Vedat Kitapçılık
Kargo Gönderim Saatleri;
Hafta İçi Saat 16:00 'ya kadar
Cumartesi Saat 11:00 'e kadar
Kartlarına Taksit
Seçeneklerimiz Vardır!
Banka Hesap Bilgilerimiz
Destek
HATTI
0212
240 12 54
240 12 58
Favori
Listenizde
Ürün Yok!
Sepetinizde
Ürün Yok!
Yeni Çıkan Yayınlar:      Mayıs (38)      Nisan (73)      Mart (139)      Şubat (116)

Anayasal Devlette Meşruiyet

Anayasal Devlette Meşruiyet



Sayfa Sayısı
:  
332
Kitap Ölçüleri
:  
16x23 cm
Basım Yılı
:  
2010
ISBN NO
:  
9789754645491

400,00 TL











GİRİŞ Demokrasi çağında yaşıyoruz. Yaşadığımız dünya, her tip ve her türden yönetimin, anayasalarının siperinde kendi demokrasisini kurduğu ve savunduğu bir dünyadır. Şimdi biz, geçmişin otokratik rejimleri ile günümüzün demokrasileri arasındaki benzerlikleri hayretle fark edip, ilgi ve dikkatimizi nasıl yönetildiğimize çevirmiş durumdayız. Düşünen insanları, bir yönetim biçimi olarak demokrasiyi düşünmeye ve meşruiyeti, demokrasinin adında, kuramsal içeriğinde, şekli kurumlarında değil, pratiğinde aramaya sevk etmesi, bir dünya görüşü, bir kültür ve bir yaşam tarzı olarak demokrasinin bilincimize eklediği bir zenginliktir. Anayasal devlette meşruiyete ilişkin bir çözümleme denemesi bizi zorunlu olarak hukuk biliminin metodolojik sahasının dışına çıkardı. Çünkü demokratik bir siyasal sistem olarak anayasal devlette meşruiyet arayışı, kural ve kurumlar bazında salt bir norm sorunu değil, aynı zamanda sistemin işleyişine yönelik bir değer sorunudur. Elbette hukuksal bir inceleme, hukuk metinlerinin ve hukuksal normların biçimsel incelemesinden ibaret değildir. Özellikle de anayasa hukuku sahasında yapılan bir çalışmada, anayasal sistemi kuşatan kültür ve değerler ile, bunların da etkisiyle gelişen pratik, anayasa metninin içeriği ve anayasal kurumların işleyişine ilişkin normatif düzenlemeler kadar dikkate alınmayı hak eder. Bu çalışmada, hukuk ve siyaset felsefesinin, siyaset biliminin ve anayasa hukukunun kesiştiği alandan, devletli bir toplumda yöneten-yönetilen ilişkisinin çağrıştırdığı tüm malzemeyi toplayıp, meşru bir demokrasi ve hukuk sisteminin kurulması ve sürdürülmesindeki rollerini araştırdık. Anayasal devlet, çeşitli kaynaklarda "hukuk devleti" olarak da ifade edilmektedir. Yakın ilişki içinde olduklan gerçeğine rağmen, bu iki kavramı ve bu iki devlet yapılanmasını özdeşleştirebilmek için, öncelikle anayasal devlette hukuk devletini gören bakışın nedenlerini anlamak zorundayız. Anayasal devlet, görev ve yetkilerinin çerçevesi, anayasacılık amaç, ilke ve tekniklerine uygun olarak oluşturulan anayasası ile çizilmiş bir devlettir. Anayasa bazen belli bir metin, bazen de metinler ve uygulamalar toplamı olabilir. Anayasanın ayrı bir hukuk disiplini oluşturması; "ülkedeki politik dengeye bağlı olarak iktidarın kullanımının organlar arasında bölüştürüldü-ğü, istisnaları da dahil