Vedat Kitapçılık
Kargo Gönderim Saatleri;
Hafta İçi Saat 16:00 'ya kadar
Cumartesi Saat 11:00 'e kadar
Kartlarına Taksit
Seçeneklerimiz Vardır!
Banka Hesap Bilgilerimiz
Destek
HATTI
0212
240 12 54
240 12 58
Favori
Listenizde
Ürün Yok!
Sepetinizde
Ürün Yok!
Yeni Çıkan Yayınlar:      Nisan (68)      Mart (140)      Şubat (116)      Ocak (138)

Uluslararası Hukuk Perspektifinden Self-Determinasyon ve Ayrılma

Uluslararası Hukuk Perspektifinden Self-Determinasyon ve Ayrılma



Sayfa Sayısı
:  
228
Kitap Ölçüleri
:  
16*24
Basım Yılı
:  
2017
ISBN NO
:  
9786056693793

1.200,00 TL









1990'lar da Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana yaşanan küreselleşme süreciyle birlikte uluslararası toplum bir yandan

bütünleşirken öte yandan parçalanarak ufalanmaktadır... Bu karmaşık süreçte uluslararası hukuk sisteminin merkezinde yer

alan ulus-devlet, egemenlik ve ülkesel bütünlük ilkeleri hızla aşınmaktadır. Devleti olmayan halklar, uluslar, azınlıklar ve diğer

birimler devletlerin imrenilen kulübüne girmek için self-determinasyon ve ayrılma hakkına sarılmaktalar ve terörizm ve gerilla

savaşı gibi asimetrik yöntemlere başvurmaktadırlar...

Dünyada hali hazırda 26 tane self-determinasyon amaçlı yıkıcı aktif silahlı çatışma yaşanmakta; bu aktif silahlı çatışmalara

ilaveten 55 tane de potansiyel mücadele devam etmektedir. 1988'den bu yana 32 tane self-determinasyon sorunu çözüme

kavuşturulmuş olmakla birlikte bunların bir kısmı her an patlamaya hazırdır. Halen Filistin, Keşmir, Batı sahra, Quebec, KKTC,

Kuzey İrlanda, Korsika, Güney Osetya , Abhazya , Gagavuzya, Trans-Dinyester, Dağlık Karabağ, Krayina Sırp Cumhuriyeti ,

Darfur, Kırım, İskoçya, Katalonya ve Kuzey Irak vs. çözüm beklemektedir.

Yapılan literatür taraması sırasında sömürgecilik sonrası dönemde ayrılıkçı self-determinasyon konusunun yabancı literatürde

son derece önem kazandığı ve konuya ilişkin kitap ve makale sayısında büyük bir artış olduğu gözlemlenmiş. Türk

literatüründe ise self-determinasyon konusunu ele alan çok az çalışma yapıldığı ve bu çalışmaların büyük çoğunluğunun

sömürgecilik dönemine ilişkin olduğu gözlemlenmektedir. Bu durum son derece dinamik bir konu olan self-determinasyon ve

ayrılma konusunda yeni kaynaklar ışığında güncel çalışmaların yapılmasını gerektirmektedir. Bu eser Türk literatüründeki söz

konusu boşluğu doldurmak ve katkı yapmak için kaleme alınmış.

(Tanıtım Bülteninden)