Vedat Kitapçılık
Kargo Gönderim Saatleri;
Hafta İçi Saat 16:00 'ya kadar
Cumartesi Saat 11:00 'e kadar
Kartlarına Taksit
Seçeneklerimiz Vardır!
Banka Hesap Bilgilerimiz
Destek
HATTI
0212
240 12 54
240 12 58
Favori
Listenizde
Ürün Yok!
Sepetinizde
Ürün Yok!
Yeni Çıkan Yayınlar:      Nisan (50)      Mart (140)      Şubat (116)      Ocak (138)

Orman Ormancılık Kavramları Ve Terimleri Sözlüğü

Orman Ormancılık Kavramları Ve Terimleri Sözlüğü



Sayfa Sayısı
:  
1409
Kitap Ölçüleri
:  
16x23 cm
Basım Yılı
:  
2011
ISBN NO
:  
9786055593322

800,00 TL









öNSöZ









Bu sözlüğü yazma gereksimini neden duydum. Yarım asrı geçen hayatımda bazı soruları kendime sordum ve cevap aradım. Ülkemizde ve Dünyamızda siyasi-ekonomik-askeri-kültürel ve ahlaki alanlarda bazı şeyler yanlış gidiyordu hep. Bunun nedeni neydi? Bu yanlış gidişten ülke insanımız ve insanlık hoşnut muydu? Ya da neden mutsuzdu? Mutluluğun kaynağı nedir? Mutsuzluğun ise; nedenleri ne? Etrafımızdaki şu varlık âleminin temel unsuru olan maddenin ve eşyanın hakikati nedir? Hayatın kaynağı nedir? insanın canlılar içinde yeri ne? insan, nasıl bir varlık kendimize yönelerek hiç düşündük mü? Çevremizde hazır bulupta tükettiğimiz, bilinçsizce ve acımasızca yok ettiğimiz şu güzel doğamızda, şu bedenimizde ya da varlığımızda hak edipte kazandığımız bize ait ne var? içersinde bulunduğumuz hangi ortam, tükettiğimiz kaynak, kullandığımız hangi imkan ya da uzvumuz bizim kazanımımızın eseri ya da çabamızın sonucu bize verildi acaba?






Bu soruları sorarak kendimizi sorguladık mı hiç? Hepimizin eğitim-öğretime dayalı bilgisinde veya yaşayarak deneylediğimiz tecrübi bilgisinde olan gerçek şu ki; sonsuz gibi gözüken bu imkan ve kaynaklar ile şu mükemmel varlığımız bize doğrudan karşılıksız verilmiştir. Önem ve kıymetini bilerek, sorumluluk bilinciyle davranması gereken biz- bizleriz.Yani akıl sahibi ve bilinç yüklenicisi olan insan...






Kusursuz, mükemmel ve nihayetsiz imkan ve güzellikte bir dünyada yaşıyoruz. Nerdeyse sonsuz gibi gözüken binlerce cins ve türde bitki ve ağaçlar, farklı renk ve kokuda çiçekler, yine binlerce türde ve güzellikte Kuşlar, Balıklar, Kelebekler ve Hayvanlar ile milyonlarca farklı bilinç, kabiliyet ve güzellikte insanlarla dolu bir dünyayı ve hayatı birlikte paylaşıyoruz. Bize karşılıksız olarak bahşedilmiş şu varlık aleminin ve kusursuz işleyen ekolojik sistemin kıymetini, akıl sahibi olarak bizler anlamalı değil miyiz? Bazı şeyleri kendimiz için üretirken, kaynakları acımasızca tüketip çevreyi kirleterek doğayı yok etmekten başka ne yapıyoruz? Bunu hiç düşündük mü?






işte bu ve benzeri sorular beni, madde, insan, kâinat ve hayat gerçeğini ve problemlerini araştırmaya yöneltti. Bu soruların cevabı ayrı ve kapsamlı bir çalışma konusu. Bu çalışma, hayatın kaynağı olan doğanın temel unsurlarının ve güzelliklerinin vazgeçilmez şekilde korunması gerekliliğini ortaya koydu. Bu konudaki kırk yıllık bir bilgi birikimimizi oldukça sadeleştirerek doğaya ilişkin korunması gereken unsurları bu yapıtta aktarmayı ve sizlerle paylaşmayı uygun buldum.