olmak üzere kurulu düzeni hukukun tanımladığı ve her türden uyuşmazlığın hukuk aracılığı ile ele alınıp çözüme kavuşturuldu-ğu bir normatif bütünlüğün kurumlaştırılması" olarak ayrı bir tanımı da beraberinde getirmiştir1. Anayasal devleti, hukuk devletine yaklaştıran, hatta ikisini birleştiren anlam, bu tanımda saklıdır. Fakat yine de anayasal devleti hukukla kavrayabilmek için, tanımların sağladığı konfora ek olarak pek çok sağlam bilgiye ve gerekçeye ihtiyacımız var. Bu amaçla çıktığımız düşünme ve araştırma yolculuğunda; anayasacılı-ğın evriminde hukukla kavranan demokrasiyi, demokrasinin evriminde hukukla ehlileştirilen çoğunluğu ve hukukla sınırlanan siyasi iktidarı gördük. Demokrasinin ve hukukun gereğince işlevsel kılınmadığı siyasal ve toplumsal sistemlerin hiç bitmeyen sorunlarının, ağır bir meşruiyet krizi ürettiğini veya hukuksuz ve demokrasisiz sistemlerdeki meşruiyet yokluğunun, siyasi, ekonomik, toplumsal pek çok sorunu beslediğini gördük. Bu kitap, anayasal bir devlette meşruiyetle ilgili tartışma noktalarını önce tespit etmek, sonra tespit edilen bu noktalar üzerinde meşruiyete ilişkin sorulara olabildiğince cevap bulmak amacıyla kaleme alındı. Bilindiği gibi anayasalar, "sınırlı devlet" düşüncesinden türeyen metinlerdir. Amaçlan siyasi iktidarı haklar ve özgürlükler karşısında, liberalizmin kabul görmüş ilke ve teknikleri ışığında belirli bir sınır çizgisinde tutmaktır. Öncü düşünürlerinin ortak aklından beslenen liberalizm, anayasacılık ülküsünü; "monarkın otoritarizminden ve seçimle gelen çoğunluğun baskısından (bu, çoğunluk despotizmi olarak da okunabilir) eşit derecede uzak, ılımlı bir siyasi rejim aracılığı ile siyasi-sosyal düzenin korunması amacı" üzerine bina etmiştir. Bu amaç korunduğu sürece, tanımladığı temsili demokratik kurumlarının yetki ve görevlerinin çerçevesini çizen anayasaların imkân tanıdığı pek çok anayasal sistem uygulaması vardır. Dolayısıyla anayasal organların ve kurumların meşruiyetlerini değerlendirmede, anayasal normlara uygun davranmak için hangi tavrı almaları gerektiğini değil, belli durumlarda hangi tavrı alabileceklerini ve diğerlerinin buna tepkilerini ölçüt almanın daha uygun olacağı söylenebilir. Bu kitapta, anayasal bir devleti (çağdaş yapılanışına özgü kurumları ve işleyiş şemasını göz önünde bulundurarak) meşruiyet tartışmalarının odağına yerleştirdik. Liberal demokrasiye özgü kurumların statik dökümünü yapmak yerine, bu kurumları; her kurumsal otoritenin diğerlerine karşı donatıldığı hukuki imkânların ve taşıyıcı siyasi güçlerin belirleyeceği bir rekabetin tarafları olarak bir bütün içinde incelemek istedik2. Ancak kurumların sistem içindeki rolünün, demokrasinin ilke ve amaçları ekseninde doğru değerlendirilebilmesi, şeklî bir yaklaşımı, ayrıca işlevlerinin hukuksal zeminini tespitetmeyi de zorunlu kılmaktadır. Kurumlara şeklî-hukûki