukuki sonuçlarına ayrılmıştır. Bu bölümde devralmanın ortaya çıkardığı "hukuki sonuçlar"ın kapsamına ilişkin genel bir belirlemenin ardından, devralmanın özellikle borçlar hukuku yönü ağırlıklı olarak incelenip, diğer hukuk dalları zikredilmiştir. Bu iki alt bölümü takiben devralmanın anonim ortaklıklar hukuku alanındaki sonuçları; "kontrol sahibinin değişmesi", "topluluk/grup şirketi hâline gelme - dâhil olunan topluluğun/grubun değişmesi" ve "çıkarma ve çıkma hakları"; sermaye piyasası hukukundaki sonuçlan ise; "kamuyu aydınlatma zorunluluğu" ve "çağrıda bulunma zorunluluğu" başlıkları altında incelenmiştir. İÇİNDEKİLER Önsöz....................... V İçindekiler............................................................................................... IX Kısaltmalar............................................................................................. XV Giriş..................................... 1 BİRİNCİ BÖLÜM “ANONİM ORTAKLIĞIN DEVRALINMASI”NI AÇIKLAYAN KAVRAMLAR I. Devir Konusu “Anonim Ortaklık” 5 A. Ekonomik aktör olarak “firma” 5 B. Anonim ortaklığın anlamı 17 II. Anonim Ortaklıkta “Yönetim” 25 A. Kavram 25 B. Yönetim – mülkiyet ayrımı 28 III. Anonim Ortaklıkta “Kontrol” 35 A. Kavram 35 B. Pay sahibi kontrolü 39 C. Kontrol araçları 61 D. Ortak kontrol 64 E. Dolaylı kontrol 75 İKİNCİ BÖLÜM “ANONİM ORTAKLIĞIN DEVRALINMASI”NIN AYIRICI ÖZELLİKLERİ I. Kavram.............................................................................................. 77 A. Anlamı ve konusu 77 B. Yabancı literatürdeki benzer kavramlar 99 1. Takeover 99 2. Acquisition 104 3. Control transactions 109 C. Tarafları 112 II. Yasal Düzenleme Şekli 118 A. Yabancı hukuklar 125 1. İki sistem: Amerika – İngiltere karşılaştırması 125 2. Almanya 132 3. İsviçre 136 4. Avrupa Birliği 140 B. Türk hukuku 143 III. Benzer İşlemlerle Karşılaştırma 151 A. Genel olarak 151 B. Birleşme 159 C. Mal varlığının/ticari işletmenin devri 176 D. Bölünme 191 IV. Anonim Ortaklığın Devralınma Yöntemleri 198 A. Pay devri 202 1. Blok alım 209 2. Aleni pay alım teklifi 216 3. Münferit alım 223 B. Esas sözleşme değişikliği 225 1. Sermaye artırımı 227 2. İmtiyazlı pay 232 C. İntifa hakkı tesisi 241 D. Oyun kullanımında temsil hakkı 245 E. Pay sahipleri sözleşmesi/oy sözleşmesi akdi 248 F. Külli halefiyet hâlleri 251 G. Diğerleri 255 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM “ANONİM ORTAKLIĞIN DEVRALINMASI”NIN HUKUKİ SONUÇLARI I. Genel Olarak 267 II. Borçlar Hukuku Açısından 270 A. Ayıba karşı tekeffül 271 B. Zapta karşı tekeffül 278 C. Rekabet yasağı ve diğerleri 281 III. Anonim Ortaklıklar Hukuku Açısından 289 A. Kontrol sahibinin değişmesi 289 B. Topluluk/grup şirketi hâline gelme veya dâhil olunan topluluğun/grubun değişmesi 298 C. Çıkarma ve çıkma hakları 312 1. Çıkarma 313 2. Çıkma 332 IV. Sermaye Piyasası Hukuku Açısından 339 A. Kamuyu aydınlatma zorunluluğu 339 1. Anlamı ve kapsamı 339 2. Zamanı, şekli ve muhatapları (yükümlüleri) 347 a. İhraçta kamuyu aydınlatma 347 b. Sürekli kamuyu aydınlatma 353 (1) Periyodik kamuyu aydınlatma 355 (2) Derhâl (anında) kamuyu aydınlatma 355 3. Aykırılığın sonuçları 380 a. İdare hukuku açısından 381 (1) İdari tedbirler 382 (2) İdari para cezası 387 b. Ceza hukuku açısından 389 c. Özel hukuk açısından 393 B. Çağrıda bulunma zorunluluğu 405 1. Anlamı ve ortaya çıkış gerekçeleri 405 2. Eleştirisi 412 3. Düzenleme şekli 426 a. Yabancı hukuklar 426 (1) İngiliz hukuku 426 (2) Alman hukuku 428 (3) İsviçre hukuku 431 (4) AB hukuku 432 b. Türk hukuku 434 4. Uygulama alanı 438 a. Kapsamına giren ortaklıklar 438 b. Kapsamına giren işlemler 440 (1) Kural 440 i. Konum 441 i1. Ortaklık sermayesinin ve oy haklarının % 25’ine sahip olunması 441 i2. Yönetim kontrolünü sağlayan paylara sahip olunması 448 i3. Kontrol eşiğindeki % 10’luk artış 455 ii. Yöntemler 458 (2) İstisnalar 474 i. Hedef ortaklık açısından zorunluluk 480 ii. Pay sahiplerinin onayı 482 iii. Yönetim hâkimiyetinde değişiklik olmaması 487 iv. Kontrol amacı olmaksızın iktisap 492 v. Özelleştirme 495 5. Uygulanması/yerine getirilmesi 498 6. Uygulanmamasının/yerine getirilmemesinin sonuçları 505 SONUÇ..................................................................................................... 521 BİBLİYOGRAFYA 533