Hayat mekânımız olan Dünyamızı kirletir, doğal kaynaklarımızı acımasızca tüketirsek, bize bu imkânları karşılıksız bahşedecek başka bir mavi gezegen bulabilir miyiz ne dersiniz? Bu sorunun cevabı en azından şimdilik hayır. Elbette bugün için, insanlık belki yakın gelecekte ya da ileride dünyayı terk etmek zorunluluğuna düşüp de, uzaya giderek bir yerlere yerleşesiye veya uzayda bir yerlerde mekân tutasıya kadar, dünyamızda kalmak ve hayatı birilikte paylaşmak ve tükenmez zannettiğimiz kaynakları bilinçli ve dikkatli kullanmak zorundayız.







Hayatın kaynağı olan Hava, Su, Toprak, Ateş- Güneş ten oluşan şu dört önemli unsuru ve bunların türevlerini ciddiye alarak, israf etmeden, kirletmeden, bozmadan ve yok etmeden bizim için olan önemini ve değerini anlayarak, bilerek ve takdir ederek, sevgiyle, özenle, dikkatlice ve bilimsel koşullarda yaralanmamız ve kullanmamız ya da bilinçli tüketmemiz gerekir. Bu gereklilik sadece bir öneri olmaktan öte aynı zamanda zorunluluktur da.






Çünkü; küresel ısınma nedeniyle kutuplarda buzullar eriyor, topraklar erozyonla yok olarak hızla çölleşiyor, doğal yaşam koşulları canlıların aleyhine değişiyor, doğadaki ekolojik denge bozuluyor, canlı yaşam hayatiyetini yitiririken, ağaçlar, bitkiler ve hayvanların sayıları azalıyor ve türleri yok oluyor. Bugün, Ozon tabakası delinmiş, havası kirletilmiş, su kaynakları kurutulmuş, ormanları yakılmış ve talan edilmiş, yeraltı kaynaklan insafsızca tüketilmiş, toprakları erozyona maruz ve çölleşmeye bırakılmış, tarım ve hayvancılığı terk etmiş, nü-füsun artması sonucu hızla çarpık kentleşen ve metropolleşen bir dünyada yaşıyoruz. Dünyanın akciğerleri konumunda olan Amazon ormanları ve diğer ormanların yok edilişi ile beraber, biyolojik, nükleer ve kimyasal atıkların çoğalması ozon tabakasının delinmesi sonucunu doğurmuş ve böylece dünyamızda yaşayan canlıların doğal korunma kalkanı zayıflamış, güneşin faydalı ışınlarının yanında zararlı ışınlarından bizi koruyan ve doğal filtre görevi yapan ozon tabakasının zayıflayıp açılması sonucunda, canlı hayatın ölümcül hastalıklara ve tehlikelere maruz kaldığı bugün bir gerçektir. Geleceğin en önemli sorunları; doğal ve temiz beslenme zorluğu, genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO), hormonlu yiyeceklerden korunma, gıdasızlık ve temiz su tüketimi ve temiz çevre, temiz hava olacaktır. Belki de geleceğin savaşları su ve tabii enerjilere sahip olma dürtüsünden ya da gereksiniminden kaynaklanacak denebilir. Umarım insanlık bilinci kendisini hızlı bir şekilde toparlar da, yaşam mekânımız olan dünyamızı koruma, canlandırma ve gençleştirme çabasını gösterir. Böylece, evrensel haklara, doğal canlı hayata ve insan yaşamına ve temel haklarına saygılı bir geleceğe dünyayı hazırlar. Bu mümkündür diyorum.








işte bunun vazgeçilmez yolu, hayatın doğal kaynaklarını bilinçli bir şekilde ve sevgi ile korumaktan geçer. Bunun asgari şartı insanlığı bu konuda bilinçlendirme çabasını, öncelikle gelişmiş milletlerin sonra diğerlerinin göstermesi gerekir. Bu konuda ortak anayasal ve yasal düzenlemeler küresel kapsamda yapılmalı, bu güne kadar yapılan düzenlemeler, alınan tedbirler ve uygulamalar hiçbir koşulda ve şekilde yeterli kabul edilmemelidir.