yaklaşımın eksikliği, anayasal sistemin dinamiği olan bu kurumların birbirleri ile ve yetki ve görevlerinin kaynağı olan anayasayla ilişkilerini kavrama ve değerlendirmede sorun yaratmaktadır. Meşruiyetin değerlendirilmesinde önemli bir ölçüt olan anayasallığa (anayasalara ve anayasacılığa ilişkin üzerinde uzlaşılmış temel bilgi ve öncüllerin ortaya konulmasıyla daha açık ve anlaşılabilir hale gelecek bir kavram olarak) bu çalışma içinde sıklıkla başvuracağız. Bilindiği gibi anayasa bir yönüyle bir organlar sistemidir; karar alma yapısının esas teşkilâtını kurar ve örgütler. Bu işlevleri itibarıyla anayasa statü-anayasa veya mekanik- anayasa olarak da isimlendiriliyor3. Diğer yönüyle anayasa, birey hak ve özgürlüklerinin güvence altına alındığı belgedir ve bu özelliği; "yönetimin hukuka bağlılığı prensibi" ya da "sınırlı yetkiler doktrini" diyebileceğimiz bir kavramı ortaya çıkarır.Anayasalara eklenen ya da anayasalarda düzenlenen hak ve özgürlükler katalogları, bu prensibin açık ifadesidir. Bir yazara göre, batılı toplumlar için demokratik anayasal düzenin varlığı doğaldır. Öyle ki artık anayasal devlet, batının değerler havuzunda önemli bir gelişme olarak takdir edilmediği gibi, korunmaya değer de görülmemektedir. Bunun nedeni, de anayasal devletin kontrol mekanizmalarının etkili olarak çalışması ve yapısının, devletin yolsuzluklarla mücadele etmesine ve ortaya çıkan yeni sorunlarla baş etmesine imkân tanımasıdır4. Bu kontrol mekanizmalarının hukukla kurulduğu ve anayasal devlet yapısının hukukla örüldüğü dikkate alındığında; anayasal devletin hukuk düzeninin, demokrasinin korunması ve geliştirilmesinde vazgeçilmezliği ortadadır. Bu kitapta işleyişine dikkatimizi en fazla yönelttiğimiz anayasal devlet modeli, biraz da Türkiye′deki devlet organları ve kurumlar arasında son dönemde yaşanan çatışmaları, daha doğru bir ifadeyle; siyasi iktidarın devlet kurumlarına yönelttiği hınçlı yaklaşımı analiz etmekte bilgi temelimizi kurmak amacıyla, parlamenter hükümet sistemi olmuştur. Geniş bir liberal demokratik sistem coğrafyasında kendine alan bulmuş parlamenter hükümet sisteminin kurumsal şeması çerçevesinde cereyan eden yasama-yürütme ilişkileri ve bunların karşısında yargısal makamların aldığı konumu, anayasal devlette meşruiyete ilişkin değerlendirmelerimizin merkezine koyduk. Yöntem hakkında da birkaç şey söylemek gerekirse: Elbette bilimsel bir çalışmanın gerektirdiği titizlik ve duyarlılığı göstermeye gayret ettik. Fakat dürüstçe itiraf etmemiz gereken birkaç gerçek var. Yol gösterici kaynakları-mız ne kadar çok ve derin olursa olsun, onlara yaptığımız atıflar, ancak bu kaynaklardan kendi anladığımız ve süzdüğümüz bilgi kadardır. Bir kitap ya da bir tez okunup bitirildiğinde okuyucunun kafasında yazara ait bir iz, bir söz, bir düşünce kalıyorsa, o çalışma bir parça özgün olabilmeyi başarmıştır. Bütün