Doğal ekolojik dengenin korunmasında ağaçlar ve ormanların yeri çok büyük ve önemlidir. Yeryüzünün yeşili, ağaç ve ormanları çoğaldığında, bu çoğalma olgusu yağış ve yağmuru davet eder. Yağış ve yağmur ise; yeşili canlandırır ve korur, yeraltı su kaynaklarını besler. Yeşil ve ormanlar ise; havayı temizler ve temiz tutar. Ozon tabakasını onarır ve güçlendirir. Ormanlar ve Ağaçlar, verimli toprakların aşınmasını ve erozyonunu engelleyerek toprakların kelleşmesini ve çölleşmesini önler. Aynı zamanda ormanlar, yaban hayatını zenginleştirir, ismini bile bilmediğimiz binlerce hayvan ve böcek türü ormanlarımızda yaşamaktadır. Tabii ki denizi ve deniz hayatını da hiç unutmamak gerekir. Nükleer felaketlerle boğazları ve denizleri bile kirlettiğimizi düşünürsek hassasiyetlerimiz daha da artmalı, dikkatimiz çoğalmalıdır. O halde; bize hayat veren, onlarla birlikte var olduğumuz, doğal yaşam ve yaban hayatı SOS vermeden, ′′imdat beni bir kurtaracak yok mu?" demeden, her doğan çocuk için artık gönüllü olarak en az 10 ağaç dikmeliyiz. Bütün milletler ve devletler için, bu eylem tercih nedeni ya da yasal zorunluluk olmalıdır. Dünya üniversiteleri ve üniversitelerimiz yanında, TEMA VAKFI gibi, ülkemizde ve dünyamızda kurulmuş bulunan benzer vakıfların, derneklerin, resmi kurumların ve gönüllü kuruluş ve oluşumların HABİTAT-DENİZ TEMİZ toplantıları, ağaçlandırma eylem ve çabalarının nedenli önemli
olduğunu hemen hatırlamak gerekir. Bu türden olan samimi gayret ve çalışmalara desteğimizi asla esirgemeyelim derim. Çünkü biz, etrafımızdaki canlılarla ve bize hazır olarak sunulmuş şu ortamla birlikte varız. Ne zaman ki : Canlı hayatın simgesi ve yaşayan en güzel örnekleri olan bitkiler, ağaçlar, hayvanlar ve onlara hayat imkânı sağlayan şu kusursuz ortam yok olur, o zaman bizde yokuz demektir. Bu yadsınamaz gerçeğin her zaman bilincinde olalım, hatırlayıp gereğini yapalım, işte beni bu sözlüğü hazırlamaya yönelten bilinç ve ruhsal etken buydu.







Esasen; isim, kelime, terim ve kavramların zenginliği bir milletin sağlıklı düşünmesinin yapı taşlarıdır. Kullanılan bütün isim, terim ve kavramlar ne kadar bilimsel ve genel kabulü içeriyorsa o kadar o milletin düşünce dağarcığını geniş tutar. Bir milletin sahip olduğu dilinin zenginliği, o dilin içerdiği isim, kelime, terim ve kavramların zenginliği ile doğru orantılıdır. Ne kadar o dilde insanın düşünme yeteneğini artıran isim, kelime, terim ve kavram varsa o millet o kadar sağlıklı düşünür ve bilime bağlı kültür ve medeniyet üretebilir. Aksi durum ise, düşünme yeteneğinden uzak cahil toplumları oluştururki; bilimsel ve kültürel zenginliği olan toplumların etkisi ve baskısı altında kalmaya ve ezilmeye mahkumdurlar. Dolasıyla isim, kelime, terim ve kavramlar zenginleştirilerek bilimsel ve genel kabulü içerir hale gelmedikçe, o millet doğru düşünemediği gibi bilimsel ve kültürel gelişime bağlı kalıcı bir medeniyet de oluşturamaz. Tarih bunun birçok olumlu ve olumsuz örnekleriyle doludur.





Bu konunun önemi nedeniyle orman ve ormancılık konusundaki kavram ve terimleri içeren bir terimsel ve kavramsal sözlük hazırlamayı düşündüm. Daha önce bu ve benzer konularda ziraat ve orman fakültesi öğre-tim üyesi olan değerli öğretim üyesi hocalarımızın, ziraat ve orman mühendislerimizin ve bilim adamlarımızın özgün çalışmalarını takdirle karşılamak gerekir.