çalışmalarımda amacım, umudum ve dileğim, onlarca eserden yapılan alıntıların gölgesinde dahi kalmış olsa, kendi sözümü ve düşüncemi ortaya koyabilmektir. K. Popper; Açık Toplum ve Düşmanları kitabının 1 .Cilt Giriş bölümünde şöyle yazıyor: "Burada dile getirilen görüşlerden çoğu kişiseldir. Bilimsel metottan aldığı başlıca şey, kendi sınırlılığını bilmesidir. Hiçbir şeyin kanıt-lanamayacağı yerde kanıtlamalara kalkışmaz ve kişisel bir görüş sunmaktan ileri gidemeyeceği yerde de bilimselmiş gibi gösteriş yapmaz. Eski felsefe sistemlerini bir yenisiyle değiştirmeye kalkmaz. Bugünlerde moda olan cinsinden tarihin ve kaderin metafiziğine, bütün o bilgelikle dolu ciltlere katkıda bulunmaya çalışmaz. Daha çok bu kâhince bilgeliğin zararlı olduğunu, tarih metafiziğinin sosyal reform meselelerine bilimin bölük pörçük metotlarının uygulanmasını engellediğini göstermeye çalışır. Ve bunun ilersinde kendi kaderimizin yapıcıları olabileceğimizi de göstermeye çalışır -yeter ki onun kâhini gibi poz vermekten kaçınalım ".5 O Kari Popper olarak bunları söylemiş ve burada durmuşsa, en az tarih kadar eski, en az kader kadar çok bilinmeyenli ve en az tarih ve kader kadar insana odaklı yöneüne-yönetilme ilişkisinin problematiğinden doğan konularda yazarken, çok bilimsel olmakla bu sorunların çözülemeyeceğinin, birkaç yüzyıldır aynı konuda aşağı yukarı aynı literatürü izleyip aynı terminolojiyi kullananların da bu sorunları çözemediklerinin (yalnızca, belki tezlerini daha iyi ve ikna edici olarak gerekçelendirdiklerinin) farkında olmak ve bir yerde durmak; akademik terbiye ve nezaketin gereği olmaktan öte, konunun doğası gereği yetkin olunamayacağının bilincinden doğan bir hak hatta bir sorumluluktur. Çözümsüzlük, izlenen yöntemin bilimsel olmamasından değil, tartışılan konunun bilimsel akıl yürütme ve çıkarımlara yeterince elverişli olmamasındandır. Eksiğe ve hataya düşmek kaçınılmazsa, nedeni doğru bir bilimsel yöntem izlememek değil, hangi yöntemi izlersek izleyelim, kendi sınırlarımız içindeki akıl yürütmelerimizin her zaman eksik ve yetersiz kalacak olmasıdır. İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ BOLUM MEŞRUİYETE İLİŞKİN KAVRAMSAL ÇERÇEVE I. TERİM VE ANLAM İÇERİĞİ 17 A. Tanım-Tarihçe ve Kavramsal Evrim 17 1. Tanım ve Tarihçe....?. 17 2. Kavramsal Evrim 20 a. Konuya Girerken: Hukukla Meşruiyetin İlişkisini Başlangıçta ve Doğru Olarak Kurmanın Gerekliliği 20 b. Dinsel Meşruiyet 21 c. Rasyonel-Hukuki Meşruiyet 24 B. Meşruiyeti Anlam Bakımından Yakın Kavramlarla Karşılaştırma: Terim ve Anlam Sorunu 29 1. Genel Olarak 29 2. Yasallık ve Meşruiyet 3 1 a. Yasanın Yapılış Yöntemi- İçeriği ve Yasallığa İlişkin Genel Bir Değerlendirme 31 b. Yasanın Denetimi ve Yorumunun Meşruiyete Katkısı 34 c. Yasallığı Meşru Kılan Koşullar 37 3. Hukukilik ve Meşruiyet 40 4. Meşruiyet-Yasallik-Hukûkilik: Anlam Alanında Benzeşme ve Ayrışma Noktalan 44 5. Hukuki Meşruiyet-Siyasî Meşruiyet 46 C. Rasyonel - Hukuki Meşruiyetin Kavramsal Öncülleri 48 1. Konuya Giriş 48 2. Toplumsal Sözleşme 49 3. Kuvvetler Ayrılığı 57 II. ANAYASAL DEVLETTE MEŞRUİYETİN ODAKLANDIĞI ALANLAR-KONULAR 59 A. Hukuk-Siyaset İlişkisi İçinde Devleti Meşruiyet Ekseninde Tanımlamayı Sağlayacak Bir Bakış 59 1. Genel Olarak 59 2. Devlet-Hukuk İlişkisi Temelindeki Farklı Yaklaşımlar Bağlamında Meşruiyetin Aldığı Görünüm 62 3. Hukuk Devletinde Meşruiyet 66 4. Meşruiyet Bunalımının Doğuş Nedenleri: Genel Bir Açıklama 68 5. Anayasal Devlette Meşruiyet 71 a. Konuya Giriş 71 b. Anayasal Devletin Temel Kavramları: Anayasa-Anayasallaşma-Anayasacılık 72 c. Anayasal Devlet-Demokrasi Paradoksu: Var mıdır?- Nasıl Aşılır? 77 d. Demokratik Yönetimleri Sınırlama Zorunluluğunun Gerekçeleri 81 e. Demokratik Yönetimleri Hukukla Sınırlamanın Yol ve Yöntemleri 85 f. Hukuk Devleti-Demokrasi-Anayasal Devlet İlişkisini Kavramların Özlerine Sadık Kalarak Yeniden Düşünmek 87 B. Siyaset - İktidar ve Demokrasiye Ait Tanım ve Sorun Alanları 93 1. Tanımlar ve Tanım Alanındaki Meşruiyete İlişkin Sorun Potansiyelleri 93 a. Siyaset ve Siyasetin Meşruiyeti 93 b. İktidar ve İktidarın Meşruiyeti 104 c. Demokraside Meşruiyeti Aramak İçin: Demokrasi Algımızı Biçimleyen Düşünceler 108 2. Demokrasiye Karşıtları Üzerinden Bir Bakış: Otoritarizm ve Totalitarizm 11 1 a. Giriş 1 1 1 b. Otoritarizm 113 c. Totalitarizm - Mutlakiyet 116 İKİNCİ BÖLÜM ANAYASAL DEVLETTE DEMOKRASİNİN MEŞRUİYETİ VE DEMOKRATİK MEŞRUİYET ALANLARI I. MEŞRUİYET TARTIŞMALARINA YÖN VEREN SORULAR ÇERÇEVESİNDE DEMOKRASİDE MEŞRUİYET SORUNU 121 A. Konuya Girerken Tekrar Demokrasi 121 B. Demokrasinin Meşruiyeti 124 C. Demokrasinin Meşruiyetini İki Farklı Anayasal Model İçinde İncelemek: Liberal ve Cumhuriyetçi Meşruiyet Anlayışları 128 D. Demokratik Meşruiyet 131 E. Anayasal Devlette Meşruiyetin Başlıca Göstergeleri 137 1. Yönetenin Sorumluluğu 137 2. İktidarın El Değiştirmesi 144 3. Kamusal Otoritenin Kullanımı 147 4. Hak ve Özgürlüklerin Anayasal Güvenceleri 149 a. Anayasal Demokrasilerde Hak ve Özgürlüklerin Anlamı-Kavramsal İçeriği 149 b. Anayasal Hakların Pozitif Kaynakları 153 c. Anayasal Devletin Özgürlük Sağlama ve Koruma Potansiyeli 155 ca. Genel Olarak 155 cb. Anayasal Sınırlamalar Yoluyla 156 cc. Yasalar Yoluyla 159 d. Anayasal Demokrasilerde Özgürlüklerin Toplumsal Uzlaşmanın Konusu Olması 160 5. Özgür ve Engellenmemiş Siyasal Muhalefet 162 6.Anayasal Sistemin İstikrarı 166 II. DEMOKRATİK MEŞRUİYET ALANLARI 169 A. Siyasi İktidarın Kaynağında Aranan Meşruiyet ya da Egemenliğe Yeniden Bakış 169 1. Klasik Egemenlik Anlayışının Kökleri ve Evrimi 169 2. Klasik Egemenlik Kuramının Eleştirisi Üzerinden Geliştirilen Yeni Egemenlik ve Meşruiyet Tezleri 180 3. 