Biz bu çalışmamızda benzerlerinden farklı olarak, bu konuda yazılı ve basılı sözlükler yanında, Türk Dil kurumunun Büyük Türkçe Sözlüğü başta olmak üzere, bilimsel konularda hazırlanmış bilimsel terim ve kavram sözlüklerini ve büyük ansiklopedileri, internette yayımlanan benzer madde ve kavramlardan da yararlanmak suretiyle yaklaşık yüz bini aşkın kelime, terim ve kavramı taramak suretiyle elinizdeki sözlüğü hazırladık. Sözlüğümüzde yer alan Kelime, Terim ve Kavramları, yaralandığımız kaynakların özgün anlatım ve ifadelerine birebir bağlı kalmaksızın yeniden kaleme aldık. Kendi özgün çabamızla sözlüğe yeni kavram ve terimler ekledik. Bu sözlükte dikkati çeken nokta şudur; sözlüğün alfabetik harflere göre taşıyıcı kavramlarının hayatın kaynağı olan dört unsurla ilgili olduğu görülür ve sözlük bu içeriği ile aynı zamanda önemli bir mesajı içermektedir. Örneğin; A harfi; Adem, Ağaç-lar, Ateş, B harfi; Bilim, Biyoloji, Bitki, Botanik, C harfi; Canlı-sız, Coğrafya, Ç harfi; Çevre, D harfi; Denge ve Doğa, E harfi; Ekoloji, Enerji, Evren, F harfi; Fizik, Fizyoloji, Farmakoloji ve Farmakoknozi, G harfi; Gen ve Genetik, H harfi; Hidroloji, Hava, Hayat, I harfi; Irk, i harfi; İklim, İlim, insan, J harfi; Jeoloji, K harfi; Kainat, Kara. Küresel, L harfi; Lejant, Litosfer, M harfi; Madde, Mekan, Mera, Meşcere, N harfi; Niş, Nüfus, O harfi; Orman, Ormancılık, Oksijen, Ö harfi; Ölçüm, Ölüm, P harfi; Populasyon, R harfi; Radyasyon, S harfi; Şu, Step, Ş harfi; Şifalı bitkiler-otlar, T harfi; Tabiat, Toprak, U harfi; Ulaşım, Uygarlık, Ü harfi; Üreme, Üretim, V harfi; Vejetasyon, Y harfi; Yaşam, Yağmur, Yeşil, Z harfi; Zaman, Zeytin, Ziraat, gibi kelimeleri hemen bize hatırlatır.







Sözlükte Orman ve ormancılık kavramları ve terimlerine, orman yasasındaki tanım ve anlatımlar ve orman suçları dikkate alınarak yer verilirken, ayrıca ilgisi ve bağı nedeniyle Coğrafya, Çevre, Doğa, Ekoloji, Hidroloji ve Botanik bilimlerine ilişkin terim, kelime ve kavramlarına da yer verdik. Ancak bu konuda kelime, kavram ve terimlerin çok geniş ve kapsamlı olması nedeniyle bu bilimlerdeki tüm kelimeleri sözlüğümüze alamadık. Botanikle ilgili kelimelerde binlerce örneğinden önemli bir kısmını, farklı metotlarla seçerek örneklemeler yaptık. Seçilen konularla ilgisi dikkate alınarak kelimeleri seçici davrandık. Bitkilerin her dilde (Arapça, Farsça, Türkçe, ingilizce, Almanca, Fransızca, Latince vs.) ilk kez ne zaman kullanıldığı bile bilinmeyen özel bir adı vardır. Örneğin; Ayn-ı sefa, Haşhaş, Lahlap, Kişniş, Mahlep, Mahmuza, Safran, Zahter, Colchicum, Fragaria vesca, Celtis australis C. glabrata, Morus alba, Akşamsefası, Civanperçemi, Hanımeli, Güveyfeneri, Çarkıfelek, Ballıbaba, Aslanağzı, Bektaşiüzümü, Cinsaçı, Kadıntuzluğu, Çobançantası gibi bu güzel ve anlamlı adlar genellikle bitkinin dış görünüşünü ya da belli bir özelliğini ve halkın düşgücünü yansıtırlar. Bu bağlamda bitkilerin karada ve denizde yaşayan birçok hayvan isimleriyle, meyve isimleriyle ve doğada bulunan diğer nesnelerle adlandırıldığı görülür.