20. Yüzyıl′da Klasik ve Modern Egemenlik Anlayışlarını Yeniden Düşündüren Bir Egemenlik Kuramı: Schmittyen Egemenlik 185 4. Genel Bir Değerlendirme 190 B. İktidarın Kullanımında Aranan Meşruiyet ya da Egemene Yeniden Bakış 194 1. Meşruiyeti Çoğunluğun Eylem ve Kararlarında Aramak 194 a. İlkesel Bir Değer Olarak Sınırlı Çoğunluk 194 b. Demokrasiyi Bir Tehdit Aracı Olarak Çoğunluk 195 c. Çoğunluğun Sınıflandırılmasının Yol ve Yöntemleri 196 2. Anayasal Devlette Demokratik Meşruiyetin Kurucu Unsuru Olarak Çoğulculuk 202 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ANAYASAL DEVLETTE HUKUK VE HUKUKİ MEŞRUİYET ALANLARI I. ANAYASAL DEVLETİN MEŞRUİYETİ YA DA HUKUK İÇİNDE VE HUKUK YOLUYLA ANAYASAL DEVLET 207 A. Anayasal Devletin Hukuk İçin ve Hukuk Yoluyla Varlık Kazanması 207 1. Hukukun Anayasal Devlete Meşruiyet Kazandırma İşlevi 207 2. Hukukun Anayasal Devlette Meşruiyet Kazanma Koşulları 209 a. Meşru Hukuk Meşru Yasalardan Beslenir 209 b. Meşru Hukuk Siyasetten Bağımsızdır ve Toplumu Özgürleştirir 211 c. Meşru Hukuk Demokratik Süreçler İçinde Şekillenir 220 d. Meşru Hukuk, Hukuk Devletinin Koruması Altındadır 222 B. Anayasal Devletin Meşruiyetinde Yargının Rolü 225 1. Bir Devlet Fonksiyonu Olarak Yargı 225 2. Anayasal Devlette Meşruiyetin Temel Koşulu Olarak Bağımsız Yargı 228 a. Genel Olarak 228 b. Yargı Bağımsızlığı: Anlamı-Önemi - Temel Kavram ve İlkeleri 232 c. Yargı Bağımsızlığının İlkesel ve Kurumsal Koşullan 238 II. ANAYASA YARGISININ MEŞRUİYET KRİTERLERİ ANAYASAL DEVLETTEKİ VARLIK NEDENİ - ROLÜ-İŞLEVİ 242 A. Hukuk Devletinde Anayasa Yargısının Ortaya Çıkışı 242 1. Şeklî Hukuk Devletinin Yapısı İçinde Anayasa Yargısının Ortaya Çıkışını Hazırlayan Koşullar 242 2. Hukuk Devletinin Anayasa Yargısı İle Tamamlanması: Şeklî Hukuk Devletinden Maddi Hukuk Devletine 244 B. Anayasal Devlette Anayasa Yargısını Kurumsallaştıran Nedenler 248 1. Konuya Giriş 248 2. Anayasal Devlette İktidarlar Dengesinin Korunması ve Devletin Farklı Organları Arasındaki Yetki İhtilâflarının Çözüm Yeri Olarak Anayasa Yargısı 250 3. Siyasi İktidarın Sınırlanması Aracı Olarak Anayasa Yargısı 254 4. Temel Hak ve Özgürlüklerin Korunmasının Aracı Olarak Anayasa Yargısı 260 C. Anayasa Mahkemesi Kararları Bağlamında Bir Meşruiyet Değerlendirmesi 268 1. Anayasa Yargısında "Yorum"dan Doğan Sorunlar 268 2. Anayasa Yargısında Yargıcın Yetkisini Sınırlamada Bir Yöntem: Judicial Self-Restraint 274 3. Genel Bir Değerlendirme 276 D. Anayasa Yargısının Demokrasi ve Demokratik Kurumlar Karşısında Konumu 288 1. Konuya Giriş 288 2. Yasama ve Yürütmenin Demokratik Meşruiyetine Getirilen İtirazlar Bağlamında Savunulan Yargı Meşruiyeti 295 3. Yargı Organlarının Siyasi Sistemin Temsili ve Demokratik Niteliğine Olumlu Katkısı Bağlamında Savunulan Meşruiyet 296 E. Anayasa Yargısı Yoluyla Hukukun Siyasallaşması ve Siyasetin Hukukileşmesine Karşı Önlemler 298 SONUÇ: TÜRKİYE 301 KAYNAKÇA 315