Her bitki türünün milletlere göre bilinen yaygın adından başka, botanik biliminin literatüründe kabul edilen ve bilim adamlarınca genel kabul gören ve iki sözcükten oluşan Latince bir adı vardır. Bu Latince adlandırma genelde iki veya üç sözcükten oluşur. Bu sözcükler cins, tür, alt tür olarak sıralanır. Bitkilerde iki sözcüklü adlandırma sistemini ilk kez 18. yüzyılda İsveçli botanikçi Carolus Linnaeus (1707-1778) geliştirmiştir. 1753te yazdığı Species Plantarum (Bitki Türleri) aö başyapıtında bitkileri önce Latince cins adıyla, sonra o türü aynı cinsin öbür türlerinden ayırt eden değişik bir özelliğiyle adlandırmayı öneren Linnaeus bugünkü bilimsel adlandırma sisteminin öncüsü sayılır. Bir bitkinin tam olarak tanınabilmesi için ünlü İsveçti botanikçi Linnenin Biner Nomenclatür ya da ikiliadlandırma yöntemi, günümüzde halen kullanılmaktadır. Bu yönteme göre bir bitkinin adı genel olarak iki sözcükten oluşmaktadır. Birinci sözcük cins, ikinci sözcük ise tür adıdır. Örneğin; Cystus ladaniferus L Pinus silvestris L Acerplatanoides L Picea orientalis (L) Link. Cystus ladaniferus L. örneğinde; birinci sözcük olan Cystus cinsi, ikinci sözcük olan ladaniferus tür′ü, L. harfi ise bu bitkiyi isimlendiren botanikçi Linneyt ifade eder.Yine İsviçreli ünlü botanikçi Pierre Edmond Boissier (1810-1885) de bu sisteme katkıda bulunmuştur. Orchis anatoliaca (L.) Boiss. örneğirde ise Boiss. Edmond Boissier′i ifade eder. & L. ssp. sözcüklerinde ssp. kavramı alt tür′ü ifade eder anatolia gibi. & L. ssp. var sözcüklerinde var kelimesi ise varyeteyi-çeşitliliği ifade eder. Parantez içindeki (L) ise, ünlü botanikçi Cari von Linneyi, Mil>. ise, Miller - Philip Milleri (1691-1771) ifade eder. Tür adı çoğunlukla yere, şahsa, bitkinin çok önemli bir özelliğine veya bitkinin bulunduğu ormana göre verilen bir isimdir. Bitkilerin nasıl sınırlandırıldığını ve adlandırıldığını daha iyi anlayabilmek için aşağıdaki örnek yararlı olabilir. Dut′un Latince adı Morustur. Ama bu bitkinin birçok türü vardır. Bu türleri birbirinden ayırt etmek için, meyvelerinin rengini belirten Latince sözcükler de bitkinin bilimsel adına eklenmiştir. Örneğin; beyaz dutun bilimsel adı Morus alba, kara dutunki Morus nigra, mor dutunki de Morus rubradır. Çünkü Latince alba, nigra ve rubra sözcükleri sırasıyla beyaz, kara ve morumsu kırmızı anlamına gelir. Bütün bu bitkiler Morus cinsinin bireyleri, yani türleridir.








Bitkiler gibi, yeryüzünün her yerinde ve her ortamında hayvanlar da yaşamaktadır. Kutup bölgelerinde, okyanusların dibinde ve çöllerde... Canlılar aleminde hayvanlar, bitkilerden hemen sonra gelmektedir. Canlı hayatın devamı için bitkiler kadar hayvanlarda çok önemli ve değerlidir. Bu bağlamda doğada, Flora. Fauna ve Habitatçok önemli kavramlardır. Biz, zooloji biliminin konusu olan hayvanları, sözlüğümüzün konusu dışında kaldığı için almadık ve içeriği dışında tutulmuştur. Sadece birkısım hayvanların isimlerini model örnekleme şeklinde verdik. Bu nedenle bazı kelimeleri okuyucu ya da kullanıcı bu sözlükte bulamazlarsa kendi konusunda hazırlanmış ilgili bilimsel sözlüklere ayrıca bakmaları gerekir. Bu konuda fazla iddialı değiliz ama örneği ilk olan bu sözlüğün faydalı olmasına özen gösterdik.






Biz bu sözlükte alışılmışın dışında, yapıtın hazırlanış nedeni olan kavram ve konularda oldukça uzun bir genel bilgilere giriş bölümünü yazdık. Bu bölümü yazmaktaki amacımız; doğadaki dengeyi oluşturan dört unsurun ve temel kuvvetlerin aslında birbirinden asla ayrılmaz ve ayrılamaz şeyler, olgular ve gerçeklikler olduğudur.






Elinizdeki bu sözlük, hazırlanış yöntem ve tekniği itibariyle yüzyılın ilk örneğidir denebilir. Bu kıymetli çalışmayı Orman Fakülteleri, Eczacılık Fakülteleri ve Ziraat Fakültelerinde ve Mühendislik Fakültelerinin Çevre Mühendisliği bölümlerinde ders veren değerli Öğretim Üyelerimize ve kıymetli Öğrencilerine, Çevre ve Orman Bakanlığında, Orman Genel Müdürlüğünde ve Orman Bölge Müdürlüklerinde görev yapan ve ayrıca serbest olarak çalışan Orman Mühendislerine ve Orman Yüksek Mühendislerine, Orman Teknikerlerine, Çevre, Peyzaj ve Jeoloji Mühendislerine, il ve ilçe Ziraat Müdürlüklerinde görev yapan ve serbest çalışan Ziraat mühendislerine, Ziraat Yüksek Mühendislerine ve Ziraat Teknikerlerine, Bakanlık ve Genel Müdürlük Hukukçularına, Eğitim Daire Başkanlıklarına, Hukuk Müşavirliklerine, Orman Mühendisleri Odasına, Ormancılar Derneği ile TEMA Vakfı üyelerine, ayrıca değerli Hukukçularımıza, Avukat ve Hâkimlerimize, bilim adamlarımıza ve doğayı sevenlere, dünya insanına yararlı olacağı düşüncesiyle bu sözlüğü hazırladık.






Sözlüğün, kelime ve kavramlar bölümünde birkısım özgün maddeleri resimlendirdik. Ekler bölümünde ise, bazı orman ağaçlarının renkli resimlerini koyduk.





Ayrıca biz sözlüğümüzün sonuna, genelde Türkiye′de ve Dünya′da hazırlanan sözlüklerde bulunmayan genel bilgilere giriş, ekler ve lejant bölümlerini ilave ettik. Memleket Haritaları lejantı ile Amenajman plan ve meşcere haritalarını okuma anahtarını renkli olarak ekledik.






ilgililerine katkılı ve sevenlerine yararlı olacağı ümidiyle ve sevinciyle,




Saygılarımla.





İlyas Çügen

Ocak 2011-Ankara








İÇİNDEKİLER








KISALTMALAR V



ÖNSÖZ IX




ALFABETİK SÖZLÜK 1



GENEL BİLGİLERE GİRİŞ 1131






Evrenin Yaratılışı ve Evrendeki Temel Kuvvetler 1134
Hayatın ve Varlığın Kaynağı Olan Doğadaki Dört Unsur 1137
A-Hava 1137
B-Su 1138
C-Toprak 1140
D-Ateş 1157
Yeryüzü ve Şu Güzel Dünyamızda Neler Var 1158
A-Bitki-Bitkiler, Nebat-Nebatlar 1158
B- Hayvan- Hayvanlar 1162
C- İnsan- İnsanlar 1163
BİLİM VE BİLİMLER
A-Doğal Bilimler 1164
B- Sosyal Bilimler 1164
C-Sayısal, Yapısal Bilimler 1168
Ormancılık Prensipleri 1169
ORMAN VE ORMANCILIK İLE İLGİLİ KURUM VE KURULUŞLAR
A- Çevre ve Orman Bakanlığı 1173
B-Orman Genel Müdüdürlüğü 1178
C-Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü 1246
D-Türkiye′deki Orman Fakülteleri ve Akademik Bölümler 1247
İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi 1248
Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi 1258
Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi 1275
E- Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 1290
F- TMMOB Orman Mühendisleri Odası 1293
G-Türkiye Ormancılar Derneği 1295
H-TEMA Vakfı 1297
I-Türkiyedeki Ziraat Fakülteleri ve Akademik Birimleri 1308
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi 1308
İ-TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası 1321





EKLER





Orman Ağaçlarından Resimli Örnekler ve Bilgiler 1329
Anıt Ağaç 1356
Yasa ve Anıt Ağaç 1365
Anıt Ağaçların Varlığını Tehdit Eden Faktörler, Önlemler 1368
Anıt Ağaç Saptama Kriterleri 1370
Anıt Ağaçların Saptanması ve Kaydedilmesi 1370
Anıt Ağaçların Korunması 1371





LEJANT





Memleket ve Amenajman Planı Meşcere Haritalarında
Memleket Haritalarında Okuma Anahtarı Lejant 1379
Amenejman Haritalarında Özel İşaretler ve Renkler Tablosu 1391
Amenejman ve Meşcere Haritalarında Semboller Tablosu 1392
Amenajman Haritaları Çizim Tekniği 1393
Lejant-Özel İşaretler 1401




KAYNAKÇA 1405